2 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

2 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Ağustos 1939 Bahife $ Cümbhuriyet rejimi , umumi kaide olarak, milletin bilgili, istidadlı un- surlarma yer vermiştir. Hakiki bir me- ziyet sahibi olsun da köşede atılmış kalsın, tamamile unutulmuş bırakıl- sın; bilmem ki bu kabil on binlerce, hottâ binlerce mağdur yurttaş var mi- dır? Böyle acmacak vaziyette olan müstesnalar, kabahati her şeyden zi- Filânen işi mükemmel biliyorsunuz; ustasınız... Kabil midir ki bu memle- kette bir baltaya sap olamıyasınız; bü- tün kapıları yüzünüze kapalı bulası- nız?... İmkân yok... Bin bir ses birden yükselecektir: — Ben ki namuslu, faziletliyim, fi- lânca hizmetleri dokunmuş bir insa- nım; işte: Umduğum gibi bol maaşlı iş bulamadim... Mesele burada: «Namuslu, fazilet- U...» Âlâ... Bu tapkı «imlâ biliyorum, beni idip olarak ilân etmiyorlar!» di- ye şikâyette bulnmağa benzer, Edip olmak için imlâ bilgisi zaruridir, fa. kat kâfi değildir. Daha ne şartlar var; ne meziyetlere sahip olmak icab eder, Yüksek bir mevki işgal etmek için de namuskârlıktan, dürüstlükten maada neler lâzım, neler... Evvelâ; O işin ehli, mütehassıs ol. mak... Halbuki bizde, yalnız kendilerini yüksek makama lâyık görenler değil, bazan falanca tanıdığını o yere inha eden de şöyle düşünür; — Pek münasip bir tayin olur, Zi- ra kahıbımı basarım ki bu adam çak maz; kesesini, kasasını dolurmağa kalkmaz. Namusu mücessemdir!.. Kendisinin pek hamiyetli bir insan ol duğu eski bir hareketile de malüm- dur... İyi çocuktur, tanırız... Tayini? Bu ölçü, «berneti zimmet asıldır!» kaidesini altüst ediyor. Hâşa, sanki bütün millet meşkükmüş te, istisnai olarak o zat ve arkadaşları namus- kârmış gibi bir garabet! Büyük hercümereleri takip eden is- tikrarsız devrelerde, henüz körpe bir rejimin pek dar bir muhitten - gözü- nün önünde bulunan insanlar arasın- dan. titiz seçmeler yapması belki za- ruridir, Fakat aradan uzun seneler geçip te milletin tabii hayatı mecra. sını aldıktan sonra, geniş hir intihap sahası açılmış olur. Artık aranılan me ziyet sırf «snamuskârdır! Çalmaz! Ken disini biliriz! Hamiyetlidir!» gibi tak- diri kıymetlere inhisar edemez. Zira Cümhuriyet rejiminin yirmi küsur se- nedir yetiştirdiği yüz binlerce münev. ver arasında ahlâklıların kahir ekse- riyeti teşkil ettiğini, hamiyette kimse den aşağı kalmadıklarını kabul etmek zarureti vardır, Aksini bir an düşün. mek bile, maazallah kendi mâneviye- timizi kökünden inkâr etmek olur, Muayyen şekildeki mahkümiyetlerin damgalamadığı bütün vatandaşları te. miz biliriz. Bizim için mihek, Türk milletine has olan namusa, fazilete, hamiyete inzimam eden ehliyet, bilgi, ihtisastır, Ancak bunlara sahip olan. lâyık görmelidirler. Ve münhasıran böyleleri büyük işlerin başına getiril. melidir. AKŞAMDAN AKŞAMA Namus kâfi değil, ehliyet de lâzım! | | i (VA - Nü) Srnümers00 0114110108882 00E1200100001880800091 Muhasebe memurları kursu açıldı Belediye muhasebe memurları için Açılan kurs, dün faaliyete