12 Ağustos 1939 AKŞAM Sahife $ AKŞAMDAN AKŞAMA İSTANBUL HAYATI Bir liraya otuz üç kavun ve bir bahşiş! — Nedir bu yahu, bu kadar kar vun? Baktım, dağ gibi yığmışlar... Evden güldüler: — Kaç paraya aldık biliyor mu sun?... Otuz üçümü bir liraya... — Demek tanesi üç kuruşa geli- yor? — Bir kuruş da bahşiş verdik. A- dam: «Bereket versin!» dedi, gitti karpuz yüklü arabalar önümüzden geçip duruyor... İşte üç kuruşluk ka- vunları onlardan almışlar.. Bir tane kesip yedim: Harikulâde bir lezzet, nefis bir rayiha... Geçen akşam da köylüler kapı- mızın önünde oturmuş, konuşuyor. lardı, Sesleri aksettiğinden dinledim: — Bu seferki gibi hiç olmamış» 1... Vurdum gözünden, — Kaça sattın araba yükünü? — Altı liraya... Halbuki her defa dört yüz doksann, beşe, haydi haydi beş yüz ona satardım.. Bu sefer iyi gitti... ... Keza: — Tavuk yirmi beşe.. . diye do- laşanlar oluyor... Çarşıda koskoca yaftalar: «Köyden gelen günlük yumurta lar, 3 tanesi 5 kuruş!» Acaba köylü bunları dükkânları kaça bırakıyor ki, esnaf bu fiata sa- tayor? ... Geçenlerde memleketimizi ziya- Tet eden Almanlar getirimişler kük bastıları, içmişler ayranları, yemişler karpuzları, Birbirlerine şöyle diyor larmış; yanlarında bulunan bir mü- Nevver arkadaşımız işitmiş: — Demek dünya yüzünde böyle cennet hâlâ varmış... ... Bu bolluğu Allah eksik etmesin. Yurdumuzun suyundan toprağından durmadan feyiz ve bereket fışkırır; Torik, hamsi, uskumru, palamut, kabak, fasulye, patlican, yumurta ilh... Birinin furyası biter, ötekinin- ki başlar... Adeta bedavaya yakın fi- attadırlar, Köylülerin yukarki muhaverele- rini de naklettim: Trakyanın bilmem neresinde yetiştirdikleri bir araba mahı altı kâğıda sattılar mu, kasket- lerini yana yıkıyor, memnun mem- nun hasbihal ediyorlar. Fakat onların yetiştirdikleri ofuz Üç nefis kavun karşılığında, biz şe- hirtiler, biz münevverler, bu yurd. daşlara ne temin edebiliyoruz?.. İki kişiyi kanıksatacak olan o kavunu verip bizim sanayi sahasındaki me- saimizin mahsullerinden yine öyle kanıksayacak kadar bir mal alacak- ları güne kadar köy meselesini, mil Ni fabrikasyon meselesini halledilme- miş saymalıyız. eni (Vâ - Nü) Haliç vapur idaresinin vaziyeti tedkik ediliyor Birkaç senedenberi Belediye: taza- fından işletilen Haliç vapur idaresi- nin tetkik eylemek üzere Belediyede muhasebe müdürü B. Muhtar, hukuk işleri müdürü B. Fe. rit, dalmi encümen azasından B. Suphi, müvazene müdürü B. Necati. den mürekkep bir komisyon teşkil edilmiştir. Bu komisyon, idarenin bu günkü gelirile almacak tedbirler et rafinda kararlar verecektir, Kararlar Belediye reisliğine bir raporla bildi. rilecektir. Dahiliye Vekili B. Faik Öztrak da geçenlerde Haliç idaresinin vaziyetile meşgul olmuşlardı. Haliç şirketi hisse- darları da yaptıkları bir toplantıda şir- ketin hükümete satılmasına büyük bir ekseriyetle karar vermişlerdi. Şu takdirde şirketin muallâkta olan hu- kuki vaziyetine kati bir netice ver- mek, yani şirketi satm almak için Belediyede yapılan tetkikler bir esas teşkli edecektir. Ömerli hayvan sergisi dün açıldı Ömerli hayvan sergisi dün açılmış, kazanan hayvan sahiplerine mükâ- Hava tehlikesi Her mıntakada sığınaklar yapılacak Trakyada yapılacak manevralar münasebetile vilâyette çalişan hava taarruzlarına karşı pasif koruma. ko- misyonu dün sabah da bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıya genel kurmay ha- muna hava taarruzlarına karşi