: > AKŞAM | e Acıklı bir tarih hatırası Akdeniz hâkimiyetimizin şaşaası Çeşme'de nasıl sönmüştü? Çeşme'de tesis edileceği söylenen bahri üssümüzle denizciliğimizin ayni mevkide abıhayat içmesi kaderin hoş bir cilvesidir Bir Fransız gazetesi, Epe denizin- “de Çeşme limanında bir harp üssü Yaparağımızı yazıyor, Bunun için bstumuz İngilizlerle birlikte hnre- kete geçecekmişiz ve pek yakın bir gamanda Çeşme Yakın Şarkın Sen- gapuru, bir emsalsiz deniz üssü ola- “Takmış, * Bugünkü vaziyette Çeşme, sekiz or bin nüfuslu küçük bir kasabadır. İzmirin sayfiye yeri mesabesindedir. (Çeşme, Ege denizine eksen metre kadar uzanan, bir yandan Çandarlı öte yandan İzmir körfezine hâkim Olan dağlık Yarımadanın cenup ycundadır. Çeşmenin bir hususiyeti de asırlardanberi muhtelif kavimler tarafından paylaşılamayan Sakız adasına hâkim bir mevkide. bulun- ynasığır. Bundan sonra iftihar edeceğimiz bir Türk kahramanlığı merkezi ols- tak Çeşmenin, tarihimizde bir acı hatırası Yardır. Çeşmenin yeni vazi- yeti © mağlübiyetin acısını da sile cektir. i Bir vakitler Barbaroslarile, Tur- gutlarile bütün Akdenizi titreten (Türk denizciliği Osmanlı devletinin #nbitat devrinde Çeşmede tamamile sönmüştür. Bu sefer, denizlerdeki bahlımızın yine O noktada parluma- şını dileriz. ... * Çeşme muharebesine o takaddüm eden yıllarda Osmanlı. donanması berbad bir vaziyette bulunnukla be- gaber, Akdenizdeki mevkiini tamami ie kaybetmiş değildi. Üçüncü Mustafa tahttaydı. Donanma, ânaneye riayetle her bahar Akdenize çıkıyordu. Fakat ge- püilerin yapılışı pek kusurluydu. Ek- gerisinin bordolarile güverte araları yüksek, batarya lombarlarr alçaktı. Hamule İstifleri usulsüzdü. Aletler çürük; makaralar, halatlar yıpran- muş vaziyetteydi. * "Topları çapları biribirine uymadı. fı için cephane levziatı da karışıktı. Bir topa mühimmat verilir, lâkin gemileri kaptanlara satıyorlar. dı. Onlar da maliyetlerindeki rütbe ve şnemuriyetleri müzayedeye koyuyor- Iardı. Yani donanma hizmeti ehil el- lerde değil, arttırandaydı. (Bi senedenberi, (1718 tle 1768 ara- sında) bir deniz harbı olmadığından behriyeliler cengi unutmuşlardı. An- çak dedelerinin menkibelerini dinle- mekle kalmışlardı. Tecrübeli deniz &iler hep ölmüşler, yerlerini deniz rinden anlamayanlar tutmuş- / Akdenize çıkan donanma ile kap- tam paşlar, adaları gezerler, keyfe” derler; halkı derece derece soyarlar, “keselerini doldururlardı, | Osmanlı donanması “bu vaziyet- teyken 9 devirde en büyük rakibimiz olan Ruslar, bir tereddüt devresi ge- Şeimi Ballık denizinde yepyeni ir donanıma hazırlamışlardı. İkinci Katerin, Tuna boyunda Türk oidula. #mı epeyce hırpalamıştı. Fakat bu- kanaat, elmeyip Osmanlı dey- etine Akdenizde de bir darbe vur- mak istedi. “Bu, baskın halinde bir hareket “olacaktı. İ Çariçe, Petersburgun yanındaki Kronştad tersanesinde (hazırladığı muazzam donanmayı iki filoya ayır- dı. Birini amiral İspridof'ur., öbürü- nü de amiral Movodinol'un kuman- dasına verdi. İngiliz amirallerinden Kiphineston müşavir ve muradp mevkiindeydi. .