Bahitte 6 “»#aaM — aaa Topraksız zirac. . Kaliforniyada su içinde her türlü meyva ve sebze yetiştiriliyor ! Suyun içine, nebatı beslemek üzere vakit vakit kimyevi maddeler atılıyor pattıktan başka kâr da bırakıyordu. Profesör Gerike ayni usule müraca- patates, sebze ve ve muvaffak olmuş Ezelden beri biliriz ki topraksız zi- rTaat olmaz, Halbuki ilim şimdi su ve r erle dolu kapların içinde yeni bir tirme zemini ha- zırlamak istiy tesi nebat be ret eden i zirai metodu- “ A «Hidro ismini veriyor Davis'in daveti v i bir muazzam çöp Her tenekeye Dalları mahsul bolluğundan yerlere kadar sarkan bu ağaçları neden o Girkin te- yiekelere diktiklerini sorduğum za- mân profesör gülümsiyerek beni teneke kaplardan birine yaklaştırdı. Orada ağacın su içinde yüzdüğünü ve devrilmemesi için mantar çembef- lere geçirilmiş olduğunu görererek hayret ett Profesör o çembe: kaldırınca topraktan eser bile dığını ve köklerin karmukarış | halde kabın dibine kadar uzandığını | da anladım. «Bu ağacı elbette uzun müddet su- yun içinde tutmayıp hemen toprağa ksiniz, değil mi diye sordu- ada hi sına gelir. Bundar bi kanal ve göl manzarası ürzedeceğ edersek hayale kapılmamış olacağı- mız söyleniyor. bahçe batırmak v ” olduğu kimyevi madde- leri katmaktan ibarettir, Bu madde- ler demir, fosfor, bakır, kali, kalsi- yom, sodyom, çinko, kükürt, azöt ve , Profesör Gerike'nin keşfi her nebat için lâzım olan en ehemmiyetli maddeleri bulmaktan ibarettir Bu metod saj ziraate bir çok 2 nedenberi o su kabının içinde büyü- meki oldu; beş seneden beri bol ini ve her hafta muci stakbel zira- ii hakkında lâ yatı verecektir.» ziraatin boratuvarın- ton ve talaş ike” geçmez aplar vard. Saman Ge tene yo- içinde ydi. Fidanları tabaka kaldı sü İle dolu oldu arın hepsi do- lü idi ve kök içinde kabın zeminine ka- rdu, m) — Tok Tuthal nahiy altı bin liraya mates ma leri suyun dar uzaniy Verilen izahata r manzara tecrübe eseri değildi, senelerde i orada domates yetiş- or ve hektar başına 875 ton do- 1 edilyordu. Bu muaz- ân tabii bütün masrafları ka- | sonra da Tokat (A a bağlı nce aran gördüğüm miz bay Sal pılmış, evvelâ Tur iklâl marşı saygı ş Belediye adına büş öğret- Tefrika No. 61 SEVİLEN KADIN Nakleden : ( VWâ - Nü) yere yuvarlanacak- izerine koşarak vamla: kolları arasına Acıtırım da... Döv kü senin bütün ij yaptığın küf! imettir... Nankör- sün sen... Bütün ömriince sadakami Ja gçindin... İliklerinde ekmeğim var- dır... Bize kaça mal olduğunu biliyor | wusun?... Şimdi avucun iki para gör- dü, işte bize bu oyunları oynuyorsun. Birdenbire coştu. Dilinin altındaki | Dirsekle kelimeleri aza edemiyerek yay- İ avuçları içine alı rucağin yüzüne karşı tahkirleri sa- | kapısında heyulâ gibi bir vücud glörün- vurdu: dü. Bu, veremli kızdı. Sırtına birşey — Sığıntı kızl... alarak yatağından fırlamıştı. Saçı başı karmaktırışıktı. Suzanı babasına göstererek: rim de... Çün- | iliklerimize karşı « » diye hay- çin üstüne vardın böyle?2... Bayıltlın... Görmüyor musun? Genç kızın yüzüne biraz su serpti. Onu dizleri üzerinde sallıyarak ayılt- mağa çalıştı. Bedri gene masanın başına oturdu i dayadı. Çeni Bu sırada muti —! — Piç kız... —Nu — Hangi orospunun erlâdısın... Oda malüm değil... Haberin var mı?... Öğ- rendin mi şimdi ne mal olduğunu? Suzan, sendeledi. Duvara dayandı. Ba» şı dönüyordu. Bayılacak gibi olu- are z Evet... Pekâlâ memleketimizde va. şamamız kabilken gelmek is- İldinini Sergi verilse; den | ve fena toprak gibi mahzurlar bun dan sonra görülmiyecektir. Her iki ın sağhı 40 metre murabbaldır. Bir domates senede böyle bir kap 555 kli bu mw ğa nisbet lerdeki insana nafi m ta yetişenlerden