Mezuniyet yahud istirahat halinde bir asker gibi... Daima temas ettiğim bir neşeli ler grupu vardır. Kendilerile şa- ederim. Lâtifelerimi kaldırırlar; bana darılmazlar... Bu küçük kardeşlerime daha geçen gün diyordum ki: — Siz ne biçim adamlarsınız?... Ze- kisiniz, hoşsunua nükteler yuparsı- hiz... Fakat dimağınız alelâde mevzu- larla meşgul... Komşunun yeni gelini ile aptal oğlu geçinemiyorlarmış... Şu ihtiyar bekâr, şu hizmetçi kızına tut- kunmuş ta bilmem ne... Gözleriniz hayatın bu miniminicik teferrüatın- da... Onlara bakıyorsunuz; tuhaf, ya- hut feci noktalarını görüyorsunuz. Adından başlıyalım: Meşhur padişah- lardan birinin zevcesine izale ediliyor. Ne dikkate şayan maceraları olan bir kadın! Ağzınızı aradım; ona dair en kısa malümatımız yok. Şu caminin hangi sadrazam tarafından yapıldı- Fanı, şu sokağın da Yeniçeriler hâdi- sesinde en büyük dramlara sahne ol- duğunu bilmiyorsunuz, Yüksek sesle: «— Adam sen de! Ukalâlık!» demi- yorlardı amma, halime gülümsiyerek beni dinliyorlardı. «— Bugünle uğraşmıyor da aklı ne- telerde! Üstelik bize akıl öğretiyor...» Sonra, gene kendi âlemlerine dalı- yorlardı: Gülüyorlar, şakalaşıyorlar. İüraf ederim: Beni de neşeleri içinde #ürüklüyorlar... Baktım ki bugünlerde de gene hep ayni minval üzere devam etmekteler, Halbuki Alman - Sovyet paktı im- zalanıyor... Dantzig vakaları cereyan ediyor... Trenler sağa sola askerler ta- şıyor... Chamberlain mesaj gönderi- yor ve menfi cevap alıyor... İngiliz ka. marasından İngiliz hükümeti salâhi- yet istedi... Roosevelt müdahaleye ha- zırlanıyor. Birdenbire feveran ederek genç ar- kadaşlarıma bunları sayıp döktüm. İçlerinden en neşelisi: — Ağabey! - dedi. (Bana böyle hitap eder.) - Ben sana, bak kendi ahvali rühiyemi anlatayım... Evet, eski ten. kidlerin doğruydu. İnsanda ilmi me- rak ta olmalı... Ben, şahsan, oturdu. ğum mahallenin ve karşımdaki cami- hin kime izafe edildiğini bilmemekle kusur ettim... Fakat şimdi vaziyet öy- le değil... Harp olacak, darp olacak... Belki... İnceden inceye tafsilâtını bil- miyorum amma, kendimi harp esna. sında mezuniyet almış İki üç gün şe- hirde gezmeğe gelmiş ve bütün siyasi ahvali öğrenememiş bir askere benzeti- yorum... Yahut ta civarda toplar pat- larken siperlerin içinde arkadaşlarile şakalaşan bir ere... Şu zamanda en iyi hâleti ruhiye benimkidir; bizimkidir, emin ol... Şayet bütün beşeriyet böyle yapsa, sinir harbinin tesiri kalmazdı... Ve neşeli bir kahkaha attı. Genç arkadaşımın bu sözleri üze rimde gayet iyi bir intiba bıraktı... Bütün vatandaşlara - bu beynelmilel arbedeler ortasında - ayni zihniyeti tavsiye ederim... Kendini harp içinde mezuniyet, ya- — Berlinde, işi tıkırında, ahbap bir misevi tüccar vardı bay Amca... önünde bir meydan açılacak Eski Galatasaray ilsesi karakolu | maliyece satılmıştı. Sümerbank bu- raya bir bina inşa etimek üzere vak- tile Belediyeye müracaat etmişti. Fakat bu havalinin tatbikat plânı yapılmadığı için o zaman Belediye inşaata müsaade etmemişti; Galatasaray karakolunun arkasın- da bulunan İki köhne bina mealli Inhidam vaziyetinde (olduğundan bunların yıklırılmasını Beyoğlu kay- makamlığı Belediye reisliğinden isti- zan etmiştir. Daimi encümenden