Üzüm, incir ve findik takas listesine idhal edildi Ticaret Vekili dün Izmirde incir piyasasını açtı ve müstahsilin dileklerini dinledi İzmir 23 (Telefonla) — Ticaret Ve- kili B. Cezmi Erçin bu sabah borsaya gelerek incir piyasasını merasimle aç- tıktan sonra müstahsil ve ihracaiçı- Jarla görüşmüştür. İhracatçılar, te- kas primlerinin bekletilmeden veril- mesi hakkında bazı dileklerde bulun. muşlardır. Ticaret Vekili Ankaraya gidince bu dilekler nazarı dikkate alı- narak, ona göre bir kartamame çıkarr- lacağını söylemiş ve: — Size tebşir ederim: Üzüm, incir ve fındık mahsulleri İngiltere takas listesine ithal edilmiştir. Dün gece, ar- kadaşım Hariciye Vekili Şükrü Sara- coğlundan telgraf aldım. Anlaşma ne- ticesi beklenmeden, rekolteleri yük- sek fındık, incir ve üzüm mahsulleri. | mizi İngiliz piyasasına takas suretile ihraç edeceğiz. Bu hususta lâzımgelen her kolaylığı temin edecek ve her ted- biri alacağız. Aramızda ticaret an- laşmaları bulunan 10 devletle yeniden anlaşmalar yaparak sıkıntılı vaziyeti bertaraf edeceğiz. Ticaret Vekili, yeni teşkil edilecek İzmir İhracatçılar Birliğinin güzel ve | faydalı bir mekanizma olarak işliyece- Zini, teşkilâtlanmağa devam edilece- ğini, tek fiat esasından ayrılmamak icab ettiğini söylemiş Fiatleri hiçbir zaman düşürmi- yelim, demiştir. | B. Cezmi Erçin, 12 de Ege vapurile İstanbula hareket etmiş ve merasim- Nevyork dünya sergisindeki paviyonumuzda radyo ile türkçe neşriyat yapılacak Nevyork 23 (AA) — Anadolu ajansının hususi muhabiri obildiri- yor: Nevyork dünya sergisinde paviyo- numuz, bu perşembe gününden baş- Jayarak her perşembe günü, Türli- ye saatile saat 11,30 da, radyo üni- versitesi diye yanınmış olan Wixal İstasyonundan neşriyatta bulunacak- tar. İstasyonun dalga uzunluğu, 25,4 metre ve 11,790 kilosikl'dir. 24 ağustos perşembe günü ve her ayın son perşembe günü, ayni saat. lerde, aynca Türkçe neşriyat da ya- pılacaktır. Tramvaydan atlamak isterken Vefade Himmet sokağında oturan Retik isminde bir çocuk dün öğleden sonra Edirnekapıya gitmekte olan bir tramvaya atlamak isterken tutuna” mamış ve yere düşerek yaralanmış- tır, Polis, Refiği tedavi altına aldır muştar. le uğurlanmıştır, Vekil, İzmirden fev- kalâde memnun olarak ayrıldığını söylemiştir. Ticaret Vekili gazetecilere beyanat- ta bulunarak, İzmirin büyük dâvnla- rindan olan mühim ihraç maddeleri; mizin, müstahsil kütlemizin ve mem- leketin umumi menfaatleri bakımın- dan iyi fiatle satılmasını temin ede- cek tedbir alınmasına devam edileceğini söylemiş ve İngiltere ile ticari müna- sebetlerimizde üzüm, incir ve fındık için takas usulünden elde edilecek is- tifadeyi tebarüz ettirmiştir. Bugün borsada 6500 çuval incir sa- tılmıştır. Süzme nevi 11, elemeler 10, çıkıntı 8 kuruştu. Yarm (bugün) üzüm borsası açılacaktır. Belçikaya 10 ton fındık sevkedildi Ordu 23 — 939 yılı findik mah. sulünün İlk partisinin bugün Erzurum vapuruna yüklenmesi mü- nasebetile şehrimizde, köylü, tüccar, esnaf binlerce halkın iştirakile tica- ret odası önünde parlak bir tören yapılmış, nutuklar söylenmiştir. Ziyafette Sıhhiye Vekilimiz bir nutuk söyliyerek, bu güzel ve değer- 1 mahsulümüzün bütün memlekete ve Ordululara refah, saadet verme- sini temenni etmiştir. 