Sahife 8 AKŞAM Mamma Gazeteler turya arşidükünün berizincilik etti- ğini ve motosiklet kazasında öldüğü- Dü yazıyorlardı. Bir Fransız gazetesi bu gencin ve ailesinin menkıbesini Şöyle anlatıyor: Adam garajdan çıkarak kaldırımın üstündeki benzin deposunun yânın- da durdu, Bizim Fransız olduğumuzu | anlayarak Fransızca sordu: — Ne kadar istiyorsunuz? — On litre Hortumu eline aldı. Ben de vidayı açtım. Amele tülumile karşımda du- ran bu adam tarihin en meşhur ro- | idi ecdüdı manesk şahsi Romaneskliği cihetinden, çok muazzam bir mazinin yükü al | tında ezilen gençliği noktasından ve | kaderinin zulmü bakımındandı. Açık renk gözlerinin bakışında bütün ha- kiki Habsburg - Lorraine hanedanı rın ve sabit ifadesi vardı. Şeri-Ken ve ikinci Filipin büyük ressamlar tarafından yapılmış portre- lerinde de insan bu bakışlara raslar. Halbuki 6, basit hareketlerle ara tamın benzinini dolduruyordu. Viyananın bu garajına, onunla ko- nuşmak için sinsice gelmiştim, Fa- kat simdi cesaret edemiyordum. Yransua - Jozef ve Elizabet'in sü- lâlesi bu makinistle bitiyordu. Stren- | bere gölünde boğulan Bavyera krah ikinci Lul'nin kanı da bu gencin da- marlarında akıyordu. İnsanları bâlâ teshir ölmekte devam eden üç eski ailenin - Habsburg, Lorüine ve Wittel- bach'ların - hülâsası buydu. Bilhassa meşhur Mayerling facia- sının. kahramanı arşidük Rodolf bu benztacinin büyük babasıydı. Fran- sua - Jozef bu gencin de isminin Ro- dolf olmasını istemişti. Son zamanlarda sinemalarda Şarl | Poyer'nin, Meyerling faciasında bü- yük babâsını temsil ettiğini görmüş- tü. Bizlerin efsanelerle tasavvur et- tğimiz tarihi, o bizzat temsil edi- yordu. Ailenin en büyüğü olmak ha- #ebile bu elli sene evvelki esrarengiz ün hatırasını müdafaa etmek hakkına malikti. Fakat istihfafla sus- tu: İşte onun içindir ki şimdi kendi- sine sual sormak cesaretini göstere- miyordum. Şimdi, valsin terkettiği bu Viyanada o hayalını kazanıyordu. Arşidükün Hafburg sarayı, şu anda daktiloların çalıştığı, telefonların çak dığı bir sigorta müessesesidir. Geçirdiği basit hayata rağmen ve ne yaparsa yapsın, biçare makinist | ünvanından ve mukadderatından kurtulamıyordu. “Bütün © ecdadını mahveden uğursüzlük onun da Üze- rine yüklenmişti: Şampiyon olmak is- temiş; motosikletle sürat yarışlarna girişmiş ve Semmering'de, vaktile bü- yük babası Rodoli'un garip bir yan- Yışlıkia Fransua - Jozef'e iye çek- 8 ve imparatorun. son zamanda bir Avus- | Ben | Bir hanedanın hikâyesi Şeametten şeamete sürükle- nen bir hükümdar ailesi Annesi Kızıl Arşidüşes, dedesi meşhur Arşidük Rodolf olan benzinci amele Rodolf da ecdadının şeametine uğradı yerde ölmüştü. Tarihin müntehasında, bu hadise, ! Şarl - Kem'in, annesi deli Jeanne'i | (Jan) hapsettirmesi ve ikinci Filip'in,! oğlu Don Carlos'u boğması gibi mazi- nin muzlim facialarını hatırlatıyor. Meyerling faciasının üzerinden eli sene geçtikten sonra işte bu Rodolf da €cdadının feci âkibetine uğramış olu- yor, . 