İ tutulursa mi aktadır. Hidroponik tecrübe devresi geçiren bir ilim değildir, o bugün ikti- sadi bir ehemmiyet almıştır. Kalifor- r çok yerlerinde edilmiye başlandığı gibi su imal eğen fabri uyun içine i yapmak Profesör katılacak kimyevi 7 tertibat ziraatin> saçıldı. Sn Açış merasiminde bulu nanlardan bir grup Ali Riza tari bet eden ere teşekkür edilerek Bele y şmalan hakkında rilmistir izahat n. vali bay Salâ bir ifade ile aşırlard mamış olan et Be- böyle olduk. Beni de böyle rıları iş görü mecbur ediyordun Nihay« beni bir vir ne- Üzerime mi tıkadi- ik bağı- dı. Kor- p gitt He: rabildim. Ora kak herifmi Ben de ha ız para- nem var» | olu- arma, | yalnız mizi de ıkları zama; çok kıymeti sa hepsini aldıla ler kendinin değil, bizim ekme kazanıyor. Eğildi. Hemşi le: Git yavrucuğum, aramızdan ayrıl... Hiç bi bu adamlar için kendin Kendini, yalnız kendini Bedri kıpkım Suzan ufak bir baygınlık buf sonra ayılmış, bu sözleri Kalktı, üstünü başını düzeltti, Başını önüne eğdi. Kapıdan dışarı çıktı. Merdivenin altına ancak varmıştı ki, Meryem arkası sira koştu, Onu ka- pinın önünde yakaladı Beş parasız mı çıkıp gidiyorsun? — Ne ehemmiyeti var? , > «Vaz geç, aranızı bulayım!» diye- | miyorum... Zira pek sert, pek fena da; işitmiş ıs konsres ici yıldönümü ar 6 Eyi! 1999 öm inin Halk tarihi kongre salonunu kafileler helinde ziyaret etti 777 404 İk (2, ; ği , MA eye a $ > Ğ : ÜL ERİ Ls SINAS KÖKGRE' tarihi göste. iarın ve hâdisenin başladığını düsünen Afat 20 nci yıldönümü t An dığımız 4 eylül 1919 da S kut yasta yesinin de bu dire de- $ ve kurdelâyı ı içerisini gezdikten rlanan büfede izaz edilmişlerdir, Törende Ataç ve Cemal Kovalı İle ş ve erkânı da hazır bu- ük ve kumar yüzünde Yoksa, eskiden böyle başına ge alışsın ucuğum, bi- rim, Benim ha- Emin ol, anne... | ini söylerken sesini | söylemekte te- reddüd e Gözlerinder ice biliyordu: Ne bu kadının, o adamın evlâdıydı. Onlar kendi- sini kimbilir nereden bularak büyüt- | müşlerdi rine bakıy , karşılıklı, biribir den okuyorlardı. Mi tı. Genç senelerce şefkat gördüğü bu kucağa kendini attı. Ağlaştılar. Su-| fazla hıçkırıyordu. Meryem, parmaklarile onun yaşlarını sildi, Sonra ayrıldılar, Genç kız kendini sokakta artık yepyeni bir hayatın eşiğinde ol- duğunu hissetti, Bedri: hiddet buh- ranı arasında dudakları arasında ho- murdandığı bir kelime zihnine saplan- mıştı; hiç aklından çıkmıyordu: — Piçi Demek bu âile onu bir yerde bul muş, acıyarak, yahud başka bir sebep- le benimsemiş. Uzun zamandır fikrini kurcalıyan bu muamma aydınlanıwer- ardı, Düşünce- erinin gözlerir; ryem kollarını 8ç- bulunca 7 e lk 1g Atatürkün kongre salonunun hatıra defterindeki ihtisaslârı ve İnkılâp müzesi haline ge- tirilen salonun kapısı Atatürk Erzurum kongre sinden sonra yanındaki heye- tile 1919 yılı eylülünün 2 nel kı kendilerini zıncan yolu üzerinde uzaklara dar gitmek suretile istikbal ederek bağrına alm salon bu olduğu Ka: Türk ağı i çarpıyor, bu- oi tinin toplandı dar yarında gençliğinin en kut olacaktır. Burada Ata yetel anıyor Bunlarla beraber Ne eti ile Tokat mebusların temasları Tokat (Akşam) — Meb im dan bây Sıdkı A Hasip Ahmed alarında erkez kazı yüzünden s0- iye düşün. vlütlini kal n hazin yo- ağında başka hâdi- de canlanıyor! O güne gadar Bed- ini iyi tanıyanların her yerde iğri iğri kendisine ba aklına geldi Başı dönüyordu İçine fenalık geldi. Birdenbire — A... Sahi... - dedi. - Yirmi dört satlir hiç birşey yemedim. Cebini yokjadı. Biraz nikel bozuk- luk buldu. Bir fırından rek aldı, Yedi İçine birdenbire diye b b i de kaybet- ratıcı olmaklı dönme a aid» adamlar arasında yat mak... (Arkası var)