koru- ma kumandanı general Hüsnü Kıl kış, Dahiliye Vekâleti seferberlik şu- besi müdürü B, Hüsameddin, vilâyet seferberlik müdürü B, Nail, itfaiye müdürü B. İhsan iştirak etmişler, yapılacak hava taarruzuna karşı alınacak tedbirleri tesbit etmişlerdir. Öğleden sonra yapılan ikinci bir toplantıda geçen gün neşrettiğimiz tallmatnamenin basılarak müessese- lere, gazetelere gönderilmesi, koru. ma ekiplerinin sureti teşekkülü, açı- lacak kurslar hakkında kararlar ve- rilmiştir, Mahalle aralarında tesis edilecek sığınakların yerleri kaymakamlar ta» rafından ayrılacaktır. Bu sığınakla- rın kapılarile sığınaklara giden yol- lara konacak levhalar kaymakamla- Ta gönderilmiştir. Kaymakamlıklar, her mıntakada elverişli olan yerleri sığınak olarak ayıracaklardır, Sığınaklar hamam, mahzen gibi yerler olacaktır. Istanbul Adliyesi Bazı mahkemeler tapu binasına nakledilecek Davaların sür'atle görülmesi ve mahkemelerde işlerin birikmemesi 4- çin Adliye Vekâleti İstanbulda mün- ferid hâkimli mahkemeler tesisine karar vermişti. Bu yeni teşkilâttn İstanbul asliye ceza mahkemelerinin dörtten sekize, hukuk mahkemeleri nin de altıdan on ikiye çıkarılması düşünülmektedir. Hâlen adliyenin bulunduğu postahane binası dar ol. duğü cihetle, mahkemeler çoğallıl. diğı takdirde bu binaya sığdırılması imkânsızdır. Bunu göz önünde tw tan Vekâlet, yeni adliye sarayı yapı hıncaya Kadar İstanbul adliyesi için diğer bir bina daha tedarikine karar vermiştir. Bunun için tapu dairesi muvafık görülmekle beraber bundan daha müsait bir bina da aranmaktadır. Başka yer bulunamadığı takdirde ye- ni münferid hâkimli mahkemeler teş- kil edilince adliyenin bir kısmı tapu dairesinde aynlacak kısma nakledi- Jecektir. Yeni adliye sarayı yapılın- caya kadar adliyenin bir kısmı eski binada, bir kısmı da tapu dâiresin- de çalışacak, bu suretle izdihamın ö- nü alınacaktır. Motosikletle otomobil çarpıştı Beyoğlunda Bursa sokağında G©- turan Süreyya İle arkadaşı Feyzi dün motosikletle Bahçekapı caddesinden geçerlerken şoför Sadinin idaresinde- ki otomobille çarpışmışlardır. Çarpış- ma neticesinde otomobilin kapısı ve arka çamurluğu kırılmış, Süreyya ile Feyzi de bacaklarından yaralanmış- lardır. Yaralılar hastahaneye kalâr- larak kaza etrafmda tahkikata gi- Bir ceza evrakınm tebliği esna- sında İhsan adında birinden on beş lira rüşvet almaktan maznun adliye mübaşirlerinden Hasan Basri, asliye dördüncü ceza mahkemesinde yapı- lan muhskeme neticesinde üç buçuk ay hapse mahküm edilmişti. Temyiz mahkemesi bu kararı maznunun $- Jeybine olarak bozmuş ve evrak dün asliye dördüncü ceza mahkemesine iade edilmiştir. ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin şikâyetleri Mahalle arasında böyle dükkânlar bulunması halk için her an tehlikelidir Kadıköyünde, oto matik telefon santralı civarında otu- ran okuyucularımız şikâyet ediyorlap ve diyorlar kt «Evlerimizin pek yakınında, hat- tâ bitişiğinde hayvan ahırları, nal- band ve demirci dükküânlarile oksi. Jen kaynağı yapan atelyeler bulun- sokak pis mi pis kokuyor ve karasi- nekten geçilmiyor. Bu kadarla kal- sa yine İyi, bu pis koku ve karasi- nek istilâsr bir çok hastalıklara da sebeb oluyor. 2 — Naiband dükkânı bulunması da, yalnız mütemadi bir gürültüye katlanmamızı deği), işleri hayvanla olduğundan, yukarda kaydettiğimiz mahzurların artınasını intaç ediyor. 