Yüzme SpOrU m mektepliler Talebelerin iştiraki temin edilmezse su sporları sönmeğe mahkümdur Ba sporlarında mühim rol oynıyan Beykoz yüzme takımı geçer sener! kadrosile Su sporları ajanlığı tarafından tertip edilen ve 16 haziran tarihin. den itibaren bilâfasılz her hafta de- vam eden yözme müsabakaları bu hafta cumartesi ve pazar günleri yapılacak olan şampiyona ile nihayet bulacak. İntizam altında cereyan eden teş- vik müsabakaları maalesef talebe ve askerlerin ithal edilmemesi yüzünden çok sönük: geçti, Bu sporun Türkiye- de taammümüne en fazla yardımı do- kunan Galatasaraylılar sporcularının talebe olduğunu ileri sürerek müsa- bakninra girmediler. Ve senelerden. beri çok sıkı bir rekabet halinde de- vam edön Beykoz - Galatasaray çar- pışması bu yüzden suya düştü, Do- layısile müsabakalar alâkasız ve bir- birinden klâs itibarile çok farklı yü. zücüler arasında devam elliği için iyi randıman vermedi. Su sporları federasyonu tarafın- dan mevsimin ortalarına doğru veri- len. bir emirle asker ve talebelerin (serbes amatör müsabakaları) namı altında yarışlara sokulmasına mü- saade edildi ise de bu Karar yalnız ferdi müsabakalara ait olduğundan beklenen alâka ve faydayı temin et- medi, Fiihakika Obu emirden İstifade eden birkaç yüzücü ve bu meyanda halihazırda en yüksek yüzücümüz olan Mahmud yarışlara girerek mu- vaffakiyetli dereceler elde ettiler. (Mahmudun bu mevsim zarfında kırdığı rekorların Avrupa dereceleri ile olan mukayeselerinden bundan evvelki bir yazımda bahsetmiştim). Fakat Mahmud ve diğer yüzücü- lerin kendi hesaplarına yarışlara iş- tiraki klüpçülük rekabetini körükle: mediği cihetle klüplerin birbirine tefevvuk için göstermek mecburiye- tinde oldukları gayretlerden bu sene eser göremedik: Meselâ bir Bülend, bir Agâh ortaya çıkmadı. Halduki bundan evvelki senelerde şampiyonluğu elde etmek için sarfı mesat eden klüpler ortaya yeni yeni elemanlar dolayısile Kıymetli yüzü- cüler çıkarırlardı. Bütün bu gayretler yüzünden de yüzme müsabakalarımızın gördüğü alâka o nisbette büyük olurdu. Buna acı bir misal olarak geçen hafta ya- pılan şampiyonluk seçme müsabaka- larını gösterebiliriz, Bir yüzücünün şampiyonluğa işti- rak edebilmesi için muhakkak surette seçmelere girmesi lâzımdır Ki geçen senelerde bu müsabakalara Per Klüp. ten asgari elliden fazla yüzücü girer. di, Halbuki Bu sene Beykoz, Beşik- taş ve Demirspor olmak üzere üç klüpten yarışlara giren sporcunun mecmuu ellider çok aşağıdır. Evvelce seçme müsabakalarında sporcunun çokluğu yüzünden fina- Mstleri seçmek için iki üç seri eleme yarışı yapmak mecburiyeti. hissedi- lirken bü sene bunlardan bir tanesi- ne bile lüzum görülmedi. Çünkü müsabakalara iştirak öden klüpler her mesafe için ancak bir yüzücü soktuğu takdirde kati surette derece Alacağını bildiğinden külfete ve faz- la yüzücü masrafına lüzum görme. mektedir. Yukarda izaha çalıştığımız bütün bu işlere sebep, talebe ve askerlerin müsabakalara sokulmamasıdır. Hemen hemen bütün yazılarımız. da dört tarafı su ile muhat şehri. mizde su