MERA MAREA ağiR. mıyor, aramağa kalktığı zaman da büyük vahşi hayvanların hü- Gumüna o uğru- yordu. İnsanlar ormanların orta sında (mahpus gibi yaşıyordu. Asırlarca Or- #yhan ; yolcuların yolunu kesti. Af- rikada, Amerikâ- Herhangi bir şeye dikkatli ba- kip herşeyi bir ba- kışta görebilir mi- siniz? (Dikkatli olmak, gördüğü- nü Kavramak iyi şeydir. Bu resme otuz saniye dik- katli bakıp şu su- allere cevap veri- - Ressamın saçı var mı? 2— Re- simde nehir var mı? 3— Görülen bina harap mı? Gökyüzünde kaç tane kuş var 4 — Ağaç ne ağacıdır? Ressamın | elbisesinde ne var? Eğer bu suallere doğru cevap verirseniz ne mutlu size, Gol£ oyunu Aşağıdaki siyah bayraktan, yuka- rıdaki beyaz bayrağa gideceksiniz, fa- kat hiç yol kesmemek şartile bir delik- ten bir kere geçeceksiniz. Usta dişçi Yugoslavyada kendisine sihirli diş. çi ünvanını veren bir adam var. Bu . Adam diyor ki üç saat zarfında hiç bir ilâç yapmadan ağrısız 2,500 diş çıkar. tabilirim. Kâğıd tabaklar Rusyada iki fabrika vardır, bu fab- rikalarda kâğıddan tabak ve bardak yapılır, 1937 senesinde bu iki fabrika 48 milyon kâğıd bardak yapmıştır, da, Hindistanda kendilerine yol aç- mak istiyenlerin orman yüzünden | evine dört dostunu davet etti, 17 nci asırda Olöy Parisin sayfi- yesi idi. Molldre de istirahate muh» taç olduğu için yazın Otöye çekilir, dinlenirdi. İ O gece Molidre, taine, Chapelle ve Furetidre'i etmişti. Yemeklerini bahçede yediler. Sof- raya otururlarken Boilenu arabasın- i dan büyük bir sepet indirtti. Sepet i şampanya ile dolu idi, Ta Fontaine: — Bu kadar şişe şampanyanın hepsini içemeyiz! dedi. Furetiöre bu fikirde değildi. — Şampanya hafif içkidir, içilir. İ Hava sıcak... Yemekler biberli İdi. | Moliöre az içiyor, misafirleri çok içi- | yordu. Hep edebiyattan bahsediyorlardı. Söz Ovide'e intikmi etti. Fakat şampanya tesirini gösterme- ğe başladı. İçenler hulyaya daldılar, | Hepsine bir hüzün çöktü. — Beşerin nedir bu çektiği derdler. İnsan hayatta mesud olamaz. — Ben Oride'in kahramanlarına hayran oluyorum, Onların kimi ot, | kimi ağaç, kimi hayvan, kimi peri olureriyorlar, Boileau: —Ben dedi bir deniz ilâhı olmak isterim. Bütün gün suyun içinde ba- kıklarla oynamak hoş Şey. Hepsinin aklına su geldi. Oh!... Suya girip serinlemek hoş şeydi doğrusu, La Fontaine; “— Bu kolay, dedi, Sen nehri yanı- İ başımızda akıyor. Haydi girelim. Hep birden: — Haydi girelim, artık yeryüzün- de yaşamaktan bıktık, dediler. Deniz | ilâkı olalım, Kalktılar. Sendeliyerek, yalpalıya- Boileau, La Fon- davet | İ Yeryüzünde her sene 95 tufan, 83 tayfun, 32 zelzele, 23 yangın 11 çekir- ge yağmuru, 10 kuraklık, 7 kıtlık, $ volkan olur. 10lira kazanan 1 Mayıs 1939 bil. mecemizi doğru halledenlerden Davutpaşa orta- Okul talebesi 36 numaralı Muzaf. fer Gökaşar bi. Rp rayı almıştır, çektikleri sıkıntıyı tasavvur eder- aliniz. e İnsanlar asırlarca ormanla mü- cadele ettiler ve yavaş yavaş orman insanlara esir oldu. Fakat insanlar da orman sayesin- de ateşi keşfettiler, Ateş sâyesinde de insan ısındı, yiyeceğini pişirdi, sa- nayle atıldı. | Ateş sayesinde insanlar ilk evleri, İ | ilc sllAhları, Dik Aletleri yaptılar. Ge l müleri tahta ile inşa edip denizleri | yendiler, Bugün ormanın faydaları saymak- | la tükenmez, Bir çok İşlerde tahta meleri, pervazları tahtadır. Koltuk, kullanıyoruz. Evlerin çatıları, döşe. | kanape, masa, karyola tahtadan ya- Bir yâz gecesi Moliöre, Otöy'deki | rak ilerlediler, Chapelle: — Adam sen de dedi, biraz sonra bacağa ihtiyacımız kalmıyacak, Moliâre az içtiği için ayıktı: Adres: 1 — Görüldüğü halde tutulamı. yan yüz ne yüzüdür? 2 — Halid . Abdülhak - Refik « Yu. İ suf- Peyami. Orhan edip, şâir ve mu- hatrrirlerimizden bir kaçının Ilk isim- leridir, öbür isimlerini yazınız, 3 — Kanatlanmak (2 harfli) ile be- yazı (2 harfli) birleştirirseniz havada uçan ne olur? .