1883 senesindeyiz. Kıskançlık ve kavga İle geçen Iki senelik bir izdivaç | hayatından sonra arşıdük Rodolf bir erkek evlâdınm dünyaya gelmesini bekliyordu. Belçika kral ikinci Leopold'un kızı olan zevcesi Stefani lohusaydı. Doktorlar ve maiyet heye- canla bekliyorlardı. Yandaki odada âsabını kemiren irsi hastalığın azabı içinde Rodolf intizardaydı. Sinirleri gerilmiş, beş aşağı, beş yukarı dolaşı- yordu. Bir oğlu dağarsa kurtulacaktı. Hiç bir zaman ayrılmadığı âziz ar- kadaşı Filip de Cobrug'a: nm olursa onu serbes fikirli bir prens olarak yetiştireceğim - de- mişti. - Burada hepimizi öldüren bu altı yüz senelik teşrifatlan nefret et- mesini ona öğreteceğim. İntikamımı 0 alacaktır, Rodalf'un en ziyade kızdığı şeyler» den biri, Fransua - Jozef'in onu hu- susu odasına çağırıp: — Bak, polis raporunda ne yeziyor- lar. Yine bir sürü delllikler yapmışsın. Şen böyle keyfindeyken kuzenin bir Aile şefi olarak vazifelerini ifa ediyor. demişti. Kuzeni yani Almân imparatoru Vilhelm! Ayni yaştaydılar ve ayni se- ne evlenmişlerdi: -1881. “Fakat Vil helm'in ilk oğlu Frederik - Vilhelm hemen ertesi sene dünyaya gelmişti. 1883 de de ikinci oğlu olacaktı. Ro- Golf'un da artık hir yarisini ortaya çıkarması icab ediyordu. Odanın kapısı : açıldı. -Arşidükün | mabeyincisi görüldü, Yüzü perişandı. Veliahd onu görür görmez meseleyi anladı. Dudaklarının. rengi uçarak hüzünle bağırdı: — Kiz... Değil mi? Ve arkadası Filip'in kolunu sıkıp? — Berlinde neşelerinden donanma yapacaklardır! — dedi. İmparatoriçe Elizabet; — Çocuğa benim ismimi koyün! - demişti. » Fakat macarca şeklile: Erzebet... Ve Habsbourg'ların : bir İmparato- Tunü «çalaraks dünyaya gelen «Erzi> hazin ve meşüm hayatına (başladı. (<Erzi> Elizabet'in küçültülmüş şe- kildeki ismiydi.) Çocuk büyüyordu. - Yüzü, büyük annesininki gibi aşk ifade ediyordu. Büyük babasının muhabbetinden ve oğlu olmadığına teessüf eden baba- n amakrum olarak vü yüyordu. Büyük annesine bakarak susuyordu. İmparatoriçe: Bu çocuk beni korkutuyor. Müt- hiş bir karakter sahibi olacak! Hak- larını istemesini ve yaptırlmasını bi- daima esirgenen hür- riyetini elde edecek. - diyordu. (Anlatılan bu macera hikâye değil, sahneleridir.) kânunuevvelinde | süvarilerle çevrili, siyah örtülü bir matem arabası Viyanadan İçeri gir- di. Ahali matemlerinin dehşetini iz- lere mumlar dikmiş- Araba, Hofburg'un | önünde durdu. Vellahdin sarayına bir tabut çıkarıldı. İhanete uğramış olan Stefani koca- sınm na: soluk benzile karşıladı. Zira Rodol gilisinin kolları ara- sında ölmüştü. O zamanlar Erzi altı yaşındaydı. | ilümsemeyen - bü vahşi çocuk nlamıştı. O feci- gecenin men- kıbesini sonradan öğrenecekti, On üç sene sonra, imparatorun vaktile oğlunu payladığı hususi oda- da Ersi, Fransua - Jözef'e kafa tutu- yordu — Büyük baba! Otton'la evlenece- im. — Erzi! Evlâdım, Sen benim sülâ- | lemden doğru hatla inen yegâne va- simsin. Böyle inad etme. İlerde hü- kümdar olmanı istiyorum. Derdleri- me derd katma, Büyük baba! Otton'ia evlenece- ğim. İmparator bir saattenberi bu asabi, coşkun kızla müna etmekteydi. Karısının ve oğlunun zibniyetinl na- &l anlamadıysa torunununkini de kavrayamıyordu. imparator, bütün prenslerin isim- | lerini saydı. Büyük baba! Olton'la evlentce- | ğim, Fransua - Jozef arlık mücadele bi- | le etmedi. Ailesinin taşkınlığı onu usandırmıştı. Hepsi teşrifat kaldele- rinden uzak kaçmak, hususi hayatla nn rahat yaşamak İstiyorlardı. Torununun istediği Otton de Win- | disch - Greelz filhakika Şarl - Ken'in| «Familien Statuts üne dahil 39 büyük! ailenin efradı. Bunlar, berhayat olan | 23 arşidük ve arşidüşesten hemen sonra geliyorlardı. Windişch - Gra- eiz'lar