başlamış- tar. 58 memurun iştirak ettiği kurs Alin sabah saat 9 da Belediye Reis Muayinlerinden B, Rifatın kısa bir “ hutkile açılmıştır. Kursta dersler sabahları yapıla Saktır. İlk ders muhasebe müdürü B. Muhtar tarafından verilmiştir. Dersler umumi meclis muamelât Müavinleri, tahakkuk müdürü B. Müdürü B. Zühtü, muhasebe müdür Zeynelâbidin tarafından verilecek- tr. Kurs sekiz ay sürecektir. Kahveci ile simitçi kavga ettiler Kahveci Adille, simitçi Hazım kay- Ba , Hazim eline geçirdiği bir ! da Kalemle Adili kulağının arka» m yaralamıştır i Süt şirketi kuruluyor Belediye 200 bin, sütçüler de 100 bin lira nı lira koyacaklar Ziraat Vekâletile kâletile İstanbulda ku- rulacak süt şirketi ve fabrikası etra- fında temasta bulunmak üzere Beledi- ye iktısad müdürü B, Saffet ile zira- at enstitüsü sütçülük doçenti B. Ek- rem Rüştü dün Ankaraya gitmişler- dir. Belediye süt şirketi kurmak ve fabrika tesis etmek üzere Iki yüz bin lira tefrik etmiştir, Süt müstahsilleri de 100 bin liralık hayvan veya para ile bu şirkete iştirak edeceklerini bildirmişlerdir, Diğer taraftan İngilizlerden başka Alman ve İtalyanlar da süt fabrika- sı tesis için Belediyeye müracaat et- mişlerdir. Bir çocuğun öl ölümü şüpheli görüldü Mecidiye köyünde Osman isminde birinin yedi aylık bir çocuğu dünya- ya gelmiş, altı saat yaşadıktan son- ra ölmüştür. Çocuğun cesedi adliye doktoru B. Enver Karan tarafindan muayene edilmiş ve ölüm şüpheli görüldüğün- den cesedin morga nakline lüzum Taksim kışlası Takdiri kıymet komisyonu enkaz için 30,700 lira kıymet takdir etti Maliyeden Belediyeye devredilen Taksim kışlası ile müştemilâlırın en- kazı için bir takdiri kıymet ko. misyonu teşkil edilmiştir. Bu komis- yon mahallinde yaptığı tetkikler ne- ticesinde kışla İle müştemilâtının enkazı için 30,700 lira kıymet takdir etmiştir. Komisyonun raporu Belediyeden Maliye Vekâleline gönderilecektir. Maliye Vekâleti bu kıymeti kabul et- tiği takdirde kışla ile müştemilâtının Belediye namına tapuca tescil mu- amelesi yapılacak ve Belediye de bu parayı Maliye Vekâletine ödeyerek kışlaya vaz'ıyed edecek ve kışlayı yıktırmağa başlayacaktır. Edirnekapıda bir ev yandı Dün saat 17 de Edirnekapıda Aci- çeşmede Kalfa sokağında 38 numa- ralı 2 kattan ibaret ahşap birer yanmıştır. Ev, Mikâil isminde birine aittir. İtfaiye yangın yerine gittiği za- man evin baştan başa ateş içinde kaldığı görülmüştür. Maamafih alı- nan tedbirler neticesinde ateşin et- rafa sirayetine imkân verilmemiştir. Ticaret ve Zahire borsası idare heyeti reisi seçildi Yeni ticaret ve zahire borsası ida- re heyeti, ilk içtimamı, dün sabah, borsanın içlima salonunda yapmış- tır. Her sene olduğu gibi buyılda ticaret odası namına seçilen İki aza- nın da iştiraki ile yapılan bu toplan- tıda heyeti idare relsliğine Vedad Fortun, rels vekilliğine de Nuri Ko- gikoğlu seçilmişlerdir, Bu sene, borsa muamelâtını tef- tiş işini heyeti idare azasından B. Nafiz Özalp görecektir. Limanlar umum müdürlüğü kooperatifi Limanlar umum müdürlüğü me- murin kooperatifi