22 Temmuz 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

22 Temmuz 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA İngiltere ve Fransanın mütte. fiklerine açtıkları krediler İngiltere muhtemel bir harbe karşı gerek kendi müdafaasını kuvvet lendirmek gerek müttefiki olan yahud teminat vermiş bulunduğu muhtelif devletlerin techizatına yardım etmek için fevkalâde mali fedakârlıklara kat- lanmaktadır. Bu seneki müdafaa bütçesi harp malzemesini bir elden idare için yeni teşkil olunan nezarete tahsis olunan 130 milyon ve hava bütçesine ilâve edilen 40 milyon ile 750 milyon İngiliz lirasını bulmuştur, İngiltere müttefiklerine ve teminat verdiği devletlere yardımını bu nis- bete arttırmıştır, İngiltere ticari kredsini 50,000,000 İngiliz lirasından 75,000,000 İngiliz lirasına çıkarmıştır. Yani istişari mütehassıslar heyeti ta- rafından ticaret noktasından bir zarar ve ziyan gelmesi muht&mel olmadı- ğına karür verilen ticari muameleler için yetmiş beş milyon İngiliz lirasına kadar kredi açılması için bankalara müsaade verilmiştir. Ticari cihetten emin olmıyan muameleler için devletin tekeffül edeceği dahi 10,000,000 İngiliz Lirasından 60,000,000 İngiliz lirasına çıkarıl. mıştır. Bu gibi muameleler harp malzemesi ve tayyare gibi techizata aittir. Bu paradan 13,000,000 Ingiliz Hrası Lehistana, 5,500,000 İngiliz lirası Ro- manyaya, 2.040,00 İngiliz lirası da Yunanistana verilecektir, İngiltere gibi Fransa da müttefiklerine ve teminat verdikleri devletlere yardım edecektir. Mesenâ Fransa Lehistana 600,000,000 franklık bir istikraz verecektir. İngiltere ile Fransa artık keselerinin ağıtlarını iyice açmış bulunuyorlar, Fa |) Pompelayı mahveden volkanlar dan bahsetmiyeceğiz. Zamanımızın en müthiş volkan indifaı 1883 deki Krakatoa yolkanının indifaıdır. Deh- şeti de yaptığı maddi ve manevi za- yar bakımından değil, kuvveti baki- muındandır. Volkahlardan fışkıran buhar ve kaynar sular 20.000 metreye kadar yükselmiştir. ğ Volkanın çevresindeki 80 kilomet- relik daire içinde tam bir karanlık AKŞAM Kuvvetli bir volkan indifaı olmuş ve gece 18 saat sürmüştür. Bu kataklizmanın denizdeki tesiri bütün Bahrimuhiti kaplamış ve er- tesi gün Panama sahillerine kadar gelmiştir. 3.000 kilometre mesafeden infilâk sesleri duyulmuştur, Volkandan fışkıran maden ve saire 36 milyar ton tahmin edilmiştir. Volkandan 15 kilometre mesafelere yığılan maden ve saire 80 metre yükseklikte tepeler teşkil etmiştir. Almanyanın nüfusu Almanyada Avusturya ve Bohem- yanın İlhakından sonra İlk defa umü- mi tahrir nüfus geçen mayısta yapıl- Miş. Simdi bunun neticeleri neşre- dilmiştir. Bu neticelerden en mühi- Mi UMümü harbin sonunda erkek mü- fusa nazaran kadınlarda görülen bü- yük farkın simdi hayl! azalmış olma- sıdır , Şimdi 1000 erkek nüfusa 4 1050 kadın nüfus vardır, Halbuki 1919 se- mesinde her 1000 erkek nüfusa karşı 1101 kadın nüfus vardı Kadın nüfusundaki farkın azalma- silk başlıca sebeb harpten sonraki elerde kız çocuklara na Çocukların daha ziyade 4 olmasıdır. Adetâ nüfus muvazeı de bais olduğu açıklığı tabiat Miğinden tamir etmiştir. Bin nüfusa karşı bin eli kadın nü- fusun bulunması gayri tabii birşey sayılmamaktadır. Çünkü kadınlar yetmişten sonra