ka- rar istihsal edilince bu iki binada derhal yıktırılacaktır. Ancak Prost plânına göre İngiliz sefarethanesinden Galatasaraya doğ- ru uzanan caddenin sağ tarafı İs- timlâk edilerek yıktırılacağı gibi ka- rakolun bulunduğu saha da bir mey- dan haline ifrağ edileceğinden kara- kol binası da istimlâk edilecektir. Karakol binası, binanın sağındaki Yenişehir caddesinde bir zaviyei ka- ime şeklinde yıktınlacaktır. Bu $a- hada yapılacak yeni bina, kolonlar üzerine oturtulacaktır. Ticaret Vekili Dün İzmirden döndü, yarın Ankaraya gid gidiyor Ticaret Vekili B. Cezmi Erçin, dün, saat 12de limanımıza gelen Ege vapuru ile şehrimize dönmüş- tür. Galata rıhtımında Vekâlete bağ- lı müesseseler erkânı tarafından kar- şılanmıştır. İzmirden iyi intibalatla döndüğü- nü, Ihracat tüccarları ile yaptığı te- masları ve teşkil edilecek İzmir ih- rTacatçılar birliğinin faydalarını an- Jatmıştır, B. Cezmi Erçin İzmirin en belli başlı ihracat maddesi olan üzüm ve incir için artık endişeye mahal ol- madığını da söylemiştir. Ticaret Vekili, dün öğleden Sonra, Perapalasa giderek Başvekil doktor B. Refik Saydamı görmüş, müteaki- ben Deniz köşkünde istirahat et- mekte bulunan Reisicümhur Ismet İnönüne mülâki olmuştur. Ticaret Vekili yarın Ankaraya gidecektir. İki çocuk yaralandı 'Tophanede Boğazkesende oturan yedi yaşlarında Bekir isminde bir ço- cuk incir ağacından düşerek yaralan- mıştır, Vetada oturan Refik isminde bir ço- cuk da sokakta yürürken ayağı taşa takılarak düşmüş, başından ehemmi- yetli surette yaralandığından zabıta tarafından hastaneye kaldırılmıştır. PN mana hut istirahat halinde bir asker telâkki etmek ve o neşe İle tabii hayatı yaşa- mak!,.. Bunun haricindeki bir telâkki, dün- yanın bugünkü keşmekeşinde ferdleri adl bedbaht eder. (VA - Nü) ŞEHİR HABERLERİ istimlâk Galatasaray lisesi Karilerimizin şikâyetleri 179 kuruşa bir su saatı camı Ben Şişlide Abidel Hürriyet cadde- &indo 73 numarada müstesiren otur- maktayım. Dün Terkos taksiti fatu- rası ile beraber tahsildar 231605 - $77 sayı 22/8/39 tarihli 197 kuruşluk ayrı- ca bir fatura uzattı. Ne olduğunu sor- duk. «Musluk veya başka birşey tamir ettirmişsiniz, itirasınız varsa gider, Idareye yaparsınız» dedi. İdareye git- tm. Ne parası olduğunu sordum. «Saat cami parası. dediler. Takriben mayıs ayında eski rakkamlarla İşa- retde bulunan hurdâ âu saatini alarak yenisini koydular, Alp kötürdükleri saatin üzerindeki 7 - 8 santim kut- randaki cam kimbilir ne vakittenberi çatlamış, bu 197 kuruş o sastin cam parası imiş, En fazla beş kuruş ede- cek bir cam parçası için 197 kuruş iş- temek, bire beş istiyen Şirket zama- nında bile görülmemiştir. «Her taksitte vermekte olduğumuz 100 kuruş saat kirasi yetişmiyormuş gibi, $ kuruşluk bir cam için bu kadar parayı nasıl istiyorsunuz?. diye sor- maklığıma, müracaat Kalemi; «197 ruşlur ve vereceksiniz» covabını yerdi. Hara parasına ilâveten böyle füzull paralar da mi vereceğir. Salâhaddin Şızva Devlet demiryolları umum müdürlüğünün bir tavzihi İzmillen ekspres trenine binen bir karlimizin, elinde dönüş bileti olduğu halde kendisinden ceza Ile bilet kö- sildiğine dair olan şikâyetini geçen gün yazmıştık. Devlet demiryolları umum