umumi heyeti, önümüzdeki hafta içinde toplana- caktır. Toplantıda kooperatife alt hesap ve İşler tetkik edilerek memur. lara daha fazla kolaylıklar temin çareleri düşünülecektir. İntikal münasebetile, geçen ay ba- a hissedarlardan aidat alınamamış- tı. Bu ay, iki aidat birden tahsil edi. lecektir, Romanya sefirinin suaresi Romanyalı denizeilerin İstanbulu ziyareti münasebetile Romanya sefi ri tarafından bu akşam saat 20,30 da Karilerimizin mektupları “Avan proje,, sözü Türkçe midir ? «istanbul Sergi 3arsyı Cümle şu: Eğer öz türkçe olarak kabul edilmiş te haberimiz yoksa, tenkidimde .haksı- gm. Bu da imkânsız! O halde kelime yerini bulup cümle düzelsin. Tat Çeşme başında kavga Bir kız çocuğu su tenekesile bir çocuğu yaraladı Dün Kadıköyünde Kurbağalıdere- de çeşme başında bir kızın bir erkeği yaralamasile neticelenen bir vaka my Hadisenin teferrüatı şöy- ei civarında oturan bakkal Hasanın on yaşlarındaki oğlu Ömer, elindeki iki küçük kova ile çeşme başına gelmiş ve alelâcele su doldurmak istemiştir. Fakat kendisinden az evvel gelmiş olan arabacı Hüseyinin dokuz yaş larındaki kızı Feriha, nöbetin kendi- sinde olduğunu, daha evvel doldurâ- mayacağını söylemiştir. Ömer, dol- durmakta ısrar etmiş, Feriha doldurt- mamış, nihayet söz dinletemiyeceği- ni anlayınca, elindeki tenekeyi Öme- rin başına vurarak yaralamıştır. Ömer, başından kanlar akarak soluğu polis karakolunda almış, ge len polisler Ferihayı yakalamışlardır. Küçük kız hakkında icap eden ka- nuni muamele yapılmaktadır. Piyasa vaziyeti Yapağı ve tiftik satışları dün hararetli idi Tiftik satışları dün de devam et- miştir. Dün, 300 balye Sungurlu tif- tiği kilosu 110, 45 balye Gerede tif- tiği kilosu 100, 102, 50 balye oğlak tiftiği kilosu 126, 128, 40 balye Ka- ramezar tiftiği kilosu 116 kuruştan satılmıştır. Bu satışların Almanya için oldu. Şu anlaşılmaktadır. Dün, 50 hin kilo Konya yapağısı kilosu 515 kuruşlan satılmıştır. Ayrıca Trakya malı yapağılardan 50 balye mal, kilosu 65 kuruştan olmak Üzere satılmıştır. Bunlardan başka 5000 dibağ keçi kili Anadolu menşeli mal, kilosu 270 kuruştan satılmıştır. Keçi kıllarının İtalya için satın alındığı anlaşılmış- İtalya ile ticaret Dün bir gazete, İtalyanların, gön- derdiğimiz Türk malı eşyasının be- dellerini ödemekte müşkülât çıkar- dıklarını haber veriyordu. İtalya İle iş yapan müesseselerde yaptığımız tahkikat neticesinde bu- nun, umumi mahiyette olmayıp an- cak hususi bir iki firmanın malları- na latbik edilen arbitrajdan ve diğeş bazı anlaşamamazlıklardan meyda- na geldiği söylenmiştir. Bahusus, İtalyanın, kliring hesaplarında 3 milyon lira kadar alacaklı vaziyette bulunması, tacirlerimize mümkün ol duğu kadar kolaylık göstermek 76- ruretini tevlit etmektedir. Bize verilen malümata göre, ihra- cat tacirlerimize akıl ve hayale gel Vilâyetve Belediye geliri | Temmuz içinde 1,235,000 lira tahsil edildi Belediye muhasebe müdürlüğü, gehrin muhtelif semtlerindeki tahak- kuk ve tahsil şubelerinde yaptığı bin küsur liralık, Şişlide de 400 bin ira matrahlı 38 