“” Doğru cevâp verenlerden birinciye 10, ikinciye 5 lira, üçüncüye 3 lira, rıca 75 karlimize muhtelif hediyeler verilecektir. Müselles İşte size bir dört köşe: A. B.C.D. dört köşesi. Bu dört köşenin içine 12 düz çizgi ile 88 müselles çiziniz. Olmaz demeyiniz, çalışırsanız olur. mİ Ane ek kali im 4 üncü İle beşinciye zarif bir kotra, ay. — Siz deli oldunuz, dedi, bu hal- de suya girerseniz boğulursunuz. La Fontaine güldü: — Deniz ilâhları boğulur mu hiç?... Furetiğre ilâve etti: — Sen bu kara toprakta oturup derdine yan. Bu kara toprak ki dur- muyor, sallanıyor. İşte bak ayakları- mizin altından kayıyor. Pinti müellifi, dostlarına yalvarı- yor, onları bu fikirden caydırmağa uğraşıyordu. Fakat onlar dinlemiyorlar. Yalpa vurarak, sendeliyerek nehre doğru yürtyorlardı. Kıyıya vardılar, Moliğre şahid ola- cağı faciayı gözlerinin önüne getirip ürperiyordu. Birdenbire aklına başka bir şey geldi; — Dostlaırm, dedi, siz âleme bir mucize gösiprmek &tiyorsunuz. Di- yorsunuz ki: Beşer isterse bir deniz ilâhı olur! Güzel, güzel amma bunu gece karanlığında kim görecek? Hal- buki bunu bütün âlemin görmösi, bu mucizeye şahid olması lâzımdır. Boileau: — Bu doğrul, diye homurdandı. Diğer üçü tasdik ettiler; — Moliğro'ın hakkı var, Chapelle: — Yarın sabah girmeliyiz! dedi. Mademki şu anda deniz ilâhı olmak- tan vazgeçlik, mademki gene beşer kaldık, haydi gidip şampanyalarımı- 7 içelim. Ertesi sabah geç vakit kalktılar, Parisin yolunu tuttular, Hiç biri de- niz iNâhı olmaktan bahsetmiyordu... Bir kaç gün sonra bu meseleden bahsedildiği zaman - çünkü Molidre gevezeydi, herkese analtmıştı - Onlar; — Yalan, Moliöre'in uydurması di. yorlardı. Halbuki bu vaka doğrudur. Büyük Racine'in oğlu Jean Racine bu va- kayı hatıralarında kaydediyor, .anassssanan! ..... Yaya devriâlem Bir insan gece gündüz saatte 4 ki. Tometre hızla 415 gün yürüyecek olsa küremizi bir baştan öbür başa kadar dolaşmış olur. Ilira kazana Mayıs 1939 bil. mecemizi doğru F halledenlerden o | Fatih ortaokul ta. * lebesi 215 numa- râli Bahaeddin Bayraktar 4 üncü hediyemizi kazan- mış, o hediyesi olan 1 lirayı al. mıştır, pılıyor. Fakat İş bu kadarla bitmiyor. Biliyorsunuz ki, yeryüzünde kulla- nılan kâğidiar da tahtadan yapıl maktadır. Sellülold yapılan sellüloz tahtadan çıkar ve suni ipek sellülozdan yapı- lır. Yemiş veren ağaçtır, reçineyi, kauçuğu ağaçtan istihsal ederiz, Ka- kau, kahve ağaç mahsulüdür, Orman münbit toprkları seylâp- lardan korur. Ağaçsız sahalar rügâr ve yağmur altında çöle benzerler. Ağacın kökleri, yere düşüp biriken yaprakları ve yaprakların massettiği su buhariyle, örman civarını tufan- dan Korur Meşe dikilen bir hektarlık sahada- ki g r günde 30,000 litre su massederler, Bugün ayide, kömür ve petre- lün oynadığı büyük rolü söylemeğe hâcet yoktur değil mi? Bu İki mad- de sanay! için elzemdir. Petrol ve kö- mür olmasa hiç bir fabrika işliyemez. Kömür büyük ormanların mahsu- lüdür. Topraktan çıkan maden kö- mürleri de, tarihten evvelki çağlarda yeryüzünü kaplayan ormanlardan kalmadır, İşte bir zamanlar insana düşman olan orman bugün en büyük dostu, hâmisi ve velinimetidir. Gördüğünüz ağaçlıklara, ağaçlara dikkatli bakınız, Ağacı sevmek, İnsan sevmek kadar değerli bir histir. Ağa- cm ve ormanın kadrini takdir ede- lim. Fidan kırmak, gönül kırmak- tan daha kötüdür. Dikkat Ben bu oyunu çok sevdiğim için sizi de sever S&e ” nıyorum, Tekrar edeyim, herhangi bir şeye dikkatli bakıp görüleni kavramak iyi şey- dir, Bu resme 30 saniye dikkatli bakıp suallere ©ö- e... Gi vap veriniz: I— Kaç tane tüy var? 2— i Gökyüzünde uçak var mı? Hava açık mı yağmurlu mu? Kaç tane tepe var? Kaç tane çadır var? Yelkenliler Bu yelkenli gemiler sira ile limanla- rına girecekler. Ancak hiç biri biribi- rinin yolunu kesmiyecektir, Acaba kaptanlar nasıl hareket ede. cekler dersiniz? Siz bu yolu bulabilir misiniz? En uzun köprü Yeryüzünün en uzun köprüsü San- Fransiskoda Okland köprüsüdür. 15 kilometre uzundur. Geceleri mevcud ışıklar 2 milyon mum kuvvetindedir, Yaya olarak köprü üç saatte geçilir.