erkeklerden ziyade yaşamakta olduk- larındân her memlekette kadın nü. fusu erkeklere nazaran biraz farklı olmaktadır. Tevellüdat itibarile erkek ve kız doğumları arasındaki tabi! mu- vazene bozulmuş değildir. Yeni tahriri nüfusun bir neticesi de alesümum Almanyada nüfusun art- mış olmasıdır, Beş sene zarfında üç milyon iki yüz bin kişi arimıştır. Binaenaleyh beş senede umum nü- fus yüzde 4 nisbetinde çoğalmış olu- yor. Fükat bu tezayüd Almanyaya yeni ilhak olunan memleketlerden zi- yade eski Almanyadaki nüfusa alddir. Bilâkis yeni memkleketlerde ve bahu- sus Moravya ile Bohemyada nüfusun azaldığı görülmüştür. Yeni tahriri nüfusun hali hazırda Bohemya ile Moravyanın sekenesi al- tı milyon sekiz yüz bin kişi olduğu tesbit edilmiştir. Hali hazırda Memel arazisi dahil olduğu halde bütün Almanyanın nü- fusu 79,800,000 kişi bulunuyor, Kolonya suyu Bugün kadın erkek büyük bir ek- seriyetin kullandığı kolonya, suyunu bir İtalyan berber icad etti Berberin adı Paul Feminis idi, 17 nci asırda İtalyadan kalkıp Kolonya. ya gitti, orada yerleşti ve Kokulu, se. rinlik veren bir su yaptı, adın. «Hari. kulâde su. koydu. Feminis bir müddet O Kolonyada yalnız oturduktan sonra cant sıkıldı, İlalyadan yeğenleri Farinaları çağır. dı, onlara da <«Harikulâde su> yun nasıl yapıldığını öğretti. Farinalar- dan birinin torunu Jean - Marle Fa- rinâ, 19 uncu asrın başlangıcında Parise hicret eti ve kendi hesabıma âlemce meşhur olan «kolonye suyu» nu yaptı ve şişelerinin üstüne «Şaha- ne kolanya suyuz yazdı. Ne kadar yumurta yenir Yer yüzünde istihlâk edilen yumur- tanın tam saysını bulmak hiç bir ista- distik bilginine nasip olamadı. Ancak Fransa Ziraat Vekdleti Fransada 56- nede 45 milyon tavuk deslendiğini Yeni Fransız gemileri Paris 21 (A.A) — B. Campinehi, sekizer bin tönluk iki kruvazör sipâ- riş etmiştir. Chateau-Renault ve Gü- ichen isimlerini taşıyacak olan bu kruvazörler, halihazırda inşa edilmek» te olan de Gtasse kruvazörü tipinde- dir Ayni zamanda B, Campinch, herbiri 800 ton hacminde 8 tahtelbahir sipa. — Pransada senede 3 milyar yu- murla istihlâk edilir. Şimdi bir tasavvur ediniz, Yalnız Pransada tstihlâk edilen yumurtlar nın sayısı 3 miyar ederse, yer yüzün- de istihlâk edilen yumurta sayısını tesbite imkân olur mu?... Çekoslovakyada izin alma- dan hasad yapılamıyacak Prag 21 (A.A.) — Protektoranın her tarafında hasad başlamış olduğundan Alman memurları, hususi mezuniyet Almadan buğdayı harman etmemeleri için köylülerin ziraat makinelerini kurşunla mühürlemişlerdir. Bu tedbir, Alman memurlarının bu seneki rekolte miktarını kontrol etme. lerine medar olacaktır, | şehirlerine girmeğe İ olan birçok Avrupalılar ortadan kay- Yangtsekiang nehri sahillerin- ! deki Çinliler nasıl yaşarlar? Sivrisinek gözünden, tatakurusu ayaklarından kurutulmuş böcek kanatlarından yapılan ilâçlar, sokak ortasında tenkiye yapan doktorlar Yangtseklang sahilinde bir şehrin sokakları Yabancılar mahailesinden telörgü- ler ve barikadlaria ayrılmış olan bir Çin şehri kendine mahsus bir âlem- dir. Ancak böyle bir şehirde Çinlilerin hakiki hayatını görüp tanımak kabil olabilir. Fakat bir Çinli şehrinin içe- risine girmek çok tehlikelidir, çünkü Çinliler Çinli olmıyan