hükümdarlık tahtma hizmet de etmişlerdi. Buna rağmen Impara- tor torunumun beynelmilel hüküm- darlar ailesinden ayrılmıyacak hir iz- divaç yapmasını istiyordu. Fakat Erzi hükümdar olmak niyetinde değildi. Nihayet genç kız arzu etiiği adamla ewendi. İlk doğan oğlunun İsmini bizzat Fransua - Jozef koydu: Rodolf. (Yeni müstakbel makinist.) Erzi boşandı. Hancdanla bütün alâkasını koparmak istiyordu. Ona prenses ünvanı bile fazla gelmişti, Büyük oğlu Rodolf'la beraber yaşadı- lar, İki oğlu, bir kızı daha vardı. Oğul- larından biri ressam oldu; modeli ile de evlendi. Erzi, kendisini ziyaret edenlere; — Bana sadece «madam» deyiniz! - diye rica ederdi. Derken Saraybosna hadisesi... Ya- | ni ikinci Meyerling... Harp... Mağlü- biyet... Ihtilâi... Sefalet, tarihi Avus- turyayı eziyor. Memleket - küçük, Payıtaht büyük! Velveleli | siyasi toplantılarda yüzü hâlâ çok güzel olan bir kadın görülüyor. Yanında ikinci Rodolf var, Erzi ihtilâlin sar- hoşluğu içinde yaşıyor. Bir sosyalisti sevdi. Onunla evlendi! Artık madam bile değil. Kendisine «yurttaş Petnek> diyorlar, Fakat ahali hâlâ onu ünva- nile çağırıyor: Kızıl arşidişesi Uğrunda herşeyini. feda ettiği bu Avusturyayı Hitler aldıktan sonra acaba Rodolf'un kızı nerelere gitti)... De oldu?:.. e a Annesi veee | tedirler. | verlikle geçiriyor ve ölülerini Memi li ee ei 18 Temmuz 1939 Kıbrıs adası açıklarında deniz manevraları İngilizler, son senelerde Kıbrısı müs- tahkem bir mevki haline getirmişlerdir t 5 Tai N Kıbrısın Lârnaka limanı ve Lâmaka üzerinde uçan bir tayyare i (Birkaç gün evvelki ajans haberle- ri, İngiliz ve Fransız donanmasının Kıbrıs adası açıklarında müştereken manevra yapmakta olduklarını bildi- yordu. Kibrısin, bilhassa Şarki Ak- deniz müvazenesindeki büyük volü malümdur. İngilizler, burasını müs- tahkem bir mevki haline getirmek için senelerdenberi gayret sarfetmek- Bu münasebetle Kıbrısı ya- kından tanıyan bir muharririmizin ı neşrediyoruz.) rdenberi gerek hava- se denizden her nevi hücu- mü maruz bir vaziyette iken, İtalyan - Habeş harbinden doğan gerginlik, bu adanın Şarki Akdenizdeki sevkulceyşi | metini meydana çıkarmıştır. Kıb- rısın husus! coğrafi vaziyeti, buranın bir deniz ve hava üssü haline ifrağını icab eltirmekte ve 1935 tenberi birçok amirul ve generallerin iştirakile yapı- lan münakaşalard ürüler pfo- jeler de bu maksadı istihdaf etmekte Lord Rennel'in 935 eytülü ortala- nnâ doğru teklir ettiği ve âzami bir milyon İngiliz lirasile kuvveden file kabileceğini ileri sürdüğü program birçok münakaşalardan sonra ve bü- yük bir ekseriyetle kabul edildi. Çok geçmeden, Müstemlekât Nezareti, Lârnaka'da Halasultan türbesi civa- rında Tuzla denilen Tuz çölü mınta- kasında mükemmel bir deniz tayyare karargâhı tesisine karar verdi. Zaten birkaç sene evvel gene burada h bir şirket tarafından kara tayy b rine mahsus olarak inşa edilen saha- mn hükümetçe satın alınması için bazı teşebbüsler vaki olmuştu. Diğer taraftan buraya yakın bir sahada küin ve Limassol denilen sahil kasabasında da buna benzer bazı ha- zırlıklar yapılmıştır. Bu cümleden ola- rak, Ağrotur burnu denilen volka- nik arszide ve Livadya etr deniz tayyare merkezi tesis edileceği ve buranın da, bir taraftan, yazım hü- kümet merkezi ve askeri karap ittihaz a ileri edilen Trodos, diğer taraftan, gene