Büyükadanın teşekkürü — Vali Lütfi Kırdara — Siz ey himayeye muhtaç olan himayeciler, 11)! İnâd-ü cehl ile hâlâ «ağaç» yerinde «şecer» Diyen ve öz dile yıllarca yan bakan âzâ Edin himayeci olmaktan artık istihya! Himaye istemez eşcar, alın himayenizi! Uzaklaşın güneşinden, çekin de sayenizi! Efendiler, yeter artık, nedir bu toz, bu daman? Ağaçtan atla bu meydanda etmeyip cevelân, Gidin de ibret alın Vali Lâtfi Kırdar'dan! Neler yaparmış eğer azmederse bir insan! Bakın, o azm ile İstanbulun değişti yüzü! Bugün, yarın bir olur yolların yokuşla düzü! Adam görür işi, zannetmeyin gören paradır! Bulunmıyan para olsun.. Adam bulur, yaratır! Adam değilmişiniz 4iz.. Bu anlaşılmıştır! Ne diktiniz yere tam on yaz oldu, on kıştır? Çınar mı, çam mı, kavak, servi, ıhlamur, meşe mi? Su aktı, geldi de hâlâ inanmak istemiyor! İnanmamak kolay amma, bayım, inanmak zorl İnanmıyorduk, alıştıktı hep inanmamaya! Yoruldu millet, inanmak işinde kaldı yaya! İnanmadım, ne zaman bir su bahsi geçtiyse! Yalancının evi yanmış, inanmamış kimse! Ne Kerbelâ idi bilsen, aman, o zümrüd Adal Susuz geçerdi, Muharremdi aylarım orada! Teyemmümün Adadan başka caiz olduğu yer Bu yeryüzünde bulunmazdı.. Gelmeseydin eğer, Teyemmüm etmeğe toprak da belki kalmazdı! Ceziremizde bizim sanma müslüman azdı! Tasavvur et, kim olur Kerbelâda sâkin olan? O ya Hüseyn olur ancak, sayın. bayım, ya Hasanl Evet, susuzluğa lâzımdı onların sabrı! Ezelden onlara vermiş büyük sabır Tanrı! Susuz kalırsa ne gam, müslüman tahammül eder! Bilir ki kendini Cennette bekliyor Kevser! Bu itikad ile sabretti hep, çıkarmadı ses! Ne diktiniz ve ne hizmetle oldunuz hâmi? Bulaydı Kırdar'a benzer iş ehli bir insan: Olurdu memleket ön yılda yemyeşil orman! Gidin de öğrenin ondan: Ağaç nasıl dikilir? Utanmayın da sorun: Maydanoz nasıl ekilir? Neler getirmede şeytan şu anda hatırıma. Sözümle kimseyi incitmek istemem ammat Hakikaten ne benzeşmemiş halefle selef! Halefte ayrı hedef var, selefte ayrı hedef! Bir eski sözdür, onun aksi sabit oldu, hani: Tuhaf değil mi, arattırmıyor gelen gideni! İnanmıyorsan eğer git de bir çocuktan sor: Giden ağaç kesiyormuş, gelen ağaç dikiyor! Çocuk diyor bunu lâkin.. Değil benim fikrim! Ağaç keser mi o, kesmez.. Dikerdi, ben bilirim) Ağaç demek medeniyyet demekti fikrince.. Bu söz onun sözüdür, bak, değil mi çok ince! ? Demek edib idi hazret, değildi bir vali! Kalın konuşmalı vali olan.. Ve gürlemeli! Yapar mı herkesi vali, bakın, Refik Saydam? Arar bulur o biraz kendi çeşnisinde adam! Onun beğendiği vali esip savurmalıdır! Kızınca kellesi bazen kasıp kavurmalıdır! Bu Kırdar öylelerindendir işte.. Git, bir gör! Göz aç da işlere bir bak, eğer değilsen kör! Vatansever sana derlermiş.. Aferin Kırdar! Karışmayız sana, yak, yık, düşünmeden, kır, sarl, Büyük yer aldın emin ol ki, kalbi millette. Eder vatan seni takdis.. Şimdi lütfet de: Teşekküratını sunsun huzura bir Adalı? O pehlivan mı? Hayır, öyle anlaşılmamalı.. Geniş yürekli, kavi canlı, aklı gayet az, Zehâsı yok gibi.. Zira okur yazar kış, yaz! Nedir muradı, bilinmez, sabırlı insandır! Şu var ki, pek susamıştır, su ver, biraz kandır! Kızı kaçırmak istemişler İzmir (Akşam) — Seydiköy nahi- yesinde Çatalkaya mevkiindeki tü tün tarlasına