3 — Demirci dükkânlarının çekiç darbeleri ve demir testereleri ile d- vamh surette kepenk kesilmesi insa- na, çileden çikaracak derecede rahat- sızlık veriyor. Gündüz uykusundan mahrumuz. 4 — Mahalle mim oksijen kaynağı yapılması ise eri, her an yangın tehlihesi ile karşı karşıya bu- lundurmaktadır. , halkın her türlü ihti ından müsterih olarak neticeye in- tizar etmekteyiz» Jik tedrisat muallimleri Maaşların Devlet bütçesinden verilmesi için kanun lâyihası hazırlanıyor Maarif şürasmda verilen kurarsa göre şimdiye kadar vifâyet bttçesin- den maaş alan ilk tedrisat muallim- lerinin maaşları bundan sonra mü- vazenei umumiyeden verilecektir. Maarif Vekâleti bu karar üzerine bir kanun lâyihası hazırlamağa baş- lamışlır, Kanun lâyihasına göre mu- allimlerin maaşları umumi bütçeden verilecek, fakat ilk mekteplere ait Inşaat, tamirat, ve mekteplerin ida- reslne ait masraflar gene vilâyet büt- çelerinden ödenecektir. Vilâyetlerin birçoklarının gelirleri müsait olmadığından muallimlerin maaşları, bilhassa kidem zamları ödenemiyordu. İlk mektep muslim maaşları Devlet bütçesinden veri. ince artık bu maaşların tediyesi in tizama girecektir, Mısır askeri heyeti Yakında Ankaraya bir Misir as keri heyeti geleceği yazılmıştı. Hey» etin reisi, yukarıda resmini dercetti- , ümiz Kahire topçu kumandanı. Tüm- Et meselesi Dahiliye Vekili mezbahayı gezecek Sünnet düğünleri başladı Gene sünnet mevsimi geldi Bir haftadanberi sokaklarda mavi entarili, al kuşaklı, takkeleri «Maşallah» İş- lemeli çocuk grupları dolaşmağı baş- ladı. Başları çarşafı, elleri şemsi- yeli haminmeler, gelin kurbanı gibi süslenmiş torunlarının ellerinden ta tup sokak sokak geziyorlar, akşama kadar kırk kapının ipini çekip yedi mahalle aşırı Odesitları, afhbapları, yavrucuklarının ilk mürüyvet cemi. Birkaç gündenberi şehrimizde tet- | yetine davet ediyorlar. kikat ile meşgul olari Dahiliye Vekili B. Faik Öztrak dün sabah mezbaha- ya gidecekti, Fakat Reisicümhurun şehrimizi şereflendirmeleri münase- betile Vekil, mezbahayı ziyaretini pazartesi gününe bırakmıştır. Dahiliye Vekâleti mahalli idareler umum müdürü B. Rükneddin dün Belediyeye gelerek Belediye reis mu- avini B. Lütfi, mezbaha müdürü B. Servet ile bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıda mezbuha veet vaziyeti görüşülmüş, B. Rükneddine lâzım ge- len izahat verilmiştir. B. Rükneddin, dün öğleden sonra vilâyet. binasına gelen Dahiliye Ve- kiline İstanbulun et ve mezbaha iş- leri etrafında malümat veriniştir. Beş sınıflı köy mektepleri Beş sımfa çikarılması" kararlaştırı- lan köy mekteplerinin idare ve tedri- sat tarzlarını gösteren bir broşür Ma- arif Vekâleti tarafından hazırlanmış- tar. Beş sımfa çıkarılan mekleplerin binası müsalt olmayanlarda çitle tedrisat yapılacaktır. Muhtaç mübaşirler Biriken 35 bin lira ile kendi- Adil tebligat işlerinin posta ida- resine devredilmesi kararlaştırılmişti. Aldığımız malâmata nazaran, devir işinde açıkta kalacak mübaşirlerle ihtiyarlık ve saire dolayısile muave- nete muhtaç olârı mübaşirlerin vazi- yeti Vekâletçe göz örtünde tutulmuş ve mübaşirlerin tebliğat ücretlerin- den teraküm eden otuz beş bin lira- dan istifade edilerek muhtaç .müba- şirlere tekaüdiye veya ikramiye şek- linde yardım edilmesine karar veril miştir. p ğ Taksim bahçesi gazinosu Taksim bahçesinde inşa edilen ga- zimonun mefruşatına ait münakasa şartnamesinin daimi encümene ve- -rildiğini yazmıştık. Encümen, şart- nameyi muvafık görmüştür. Gazino, Belediye