10 ton olan bu parti yüklenmiştir. Belçikaya !I Hatay yüzücüleri İstanbula gelecekler İskenderun 23 (AA) — Burada yapılan Halkevi yüzme müsabakala- rında çok İyi neticeler alınmıştır. Müsabakada derece alanlara Ha- tay parti müfettişi Hasan Reşid Tan- kut tarafından, sporculara vazifele- rini hatırlatan veciz bir nutukla ma- dalya ve mükâfatlar tevzi edilmiştir. Bu müsabakalar sonunda derece- lerine göre, seçilen yüzücülerden mürekkep sekiz kişilik Hatay bölgesi yüzme takımı 2 ve 3 eylülde İstan. bulda yapılacak Türkiye yüzme bi- rinciliklerine iştirak edeceklerdir. Gazi köprü Gazi köprüsünün ber iki başını teşkil eden Azapkapı ve Unkapanı meydanlarının ileride tanzim edile- ceğini ancak şimdilik köprüye ula- şacak her iki baştaki yolların yapıla- cağını yazmıştık. Gazi köprüsünün Unkapanı tarafındaki meydanın tes- viyesi ikmal edilmiş ve Azapkapı İ meydanının tesviyesine (o debaşlan- mıştır. Tefrika No. 48 SEViLEN KADIN Evvelce verdiği kararı da tatbik etmişti: Hiç bir erkek evinin eşiğin den içeri adım atmamıştı. HAJâ ayni daireyi işgal etmekteydi. Şayed Vehbi © eski aşk yuvasına tekrar burasını tupa tip bıraktığı gibi bulacak. tı. Seza, erkeksiz yaşamağa ahdetmiş bir rahibeye benziyordu. Bir nisan akşamı hava harikulide bir letafette iken, işinden çıkmış, Bey- oğlu caddesinde yürüyordu. Halk oluk oluk yollara dökülmüştü. Makastar kadın tabiatın böyle düğün bayram et- tiği bir sırada evine dönmek istemedi. Biraz dolaşmağı düşündü. Karşı kal. dırıma geçerken takriben elli yaşla- rında bir adam dikkatini celbetti. Ga. yet zarif giyinen, kir bıyıklı, çevik yü- rüyüşlü, münevver ifadeli olan bu zat, yaşından pek genç görünüyordu. Oto- möbilden iner inmez Seza İle yüzyüze gelivermişlerdi. — Sen, ha?.. - diye haykırdı. — A... Vehbi bey... — Ne yapıyorsun, neredesin, nasıl- sın kuzum? — Ben de size ayni sualleri sorabili- gelseydi | Nakleden : ( Vâ - Nü ) / rim. Erkek, Sezanın çalıştığı terzihane- nin rakibi olan bir müesseseyi göstere. rek: — Bir fatura ödemeğe gelmiştim Kadın, lâtif dişlerinin ışıltısı ile gü- iümsedi. -— Hangi sordu. — Senden bu sırrımı gizlemiyece- ğim. — Demek ki yıllar sizi uslandırma. miş... Bir türlü akıllanamıyacaksınız. — Saçlarım tamamile ağarsın, on- dan sonra inşallah... — Hakkınızda çok dedikodu olu- yor... Herkes yaptığınız hovardalıkla- rı anlatıyor. — Ne derlerse desinler... Benim va- ziyetim gayet vazıhtır; apaçık, dürüst bir hayat sürüyorum. Hürrüm, hür- riyetimden alabildiğine istifade edi- | yorum. Karımın ne türlü müâmma ok) duğunu tesbit etmek İstemediğim ba- zı ihanetlerinden sonra 6 da artık be- nim harekâtımla uğraşmıyor. metresiniz için? - diye . Sahte polis Esrar nargilesi içirtmek ba- banesile beş lira çarpmak İstemiş Yüksek kal dırımda oturan ve boşta gezen Saim isminde biri, kendisine polis süsü vere- rek Hüseyin is- minde bir şah- sa serbesce ©s- rar nargilesi ya- 5 kabilmesine mü- saâde edeceği- ne dair teminat vermiş ve bu iş İçin beş lira is temiştir. Diğer taraftan zabıta; Saimin bu hareketini haber almiş ve icap eden tertibatı ittihaz ederek Saim, Hü- seyinden numaraları mazbut parala- rı ahrken cürmü meşhut halinde yakalanmış ve Beyoğlu müddelumu- miliğine verilmiştir. Beyoğlu omüddelumumiliği dün geç vakit, suçluyu evrakile birlikte sulh ceza malikermesine vermiştir. Sa- im, iki ay hapse, yirmi lira para cezası ödemeğe mahküm ediimiş ve kararı müteakip tevkif edilip tevkifhaneye sevkolunmuştur, Denizde bulunan cesed tahkikatı Evvelki gün Anadoluhisarnda de. nizde bulunan bir erkek cesedi hak- kında zabıta ve Üsküdar adliyesince yapılmakta olan tahkikat devam et- mektedir. Cescd üzerinde yapılan ilk muaye- nelerde bazı yara izleri görülmüş ise de, bunların denizde kalmaktan mütevelliğ olabileceği