bir | i kamp olan Yukarı Polemidye- ya yakın ve asfalt yol üzerinde Piskobu adındaki bir köyle birleştiri leceği söylendi. Gene burada Yukarı Polemidya yolu üzerinde uzun zaman. danberi muattal vaziyette bulunan at yarışları sahası da tayyare karar- gâhı haline getirilmiştir. Merkezi hükümet olan Lefkoşa'da 1930 daki Rum isyanındanbeni askeri bazi takyidatım yapıldığı görülmüş. tür. Bir harp vukuunda Hisaraltı de- rilen ve ber tarafı tarihi surlarla çev- rili yerden de İstifade edilecektir, Bu- rasının hava hücumlârına Karşı bir sığınak olarak kullanılacağı tahmin edilmekte: Sığ olmasından başka hiçbir kusuru bülunmıyan Magosa, ses Stefani 1900 de imparatorun ma- beyincilerirden biriyle evlenerek Ma- caristana çe ; hayatını hayırper- ruhu- na dua ediyor. Torunu dâ motosiklet kazasında öldükten sonra bu yetmiş beşlik ka- dım için dünyada hiç bir Rodolf kal- madı, Tercüme eden: Y. Ç. iri İ dince, burası meselâ Fi si afında bir | Pr mükemmel bir deniz üssü haline ge- tirilmiştir. Türkiyenin İçel vilâyetine "15 kilometre (aşağı yukarı ” sâat) mesafede bulunan Girr Lefge Kör: fezlerinin askeri mah ri te vi edilmiştir. Magosa, demiryol abe 1 ile, diğer muntakalar da asfalt merkezi olan Lefko- saya bağlıdırlar. Kıbrısın sevkulceyşi kıymetine ge istine bir, Mi Sırdaki askeri karargâha alti soajlik mesafededir, Kıbrısın birçok cihetten” Maltaya rüçhanı vardır, Maltanın ge- nişliği ancak 316 kilometre murabbai- dır ve Akdenizin en büyük bahri dev- letlerinden olan İtalyanın elindeki Si- cilya sahillerine 52 mil mesafededir. Mesahasının darlığından, geniş mü- dafaa tertibatına müsaid değildir Halbuki Kıbrıs, 9262 kilometre mu- rabbamda geniş bir adadır, İlalyadan dır. Suriye sahillerine 93, içel sahillerine ise 75 kilometre üzak- Tıktadır. Görülüyor ki, Kıbrısın hususi coğ- rafi ve seykulceyşi vaziyeti, burasının behemehal bir deni: Yine getirilmesini hı Dört senedenberi ilenliyen burayı (gayri kabili U getirmiştir. Dahili âsayiş te y dır. İngiliz ve Fransız donanmı Kıbrıs sularına gelmesi, bürade. mis. tahsil lehinde bir iktisadi hareket uyandırmıştır. Ticaret odaları kongresine hazırlık Ticaret odaları umumi eylül içinde Ankarada tır, Ticaret Vel Tüşmek üzere İzmir, Mer Samsun ve İştanbul Tic; rından birer mümessil Ankaray vel edilmiştir. Şehrimizden Ticaret odası umumi kâtibi Cevad Düzenli ile borsa komiseri Mahmud Tekin, Ankaraya gitmişletdir Sanayi şubesinin İktısad Vekâleti. nin teşkilâlına ithal edilmiş olması da, sanayi işlerinin ayrıca tedviri ka- Tarlaşmış gibidir. Kongred?, sani işlerinin Ticaret odalarından al alınmayacağı belli olacaktır, İktisad Vekâleti de bütün sanat şubslerinin idaresin kendi teşkilâtı içine di ğından ve İktisad müdürlüklerinin de sanayi işlerini idareye basladığın- dan ayrıca sanayi odaları kurulma. sına lüzum kalmayacak i caret odaları kongresinde bü Mevzi da görüşülecektir. Bir çocuk yolda giderken araba çarptı, aldığı yaradan öldü Rami civaında Müzaffer adında bir çocuk yolda giderken © bir araba çarparak ağır surette yaralamıstır. Muzaffer evinde tedavi altma ölın- mış, hastaneye kaldırılmasına vakit kalmadan ölmüştür. Adliye doktoru B. Enver Karan ta- rafından yapılan müayene neticesin- de ölüm şüpheli görüldüğünden Mu- zalferin cesedi morga — kaldırılmış, tahkikata, başkan Kongresi,