gitmekte iken Hüseyin ve genç kızı Emine, yolda dört arka- daşile bekliyen Hüseyin Akınerin te- cavüzüne (uğramış, mütecevizler, genç kızı kaçırmağa teşebbüs etmiş ve Hüseyini başından yaralamışlar- dır. Vakadan sonra kızı birakarak kaçan suçlular, zabıtaca şiddetle aranmaktadırlar. Sarhoş şoförün marifeti İzmir (Akşam) — Gazi bulvarin- da Sağlık yurdu karşısında bir vaka olmuştur. Şoför Hilmi adında biri, sarhoş olarak arkadaşlı şakalaşın. ken kavga çıkmış, bir bıçakla arka» daşı Ahmedi başından, Hikmeti göğ- sünden ve Aliyi de elinden yaralar miştir, Suçlu zabıtaca yakalanmıştır. Kuru meyva ihracatçıları birliği nizamnamesi İzmir (Akşam) — İzmir kuru meyva Hhracatçılar birliği için yeni bir nisam- same bazırlanmaıtır. Nizamname, birli- gin umumi heyet toplantısında müzakere edildikten sonra tasdik işin Tisaret Ve- küâletine gönderilecektir. e Nisamnamede ihracatçılar birliğinin teşekkülü (gayesi hakkında mühim izahat vardır. Bu izaha ta göre birlik, üzüm flatinin düşmemesi için lâzmgelen tedbirleri alasak, maliyet fiatini ucuzlatma (oçarelerini arıyaosk, dünyave Türkiye Üzüm rekoltelerini xe manında tesbit ederek alâkaderları ha berdar edecek, ihracatçılardan üzüm fiat- lerinin cezalandıracaktar. Aydın ve Nazilli havalisinden İzmire 8,000 çuval incir gelmiştir. Piyamda 4-5 bin çuval yeni üzüm mahewlü toplan miştar. Bon günlerde özüm ve incir Üserine İn- gilir piyasasına biz mikdaz siir sahş yapılmıştır. Çıkarmak istese hattâ yetişmiyordu nefes! Susuz kalanlara gökten mi indin ey saki? Gönüller aldı bu bâdenle neşei Baki! Su geldi, şimdi inandım.. Sabâdan esti haber! Açıldı goncei hatır ve güldü hep güller! Nizam yolunda bütün yaz su görmiyen bahçem Kavuştu bol suya, bir günde oldu bağı irem! Yanan dudaklara âbihayat olur yadın! İlelebed duyalur çamların sesinde adın! Terennüm etmede şükran sadası Marmarada! Senin adın anılır hem denizde hem karada! Duyar bütün Ada minnet ve mahmedet hissi; Gelince yada dokuz yüz otuz dokuz senesi! Dilim demez sana vali, hayır, velisin sen! Ve öylesin de, efendim, hakikaten, cidden! Bu oldu şimdi bir iman cezire halkınca.. Yemin edip biricik sevgilim güzel ağaca: Hızır dedim sana, Kırdar, inandım, amennâ! Dilimle eyledim ikrar, inandım, amennâ! Cezire namına var pek yerinde bir talebim: Diyor ki, minnet-ü şükranla çırpınan kalbim: Getirdiğin suya mutlak adın verilmelidir Bu bir vecibedir, elhak, ve deyni millidir. (2) Buyurdu hak: «Ve minel mai külle şey'in hayy.» Bu zahir oldu senin himmetirle.. Bin yaşa bay! Onun da Kevseri var.. Şimdi Cennet oldu Ada! Ve şimdi zümrüdü andırdı.. Şair olsam da Edai şükre yetişmez kasideler yazmak... Fakat şu noktada hiç şüphen olmasın: Seni Hak Zülâli lâtfana garkeyleyip bihakkı Nebi, Bihakkı saktri kevser aziz eder su gibi! HALİL NİHAD BOZTEPE (1) Himayeciler; Himayei Eşcar Cemiyeti âzâsı, 9 eylülde İzmirde büyük şenlikler yapılacak İzmir 24 (Akşam) — İzmirin kur- tuluş bayramı olan 9 eylül gününde şehrimizde büyük şenlikler yapıla. caktır. Kurtuluş bayramını kutlama J l i İ | | | merâsimi için zengin bir program | hazırlanmak Üzere İzmir Parti baş- kanı B. Atıf Aynanın reisliğinde bir komite çalışmağa başlamıştır. Bu 8e- ne, İzmirin kurtuluş bayramı, fer- kalâde