sporlarına karşı gösterilen alâkasızlıktan acı, acı şikâyet eden ve bu sporun canlanması için halkı- mızı denize karşı teşvik edici mahi. yette neşriyat yapardık. Halbuki şimdi bütün bunlara lü zum kalmamıştır. Çünkü bir spor- cunun yüzme ve derece yapma çağı 16 ile 22 yaş arası olduğuna göre ve bu yaşta bulunanların da talebe ol- maları hasebile artık spor klüplerin- den deniz müsabakalarına iştirakle. rini istemek birnevi haksızlıktan başka bir şey değildir. Beden terbiyesi Ogenel direktörlü- günün büyük bir hassasiyetle tistün- de durduğu su sporlarının kalkınmıa- sını istiyorsak ilk iş olarak talebele rin yüzme müsabakalarına iştirakini temin etmek lâzımdır. Aksi takditde büyük bir yeküna baliğ olan su sporları federasyonunun bütçesine yüksek rakamlı meblâğlar koymaya lüzum yoktur. En mühim bir iş olan yüzmeye lâzım gelen bu alâkayı göstermediğimiz (takdirde önümüzdeki senelerde müsabakalara sokacak sporcu bulamayacağımızı şimdiden'söylemek ve ait olduğu ma- kamların dikkat nazarlarını çekmek bizler için bir vazifedir. Tahsil esnasında tatil devresinden istifade ederek derize girebilmek İm- kânım her zaman bular gençlerimiz- le vazifelerde çalışan ve ancak ak- şamları daire ve mağazalarından çi- karak serinlemek için zevkleri yolun- da denize girenleri mukayese etmek ve bu kabil sporculardan derece bek- lemek mânasız ve yersizdir. Kıymetli bir yelkenci ve deniz su- bayı olan federasyon başkanının bu eksikleri takdir edeceğine itimadı- mız olduğundan ait olduğu makam- lar nezdinde lâzım gelen teşebbüsatı yapacağını ve gelecek mevsimde ta- Tebelere yüzme sporu yapmak imkâ- nı verileceğini tahmin etmekteyiz. Aksi takdirde önümüzdeki sene lerde yüzme müsabakalarını prog- ramlardan çıkarmak mecburiyetinde kalacağız ki dört bir tarafı deniz ile muhat bizler için bundan daha acı bir hareket olamaz. ŞAZİ Tezcaxt Galatasaraylı yüzücülerin Boğazı geçme müsabakası Her sene İstanbul festivalinde ya- pılmakta olan Boğazı yüzerek geçme müsabakası bu sene festivalin yapıla- maması yüzünden programdan çıka- rılmıştı. Hâber aldığımıza göre bu müsaba ka bugün Gulatasaray klübü tarafın. dan kendi yüzücüleri arasında yapi- Tacaktır. Müsabaka saat 18,30 da Ang- doluhisar ile Bebek arasında Üç sınıf yüzücü arasında icra edilecek ve de- rece alanlara klüp tarafından madal. yalar verilecektir. Yarişlara kırkı mütecaviz yüzücü iştirak edecektir. Istanbul serbes güreş birincilikleri Seçmelerde derece alan güreşçiler milli takım ele- manlarile karşılaşacak Geçenlerde Süleymaniye klübü sa- lonlarında memleketimizde ilk defa olarak 74 sporcunun iştirakile seç meleri yapılan İstanbul serbes güreş birinciliklerinin son imüsabakaları önümüzdeki ,Kafta Taksimde yapı- lacaktır. Güreş ajanlığının muna. zam bir şekilde idare ettiği seçme müsabakalarında derece alan güreş- ciler bu karşılaşmalarda mili takım elemanlarile güreşeceklerinden müsa- bakaların çok iddlalı ve sıkı bir ş$6- kilde geçeceği tahmin edilmektedir. Taksim stadında gece maçları için evvelce yapılmış olan projektör tesi. satı bu vesile ile ilk defa olarak gü- reş birinciliklerinde tatbik edilmiş olacaktır. Bu müsabakaları idare etmek üze- re Galatasaraydan Adil Yurdakul, Kasımpaşadan Kerim Akyar, Beşik- taştan Faik Aksan, Beykozdan Reşad Tunçkaldan mürekkep bir komite teşkil edilmiştir, Güreşlerde doktor Saib, Vefik, Ahmed, Reşad, Aslan ve Salm Arıkan hakemlik ya- pacaklardır. 