« Rus donanması, Baltıktan çıktı, İngiliz limanlarına uğradı ve bura- lardu yeni alâe, edevatla, ntühim. İmatlu, erzakle, usta kıluvuslarla tec biz olundu. Kadrularma iyi sabitler üahil oldu, Çeşmeden bir manzara İngilizler, Osmanlı devletine tabi huristiyanlara yardım etmeği düşü- nüyorlar; bundan başka, gelecek asırlar zarfında elde etmeği kurduk- ları kati deniz hâkimiyetine zemin hazırlıyorlardı. e Akdenizdeki rakip donanmaları imha edeceklerdi. Bun- larm en başında Osmanlıların do nanması geliyordu. Fakat bunu bizzat kendileri yap- mak istemiyorlardı. En muvafığı Ruslara yaptırmaktı. Çünkü Ruslar, eninde sonunda Akdenizden çikip gideceklerdi. Burada ebediyen tutun- Böylece, Ruslar, Akdenize geldiler. Kumanda Çariçenin âşığı Orlof'un biraderindeydi. Yani amirai Aleksi Orlof'ta... Bu kumandan. Mora Ya- rımaddasına yanaştı, İstanbulun, bütün bunlardan ha- beri yoktu. Hatta sadnâzama: — Bir Rus donanması Akdenize geldi! - dedikleri vakit; — Cahiller! . diye gülmüş, alay etmişti. - Kabil mi? Baltık denizin- den Akdenize inilemez! Fakat bu haberin doğruluğu öğre- nilince İstanbul fena halde şaşırmış- tı. Venedik hükümeti protesto edil mişti: — Rus donanmasını Adriyatik yo- Tile Akdenize sizler bırakmış olacak- sınızi Rus donanması, Mora Rumlarına : silâh ve para dağıtıyordu. Yunanlı lar arasında isyanlar çıktı, Osman- k hükümeti ordu göndererek bu kı- | rı tehdit eliiğinden buna karşı koy- mak icap ediyordu Aceleyle: iki filo hazırlatıldı. Burn- lardan birinin kumandası Kaptanı derya Hüsameddin paşaya verildi. ve Akdenize gönderildi. Öbür filo da Boğazda kaldı, Bunun başında Cafer ve Hasarı beyler vardi. Devletin baş- Kg tarafta da filoları vardr. Fakat bunlara meram anlafılamıyordu. Trablusgarp filosu Pelemenkiilerle, 'Tunus #llosu Fransızlarla, Cezayir Osmanlr filasu, bu vaziyet altın da Sakız adası karşısındaki Çeşme HWmanma vardı. Bu donanma 6090 | toplu 16 kalyondan 6 firkateynden, 11 şebekten ve diğer bazı küçük ge milerden mürekkepti, Rus donanmasında ise 9 büyük gemi, 7 firkateyn, bir kalyon ve bir çok nakliye gemisi vardı. Orlot, Osmanlı donanmasını Ik mana girmesine müsaade etti Zira hemen harbe tutuşmaktan kork” muştu. Hatta geri çekilmesini bile istiyordu. Fakat İngiliz amiral, ta arruz için teşvikte bulundu. Rusjar açıkta duruyorlardı. Os manlılar ise, sıkışık bir halde Çeşme imanı içindeydiler. Düşman müte. harrikti, biz sabittik, Kalyonlarımız. dan yalnız bir tanesi limanın diş daydı. | ların bir gemilerinin dümenini par- | deye gidip ateşi susturdu. Bir çay içip > burg neşe içinde çâlkandı, Büyük | 1710 senesinin ??T temmuz günü, Ruslar, muzıkalarımı çala çala kap- tan Hasan beyin kalyonuna saldır. | dılar. Osmanlıların bir güllesi Rus- çaladı. Derken iki gemileri ateş aldı. Mehvolan bir Rus gemisinden ancak doksan kişi kurtuldu, Beş yüz adam | ateş ve suyun İssirile öldü, Fakat | bu sırada Osmanlı gemisi de bütün mürettebatile batli. Yalnış Hasan bey, kılıcı ağzında olarak, yüze yü- ze kıyıya çıktı, Yanan iki gemi, kundak halinde, sularla sürüklenerek, limanın ağzına geliyordu. Ruslar, bu manzaradan cesaret alarak ateş gemilerini de li- mana saldırdılar, Bir taraftan da gülle ve kumbara atmağa başladılar, Bu vaziyet karşısında, yerlerinden kımıldanamayan Osmanlı donanma. si 9 temmuz 1770 de yandı, 14 kal- yon, 6 fhrkateyn. ve elli küçük gemi mahvoldu, 9000 insan boğuldu. Artık Adalar denizi müdafaasız kalmış demekti, Buradaki Adalar Rusların eline geçmiş demekti. İngi- liz amirau Rusların Çanakkaleye saldırmasını da teklif ediyordu. sandır, Çok hastamız varis diye ol- dukları yerde kaldılar. Buna rağmen Elphinston kendi gemisile Çanakka- geri