tarafından döşenecek, an- cak çatal, biçak vesaire gibi yemek levazımı müteahhide alt olacaktır. Gazino binasının inşaatı ilerle mekle beraber Cümhuriyet bayramı- na kadar yalnız salon kısmı ikmal edilebilecek ve döşenecektir. Binanın odaları bilâhare tamamlanacaktır. Cümhuriyet bayramında sxlon kıs- mınmı açılma merasimi yapılacaktır. Yanlış ifade veren biri hak- kında yalan şahitlikten takibat yapılıyor 'Tahtakalede cereyan eden bir do- landırıcılık vak'asının muhakemesi esnasında mahkemede yanlış ifade vermeye kalkışan Yusuf adında biri dün asliye dördüncü ceza mahkeme- sinde tevkif edilmiş ve yalan şahld- likten dolayı hakkında kanuni taki- bat yapılmak üzere evrakı müddelu- mumiliğe verilmiştir. İstanbulun imarına aid maketler İzmire gönderiliyor İstanbul yerli mallar sergisinde teşhir edilen İstanbul imanına alt plânlariâ maketlerin İzmir fuarında da teşhirine karar verildiğini yazmış- tık. İzmire giden mimar Gotye fuarda İstanbula tahsis edilen paviyonu tet- kik etmiş ve bu maketlerin teşhirine müsait yer bulunduğunu Belediyeye bildirmiştir. Belediye, bu hususta icap eden ler İzmi! önderilecektir. la Dün sabah erkenden bizim evin kö- şesinde İki büyükanne karşılaşlılar: — Haydi evlâdım, öp bakalım ek miş, ertesi gün çekeceği korkusile betibenzi uçmuş yavrucuk titreye titreye bir adım attı, cici annenin uzattığı kadidleşmiş, titrek elini «şap» diye öpüp alnıma yapış tardı. Cicianne çenesini burmunua dokun dura dokundura dualara başladı: — Maşallah evlâdıma, kırk bir bu- çuk maşşşallah... Çok yaşa yavrum. İnşallah güvey düğünlerini de görü. rüm senin... Öğle vakti acı acı bizim zil çalındı. Kapıyı araladım, Pembe yeldirmeli, yeşil başörtülü bir haminme başımı uzatta; yarım inşallah sünnet cemiyetimiz var, buyursunlar. Yutkuna yutkuna bir müddet yü- züme baktıktan sonra sordu: — Sen, bizim Mihriban hanımın oğlu değil misin?.. — Hayır. Yanlış gelmiş olacaksınız, Dedim. Mütehayyirane başını sal adı; —İhtiyarlık böyle işte. Şu sokak- tan sapınca nevrim döndü, burasını bizim ahbabın evi sandım. Ve lâkin, şu kurban olduğum Allahın işine bak hele, Sen de bizim Mihriban hanımın büyük oğluna o kadar benziyorsun ki, Sanki bir elmanın yarısı secen, yarısı da o... Hani, senin boyun da biraz daha kısaca, gözlerin mavi, saçların sarı olsa, çehren de bir par- çacık değirmi ooluverse imşi, Mihri ban hanımın oğlu ile ikinizi ayırd et. mek kabil olamyızcakmış. Aradaki bu kadar farka rağmen Mihriban hanımın oğluna acaba ne- rem benziyor, diye düşünürken ha- minne çenesinden sızan terleri sile rek duvara dayandı; — Aman, sıcaktan da dilim, da- mağım kurudu. Bana bir bardak su ver evlâdım. — İçeriye buyurunuz, biraz dinle- niniz. Dedim. Misafir davet etmek üzere daha bir çok yerlere uğrıyacağını, gecikmek istemediğini söyledi. Bar- dağı bir yudumda bitirdi: — Allah razı olsun yavrucuğum. Sular kadar ömrün üzün olsun, Bak işte, insan oğlunun kısmeti böyle ayağıma gelir. Her ne kadar sizi tant- mıyorsam da annene söyle, muhak- Musiki üstadlarından Hafız Kemal vefat etti bütün (müanslarına) sadık kalarak muhafaza edebilmiş olan kıymetli bie şahsiyeti; ölümü muhiti için olduğu kadar 'Türk musiki âlemi için de bü- yük bir ziyadır. Hafiz Kemalin cenazesi bugün Sü- leymaniyede Taşodalar sokağındaki evinden kaldırılarak namazı öğle za- mani Fatih camiinde kılınacak ve dirnekap ie &abvristanın aükmdin idle li iy a ME ua di |