parlak ve zengin şekilde kut- | Janacaktır. Uyurken 1000 lirasi çalındi Taraklının dilekleri Taraklı (Akşam) — Kocaeli mebusla- rından B. Ali Dikmen ve B. Puad Sorağ- man, vali Ziya Tekeli ve Geyve kayma- kamı Sald Yücel (le beraber buraya gel- diler. Mobuslarımız halkin temas ederek dileklerini dinlediler. Bilhassa Taraklının meşhur elmacılığı hakkında meşgul ol- dular, Halkın dileklerine ayrı ayrı cerap- lar verdiler. Taraklı kasabam gerek bü- yülklüğü ve gerekse nüfusu itibarile bir kazaya müşabih olduğundan doktorsuz ve seyyar sihhiyesiz kaldığımıza karşı ge- rekenlerie temas edip bir shhiye memuru gönderilmesini vadetiiler, Halirtanı bazılarının tam taşkilâtk nahi- ye beline getirilerek devsirde işlerini ta- kip etmek için 35 kilometre uzakta bu- lunan kaza merkezine gidip gelmek müş- külütından kurtarılmalarını rica ettiler Kaymakam B, Sald Yücel, Taraklının dış piyasalar giden ağaç kaşığı sanatının revaç bulması için icap eden orman ko- laylıklarının . yapılmasını hâlk namına mebuslarımızdan rica etti, Mebuslarımız geceyi Tarıklıda ogeçir- fuarda heyke Türk sanatkârlarının lar bu heykel çok güzel İzmir (Akşam) — Üç gün İzmir Fuarını ziyaret edenlerin yüz bini geçmiştir. Fuarın me kette yarattığı turizm hareketi canlıdır. Memleketin uzak yakın tarafından İzmire akın akın zi çi gelmektedir. Fuarda spor siteğii de Inkilâp meydanında kurul olan Cümhurrelsimiz İnönünün 5 keli, 'Türk sanatki ları 5 hazırlanmış güzel bir eserdir. girenler, İnönünün heykelini de xi ret etmektedirler, Bilhassa gece Fuar sahasında görülmemiş bir Jabalık göze çarpmaktadır, pi İngiltere ve İngiliz.er” | (Baş tarafı 5 inci sahifede) pi sordum. Güldü, Ona göre bu husi ta bugünkü İngiliz genci geçmiş silden bambaşka istikamette yürüyo du. Ve gençler selefleri gibi yabang halkla temas edenleri artık (yerlileşti diye aşağı görmüyordu. Hakikat İng liz, artık kendini dünyanın bir pi sı, selâmetinin başka milletlerin si tepesine binmekle değil onlarla İş böğ Jümü yapmakla olduğunu anlamağ başlamıştır. Belki bunun için İngil gençleri arasında -siyasi kanaatleri is ter sağa ister sola olsun- çok edindim ve bu fikir arkadaşlığı Pa gittikten sonra da kesilmedi. Manor House (4) mektebinde dali yeni eserler bulunan bir kütüphane ve yacaklarını çok salâhiyettar bir kafa intihap ediyordu. Fakat umumiyetle ingilizce konuşan milletler çok oku- yor. Bu merak, en büyük şatodan en 1 fakir kulübeye kadar hâkimdir. En hücra köylerine bile civar bir kasaba kütüphanesi bedava, kamyonla do- laşan seyyar kütüphaneler ücretle kitap temin ediyor, İngiltere ve Ame- rikada halkın okumak ihtiyacım te- min için çok vasi bir teşkilât var, dı ve talebe çok okurdu. Burada oku- i Bence halkı çok okuyân bir mille | mutlak medeni seviyesi en yüksek olanı değildir, Şimal halkının okuma- ga müptelâ olmasına biraz da hava ların fenalığı da tesir yaplığına hiş şüphe yok, buna rağmen okumuk âde- ti bir tecessüs, ve tecessüs'daima yeni şeyler öğrenmenin ilk şartı olduğu için | iyi bir alâmettir. Bunun için eski Ba- biâlinin arka sokaklarının birinde bir yaymacı kitapçı önünde bir genç köye lünün Reşad Nurinin bir romanını, hattâ eski harflerle basılmış olanını aldığını gördüğüm zaman bayağı s6 Halide Edip