58 kiloda milli takından küçük Hüseyin ve Kenan, 6l kiloda tekrar antrenmanlara başlayan Dünya şam- piyonu Yaşar ve Halil, 66 kiloda Ha. san, 72 kiloda Faik, 79 kiloda Adnan, 87 Kiloda büyük Mustafa, ağır sık. lette Çoban Mehmed seçme müsaba- kalarında derece alanlara karşı gü. reş yapacaklardır. Müsabakalar 18 ve 19 ağustos cu- ma ve cumartesi akşamları saat 20 de Taksim stadında yapılacaktır. Başvekâlet Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü İstanbul Bölgesi Baş- kunlığından: Istanbul hududu içinde mev- cud olup 3312 sayılı cemiyetler kanunu- nun dördüncü mâddesinin son fıkrasın- daki mükellefiyetleri yerine getirmiş ve bu: suretle faaliyette bulunmağa mezun kılınmış olan ve halen bölgemize tesçil edilmemiş buluman bilimum spor klüpleri ile bu klüplere- mensup âzalar genel di- rektörtüğün emir ve talimatına tevfikan tesçil edilecektir. Bihaenaleyh: 1 — Klüplerin bu hususta yapmakla oldukları muameleyi öğrenmek etmek üzere klüp her gün öğle- da Cümhuriyet Halk Partisi İstanbul vilâyeti merkezi binasın- daki bölge dairesine müracaat eylemeleri Hâzımdır. 2 — Tesçii muamelelerine 31 ağustos 1930 da nihayet verilecektir. 3 — Bu müddetler işinde emri tesçli ifa ettirmiyen köüpler 1939 — 100 fanli. yetlerine iştirak haklarını zayi ederler. Kerfiyet alâkıdaranın nazarı dikkatle- rine vazohunur; Bu gece Nöbetçi eczaneler Pazaryolunda : Moda caddesinde: Nejat, Üskü- dar: Çarşıboyunda Ömer Kenan, Heybelinda: Atanaş, Büyüknde: Halk. Ortaköy, Arnavutköy, Bebek, Bey- koz, Paşabahçe, Anadoluhisarı, Ta rabya, Yeniköy, Khuirgân ve Rumeli. hisarındaki eczaneler her gece açıktır. Bulmak için «Akşamsm KÜÇÜK İLANLARI En süratlı ve en ucuz vasıtadır. Yusuf | MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan; SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No, 81 Halâskâr grupu memnun değil, mebusan reisini tehdit Emellerde teferruk, fikirlerde peri» şahlık, gizli ve aşikâr suiniyetler bu «büyükten» ziyade «ihtiyarlar» Kabi- nesinde yürümek, muvaffak olmak ik- tidarını bırakmıyacağı daha ilk gün- lerde belli almakta idi. Yeni Kabine örfi idareyi kaldırdı ve umumi af ilân etti; memurlar arasın. da birçok tebeddüller yaptı (1), Bu meyanda Selânik valisi Hüseyin Kâ- zum bey de -Şeyh Muhsini Fani. azle- dildi; bu mühim vilâyet bir ay valisiz bırakıldı. İtilâtcılar sarayda İttihadcılar zama» nında mansup bir başmabeyinci iie bir başkâtibin bulunmasını hoş görmü- yorlardı. Muhtar paşa sadarete tayininden bir ta sonra mabeyin başkâtibi Halid Ziya bey aleyhindeki cereyanım git- tikçe şiddetlendiğini gördüğü için va- zifesinden affım padişahtan istiyecs- ğini başmabeyinci Lütfi Simavi