herşeye karşı bir kin ve nefret beslerler, Yabancıla- ra düşman nazarile baktıkları için ka. ranlık bastıktan sonra bir Çin şehri- ne girmek adeta hayata veda etmek demektir, Çünkü geceleyin böyle Çin cesaret etmiş bolmuşlardır. Çin şehirlerinin sokakları çok dardır. Evler bir katlıdır, iğri büğrüdür, soka- ga doğru ilerliyen ev çatıları âdeta karşıdaki evin çatısile birleşerek 80- İ kağı örter. Biribirine kirift olan 50- İ Kaklarda mütemadiyen bir insan akını görülür. Her ev esas itibarile bir takım dükkânlardan mürekkeptir, bu dük- künlar gündüzleri sokağa doğru açık durur ve geceleri tahta kepenklerle kapanır, Çinlilerin bayatı bu dükkân- larda ve dükânların önündeki sokak. larda cereyan eder. Alışverişlerin, ti. cari ve sair müzakerelerin olup bitti. | gi yerler hep oralarıdır. Esnafın nasıl çalıştığını yakından tet- kik etmek mümkündür. Çünkü hepsi adeta sokak ortasında çalışırlar, Ek- mekçiler hamurlarını sokakta yoğu- rurlür, Kundutacıla” sokakta kundu- raları pençelerler, Kadınlar çatlak söslerile türlü türlü mallar satmağa çalışırlar. Sokakta balık, kızartması, et karlırması, yengeçler, he oldukları belirsiz türlü deniz hayvanlarını satın almak kabildir, Başka bir dükkânda büyük parçalardan mürekkep haşlan- mış hamurlar satılır. Bu hamurlar he- men oracıkta yenir ve üstüne bir ka- deh de pirinç rakısı içilir, Hamurları herkes ellerini kazanların içine daldı- rarak kendisi çıkarıp alır, Portakal büyüklüğünde olan bu hamurlar Çin. lilerin başlıca yemeklerini teşkil eder. En ziyade dikkati celbeden şeyler ilâçlardır. Çinliler ilâçlara çok ehem- miyet verirler. Çinliler batıl itikadlar beslediklerinden ve habis ruhların ta- kiplerinden korktuklatından kendile- rini bu hapis ruhlara karşı koruyabi- leceğini zannettikleri ilâçları daima yanlarında bulundururlar, İlâçların çoğu böceklerden yapılır. Sivrisinek gözleri, tahtakurusu ayakları kuru- tulmuş karasinek ve böcek kanadları çok rağbet gören ilâçlardır, Fakat kap- lan kemiği, aslan dişi, köpek balığı yumurtası gibi şeyler de çok aranır. Bu ilâçlara sayısız birçok nebati maddelerinde ilâvesi lâzım gelir. Çin- liler Kore'de yetişen bir nebatı ade- ta altın pahasına salın alırlar. Bu ne- batın kökleri pişirilerek içildiği zaman cinsi iktidar fevkalâde artiyormuş. Yetiştiği yeri çok gizli tutulan bu es- rarengiz nebatın tesirleri hakkında anlalılari şeyler âdeta mucize gibi gö- | rünüyor. Çinlilerin kullandıkları da- ha birçok ilâçlar vardır ki, bunları teşkil eden maddeler pek ziyade iğrenç olduğundan onları birer birer saymak. tan sarfınazar cdiyoruz. Çin şehirle- rinde gördüklerini yukarıdaki gibi an- latan bir Avrupalı doktor Çinjilerin bu hallerine Avrupalıların gülmeğe hiç hakları olmadığını anlatmak için diyor ki: «Bizde de hastalıkların tedavisi hak. kında çok garip fikirler hüküm sü- rer. Geçenlerde munayenehaneme ge len bir adam bana dökülen sâçlarının üremesini temin etmek için başını id- rarile oğduğunu anlattı. Bu yüzden o adamın kafa derisi iltihaplanmıştı. | İdrardan şifa bekliyen birçok insanlar İ bulunduğu inkâr edilemez. Ben öyle analar ve babalar gördüm ki, kuşpala- | zandan hasta yatan çocuklarına idrar. | la gargara yaplırıyorlardı! Balık sat- makla