döndü. Bu muüzafferiyet Üzerine Peters Katerina, Rus bahriyesini ihdas eden büyük Petronun ruhuna dualar okuttu. Çarlara mahsus olan ve Pe. tersburg civarında bulunan Tsarsko. ye Selo'da bir takızafer dikildi. Ami. ral Orlof'a da «Çeşmenskis unvanı verildi. Bu mubârebeye iştirak eden bahriye zabitlerine ve mürettebalına üzerinde «Bil, yani «orada ben de bulundum manasına gelen madal yeler dağıtıldı. Bütün Avrupa hü kümdarlarına zafermameler gönde. rildi. Katerina, meşhur Veltaire'e yazdığı mektupla «yirmi bin Türkü öldürtlüm!» diye yazdı. Ruslar Misir ve Adaları ayaklan. ırmak teşebbüsünde muvaffak ola. uğradılar ve ricak eltiler, Hasan bey derme çatma birkaç gemi ile milleti nin yüzünü yeniden biraz ağırttı. Avrupalılar ona «Deniz timsahız iy mini koydular, Hasan bey, padişah h saltanatını sonuna kadar sürüp gitti, ... Şimdi İngilizlerle de, Ruslarla da öostuz, a Çeşmede sönen denizcilik şaşaamı. zn yine Çeşmede Akdenize karşı abi hayat içmiyeceğini kimse temin ede- mez, Burada büyük bir Türk deniz üs. 8ü yapılması çok manidar bir faliha- yı; pek isabetli bir karar, bir ted. La King Hall - Gobels maçı Ingiliz muharrir, Almanyada üçüncü mektubundan da 50 bin tane tevzi ettirdi King Hall, Alman Propaganda Nazırına da alaylı bir mektup gönderdi Berlinden İntransigeant gazetesine bildiriliyor; İngilterenin Almanyaya karşı va- ziyetini Alman halkına doğru bir sU- rette bildirmek için King Halm üçüncü tamim mektubu Almanyaya gelmiştir. Bu mektuptan elif bin kü- sur nüsha, Almanyada dağıtılmıştır. Alman Hariciye Nezareti mahafili, bu İngiliz propağgandasından dolayı son derece kızgındır. Alman hüküme- tinin mukabele bilmisil tedbirlerine başvurmağa, hattâ, Alman dahili iş. lerine «küstahane bir müdahale» di. ye tavsif edilen bu mektuplara bir ni- hayet verilmesi için İngiltere hükü- meti nezdinde diplomatik bir teşeb. büste bulunmağa mecbur kalacağı beyan edilmektedir. Yarı resmi Alman mahsfii, King Hallın ilhâmecısı olmak üzere İngiliz Hariciye Nezareti ve bilhassa Lord Halifax ile Lord Perthi itham elmeğe devam ediyor ve diyorlar ki: «Harp zamanında başvurulması caiz olan bu propaganda metodlarına İ şulh zamanında cevaz verilemez. Bu itlmadsızlığı artırmaktan ve havayı zehirlemekten başka birşeye yara- maz.» Öğrenildiğine göre Alman posta makumları, King Hallm mektuplarını s#ezmeğe ve bu suretle bilhassa nazi mahafilini küplere bindiren propa- gandasına bir nihayet vermeğe yara aycak metodlar lecrübe ediyor, Kam- biyo kaçakçılığını men için kullanı» lan metoda benzer bir usule başvu- Tulacaği zannedilmektedir, Bu metod, mektupları zarfın içindeki yazıları okumağa müsald. çok kuvvetil işık huzmesini ihtiva eden bir âlet içine koyarak muayene etmeklen ibarettir. Şimdiki halde İngiltereden gelen bü- tün mektupların açılması düşünül miiyor. Alman Hariciye Nezaretinin elinde bu mektupların tam bir kolleksiyonu mevcuttur. İlk mektup, on beş gün evveline sidir. Bu mektuplar, parlak bir kâğıd üzerine tabedilmişlerdir. Mektupların Alman halkı üzerinde yaptıkları tesiri ölçmek, şimdiki hal- de güçtür. Mürseltileyhlerder bir ço- ğu, bu mektupları kendiliklerinden polise teslim etmekle beraber, King Hall tarafından yapılan propaganda» nır Alman halkınm geniş bir taba- kasını lemas ettiği muhaklaklır, Pariste çıkan Petit Parisien gaze- tesi de «King Hall, Göbelse &arşb