müdürlüğü bu hususa dair bize gönderdiği terkerede diyor ki: «Ekspres katarları daha ziyade uzak mesafelerle o beynelmilel münasebet- lerde seyahat edecek yolculara mah- #us olup yer adedi de imahduddur. Müteaddid ve müsait trenleri bulu- nan dahili seyahatlere mahsus ten- gili biletlerin, ancak, boş yer meycu- duna göre bilet verebilecek olan 15- tasyonlardan katarlara binmeden ev- vel ayrıca munzam ücret bileti alın- mak şarlile ekspres kalarlarında mu-, teber tutulması tarifesinin hususi hü- almıyan yolcular biletsiz muamelesine tâbi tu- talur. Vapur sigorta primleri yükseldi Ecnebi şirketler Alman ve İtalyan vapurlarının hamu- lelerini sigorta etmiyorlar Beynelmlici vaziyetin son aldığı şekil üzerine iktısadi mahafilde harp sigorta hareketleri başlamıştır. . İn- giliz, Fransız ve Alman sigorta şir. ketleri, Alman, İtalyan vapurlarına yüklenecek malları sigorta etmiye- ceklerini tüccarlara — bildirmişlerdir. Londradan piyasamıza gelen haber- lere göre yüzde 25 santim alınan navlun sigorta ücretleri dünden iti- baren yüzde üç hisbetine Çıkmıştır. Mallar, bu flatten aşağı sigorta etti. rilememektedir. Öğrendiğimize göre, Akdenize yük- lenecek mallar için yüzde 1,25, İn. giltereye yüklenecek mallar için de 2 ve Baltık limanlarına yüklenecek mallar için yüzde Üç ücret istenmek- tedir, RE ŞA m ya Gaya saki METE Dee. Amcaya görel... ... Kendi de hesaplarını temizle. dikten sonra izin istedi. Aradan ay- lar geçti, izin çıkmadıydı. Nihayet göçenlerde çıkmışt.. Ekmek işi Her fırın ayni evsafta ekmek çıkaracak Dahiliye Vekili B. Falk Öztrek, dün de vilâyette bir müddet meşgul olmuştur. Dahiliye Vekilinin şehrimizde meş- gul olduğu işler arasında şehrin ek- mek işinin birinci derecede ehemmi- yetle mütalâa edildiğini. yazmıştık. B. Faik Öztrak. İstanbulda temiz, ucuz ve hilesiz ekmek çıkması için mümkün olan tedbirlerin alınmasına bilhassa ehemmiyet veriyor. İstanbuldaki fırınlar, ayrı âyrı va- sıf ve cinslerde ekmek çıkarmakta” dırlar, Bunun sebebi ekmeklik unla- rın harmanlarına ehemmiyet veril memesinden ileri gelmektedir. Dahi- liye Vekili, her fırının ayni nisbet ve evsafta undan ekmek yapılmasını temin etmek Mmaksadile tetkikat ya- pılmasını emretmiştir. Şimdiye kadar değirmenler, çıkar- dıkları unları doğrudan doğruya pi- yasaya sevkediyorlar, ekmeklik un- lar fırmlarda harman O yapılıyordu. Bu mahzurun”refi için badema de- ğirmenler hasman yapacaklardır. Pasif koruma | İki hava taarruzuna karşı alınan tedbirlerin neticeleri alâkadarlara bildirildi , Trakya manevraları münasebeti - le İstanbul üzerine yapılan iki hava taarruzu karşısında vilâyetçe alınan pasif koruma tedbirlerinin o tatbiki heticeleri alâkadar makamlara bil- dirilmiştir. İki tecrübeden alınan - bu netice- lere göre pasif koruma nizamname ve talimatnamelerinin emrettiği hü- kümleri süratle tatbik etmek üzere bugün vilâyette emniyet müdürü, seferberlik müdürü, hava genel ko- mutanlığına mensup zevatın iştira- kile bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıda .alınacak yeni ted- birler etrafında kararlar (o verilecek- tir, Motör kayışı dolandı Küçükçekmecenin Anbarlı köyün- de Cami sokağında 73 numaralı evde oturan Şuayib oğlu Kahramanın