beye surre alayı günü Dolmabahçe sarayım» da söylemişti. Lâtfi Simavi bey de sözün ayağa düştüğünü gördüğü için artik sarayda kalmamağa karar verdiğini sadraza- ma bildirdi. Kendisinin sadarete getirilmesine çalıştığını bildiği Lütfi Simavi beyin başmabeyineilikten ayrılmasını Arzu | etmiyen Muhtar paşa vükelâ arkadaş- larile İstişare etmeden birşey yapmı- yacağı cevabını verdi. O gün vükelâ sarayda toplanmıştı. Vükelâ meclisi .bir nazır müstesna- Lütfi Simavi beyin makamında kal masına karar verdi; fakat o çekilmek. te israr etti ve Muhtar paşadan: — Maruzat arasında (o (Başkâtiple başmabeyincinin (birlikte çıkması hikmeti hükümet iktizasındandır.) deyiniz. Hizmetini terk için Israr etti. gimi padişahın bilmemesi lâzımdır. O bana teveccüh ve iltifgt ederken hiç bir taraftan mecburiyet görmeden memu» riyetimi bırakmaklığımı rankörlüğü. me hami buyururlar! diye ricada bu- lundu. Muhtar paşa da müteessir ol. makia beraber Lütfi beyin istediğini yaptı. LüMi bey Muhtar paşadan ayrılın. ca Halid Ziya beyin odasına girdi. Hakkı ve Mahmud Şevket paşaları orada buldu. — Bu dakikada başkâtip ile başma- beyineinin: azilleri padişahtan istir- ham olunuyor! dedi. Muhtar paşa ile aralarında ne cere- yan ettiğini anlattı. Bu haberden cid- den meyus olan paşaların ikisi de bir ağızdan: — İşte bu eksikti! dediler. (2) Büyük Kabinenin zahiri olmak lâ am gelen Halâskâr zabitan grupu bu «kendi eserinden» memnun değildi! Şimdi gizli bir cemiyet halinde olan bu grup kendisini memleketin hâkimi vaziyetinde görüyordu. Birkaç gün evvel askerlerin siyasete karışmıyacağı hakkında yapılan ka- nun tamamen unutulmuştu. Askere hitap eden padişah beyannamesi ise boş sözler sayılıyordu! Halâskârlar evvelce: (Bugünkü Millet. Meclisi eğer milli emellere mugayir olarak cebren yapıl- muş intihap mahsulü olduğu iyice ted- kik ile tebeyyün ederse feshedilmeli) demişlerdi. Kolayca muvaffakıyetten sonra şimdi meclisi fesh için ancak 48. saatlik müblet veriyorlardı; sadaret, makamında Muhtar paşayı değil, Kâ- mil paşayı görmek istediklerini sakla- mıyorlardı. Grupta cüret o kadar artımış idi ki, Mebusan reisi Halil beyi -evine refa- katında bir polis memuru bulunduğu halde bir zabit göndererek. şöyle teh- dide kadar varıyordu: (Gerek İttihad ve Terakki muhitin. de, gerek Mebusan meclisi sahasında vatan için hiç de hayırlı olmıyarsi vukua gelen bunca sakim hareketleri. nize zamimeten bu defa da padişah nezdinde yaptığınız teşebbüs ve entri- kalar grupumuzca malümdur. Bu bü. yük cezayı müstelzemdir. Bununla be. raber pis kanlarla lekelenmek arzu etmediğimiz için ihtara lüzum görüyo- ruz ki; Mületle beraber bütün ordu. | nun katiyetle istediği en mühim iş Mebusan meclisinin daha doğrusu Fındikli klüp ve tiyatrosunun feshidir. Bu hususta siz engel olmadığınızı hat- tâ bunu terviç yolunda bilfiil çalıştığı. nızı kırk sekiz saatte izhar ve isbat etmezseniz biz de üzerimize terettüp eden vatan! vazifey"! lera edeceğiz.) (Hamiş — Kendilerinde hiç bir kıy- roet ve meziyet görmediğimiz oşhasa hitaptan