yazdığı uzun bir makalede King Hali- ım Alman halkına gönderdiği mektup- larla günün adamı olduğunu ve ken- disile Almanya Propaganda Nazırı arasında başlıyan bu maçın bir eşi daha bulunmadığını yazdıklan sonra diyor ki: «Alman Propaganda Nazırı, bütün Alman gazetelerinde intişar eden 4 bin kelimelik bir makalede King Haile ve İngiltereye küfürler yağdır. mış, Alman radyosu da bütün gün sabık İngiliz zabitine ve mektupları- ne şiddetli hücümlarda bulunmaktan hali kalmamıştır, Bunun üzerine King Hall, kalemi eline alarak doktor Göbelse şu açık mektubu yazmıştır: sAzizim doktor Göbel! Hususi muhaberatıtmn tera vüz ettiğinizi görmekle müteessirim, Bir kısım Almanlara gönderdiğim hu- susi mektuplara matbuat ve radyo vasıtasile hücumlarda bulunduğunu. zu görmekle bu neticeye vardım, Elimde bulunan adres kitabında is- minizi görmedim, Eğer benden haber almaktarı yevk duyuyorsanız, ismini- zi yakında bu adres kitabına yazmak- Ta bahtiyarlık duyacağım.» Sonra King Hal, açık mektubun- da Göbels cevabında mevcut olan bütün esassızlıkları, hattâ kendi ta- biriyle yalanları kaydediyor ve diyor pm «Memieketinizin ahalisini aldat- makla vekıt geçiriyorsunuz. Fakat er» geç bundan vazgeçmeğe mecbur kâ- Tacaksınız. Zira hakikat parlıyacak ve cihanı, ebediyen aldatamıyacaksı- DIZ> King Hall, doktor Göbelse açık mektubunda ayni alaycı edi ile de vam ediyor. King Hallın çıkardığı News Letter namındaki haftalık mecmuanın ma3- raflarını nasıl kapattığını soracaksı- nız. King Hal), bizzat bu meseleye ce- vap veriyor. Mecmuanın masrafları pek a3 ehemmiyeti haizdir, Haftalık masrah şudur: Posta masrafı 27900, tabu masrafı 21,600, müstahdemlerin ma- aş ve ücretleri 22500, müteferrik masraflar 16,000... Aboneler bu mas- rafları tamamile kapatıyor ve mattâ ufak bir kazanç bile bırakıyor 938-939 senesi bilânçosu, matbaanın vesair Tevazmı ve makinelerin amortisman- ları çıktıktan sonra 751 franklık bir varidat fazlasile kapanmıştır. King Hall tarafından neşredilen bu mecmuaya rağbet seneden seneye ar- tıyor. Mselâ 1938 senesinde mecmu- anın abonesi 31,394 iken 1930 sene- sinde 55,045 i bulmuştur. Mecmuanın başmuharriri, istikbale emniyetle ba- kıyor ve tirajını daha ziyade arlırg- cağını da umuyor. Mecmuanın gör- düğü rağbete diğer bir misal da şu- dur: Son zamanlarda mecmua, harici manzarası çok güzel yeni bir binaya taştomış, mecmua memurlarının kad- Tosuna 10 kişi daha ilâve edilmiş ve mesai arkadaşlarının adedi 37 yi bul. muştur. «King Hallın, önümüzdeki aylardi dört hedefi vardır: Abune miktarını daha ziyade arlırmak, tabı ve tevzi işlerini daha ziyade hızlaşlırmak, ya- zı ve İstihbarat servislerini daha zi- yade zenginleştirmek ve bir ihtiyat akçesi tesis etmek, i Mecmuanın umumi müdürile tevzi servisi şefi, King Hallın emrile önü. müzdeki aylarda Amerikaya bir seya- hate çıkacaklardır. İzmir (Akşam) — 14 temmuz YWransız mil? bayramı münasebetile İzmin Fransız konsoloshanesinde bir kabul resmi tertib edilmiş ve merasimde Vali, Belediye resi, protokola dahil daireler müdürlerile ecnebi Devletlerin İzmin«' deki konsolosları hazır bulunmuşlardır. Akşam da Şehir güzinasundn 150 kik şilik bir ziyafet verilmiştir. Ziyafet çok samimi hasbihallerle geçmiştir. Yuka. ridaki resimde Fransız konsoloshenesinde yapılan kabul resminde vali, kon. goloslar ve reflkaları bir arada görünüyorlar,