boy- nuna Mmotör kayısı dolanarak ken- disini motöre sürüklemiştir. Kahra- man müteaddid yerlerinden ağır su- rette yaralanmıştır. o Yaralı Cerrah- paşa hastanesine esine yatırılmıştır. Kartal - Yakacık yolu Kartal ile Yakacık arasındaki yo- lan inşası dün dalmi encümence bir müteahhide yirmi bin liraya ihale edilmiştir. Tramvay çöpçüye çarptı Vatman Ahmedin idaresindeki 103 numaralı tramvay arabası dün Har- biyeye gitmekte iken, arabasile Üer- lemekte olan çöpçü Hüseyine çarpa- rak muhteilf yerlerinden yaralanma» sına sebeb olmuştur, Polis, yaralı çöp- e m mm b ŞE GİRE hastaneye kaldırmıştır. ISTANBUL HAYATI Siyaset dedikoduları Yine dünya vaziyeti arap saçına yor. Milyonlarca insanın mukadde- ratı, masa başlarında çene yarıştı ran, şato dehlizlerinde gizli gizli fısık daşan bir kaç kişinin dudakları ara- Sından çıkcak tek kelimeye bağlı Gazete, radyo havadisleri saatten sa- ate değişiyor, Siyasi haberler arasın- da bir kargaşalıklır gidiyor. Halk arasında konuşma mevzuu, dünaynın karışık vaziyeti... Ortalıkta yine bir sürü diplomatlar türedi, Lo- kanla garsonlarına, işkembeci çırak- larına varıncaya kadar hepsi siyaest mütehassısı kesildi. Sokaklarda, ev- lerde hep siyasetten bahsediliyor: — Bugün güzele okuyamadım, Va- ziyet nasıl acaba”. — Ben radyoda dinledim. Hnüz bir şey anlaşılamıyor. — Râadyomu bozuk?.. — Xok canim, Dünyanın vaziyeti bozuk. Arap saçı gibi karmakarışık. karışık. Evde kadınlar arasında münakaşa- lar oluyor: — Dün bizimkinin canı pek sıkın- tılı idi. Yine muharebe korkusu var» MIŞ... — Yok canım. Ben bizim baya sor- dum; «Aldırış etme öyle şeylere... Hiç birsey olmaz» dedi. — Aman kardeş, Sizin bay bizimki kadar bilmez. Bizimki hergün lokan- iada müşetrilerle konuşuyor. Sokaklarda çocuklar bile o cereya- na kapıldılar. Saklambaç, hırız, po- lis oyunlarını bıraktılar, Mahalle ara» larında sekiz on çocuk sıraya dizilip omuzlarına tahtadan tüfeklerini alı- yorlar, muzika çala çala öteki mahal- lenin çocuklarile harbe gidiyorlar. Evvelki sabah penceremin önünde toplanan bir grupun bağıra çağıra münakaşalarını dineldim. Afacan- lardan biri bağırıyor: — Sen Almanya ol, ben İngiltere... Çarşıkapıda karpuz seçerken dük- kân sahibi kulağıma eğildi: — Dünyanın vaziyeti çok karışık... — Bakalım, inşallah sonu iyi olur. — Hımmm... Azizim, İki gecedir fena rüyalar görüyorum. Bilirsin bes nim rüyalarım çıkar ha. Cemal Refik Şehrin temizliği için yeni tedbirler Belediye, şehirde sahillere çöp dö- külmesini kati surette menetmişti, Fakat son zamanlarda sahillerde ye- niden kavun, Karpuz kabuklarının çoğaldığı görülmüştür. Yapılan tet- kikat neticesinde bu meyva kabuk- larının limandaki gemilerden atildi- ğı anlaşılmıştır, Belediye, vapurlara yaptığı tebii. gatta meyva kabuklarının limanda denize atıldığı takdirde ceza yazıla- cağını bildirmiştir, Bundan başka yeni yapılan cadde- lerdeki ağaç diplerinin birer çöplük haline getirildiği görülmüştür, Ağaç diplerine ya birer çöp kutusu konu- lacak, yahut da ağaç dipleri kapa- tulacaktır. Arabacı kavgasi 'Edirnekapıda oturan ve Ali isimle- rinde bulunan iki arabacı müşteri al- mak meselesinden biribirlerile kavg& etmişler, ve bıçakla yekdiğerini ya-