POLİTİKA z z Danzig meselesi Danzig meselesi günden güne vehamet peyda etmektedir, Bu mesele. "nin ciddiyeti arttıkça Lehistan ile İngiltere ve Fransa arasındaki müza- kereler de iletlemektedir. Almanya Danzig mntakasına açıktan açığa va gıyed etmeğe taraftar bulunmuyor. Fakat netice itibarile Danzig ile Almanyanın birleşmesini emri vaki Şapacuk tertibat devam etmekleğir. Milli sosyalist partisi Gav namile bir. çok mıntakalara ayrılmıştır. Danzig şimdiye kadar kendi başma bir mın. taka idi. Bundan sonra Şarki Prusya mıntakasına ithal edilecektir. Bu su- retle parti teşkilâtı itibarile Danzig Almanya ile birleşmiş olacaktır, Danzig hükümeti Sanato namı altındaki bir icra heyeli tarafından ida. re edilmektedir. Devlet şefi bu meclisin reisidir. Bir emirname ile Hitlerin riyasete getirilmesi düşünülmektedir. O zaman Almanya ve Danzig devlet- lerinin şeflikleri bir zatia toplanmış olacaktır. Bir rivayete göre Danzig memnu mıntaka ilân edilerek buradaki bütün ecnebiler ile birlikte Leh- liler dahi çıkarılacaktır. Danzigden sonra koridor meselesinin de çıkacağı Lehliler tarafından tahmin edilmektedir. Bunun için her ihtimale karşı Lehistan; İngiltere ve Fransa ile askeri cihetten beraberce nasıl hareket edeceğini tesbit etmekte. e e Vi ir Bu heyet İngilterenin sanayli ile Lehistana yapacağı yardımı da ka- rarlaştıracıktır. İngiltere ve Fransa Lehistan ile siki iş birliği yapmağı kasmim etmiş görünüyorlar. AKŞAM Filipin adalarında sayım 1599 da İspanya Filipin adalarını Amerikaya terkederken nüfusu yedi buçuk milyon tahmin etmişti. Amo zika bu sene ilk defa olarak adalarda, yani 3500 adada sayım yaptırdı. Bu yeryüzünün en güç sayımıdır, Tam 35,000 memur kullandılar. Bu memurlar kâh vahşi ormanlarda, kâh ıssız çöllerde insan aradılar. Medeni İnsan yüzü görmiyen kabilelerin taas- subu memurlardan bazılarının baya- dana mal oldu. Meselâ Sakdol kabilesinde medeni İnsanın sorgusuna cevap vermek bü- yük günahtır. Bunun için zora baş vu- ruldu, Kabileden beş on kişi kurban edildi, bu arada Amerikalılar da öldü, Halkın yüzde otuzu kaç yaşında olduklarını söyliyemediler, Kamarin adasında ihtiyar bir ka. dın ise; — 122 yaşındayım dedi, 1946 sene- sinde Filipin adalarının istiklâlini de göreceğim! Bütün bu güçlüğe rağmen memur- Jar adaların nüfusunu 15 miyon ola. rak tesbit ettiler, Tekerlekli İsveçte tekerlekli bir otel yapıldı ve gok.rağbet gördü. Bu-oleli yapan İsveç turing klübü- Gür. Jamtland dağlarınınen güzel yerlerini dolaşıyor. Geceleri yol alan Kekerlekli otel, gündüzleri bir islas- yonun makasına çekiliyor, yolcular çi- kıp geziyorlar. * Bu tekerlekli otelin büyük bir salon vagonu, bir yemek vagonu, büyük bir mutfak vagonu birkaç tane de yatak- Balon Tuluzda yeçen hafta bir Çocuk bayramı ve bu bayramda da balon yarış yapıldı: Çocuklar balonlarını saliverecekler, hangisinin (balonu uzaklara düşerse o birinciliği kaza- nacaktı, Tabü balonun ipine bir kart ve sahibinin adresi yazılıdır; bir do rica ilâve edilmişti: Bu balonun. ucu. na bağlı olan kartı bulan tütfen bu adrese göndersin. İki gün sonra müsabakaya iştirak Paylaşılamıyan çocuk Mahallebici Ah, Nermini ge- ne annesinin yanından aldı Fatma İlhan adında bir kadın, Nermin adındaki çocuğunun mahal- #ebici Ali tarafından kaçırıldığını id- din ederek dava açmış, altıncı hukuk mahkemesinde uzun müddet devam €©den muhakeme neticesinde Nermin, Aliden alınarak annesi Fatına İlhana teslim edilmişti. İP Evvelki gün Fatma İlhan Vefada. ki vevide kızı Nerminle çay içerken Mmahallsbici Ali evin karşısındaki ar- Saya gelmiş ve pencereden Nermine İşaret ederek dışarıya çağırmıştır. Nermin sokağa o çikınca mahallebici Ali gene kızı alıp kaçmıştır. Bu vazi- Yet karşısında Annesi Fatma İlhan dün tekrar beşinci fora dairesine mü- | racaat ederek çocuğunu; Aliden alr- Aup kendisine teslimini istemiştir. | Bimdt tera dairesi zabıta marifetile | Nermini Aliâen alıp gene annesine | teslim edecektir. Diğer taraftan Fatma İlhan, €bic? Alinin bu şekildeki hareket otel n vagonu vardır. Salonlu vagonda dansediliyor, oyun oynanıyor, Ancak yolcular yataklarını kenüileri yapı. 'yorlar. Bu tekerlekli otelin müstah. demini çök mahduttur, Tekerlekli otel bir istasyonda ma- kasa çekilince derhal istasyonun te- lefonuna raptediliyor, bu suretle yol- cular istedikleri zaman istedikleri nu- maralarla görüşebiliyorlar. yarışı eden beş yaşındaki bir çocuk, Stut- igardın. kırk kilometre ötesindeki Baknang köyünden kartını aldı. Bo- lUomu birinciliği kazanmıştı. Kartı gönderen bir kadındı. Diyordu ki: «Kocam oduncudur. Bir meşe or- naanındla balonunuzu buldu, Kartınızı yönderiyor ve sizi tebrik ediyoruz, muhakkak Ki birinciliği kazanan siz- siniz. Balon da hiç bozulmamış, kü- çük kızıma verdim, oynuyor.» Cam eşya sğbat görüyor Büyük bir zücaciye şirketi kurulacak Ankara ve İstanbul gibi şehirleri- mizde bilhassa cam eşya alış verişi. nin günden güne inkişaf ettiği, tica- rob odasınca tutulan hesaplardan anlaşılmıştır. Şehrimize büyük bir 'Türk zücaciye şirketi tesisi için teşeb- büsler yapılmaktadır. Kurulacak şirket, anonim olacak ve mallar şimdikinden daha ucuza sö tılacaktır, Kazanç müsald olduğu takdirde, ilk fırsatta büyük bir porse- len fabrikası kurulması da düşünülü- yor. Şirketin müessis heyetini teşkil edecek zevatın isimleri bugünlerde hükümete verilecektir. Tarlada bir EN tasallüt etmeğe kalkışan biri yakalandı Sarıyer civarında Domuzdağı kö- yünde bir tarlada Duduş adında otuz yaşında bir kadına zorla taşallut et- meğe kalkışan Hüseyin dün adliyeye ——imi. enem büâkimi #arafından Almanları küplere bindiren King Hall kimdir ? King Hall mütekaid bir bahriye zabitidir. Londrada bir mecmua çıkarmaktadır, bir çok piyesler çıkarmıştır Ingiliz muharriri Goebelsle münakaşa için Berline gitmeği teklif etti, fakat teklifi kabul edilmedi İngilterede Slephen King Hall na- mında bir mecmuacının Alman san- sürünü şaşırtarak muhtelif vasıtalar- la Almanyaya elli bin kadar mektup gönderdiğini ve bu mektuplarda nazi siyasetini şiddetle tenkid ettiğini tel- garf havadisi olarak yazmıştık. King Hallın mektupları, Alman mat buatını ve nazi ricalini küplere bin- dirmiş, Alman Propaganda Nazırı, kendi imzasile makaleler yazarak bu tenkid ve muahazaları cerhetmeğe to şebbüs etmişti, Pariste çıkan Paris Soir, günün adamı olan Stephen King Hallın ma- zisi ve bugünkü vaziyeti hakkında şu malümatı veriyor; Londra mahefili, King Hallın Ak manyada fanliyetinin vüsalını son zamanlara kadar bilmiyorlardı, Ku- mandor Stephen King Hall kimdir? Bir amiralin oğlu ©ân King Halı, mesleği parlak bir bahriye zabiti idi, 1929 senesinde kumandor rütbesile bahriyeden çekilmiş ve siyasete atıl- muştar. Londrada kendisini, biraz garip ta- biatli bir adam diye tanırlar. Maama- fih King Hall, en karışık meseleleri, €n basit bir tarzda halk tabakalarına Aanlatmağı bilir. Harici siyaset möse- lelerinde ihtisas sâhibi olan King Hall, Chatam Hauss'de beynelmilel mese- leler krallık enstitüsünün azasından- dır. Bu enslltünün Saint - James Sgunre'daki merkezinde Lord Halifax, son samanlarda mühim akisler uyan- dıran bir mutuk söylemişti. 'Harp tarihi hakkında bir çok ki- taplar ve romanlar yazdıktan sonra Londrada hepsi de büyük muvaffakı- yetler kazanan piyesler tertip etmiş, sulh fikirlerini şiddetle müdafaa et- miş ve son zamanlara kadar İngiliz - Alman mukarenetinin en hararetli bir taraftarı olmuştur. King Hall, bugün 45,000 abunesi bulunan News Letter namında bir mecmua çıkarmaktadır. Bu mecmu- Iktisadi meseleler Sanayi mıntakası Bundan bir kaç gün evvel, Hajicin şehir plânlarına nazaran bir sanayi mintakası olacağından bahsetmiştik. Mevzuun ehem- miyeti bakımından tekrar bu mesele üze- rinde durmağı faydalı buluyoruz: Şehir plânda, Haliç sanayi mıntakası olacak deniyor. Bu ifade, hiç bir (abrika- törü tatmin etmemiştir. Hatıra gelen su- iler şunlardır: «Hangi iabrikalar bu- raya nakiedilecek? Şehin içinde hiç bir gürültü çıkarmıyan elektirik kuvveti ile iş- leyen bir çorap fabrikası da, Haliçe nakle- dllecek mi? Nakledilirse ne faydası var?» Bütün fabrikaları, Haliç sahillerine dol- durmağa imkân war mı? Herşeyden €v- vel Hallçie boş yer yoktur. Fabrikaları bu mıntakaya doldurmağa icbar edecek olur- Amele nasl gidip gelecek, vesai; meselesi var, Halbuki fabrikaların ekserisi şehir #çinde olduğu için, smelenin işinden çıkıp evine kısa zamanda gelmesi mümkündür. Bizce, sanayi runtakası diye ayrıca bir yer tahdid etmeğe imkân ölamıyacığı gibi, buna tüzum da yoktur, Bugünkü İstanbul, dünkü İstanbul gibi, yalnız idtinlit ve Ihracat memleketi, Dey- let merkezi, memur ve müstehiik şehri değildir. Bugünkü sosyal ve ekonomik , İstanbulu bir endüstri gehri haline koymaktadır. Bir zamanlar zevk ve safa- hat yeri addolunan Boğaziçi yalılarının ekserisi tütün imalihnnesidir. Bir çok konaklas vardır ki, içinde tezgâhlar çalış- maktadır, Eski medrese binalarında bile makinelere tesadüf edilmektedir. Fakat bir ecnebi gözüyle bu binalara baktığımız za- man, içinde neler olduğunu aüap0- ruz, Halbuki dışardan görünen bu mi ranın sltenda, için için çalışın bire sel teşekkül etmiştir. gehze aki kararlar veri- ürken, şehrin dış manzarasını değil, sos- yal ve ekonomik münasebetlerini en derin ve en küçük Xöşelerine kadar tedkik et- malr va ana &öre hüküm vermek JAzımdır. King Hall ada İngiltere etrafında adalet mefhu- munun anlaşılınasını kolaylaştıraca- cağını zannettiği haberleri yazıyor. Bu mecmuanın neşrinden gördüğü kolaylıklardan istifade ederek resmi hiçbir makamın fikir ve mütalâşsını sormaksızın binlere mektup bastır- mış, sonra da muhtelif memleketler- den Almanyaya göndermiştir, Kumandor Stephen King Hal, İn- gilteredeki B. B. C, milli radyo pos- tası ingilizce dinleyicilerinin pek iyi tanıdığı bir zattır, Zira King Halın en büyük zevki, radyo vasılasile ço- cuklara hitap ederek tarihi, anladığı gibi anlatmaktadır, e 1936 senesinde, ortaya atlığı bir proje, etrafında bir çok yazı yazılma“ sına ve mürekep sarfedilmesine sebo- biyet vermiştir. King Hall, bu proje- sinde Sahrayikebirde hayali bir mu- harebeye girişilmesini ve bütün mil letlerin meçhul bir düşmana saldım masını teklif ediyordu. İngiliz mecmuacısı, böyle hayalt bir harp tertip etmekle bir cihan har“ binin fecaatini, zorluklarını ve lü- zumsuzluğunu göstermek istiyordu. Şunu da ilâve edelim ki King Hall, önümüzdeki mebus intihabatında Ti- beral partinin nâmzedi olacaktır. ! Beriinden Paris - Solr gazetesine yazılıyor: «Alman gazeteleri, King Halim mektupları münasebetile İn- giltereye hücum etmeğe devam eği- yorlar. Berlin gazeteleri, İngiliz mat- buatını doktor Göebelsin Voelkisher Beobahter gazetesinde King Halle verdiği ceviba pek ehemmiyetsiz bir yer tahsis etmekle itliham ediyor, 12 Uhr Blatt gazetesi, İngiliz gazete- Ierinin bu tarzda hareketine karşı Alman gazetelerinin hareketini mi sal olarak gösteriyor ve diyor ki: t «Biz diktatörlerin, matbuat hür. yeli hakkındaki düşüncemiz, bam- başkadır. Biz halka, delillerimizi açik ça ve serbestçe izah ederiz. Biz King Halım mektubunu ve doktor Göebelsin cevabını neşrettik. Her Alman vatan- daşı iki tarafın delillerini, karşılıklı bir surette mukayese etmeğe ve ser- bestçe bir fikir eâinmeğe muvafak olmuştur. İngilterede hürriyete gem, takılmıştır» King Hall, Propaganda LR münakaşa için Berline (o gitmeği teklif etmiştir. Fakat bu teklif kabul GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Termometre ve köşifi Havalar sicak, Gözlerimiz - termo- metrede, Harareti ölçen bu âlet 16 ncı asrın sonlarında İtalyan âlimlerinden Gelile tarafından yapılmıştır. (1564 ile 1642 arasında yaşıyan ve «dünya dönüyor!s dediği için Enki- zisyon mahkemesince mahküm ok duktan ve diz çöküp istiğfar ettirii- dikten sonra; #Maamafih dünya gö- ne de dönüyor!» diye celâdet göster- diği efsane haHne gelen âlim Galile.) Güile (yahud Galileo) nin keşfi olan cihaz şimdiki termometrelerden farklıydı; hava termometresiydi. Bir kaç sene sonra Gelile hava yerine renkli ispirto kullanmağı düşündü. Maamafih ilk termometrenin esasla- rı da bugün kullandığımıza tipkısı- dır: Isıtılan mayilerin veya gazlerin camdan fazla inbisat yahut takabbuz etmeleridir. Bir cam boruya konmuş olan renkli ispirtonun inbisat farkı suhunet ölçüsüne esastır. Santigrad “(yani bizim memlekette kullanılan usuldeki termometre) yüz derece üzerine taksim edilir. Erir haldeki buzun - deniz seviyesindeki - soğuk- Juğu 0 derece, kaynamağa başlıyan suyunki de 100 derece addedilir, Bun- Yarın arası muntazam bir şel simata tabi tutulur. Reomür'ün bu iki had arasındaki taksimatı B0 dir. Fahrenhalt'de eriyen buz 32 dedir; kaynamakta olan suyun suhuneti İ Âği termometreler şu suretle yap br: Dibinde hazinesi bulunan bir cam boru civa veya renkli ispirto ile dok durulur. Mayi borunun tepesinden taşıncıya kadar hazine ısıtılır, Mayi taştığı zaman borunun tepesi ısıtıla- rak kapatılır, Cıva soğuyunca büzü- lüp hazinesine girer ve boruda halâ (boşluk) teşekkül eder, Yukarıda söy“ lediğimiz gibi suyun buz olmasına ve kaynamasına tekabül eden iniş kal kışlara uygun olarak termometreye bir mikyas ilâve edilir, 'Bir çok termometrelerde bu mikyas camın üzerindedir. İzmirin deli Sabrisi öldü İzmir (Akşam ) — İstanbulun meş hür (Pazarola Hasan bey) i gibi İz- mirin zenbilli Deli Saorisi vardı. Mem- leket hastanesinde ölmüştür, İzmirde pek çök kimseler Deli Sabriyi (talihi babası) olarak tanımakta, ona İste- diği kadar para vermekteydiler. Belediye zabıtası, dllenmek suçun- dan zenbilli Sabriyi mütenddid defa lar yakalamış ve Darülacezeye sövet- mişti, Son defa Sabrinin hasta oldu- ğu görülmüş, kendisi Memleket has tanesine gönderilmiş, orada tedavi altına alınmışsa da kaşeksiden ölmüş-