bin liralık bina ver- gisinin tahakkuk ettirilmediği tezs- hür etmiştir. Bu vergiler derhal tahakkuk etti- rilerek tahsiline başlanmış, bu hu- susta ihmal ve teseyyübü görülen mesul memurlar hakkında da taki- bata girişilmiştir. Bundan başka yine Şişlide iki ma- hallede tanzifat vergisinden 1600 li- ra tahakkuk harici kalmıştır. Sene- lerdenberi kontrolsüz kalan bu ver- giler hemen tahsil edilecektir. Diğer taraftan, Belediye muhase- be müdürlüğü tahsüâta büyük bir ehemmiyet verdiğinden şehir dahi- İinde Vilâyet ve Belediyeye ait vergi ve resimlerden temmuz içinde bir milyon iki yüz otuz beş bin lira tah- #1 edilmiştir. Polise hakaret Karakolda hâdise çıkaran kadın mahküm oldu Küçükpazarda oturan Melâhat is- minde bir kadın kocası Kanberle kavga etmiş ve bu iş için polis ka- Takoluna götürülmüştür. Melâhat, karakolda da polis Meh- mede hakaret ve eline geçeni polis- lerin üzerlerine atmak gibi bazı ha- reketlerde bulunduğundan hakkında Mâzım gelen tahkikat evrakı tanzim edilmiş ve dün asliye dördüncü ceza mâhkemesine sevkedilmiştir. Melâhatın yapılan muhakemesi neticesinde cürmü sabit görülmüş, bir ay 20 gün müddetle hapsine 30 lira para cezası ödemeye mahküm edilmiş ve derhal tevkif edilerek tev- kifhaneye gönderilmiştir, Beyoğlundaki yangın Meryem ana kandilinden çıkmış Evvelki gece Beyoğlunda Hamal başında Kördelâ sokağında beş evin yanmasile netitelenen yangın tahki- katı dün ikmal edilmiştir. Ateşin, ihtiyar Vasil ile karısının oturdukları odada yaktıkları Meryem ana kandilinden çıktığı ve rüzgârın tesirile büyüyerek beş evin yanması- na sebeb olduğu teshit edilmiştir. Yanan evlerden dördü sigortasız, yalnız en son yanan sigortalıdır. İh- tiyar karı koca hakkinda dikkatsiz- likle yangına sebebiyet suçundan kanuni takibat yapılmaktadır. Karısile kaynanasını yaralı- yan İsmail henüz İki gece evvel, Küçükpazarda Ha- tıkadın mahallesinde oturan boşan- dığı karısı Hikmetle kaynanası Mele- ği tabanca kurşunile yaralayıp ka- çan İsmail henüz yakalanmamıştır. 'Tahkikatın adli safhasına müd- delumumi muavinlerinden B, Orhan Köni el koymuştur. İsmail her tarafta aranmaktadır. Üç lira rüşvet Tanga poliş karakol mürettebatın- dan Şakir isminde biri, Ömer adın- da bir bekçiden üç Hra rüşvet almış olduğu iddiasile hakkında tahkikat evrakı tanzim edilerek ikinci sorgu hâkimliğine verilmiştir. Sorgu hâkimi Şakirin tevkifine ka- tar vermiş, ve asliye üçüncü ceza mahkemesinde mevkufen muhâkeme edilmesi takarür etmiştir. Kö; pek ısırdı Yedikulede Gönül Sabahat ismin- de bir kız, ayni semtte oturan İzzetin köpeği tarafından ısırılmıştır. Poliş Babâhati tedavi altına aldırmış, kö- pek sahibi hakkında kanuni takibata | İSTANBUL HAYATI Pansiyon odaları Dellâl önde, biz ardında, Beyoğlu. nun yan sokaklarında mekik dokuyo- ruz, Bir ahbaba kiralık pansiyon arı yoruz, Dellâl her köşe başında durup defterini çıkarıyor: — Şimdik size öyle bir pansiyon bu- Incağım ki, ağzımızın suyu akacak, şak saçlı madam medhiyelere başlıyor: — Var bizde bir odu amma, ne oda!.. Herkim ki