hayatını kazanan bir kadın bir | GÜNÜN ANS gün çocuğunu bana getirdi. Çocuğun gözleri yara içinde idi. O zamana ka- dar ne ile tedavi ettiğini sorduğum zaman kadın bana: «Bay doktor, tü. kürükle tedavi ettim!. cevabını ver- miştil Çin şehirlerinde sokaklarda do) seyyar doktorlar büyük bi lar, Çünkü halkın sıhhatine nezaret eden asıl doktorlar bunlardır. Her ne kadar diplomalı doktorlar da varsa da âdedleri milyonlarca insanı tedaviye kâfi gelecek kadar çok değildir. Seyyar doktorun muayenehanesi sokaktır, âletleri masanın üzerinde durur, Bu âletlerin en mühimi lâstik e şırıngasıdır, Çünkü bir Çinli yediği yemekleri iyi hazmetmeğe çok ehemmiyet verir. Bu şırınga hemen sokak ortasında hastaya tatbik edilir, Birçok seyireiler doktorun şırıngayı kullanışı hayretle seyrederler ve Şi- rınganın tesir etmesini şiddetle alkış- larlar. İKLOPEDİSİ 31 sene evvel bugün Sultan Hamide çekilen Meşrutiyet ültimatomu Yarın yirmi üç temmuzdur. Eski | takvimin 10 temmuzuna rasladığı | için, Meşrutiyet inkılâbının 31 inci yıldönümündeyiz. demektir. İ Derhal akia isimler geliyor: Müs- tebit hükümdar: Sultan Hi ONA karşı mücadele edip Hürriyet fikir- lerini aşılıyanlar: Mithat paşa, Na- mik Kemal; 10 temmuz inkılâbının | meşhur simaları; Ahmed Rıza, En ver, Niyazi... Ve Hürriyetperver -fi- kirlerin kaynağı olan bütün -genç Türk münevverleri: Harbiye, Tıbbi- ye, Mülkiye, Galatasaray; ilh mezun- ları, mensupları, Meşrutiyet inkılâbının tarihi uzun- dur. Bu son devirde tefrikaların ço- ğu bu mevzua ayrıldı. Dâha da ya- gıliyor. Biz Meşrutiyete tekaddüm eden gün, yani 31 sene evvel bugün İttihad ve Terakkinin Selânik mer- | kezi tarafından Yıldız sarayına çeki- len telgrafın suretini dereediyoruz ki, Meşrutiyet, bu ültimatom üzerine ! sveç jimnastiği mucidinin ölümünün yüzüncü yılı Stokholm 21 (A.A.) — İsveç şairle- rinden ve İsveç jimnastiğinin mucidi Ling'in ölümünün yüzüncü yıldönümü münaâsebetile mumaileyhin hatırasını tebcil etmek maksadile ve dünyanın her tarafından gelmiş olan 8,300 genç dedlikanlı ve kız, Stokholm stadyo. munda kral ve kraliçenin ve 30,000 se- yircinin huzurile hep birden bir spor tezahürü yapmışlardır. Almanyayı 1,400 sporcu temsil et- mekte idi. Şehir, bir hafla bayraklar. la donanacaklır, Huzuru akdesi Hazreti Hilâfetpenahiye ekerrirelerile bahş ve ih- İradatı seniyei mü tebaa ve zirdeştanlarıni san buyrulan Kanunu Esasinin. tat- bikatı fiiliyesine o müsaade ve icabı halin İrade buyrulması suretile sada- kat ve ubuliyetimizin halelden vika- yesini istirham ve pazar gününe ka- dar Meclisi Mebusanın küşadına fer * manı hümayunları sâdır buyrulma- dığı halde rızayı şehriyarilerine mü- halif ahvâlin vukuu derkâr olup Ru- neli vilâyetlerinde elyevm mevcud bulunan memurini mülkiye ve erkân ve ümera ve zabltanı askeriye ve ef- radı şahanelerile ulema ve meşayih velhasıl kibar ve siğar edyanı muh- lelife mensubininin bilâ istisna vah- daniyeti hüdaya karşı ahd ve misakı umumi altında bulunduğunu arz0y- leriz ferman 9 Temmuz 1324 (22 Tem 1908) Budapeşte radyosu tenoru J. KISHONTI ve Budapeşte operası sopranosu RUDOLFFY'nin NOVOTNi Bahçesindeki parlak muvafiski. yetleri devam ediyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: