20 Temmuz 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Ne garip tesadüfler Geğen kütle gazetemizde «Hatice Süreyya» imzasile intişar eden bir Buvel, bir genç karilmizin teessürünü mucib olmuş. Hikâye şuydu: Erkek yapılı bir kadın olan bayan C8- kavga etâiklerinden, dayak yemesinden Ürkmüş, kendine Vecdi isminde zayıf, nahif bir zata koca intihab ediyor. Uzun müdet iyi geçiniyorlar. Bi dükkânları yar, Kadın para arttırıp ko- için dır. Avdetinde çebi dolu dönüyor. Şakacı bir adamdır. Gezerlerken bazı kadınları gösteriyor: «Metresimdir! Ona şu kürkü ben aldım?» diyor. Tabii Cemilenin buna inandığı yok. Fakat günün birinde Vecdi | ilâçtı, çok para | hastalanıyor. Doktordu, lâzım oluyor. Dükkünm ticaretile â Ki ne görsün tmişler yanına ve uğramıyor. süretle annesinin aldutıldığının öcünü alıyor. Ruha yor, Bütün hayatı mağmum geçiyor. Hasta ölüyor. Bu Böyle bir hikâye... Meğer hakikaten buna benzer 96 kilde bir vaka geçmiş. Söyle bir mek- tap aldım. «Ben bay Vecdinin oğluyum! An- nem Cemilenin insaniyetsizliği Ota- savvur edilmiyecek Kadar fjecidir. Matbaanıza gelip meseleyi size böy- ie anlattı demek! Ne zalim, ne ya- lane: kadınmış. Ben ondan kilçik yaştanberi ayrı bulunmaktayım. Ba- bam da derhal ölmüş değildir. An- nem bizi terkettikten sonra evvelâ köye gitti. Paralarını Riçbir kadının kürküne vermemiştir; behim saade- tim için bana sarfetmiştir. Babamın bankada alacağı vardır. Annem ha- kikati tahrif etmiş. Dükkânmde kendisinin hiçbir hakkı yoktur. Baş- ka meslekte bulunmama rağmen merhum babamm sanatını öğrenip dükkân ben idare edeceğim.» İnsan bu mektuba okuyunca hem tesadüfün garabetine şaşıyor ve gü- Tüyor; hem de bu safiyane teessüre sebebiyet verdiği için üzülüyor. Evlâdım! Adresinizi yazmamışsınız; onun İçin size sütunumda cevab veriyorum. Annenizi de, babanızı da tanıdığımız yoktur, Bayan Cemile o nuvcli yazan miştir; işte o kadar! Binaenaleyh, an- neniz hakkında beslediğiniz fena his- lerden bu kısmının o tevehhümünüz- den ibaret olduğunu anlayınız. O si- Zin dükkünnuza göz koymuş değildir. Belki de sizi bırakıp vaktile gitmesi affedilir bir kabahattir; yahud sade ce evhamınızdan doğma bir hadise dir. Bu satırlarım ana ile evlâdın ba- rışmasına vesile teşkil ederse cidden memnun olurum. Belki bayan Cemile de karilerimdendir de bu Safarları okuyup tarafeyn anlaşırlar, Anne fena olamaz. ... Bu münasebetle bir kaç sene evvel başımdan geçen buna benzer bir va- , Kayı hatırladım. Şöyle bir hikâye yaz» maştamız «Ba şehrinde oturan köse «Ku nin zey- İ daha | bana kamını ve senelerdir | Belediye muhasebesinin bir muvaffakiyeti Beş ayda 793,882 lira fazla varidat alındı Yeni Belediye binasının Sultanal» med parkı karşısında ve Başvekâlet arşiv dairesi yanındaki binaların ye- rinde inşa edileceğini yazmıştık, Bir muharririmiz dün Vali ve Be- lediye Reisi doktor Lütfi Kırdarı zi- yaret ederek yeni binanın hangi pa- Ta İle yapılacağını sormuştur, B. Lüt- fi Kırdar şu cevabı vermiştir: — İstanbul Belediyesinin muhtelif sahalardaki (çalışmaları arasında kaydedilmeğe değeri olan bir noktayı efkârımmumiyeye arzetmeğe vesile verdiğinizden (o Golayı memnuniyet duymaktayım, Muhasebe teşkilâtımız bir sene ev- velkine nazaran serlenin son beş ayı zarfında kendisine verilen yeni isti- kamelte enerjik bir şekilde çalış masının ve aldığı direktiti iyi ihata ve mesaiyi iyi idare elmesinin netice- si olarak 793,882 liralık bir fazla va- ridat temin etmiştir. Bu para, hiçbir vergi tarhedilmeksizin, vatandaş taz- yik olunmaksızın temin edilmiş bu- Tunmaktadır. 930 bütçesile yapmağı düşündüğü- müz işlere asla halel vermeksizin bu para ile İstanbul şehrine güzel bir hediye olarak yeni bir Belediye bina- sı yapmağı düşünüyoruz. Bunun İçin Vekâlete müracaat ederek müsande istiyeceğiz ve hemen harekete geçe ceğiz. Bu vesile ile muhasebe teşkilâ- tımızın mesaisini takdirle anarım.» Bir kadın falcılık yaparken yakalandı Bakırköyünde Peruz adında bir ka- dının falcılık yaptığı haber alınmış, evvelki gün yapılan araştırmada Pe- ruz, evinde Saliha,adında bir kadının falına bakarken cürmümeşhud halin- de yakalanmıştır. Dün Peruz, asliye dördüncü ceza mahkemesinde muhakeme edilmiş ve bir ay hapse mahküm olmuştur. Bir çocuk pencereden düşe- rek yaralandı Galatada (Arabcami caddesinde oturan üç yaşlarında Cemal evde oy- namakta iken pencereden düşerek muhtelif yerlerinden yaralanmış, po- lis tarafından hastaneye kaldırılmış- tar, e ime «Pi» için ne inkikar! Kendini yelesi yolun- muş bir aslan karşısında sanmış. Mevzuun hülâsası bu! Geceleyin telefon çaldı. İncemsi bir ses beni evimde aradı. Ağlıyacak gibi, diyordu ki: — Ben «B» uri köse «E.» yim... Haysiyetimi berbad ettiniz. Benim, karımın ismi, onun seyahati. ni ve misafir kaldığı hemşiresinin ah- valini aynen yazmışsınız... Aileleri böyle niçin teşhir ediyorsunuz?... İn- saf ediniz... Eş dost alay ediyor. 'Temihat verdim; yeminler, kasem- ler ettim de hikâyenin muhayyel ol- duğuna adamcağım zorla kandırdım. Böyle şeyler oluyor... Mesleğimizin cilveleri? (Vâ-Nü) Karilerimizin mektupları Suşehri cıvarında mahrukat sıkıntısı Suşehri civarı halkından bir dam yet mektubu Sidik. Orman müdürlüğünün dikkatini celhediyae ei kazaya bağli Zöylüler kışın ns yakacaklarını şaşırıyorlarmış, Orman kanununun iyi tatbik edilmemesi yü- günden vaziyetleri pek müşkülleşmiş, Odun tedariki için civardaki orman gittikleri vakit, deği YOL. ormanları korumak Yazım. Doğru. Fakat diğer taraftan da halka mahr mir. Bu iki işi telif etmek gerektir. Kaymınkamlık- tan orman mı luğuna İrab eden emrin gönderilmesini dileriz. 7068 lira Eski Vali ve Belediye Reisin- den bu para tahsil edilecek Ankara valisi ayni zamanda Bele- diye Reisi olmakla beraber, İstanbul- da olduğu gibi, vilâyetle Belediye birleşmiş değildir. Ankara valisinin Ankara umumi meclisine riyaset et- mesinden dolayı aldığı «hakkı hu zur» a kıyasen İstanbul Vali ve Be- lediye Reisine de umumi meclise ri- yaset ettiğinden dolayı diğer uzaya verildiği gibi «hakkı huzur» verilmiş- ti. O zaman İstanbul Belediyesi mu- hâsebesi Valiye verilecek bu «hak kı huzur, u tahakkuk etöirerek ver- mişti, Fakat sonradan İstanbulda vilâyetle Belediyenin birleşmiş oldu- ğu göz önüne alınarak İstanbul Ve Malinin böyle bir «hakkı huzur» ai iy müfettişlerinin de yaptığı tetkikler bunu teyid elmişiir. Mülkiye müfettişleri ve Belediye vap vermiştir. Vekâlötteri gelen cevaha göre sa bık vali ve Belediye reisi B. Mühid. din Üstündağa umumi meclise riya» set ettiği için muhtelif tariflerde verilen 7068 liranın <eşhas zimemiz ne geçirilmiyerek sabık Validen tah- silt bildirilmiştir. Valinin tedkikleri Vali ve Belediye Reisi Dr. Lütfi Kır. dar, dün sabah Cerrahpaşa hastane. sine giderek evvelce yapılan mutfak ve çamaşırlığın ikmali ve bu iki müesse. seye konacak makinelerin bir an ev. vel sipariş edilmesi işile uğraşmıştır. Vali, ayni zamanda Fatihte, Lâleli. de caddeler ortasındaki bahçelerin in. şaatını teftiş etmiştir. Cam, ayna gibi kırılabilecek eşya sırtta taşınabilecek Dahiliye Vekâleti, bir kanun ile sırt yasak etmişti. Görülen lü- zum üzerine, Dahiliye encümeni, cam ve ayna gibi kırılabilecek eşyanın sırt- ta taşınmasına kârar vermiş, ve keyfi. yetten nlâkadarları haberdar etmiş- tir, İ Jer vermiştir. Bu wlâhhane muş ve bazı adli işler etrafında müd- deiumumi B. Hikmet Onat görüş- müştür. B. Fethi Okyar muhtelif meseleler etrafında bir muharririmi- ze şunları söylemiştir: «— Çocuk mücrimlerin tam mana- sile ıslâhı hal etmiş olarak memleke- te nâfi birer uzuv halinde yetişmeleri işile devamlı surette alâkadar olu. yoruz. Bunlar için Edirmede tesis edilmiş bulunan ıslâhhane iyi netice- daha müsait ve mütekâmil bir vaziyette olarak Ankara civarında naklen tesis edeceğiz. Esasen. umumiyetle büyük, küçük bütün mahkümların ıslâhı hal etme- lerini ehemmiyetle göz önünde tut- maktayız. Bu gayeye müteveccih ola- Tak İmralıda yapılan tecrübe iyi ne- tice vermiştir. Tutulan bu yol üze rinde yürüyoruz.» B: Fethi Okyar jüri usulünün memleketimizde kabil tatbik olup olmadığı etrafındaki suale de şu cs- vabı vermiştir: «— Jüri usulü bence faydalıdır. Memleketimizde bu usulün tatbiki meselesine gelince, bir tetkik mevzuu olabilir.» Adliye Vekili yeni Adliye sarayı inşaatı etrafında müddelumumi B. İ Hikmet Onatla görüşmüştür. Hapl sane binasının yıkılmasından sonra yeni Adliye sarayının bir buçuk sene zarfında, bitirilmesi için lizım gelen tertibat alınmaktadır. B. Fethi Okyar bir haftalık mezu- niyetini İstanbulda geçirdikten son- ra Ankaraya gidecektir. Sokakların temizliği Bir hafta sonra sokakların yıkanmasına başlanacak İstanbulda sokakların yıkanıp su- lanması içim Belediyenin Avrupadan getirttiği yirmi parça çelik borunun tecrübeleri yapılmıştır. Bu borular için her elli metrede bir musluğa ih- liyaç görüldüğünden Şişli ile Beyoğ- lu arasındaki bu muslukların yerleri ayrılmıştır. Bundan sonra İstanbul semtindeki musluklar inşa edilecek- tir, Bir hafta sonra bu borularla S0 kaklar yıkanacaktır. Şehrin büyük caddeleri haflada üç gece yıkana- caktır. Bir okuyucumuz Büyükada iskele meydanının pisliğinden şikâyet et- miş ve bu meydanın yıkanması için birkaç gün evvel yapılan motörün bozulduğunu bildirmişti. Motörün tamiri ihale edildiğinden bir haftaya kadar motörün işliyerek Büyükada meydanının yıkanmasına başlanaca- iç temin edilmektedir. Yediği yemekten zehirlendi Beşiktaşta Çırağan caddesinde otu- ran Hasan, yediği bir yemekten ze hirlenmiş, berayı tedavi Beyoğlu has- tanesine kaldırılmıştır. —— İST 'ANBUL HAYATI Oyunda kızmazmış!.. Bahçede ceketlerini çıkarmışlar, gömlek kollarını sıvamışlar, harareti hararetli tavla onyuyorlar, Pul şakır. tıları, kendi bağırtıları etrafı çınlatır yor. Biri avucunda zarları sallıyarak bir kahkaha atıyor: Eh, Sedadeığım, Şimdi bir dört- cihar atarsam mars oluyorsun. Öteki hiddetle kaşlarını çatıp ho- murdanıyor: — Boş yere ümide kapılma, O dört ciharı atacak bilek isterim, Zarlar tavlanın içinde oyuvarlanı.. yor. Beriki bir kahkaha daha atıyor. Hiddetli oyuncu büsbütün asabileşi- yor: — Hay görü kör olsun böyle zarın. Hem de dörtcihar geldi. Çenesinden damlıyan terleri hiddet. Je silerek devam ediyor: — Zaten kabahat bende ki, böyle acemi çocuklaria tavla oynuyorum. Oğlum, sen oyun bilmezsin amma, kör olası zar sana yardım ediyor. Maama- fih ne kadar çabalasan gene partiyi ben alacağım. Eğer sana yenilirsem şu bileklerimi keserim, Zan kendisi atıyor, biddetten yüzü mosmor kesilerek bir küfür savuru- yor: — Hay Allah kahretsin bu zarı. Dört el üstüste gele atıyorum. Acemi çay- laklarla oyun oynuyan iresan böyle olut işte, Hiddetini yenemeyince ufak telek bahanelerle karşısındaki oyuncuya ça» tayor: — Yosok... Pulları o kadar hızlı vurma. Ben gürültüyü sevmem, Zar- ları da doğru at... Sinirlendikçe oyu- nu şaşırıyorum. Ben oyunda sinirlen- mem amma, senin acemice oyunlarınA tahammül edemiyorum, Öteki müsteliziyane mırıldanıyor: — Ben yanlış oynarsam sen kaza- nırsın, Partiyi kazan da sonra konu- şahım. — Oğlumuum... Boş ümidlere kapıl- ma diyorum sana, Bu partiyi kaybe- dersem keserim bileklerimi dedim ya... Oyun bir saatten fazla sürdü, Bağ- rışa çağrışa çarpıştılar. Biri mütema- diyen görülüyor, öteki hep çatık kaşla Rhomurdanıyor, Kâh zarlara kızıyor, kâh pullara küfür savuruyor, arada bir karşısındakinin oyununu tenkid ediyordu. Bir aralık yanımdaki arkadaşla ko- nuşuyordum. Şiddetli bir gürültü ile sıçradık. Hiddetli oyuncu olanca kuv- vetile tavlayı kapıyarak yerinden fir. ladı: — Sen, 0 son defa attığın pencidüye dua et. Yoksa ben seni balmumu gibi ezip büzerek yenerdim. Yanlarında kendilerini seyreden ar- kadaşlarını asabiyetle süzdü; — Hele bunların mütemadiyen ko. nuşmaları, insanın kafasını altüst edi. yor. Onların gürültüsünden oyunumu Şaşırdım. Yoksa, tavlada beni yenecek mm daha anasından doğmamış- im biri gülerek: — Sedadcığım dedi. Birşey söyliyer ceğim amma, kızma ha... — Kol saatini satarsan bana haber ver, — Ne münasebet?.. — Bileği kesilen adam kol saati kul lanamaz da... Cevap veremdei, Başını sallıyarak hiddetle savuştu, Cemal Refik