Otalımin edil- mektedir. Cesedin hüvviyelini tesbit için em- #ım gelen İedkikat ve takibat yapıl- maktadır. Otuz beş yaşlarında olan bu adamın bir kazaya kurban gilmiş olduğu kuvvetle tahmin edilmektedir. Karpit patladı Üsküdarda oturan seyyar koltukçu Hüsameddin, karpit ocağını yakmak- ta iken vidayı iyi sıkıştırmadığından ocak patlamış, kendisi de ellerinden yanmıştır. Hi meddin polis tarafın- dan hastaneye kaldırılmıştır. Fuarda Filistin paviyonu açıldı İzmir 23 939 enternasyonal fuarında (Filistin paviyonunun açılması münasebetile bu akşam fuar gazinosunda : bir ziyafet veril. miştir. Filistin paviyonu mümessili bir nutuk irad ederek Türkiye ile Fi. Mstin arasındaki ticaret münasebet- lerinin ve samim! dostluk duygula- rmın inkişafına fırsat veren bu gü- zel fuara iştirakten Filistinlilerin büyük bir sevinç ve bahtiyarlık duy. duklarını tebarüz ettirmistir. Makastar, müstehzi müstehzi: — Demek anlaşıp uzlaşmak znev- | zuu bahis değli? — Tabii! Biliyorsun... — Haberim yok. — Yalancı, sen de. Birlikte Taksim meydanma doğru yürüdüler, Vehbi; — Her zamanki gibi lâtifsin, mü- kemmelsin! - dedi. — Sahi mi, kuzum? — Niçin beni reddetmekte bu ke- | dar ısrar ediyorsun? — Gene mi âyni teranelere başlıya- caksınız? - diye, genç kadın eski âşı- ğını istihfafla süzdü. — Ah, ah... — Demek derdiniz bir türlü deva | bulamıyor? — Hâlâ seni seviyorum. — Haydi, canım. — Hem seviyor, hem de senden nef- | ret ediyorum. — İkinci his daha doğru olsa gerek. — Sen benim bhayâtta yaptığım mecnunane hareketlerin hakiki müseb. | bibisin... — Pişirip kurtardığımız bu bah- si tazelemekte mâna yok... Elverir.., — Ne garip insansın... Bilmem ki, ne yapmalı, seni nasıl tatmin etmeli? — Şahsen sizden ve diğer bütün er- keklerden istediğim hiç birşey yok... — Demek yalnız benden değil, cin- “Ömer Seyteddini n kemikleri asri mezarlığa kaldırıldı 920 senesi martının 6 ncı günü, 36 yaşında olarak vefat eden muhar- Tir Ömer Seyfeddinin kemikleri, dün, Mahmudbaba mezarlığından alına- rak merasimle asri mezarlığa götü- rülmüş ve defnedilmiştir. Mezarlık- tan Şişli Halkevine dönülmüş, ora- da da Ömer Seyfeddinin hayat ve sanatı hakkında samimi konuşma- lâr yapılmıştır. Berlin, Rus - Alman gazeteleri Berlin 23 (A.A.) — Yarı resmi bir membadan tebliğ ediliyor: Bazı Paris ve Londra mahfillerinin Berlin - Moskova paktının ehemmi- yetini istisgar etmek teşebbüsleri, Frunsz ve İngiliz zimamdarlarının hakiki düşünceleri gibi telâkki olu- namaz. Filbakika, iyi haber alan Berlin mahfillerinde tebarüz etlirik diği gibi, Londra ve Paris zimamdar- ları, Alman - Sovyet münasebetlerin- deki değişmenin bir manevra olma dığını, fakat müstakbel Alman - Sov- yet münasebetleri için kati mahiyet- te tarihi ehemmiyetli bir hadise teş- Kil eylediğini anlıyacak küdar renliz- me maJiktir. Berlin'de kaydolunduğu (veçhile, Avrupa, bugün tarihin en mühim ha- diselerinden birisi olarak telâkki edi- lecek bir hâdise karşısında bulun- maktadır, Berlin ve Moskovanın si- yasetlerini ananevi yola tevcih etme- leri keyfiyetinin mânasını herkes an- Yyabilir. Berlin 23 — D. N. B. bildiriyor: Alman gazeteleri, bu sabahki baş- | simden de nefret ediyorsun? — Hayır... Nefret sayılmaz... Sadece hor, aşağı görüyorum sizleri... Tenha bir sokağa sapmışlardı. Er- | kek durdu. Genç kadının elini tuttu. Kuvvetle parmaklarını sıktı, Gözleri- nin içine baktı. Yavaş sesle: — Senden ayrılıp gitmekten, seni görmemekten başka çare yok... Çün- kü insanı çıldırtırsın... Şeytan diyor ki, «Külhan beyler gibi hemen hançe- ri çek, şu kadının kalbine sapia!», Kadın lâtif bir kahkaha attı. — Çıldırıyor musunuz, kuzum? İhtimal. Seza, bir müddet düşündükten son- İ ra, ağır ağır — Hakkınız var... - dedi. - Demin | doğru söylediniz.. Uzaklaşınız benden!. İ Gidiniz!... En iyisi budur... Biribirlerinden ayrıldılar, Kadın kaldırımın kenarında dur- du. Eski Aşığının gitmesini Sonra Taksim meydanına kadar yürü dü. Fakat birdenbire kaşlarını çatlı. İstemediği bir manzara ile karşı: | Jaştığı anlaşılıyordu. Derhal geri dön- dü. Buradan gitmek evine dönmek 1s- tiyordu. Meçhul iki erkek yolunu kes- mek ister gibi bir tavır takınmıştı. | | Herhalde iki adam, onu epeyce zaman-' dır takip ediyor olsalar gerekti. Öyle | tahmin edilir ki, terzihânenin kapısın- seyretti. | Merasimde, kendisini ve eserlerini tanıyan birçok zevat bulunmuş, Ordu mebusu B., Ali Canip Yönten bir nutuk irad ederek Ömer Seyfed- dinin hayat ve edebiyat âlemindeki mümtaz mevkiinden bahsetmiştir. Yukarıdaki resimde, Ömer Sey: feddinin kemiklerinin konduğu ta but ve merasimde bulunanlardan İ bir kısmı gi Alman paktına büyük bir kiymet veriyor tarihin en mühim hadiselerinden biri karşısındayız diyorlar makalelerinde, Alman - Sovyet ademi tecavüz paktının büyük ehemmiye- tini tebarüz ettirmektedir. Berliner Börsen Zeftung, diyor ki; Almna - Rus antantı, katiyen bir ma» nevra değildir. Bu pakt, Alman - Kur mü- nasebetlerinde asırların tecrübeden gö- girdiği ananevi ve tabil bir vaziyeti yeni- den tesis etmektedir. İki milletin devlet adamları, buğün, mil icapları üzerinde mut bu icapların makul neticelerini istihsal için İşbirliğine başlamışlardır. Alman - Rus münasebötlerindeki bu yeni safha, iyi ne- ticeleri iki devlet hududlarının ötesinde de hissolunacak bir vaziyete müncer olü- caktır. Deutsche Allgemeine Zeitung, diyor ki: Enternasyonal siyasette müşahede olu- nan ve gittikçe fazlalaşmakta olan karı- sıklıklar devresinde, Sovyetler Birliği, yal- Diz kia ve Kaldeleri hatırlamıştır. İşte Bövyetler Birliği, İtalya ile olan ittifakı çerçevesi içinde tahil vaziyetini Avrupada tesbit eden yeni Almanya ile bu noktada buluşmuştur. Almanya, İtalyanın fikrini almış Milâno 23 — Bütün Italyan mat. büatı, Alman hareketinin İtalyanın malümatı tahtında yapıldığını ve bu hususta İtalyanın fikrinin alınmış bulunduğunu kaydeylemektedir. da çıkmasını beklemişler, ona yaklaş» mak üzere en müsaid am gözlemişler- idi. Kolkola girmiş yürüyorlardı. Golf pantalon giymişlerdi. Ceketleri spor- du. Ortası havuzvari müdevverleştirik miş fötr şapkalarının etrafından saç- Jarı kenara fışkırmışlı. Sağ taraftaki uzun boylu, iri yarıy- dı; fakat ince belliydi. Muntazam bir yüzü, hoş denebilecek bir ifadesi vardı. Lâkin işi sefahate vurup alkolle, koka- inle kendini harap ettiği anlaşılıyor- du. Soldaki ise hakiki bir eşkiyaya ben ziyordu. Tam mÂânasile mütereddi su- ratlıydı. Şişman, kısa boylu, bank .suratlıydı. Burnu - ihtimal bir kavga neticesi- çarpılmıştı. Seza, saptığı sokakta birkaç adım ilerledikten sonre burasının bu herif- İ lerle karşılaşmak için muvafık yer ol. madığım düşünd ira taksiler bekli- yordu. Gelip gidenler pek çoktü. Da» ha karanlık olan başka bir yola sap- tı. Uzun boylu herif, arkadaşının Kolü- nu dürttü, — Hah, tamam... Tam Yaklaş... Adımlarını açtılar. Mesafe gittik- çe daralyordu. Şimdi bir kilise nin parmaklıkları önündeydiler, Genç kadın birdenbire dönerek kendisin! ta- kip eden adama hışımla (Arkası var), fırsattır...