kendimizi müstağni saymak- tayız.) Reis"Halll bey bunu ertesi günü meg» lise tebliğ etti. Tabii büyük bir gürül. tü koptu. Harbiye Nazırından istiza- ha karar verildi. Nâzım paşa Meşru- tiyet ilânından beri büyük biöfler ya- pıldığını beyan ederek tahkikat icra- sım vadetti. Fakat ne bu tahkikattan bir netice çıktı; ne de Halâskârların tehdidi yerine geldi. İşlerin içyüzünden bihaber zavallı sultan Reşad, Gazi Ahmed Muhtar pa- şa gibi kendisinin müveddetini değil. se de hürmetini celbetmiş namdar bir zat ile selefleri zamarında olduğu gibi tumturaklı elkabı haiz diğer paşalar- dan mürekkep bir Kabine teşkil edil. miş'bulunmasından mahzuz görünü. yordu! Mutadı veçhile gidenlerin aley, hihde bulunmak zevkinden de kendini mahrum edemiyordu! O şimdi büredi- ler yerine kerli ferli vezirler gelmiş gi- masından dolayı Allaha şükrediyorduf Biraz sonra Babıâli baskını üzerine Tt. tihadorar tekrar iktidar mevkiine ge. lince de âciz ve miskin adamlar yeri. ne iradeli ve kahraman iltihadcılara tekrar kavuştuğundan dolayı gene Al- lah şükredecekti! Ahmed Muhtar paşa Kabinesi Ar- navutlukta asilerle pazarlığa girişmek yolunu tutmuştu. Muhtar paşa: — Memlekette inkılâp bitti! Yerine makul ve'mantlaki bir idare başladı! diyor ve: — Ahmed Muhtar naminın Arma» vutlukta şayi olması kâfidir. Birkaç gün zarfında orada hiç birşey kalmaz; huzur ve sükün avdet eder... diye te- minat veriyordu. (3) Mebusan meclisinde Arnavutluk iş» yanından ve Manastır firarilerinden bahsedilirken epey gürültülü müna- kaşalar oldu. Arnavud mebuslar mec. liste birer hâkim ve fatih tavrı takını- yorlardı. Ergiri mebusu Müfid bey: — Arnavutluk isyanı meşrudur! Dedi. Arnavutlukta dökülen Türk kanının acısını kalbinde duyup kendi. sini tutamıyan Denizli mebusu Sadık efendinin ağzındün Arnavud âsileri hazkında: — Onlar canidir! Sözü çıktı. Devletlerine kaışı isyan edenler hakkında verilen bu sıfata Berat mebusu Arnarud Süreyya bey: — Cani... Senin milletindir! Diye bütün Türklüğe tecavlizle mu- 'kabelede bulundu! Ve Osmanlı Mebu. san meclisi buna tahammül etti! Gazi Muhtar paşa İttihadcıları sev. memekle beraber onlar aleyhinde çok siddetli tedbirler ittihazını da tasvip müracaat etmişti. Muhtar paşa bir va, sıta İle ona şu haberi göndermişti; — Bu gazeteyi çıkarmaktan mak- sad İttihad ve Terakkiyi yeniden ikti. dar mevkiine getirmeğe çalışmak mi- dır? Sait paşa sadaretinde hükümetin dahili ve harici vesikaları, muhabere- leri hep elimizdedir. O heyet bir müd. det daha devam edeydi, ramak kaldı bu devlet batacaktı. Bugün İttihad ve Terakki yeniden hükümeti ele alırsa gene böyle olur. Kimseye, hiç bir ta. rafa nefsaniyetimden değil, fakat mahzı hakikat olduğu için sırf vioda» nımın sevkile bu sözleri söylüyorum. (Arkası var) (1) Ben de üç ay evvel tayin edilmiş olduğum müstukli Samsun mutasarrıf. Kından (görülen lüzuma inebmi) denile- rek bu sırada azledildim. (2) Lülfi Simavi: Sultan Mehmed Re- gadbunm ve halefinin sarayında gör düklerim. (3) Şeyh Muhaini Fani; 10 Temmuz in- kılâbı ve netayici,