bir tefa girmis olazak içer- ruz. İkinci, üçüncü, dördüncü kat... Hâlâ çıkıyoruz. Daha odayı görmeden, dellâlın da, ev sahibi madamın da söz- lerini tasdik ediyorum: Hakikaten bu sıcakta bu kadar merdiveni tırmanan bir adam odaya girince, hattâ kapının eşiğinde şak diye düşüp bayılır ve bir daha da kolay kolay çıkamaz. Nihayet, bilmem kaçıncı katta ma- dam, prostelâsının altından bir deste anahtar çıkarıp oda kapısının önüne dikiliyor. Şakır şukur bütün anahtar- lar tecrübe ediliyor, Birkaç da tekme yedikten sonra çarpık kapı boğuk gı- cırtılarla açılıyor. Çenesinden terler sızan madam; kıymetli eserini teşhir eden büyük bir sanatkâr gururile te- bessüm ediyor: — Odayı görüyorsunuz?... rayından daha güzel, Kapıdan girer girmez, saraylarda oturan krallara acıyorum. Köşede kı- rık, otları fırlamış bir kanape, yanım- da, bacakları tellerle bağlanmış iki sandalye, üzerine yağlı gazeteler seril- miş bir masa, Duvarlar boydan boya resimlerle dolu, Oklarla, mızraklarla kaplan kovalıyan avcılar, siyahlara bürünmüş bir papas, en üstte Meryem ana... Hele köşedeki paslı karyolayı görünce kendi kendime mırildanıyo- rum: Zavallı krallar, demek bundan daha fena yerlerde oturuyorlar, Bizim arkadaşın bütün merakı tah- takurusu. Telâşla soruyor: — Madam, tahtakurusu yok ya... Madam iki ellerini kaldırarak başını sallıyor: — Ah vire... Ne söylüyorsun?... Böy- le bir odada tahtakurusunun ne işi var?... On beş senedir burada otur- misim, bir tane bilmem tahtakurusu görmemisim. Kadının sözleri pek de yalan değil, Çapaklı, sulanmış gözlerile tahtaku- rusunu görebileceğe benzemiyor, Ak- silik bu ya... Duvardaki levhalardan birinin kenarında dolaşan kocaman — Madam, şurada birşey görüyorum amma... Madam parmağını dilile ıslatarak telâşla koşup el çabukluğile tahtaku- rusunu yakalıyor. — Yok vire... Değil Ufak bir böcek... Pazarlıkta uyuşmanın imkânı yok. Madam ayda otuz liradan aşağı inmi- yor, Saatlerce dolaştık. Ne kral saray- ları, ne sultan odaları gezdik. Bazı yerlerde biz odayı beğenmedik, bazıla rında ey sahipleri bizi beğenmediler, velhasıl işi halletmeden yorgun argın döndük. Kral sa- tahtakurusu, Trabzonlular modern bir liman istiyorlar limanlar umum müdürlüğüne, dün, Trabzondan, muhtelif tüccarla- rın imzalarını taşıyan bir telgraf gelmiştir. Bu telgrafta, Trabzonda modern bir liman bulunmayışından dolayı tahmil tahliye İşinde müşkü- lât çekildiği, vapurların 200 metre uzakta durduğu, fakat asıl müşkü- lâtın nakliye işinden ziyade ardiye meselesinde kendini gösterdiği bil dirilmektedir, Limanlar umum mü. dürlüğü, bu hususta yakında bis karar verecektir, Kır eğlencesi Çocuk Esirgeme kurumu Erenköy kolu tarafından 5/8/1099 cumartesi akşamı Suadiye plâj gazinosunda yoksul çocuklar menfhafine sabaha kadar devam etmek üzere bir Kır eğlencesi tertip edilmiştir. Kıymetli sanalkir bayan Musllâ ve Sadi iştirak ederek bu hayır işi için en mutena parçalar teganni edecektir. Macar cazı, zengin veryete numaralanı > dans müsabakası İle yaüsamerenin

Bu sayıdan diğer sayfalar: