Sahife 6 Nota verilmişmiş! (Baştarajı 1 inci sahifede) tik. Fakat her iş bitti mi?... Elbette hayır! Bir kere şunâ dikkat edelim; her şeyden evvel bir sinir muhareb&- si başlamıştır; denilebilir ki karşı karşıya gelen kuvvetler, biribirlerinin maddi kudretlerinden evvel, ruhi mu- kavemetlerini eritmeğe (çalışmakta- dırlar. Bunun son bir misalini mi istersi- | niz? İşte İtalyan arkadaşların Fran- sız dostlarımıza verdiği nota! Ora- da ne öğreniyoruz? Hatayın Türki- yeye ilhakı tasdik edilmek istenilmi- yormuş; hem de kimler tarafından?... Affedersiniz; insanın güleceği geli- yor. Habeşistanın bağrına bir saldır- ma sokulmasını, Arnavudluğun gırt- | Jağından yakalanarak boğulmasını gayet tabil bir iş sayanlar, Türkiye topraklarından bir cüz olan Hata- ym en medeni ve muslihane şekilde anayurdun kucağına gelmesini ka- bule lâyık görmüyorlarmış! Gayet doğludur; dağ başında insan çevi- renlere, namusile çalışıp kazananlar belki birer şaki gibi görünür! İtiraf edelim; gazetelerin verdiği | şü «ademi kabulu havadisini, tıpkı Şu «Ademi kabule bhavadisini, tıpkı zevksiz bir tuhaflık gibi okuduk ve esefle söyliyelim; oşaşmadık. Çünkü son zamanlar, bâzı yabancı dillerde çağlıyan safsatalardan o kadar ka- mlsanmş bulunuyoruz ki, saçmaya, gülünce karşı hassasiyetimiz körleş- ti. Bu ruhi hâlet, gerçekten acınma- ğa lâyıktır. Çünkü medeni bir insan vicdanının dalma en keskin kalması arzu olunacak vasfı, haksızlıktan | istikrah, ve yalanla hezeyandan iğ- | renme olmak icab eder, Ancak cihan | piyasasına bu mağşuş maddeler o kadar çok sürüldü ki insanlar artık ne yapacağını şaşırdı!... Her şeye rağmen itiraf edelim; mua- nzlarımızdan daha fazla vakar ve ciddiyet bekleriz. Gerçi bugün garb memleketlerinin haylisinde nasl ma- evi bir kundakçıhk “oyunu geçtiği meçhul değildir. Kesif avam kütlele. rinin koyu taassubu her gün başka suretle istismar ediliyor. Sömürge ariyanlar, oraya varmadan © evvel kendi millettaşlarının - hırs ve cehlini birer (musta'mere) yaptılar. Gerçi bunlar onların bileceği İş; fakat ini. kâsları bütün kürenin sükünunu ka- çırmamak şartilel Eski çağlarda olduğu gibi gene bir takim Tanrılık, Peygamberlik iddia- sında bulunanları işitiyoruz. Bildiği. | miz şudur: Birçok politika manevra- cısının ağzında Allah adı, büyük vic- dan hâmlelerini ilham eden bir (sem- bol) değil, bazı siyasi cinayetlerde bulunmak için imzasına müracaat olu-| nan bir yalancı şahide dündü. Demokratik milletlerin şimdi ta- bakkuk ettirmek vazifesini aldıkları medeni mucize şudur: Hürriyet ve hak mefhumuna sadık Kalarak dünya sulhünü müdafan... Tefrika No. 8 SEVİLEN KADIN Türkiye dün, evvelki gün söyledi- ğini bugün de, yarın da tekrara ha- zırdır. Hiç bir hakkımıza hiç kimsenin tecavüzüne müsaade edemeyiz! Top- raklarımızı, hududlarımızı her hangi hasmane bir fikir müdahalenin çiğnemesi kabul edeceğimiz şey de- ğildir! Fakat bağlandıkları siyasi iman, her ne olursa olsun her millet Ie ve memleketle dost geçinmek ist yoruz. Çünkü bizim ideolojimizdeki tek husumet duygusu, hak ve sulh düşmanlığına karşıdır. Evet hak ve hakikat duygularına ihtiram eden bir barış müdafaası yapacağız. Böy. le olunca da ilk ödev meydandadır; Hem dostlarımız ve müttefiklerimiz. le tam bir anlaşma içinde bulunmak, hem de iç enerjilerimizi pürüzsüz bir âhenk ortasında tutmak.. Bunun için birinci çarenin uyanık, cesaretli ve dinamik bir itidal oldu- ğunü unutmıyalım. Şu sebeple fena niyetli mabafilin yaptıklarını tabii göreceğiz ve bunların âdeta bizim sinir kuvvetimizi ölçmek için ortaya sürülmüş birer tecrübe olduğuna İnanacağız. Ancak bilmukabele şunu şimdiden söylemekte hakkımız var. dır: Bizim âsabımız, İstiklâl mücadele- sini yapan, müstakil ve hür Türk | Cümhuriyetini kuran cümlei asabiye. dir, Ondan dolayıdır ki artık siyasi maçları da bir sporcu ruhile seyredi- yoruz. Dünya mukadderatına el koyanla- rın içinde çok düşündürücü tipler gö- rülmüştür; bunlar arasında kendisi yerinden kıpırdamıyacağı için, millet çocuklarını kan ve ateş önüne atan- ları biliriz. Zira içtimai riyanın ikide birde baş vurduğu nasihatlerden bi- risi şudur: «Büyüklerin dediklerini yap; hare. ketlerini taklid etme!» Hayır! Türki- yenin felsefesi hiç böyle değil. Biz ip- tida, dünya elebaşılarının yaptıkları. na bakar ondan sonra, sözlerinin sıh- hatini, sşmimiyetini ölçeriz. Ve san- mayız ki iş başları birer yalancı ola. caktır ve milletler meğe mahküm birer ebleh! 'Türk inkılâbı, bunun tamamile zıd- dını öğretiyor. Her bahiste olduğu bi siyasiyatta da bizim sadakat göste- receğimiz prensipler malümdur. On- ları ise'teşkilâtı esasiyemitde de, fır. ka programımızda da açık açık görüyo- , Tuz. Şu sebeple muhaliflerimiz emin olsun: Dış siyasetimizde yaygaraya feda edilecek hiç bir nokta yoktur! Fazıl Ahmed Aykaç Esirgeme derneğinin bu akşamki kır balosu Esirgeme derneği bu akşam Sua- diye gazinosunda bir Kır balosu ve- recektir, Davetiyelerini tedarik ede- miyenlere bir kolaylık olmak üzere kapıda bilet satışı muvafık görül müştür, Büyük macera romanı — Bana acı.. Bana merhamet et... Dargın gitme... — Sana ne diye merhamet edeyim... Servetin işlediğin kabahatı kapata- Cak kadar muazzam! ... Bin bir kişi ge- ne sana talip olacaktır. Şerefinle, sal- tanatınla evlenirsin. Böyle hataları fukara kızlar işlemesinler yoksa... On- | Yarın bali fenadır... Amma sizler... Her şeyi yapabilirsiniz! Kimse ağiz açıp söz söylemeğe cesaret etmez! Zaten sen de buna kani olduğun içindir ki, benimle kaçmak istemiyorsun. Necile balmumu sarısı kesilmiş; bu gözleri dinliyordu. Birdenbire gözleri karardı. Bayılverdi. Başı oturduğu koltuğun arkasına devrildi. Ayıldığı zaman kendini Cemilin kok ları arasında buldu. Cemil bir hasta çocuğu. teselli eder gibi onu okşuyor, | öpüyordu: Necileğiğim... Beni affet... Der- Nakleden : ( Vâ - Nü ) âdeta deli oluyorum. Genç kız tatlı bir tebessümle: — Öyle ise sözümü dinle; bana iti- mad et... Genciz, bütün hayat önü- müzde... Bu meseleyi güzellikle hal letmeğe çalışalım... Kaçmak, kaçır- mak fikirlerinden vazgeç! — Ya beni unutursan?... — Asla! Dedikanlı kızı göğsüne sımsıkı bas- tırdı: — Öyle ise bana yemin et! — Ne gibi? — Benden başka hiç bir erkeğin ol. mıyacağını söyle! Necile memnuniyetle; — İşte buna kanaat getirebilirsin! Şayed senin olamazsam vallahi billâhi başka hiç bir erkeğin de olmam... Do- ğacak çocuğumun başı üstüne yemin ediyorum. — Yavrumuzu da ibmal etmiyecek. sin değil mi? suali sormağa an ne hacet? murai sözü dinle. | AKŞAM ingiltere, hava kuvvetle- rini ve deniz filosunu hakiki haliharp vaziyetine getiriyor (Baş tarafı 1 inci sahifede| Paris» gazetesi, Londra muhabirin- den aldığı aşağıdaki haberi neşredi- yor: Bugün Londra'da elde edilen ma- lümata göre, İngiliz Kabinesi, Ağus- tos ayından itibaren hava kuvvetle- rini ve deniz filosunu hakiki hali harp vaziyetine sokmayı kararlaştırmıştır. Bu suretle, zorlu ve tehlikeli olacağı sanılan Ağustos ve Eylül ayları, İngil- tereyi gafil avlıyamıyacaktır. İngiliz anavatan filosunun daha Ağustosun ilk günlerinde tam seferber edilmiş bir hale geleceği keyfiyeti, muhakkak ki fazla düşünmeden yeni bir Münih yapılacağını söyliyenlere (o veyahud İngilterenin Avrupada yeni bir kuv- vet darbesi manevralanna müukave- met azminde bulunduğundan şüphe €denlere verilecek en İyi cevabtır. Sulhu bozmağa çalışanlara en ener. jik nutuklardan çok daha kuvvetli surette verilmiş ihtarlar obugün mevcuddur. Ordre gazetesinin Londra muha- biri de gazetesine şunları bildiriyor: Önümüzdeki cumartesi günü, as- keri hizmete çağrılan ilk 30 bin İngi- liz kitalarına varacaktır. İhtiyatlar nazarı dikkate alınırsa önümüzdeki cumartesi gününden itibaren sefer- ber edilecek İngiliz askerlerinin mik- darı bir milyonu bulacaktır. İngiliz milli müdafaa tahsisatı 730 milyon İngiliz lirası Lodra 14 (A.A) — Bütçe dün öğ: Jeden sonra i4i'reye karşı 206 rey İle kabul edilmiştir. İngiliz bütçesinin yekünu 1 milyar 400,000,000 sterlindir. Bunun 900 milyonu kazanç vergisi, 500 milyonu istikrazlar ve hazine bo- nolarile temin edilmektedir. Maliye Nazırı Sir John Simon, icab ettiği zaman yeniden İstikraz tahvil- leri çıkarılacağını beyan etmiştir. Mili Müdafaa için ayrılan tahsisatın yekünu 730 milyondur. Sir Jobn Si- mon, şunları söylemiştir: — Milletimiz ne olursa olsun mem- leketin hürriyetini, emniyetini ve kuvvetini temin etmek için lâzım ge- len herşeyi bulmağa azmetmiştir. Seçim tehir edilecek Londra 14 (A.A.) — Siyasi mahfil- lerde söylendiğine göre beynelmilel vaziyetteki gerginlik tamamile zail olmadığı takdirde gelecek sonbaharda umumi intihabat yapılmıyacaktır. Gelecek haftalar içinde bu husus- ta bir fikir edinilmesi bil ole muhafazakâr mahfillerde söylenmek- tilerin muhtemel umumi hazırlandıkları, o fukat simdiki müşkül şerait içinde bunun sonbaharda yapılmasına ihtimal ve- rilmediği, çünkü intihabata başlan- intihabata .. Öyle ise arzuma itaat . Fakat metin bir er- İ kek olduğum halde istikbal beni kor- kutuyor! — Hiç korkma... Ben seninim... — Allah bize acısın? Erkeğin neşeli yüzünü derin bir hü. zün kaplamıştı. Sanki sevgilisinden ebediyen ayrılıyormuş gibi ona sarıldı; uzun uzun öptü. — Kimbilir seni bir daha ne zaman görebileceğim, güzelim — inşallah yakında! Tekrar tekrar sarılıp öpüştüler. Son ra Cemil geldiği şekilde balkondan aşağı indi. Bahçeye atladı. Necile balkonda gözlerile âşığıni ta- kip ediyordu. Sonra birdenbire kendi- ni odaya attı. Kapının dışından büyük annesi sesleniyordu: — Necile kızım, aç kapıyı... Elleri titriyerek, kızcağız tokmağı i Mihrinur bâmmefendi içeri Aydınlık gördüm de basta mısın diye merak ettim... Senin istirahata ihtiyacın var... Neye hâlâ yatmadın? Haydi yatağına gir, uyu bakalim! Necileye yardım etti. Yorganı örttü. Pencerenin perdelerini sımsıkt çekip indirdi, — Çok rüzgâr var... Hava bozacak galiba... Allah rahatlık versin evlğ- İ l İ İskenderun ceza hâkimliğine Çivril ceza hâ- 15 Temmuz 1939 Hatay vilâyetinin teşkilât kadroları Adliyeye aid kadrolar yüksek tasdikten çıktı. Vali B. Şükrü pazartesi günü gidiyor Diğer bazı Adliye tayinlerini de ihtiva eden kadroy Ankara 14 (Telefonla) Hatay valisi B. Şükrü Sökmensür pazartesi günü, yeni vazifesine başlamak üze- Te hareket edecektir. B. Şükrünün Hatayın merkezi olan Anlakyaya gitmeden bir müddet Dörtyolda kaj- ması muhtemeldir. Diğer taraftan Hatay vilâyetinin teşkilât kadroları yüksek tasdike arzolunmuştur. Bu kadroların adliye- ye aid olan kısmı bugün yüksek tas- dike iktiran etmiştir. Diğerlerinin de âzami pazartesi gününe kadar tas dikten çikacağı anlaşılmaktadır. Yüksek tasdike iktiran eden Adliye kadrosu diğer bazı adliye tayinlerini de ihtiva etmektedir. Bu husustaki listeyi aynen bildiriyorum. Antakya ağır ceza relsliğine Sadık dem İstanbul hâkimliğine müddelumu! lerden Raşid, Edime ceza hâkim Bolu müddelumumisi Nizameddin. Bur- dur hâkimliğine Giresun Reisi Kâzım, Üs- küdar hukuk hükimliğine Bilecik hukuk | hâkimi Murad Hulüsi, Yayladağı ceza ) kimliğine Rize eski ceza relsi Hali Vehbi, Giresun relsliğine Burdur hâkimi Yahya, Antalya hükük hhkimliğine Pazarcık bâ- kimi Sadık, Antakya müddelumumiliğine Elmalı müddetumumisi Emin, Reyhaniye ceza hükimliğne Biga esk! müdeiümumisi Hüsameddin bukuk hâkimliğine Kulp! han kadastro in tapu ve kadastro âza- 31 Cevdet, Antal 2 hâkimliğine Ödemiş müddelumumi il, İskenderun hukuk hâkimliğine Ermenak hukuk hâkimi Şevki, kimi Mehmed, Hassa cza hükimliğine Antalya sulh hâkimi Ragib, Süveydiye sulh hâ- | kimliğine Tarsus eski müddelümumisi Rıfat, | Ankara sulh hâkimliğine Çubuk müddelu- mumisi Resad, Ankara hâkimliğine Adliye Vekâleti zat işleri umum müdürlüğü baş musvini Sedad, Amasya izalığına Akşehir- âzası Hümü, İstanbul âzalığına İstanbul #ulh hâkimi Tahsin, Antalya ağır ceza İ âzalıklarına Demirci müddelumumisi Kud- | ret Sabit, İskenderun "'ss00s dığı takdirde totaliterler muhtelif ga-| yelerini elde etmek için vaziyetten istifadeye çalışacakları ayni mahfil lerde ilâve edilmektedir. Sureti umumiyede hasıl olan ka naate göre beynelmilel vaziyet mi sald bir safhaya girdiği takdirde u- mumi intihabat gelecek ilkbaharda hattâ 1935 te intihab edilen mebus- ların vekâlet müddetlerinin son kaddi olan gelecek senenin sonbaharında yapılacaktır. Sivil yaralılar için tertibat Londra 14 (AA) Hükümet plânlarının tatbikinde elde edilen ne ticeleri tedkik eden bir beyaz kitap müstaceliyet halinde sivil yaralılar için 300,000 yatak Jâzım olduğunu kaydeylemekte Bundan başka lerin haricinde ağından fırladı. Bahçeden havlamalar kulağına geliyordu. Endi- şe ile dinledi. Perdeyi araladı. Ateşler içinde yanan ainmı cama dayadı, Ka- ranlık yollara baktı. Birşeyler görün- müyordu, Ses sada kesilmişti. Herhak de vehme kapılmış olacak! “»w Bayram ağa iki bekçi köpeğini zin- cirlerinden tutarak ilerdeki bir çamın arkasına gizlendi. Uzaktan Necile'nin odasından gözünü ayırmıyordu. Cemi- lin indiğini, genç kızın balkonda du- rup baktığını görünce beklemeğe ka- rar verdi, Ses çıkarmamaları için hay» vanları okşıyarak öylece yerinde bek- Jedi. Delikanlı arkasına bakarak ilerli- yordu. Karanlıklarda elile sevgilisine buseler yolluyordu. Fakat birdenbire işik söndü; perdeler kapandı. Bunu gören kâhya, köpeklerin tas- malatımı açarak onlari kışkırttı: — Haydi karabaş!... Haydi aslan!... İki canavar havlıyarak fırladılar. Fakat tetikte olan Cemil daha evvel- den zincir şakırtısını işitmişti. Bir tu- zağa düşmek korkusile hızla yürüme- ğe başladı. Bir kere daha başını çevi- rip sevgilisinin odasına baktı, Lâkin onu göremeyince içi sızladı. Asabi adımlarla ilerliyordu, Havlhyarak üs- tüne gelen köpeklerin sesini duyunca derhal vaziyeti kavradı, Ne alçakça bir | u yazıyoruz müddeiumumiliğine Torbalı müddelumu- mlisi Nahid, Kırıkhan hukuk hâkimliğine | eski hâkimlerden Feyzi, Reyhaniye hukuk bâkimliğine Adana sulh hâkimi Mehmed Ali, Beylân sulh hâkimliğine Anamur eski müddelumümisi Hikmet, Adapazarı üzalı- ğına Mut müddelümumisi Şükrü, Midyat hâkimliğne o Kemi müddelumumisi Asaf, Vakfkebir hâkimliğine Reşadiye hükimi Nejad, Ankara müddelümumi mu- avinliğine Ankara iceri memuru Ramiz, Bor müddetumumiliğine Yalvaç müddeiu- umumisi Abdüssamed, Eskişehir kadastro hâklmliğine Seyhan kadastro hâkimi Ek- rem, Kirklaeli âzalığına Kadiri hâkimi Tahsin, Antalya âza muaviniiğine Diyar- bakır müdelumumi muavini Muhsin, An- bakır müddelumumi muavinliğine Balıke- sir sülh hâkimi Kemal, talya sulh hâ- kimliğine Islahiye sorgu hâkimi Ahsen, İs- kenderin hâkim muavinliğine Ayancık hâ- kim muavini Rasim, Kırıkhan müddelu- umumi mavinliğe Dörtyol müdelumumi muavini Sakib, Kırıkhan sorgu hâkimligi- ne Emirdağı sorgu hâkimi Oral, Kırıkhan hâkim muavinliğine Tavas müddelumu- mi muavini Şükrü, Yayladağı müddeiu- ik Sa 1 müddeiumu- ddelumumi pu âvinliğine Tokat eski müdd: : afa, İstanbul “sulh hâ ih hâkimi Ayşe Na; iumumi muavinliğine Ankar uavini Mebrure, Bilecik & umumi muavinliğine Adana ii Ahmed, Samsun müddelumumi ik müddelumumi müddetumumi U edi Abdülf! sorgu kâkimliğine Afyon âza Mahmud Faik, Yayladağı 30 hükimlis gine hâkim namsdi Şeref, bükim mua- Yinliğine hâkim namzedi Kemal, Röyha- niye sorgu hâküimliğine Kaş sorgu bilimi Feyzi, Reyhaniye hâkim muavinliğin hâ- kim nazmedi Kâzım, Hassa sorgu hâkim- liğine hâkim namsedi Abdürrahman, Has- sa bâkim muavinliğine hâkim namzedi Hüseyin, Erğinean müddelumumi müâvin- liğine Marisa eski müddelumumi muavini Hilmi, Kangal müddelumumi muavinliği- me Kırşehir âza muavini Halid, Hassa müd- delumumi muavinliğin hâkim nimzedi Receb tayin edilmişlerdir. birçok köy hastaneleri kurulması ve sivil yaralıların tedavisi için mevcud has- tanelerin kullanılması derpiş edilmek- tedir..24 saat evvelinden haber veril mek şartile 1,200 otobüs, hasta araba- si şekline ifrağ edilecektir. > 226,000 sedye hazirlanmis ve her tarafa dağıtılmıştır. Diğer cihetten çok miktarda dok- tor, hastahâkıcı ve hemşire ceibedile- bilmesi için lâzım gelen tedbirler glın- mıştır Harb malzemesi nezaretine tayinler lodra 4 (AA) — Telie Burgin'in Harp Malzemesi Nezaretine ve albay Liewellin de bu Bakanlık nezöne parlâmento sekreterliğins tayininin Kral tarafından tasdik edildiği res- irilmektedir. karşısına bir adam ç'kıp da onu bir kurşunla öldürseydi hak bile ve- röcekti, Lâkin böyle köpekleri üstüne sahvermek yapılır işlerden değildi. Öfkeden bütün vücudü titriyordu. Göz- leri kan çanağına dönmüştü. Şimşek süratile kendini müdaafaya hazırlandı. İ Pardesüsünü top şeklinde sol koluna #ardı, O sırada kendisine yetişen hay- yanlardan biri, üstüne atılarak dişle- rini sapladı, Lâkin karnına yediği tek- me ile yere yuvarlandığı zaman ağ- zında kopardığı kumaş parçasından başka bir şey yoktu. Öbür köpek ise delikanlıyı yaralamağa muvaffak ol. du. Fakat o da arkadaşı gibi bir tek- me ile yere yuvarlandı. o Maaâmafih hayvanlar derhal yerlerinden kalkarak daha şiddetle saldırmağa başladılar. .Cemilin üstünde silâh yoktu. Pek sporcu ve kuvvetli olmasına rağmen bu iki canavarla başa çıkamıyacağı- nı anladı, Bu şekilde ölmek hiç de bo. şuna gitmiyordu. Can kuvvetile ken- dini müdafaa ediyor, kan ter içinde boğuşuyordu. Sendelediği bir sırada ayağına bir kazık ilişti, Bu uzun kalın bir ağaç kütüğüydü. Herhalde koru. luktan eve odun diye taşınırken bu- raya düşmüş olacak, Hemen asabi par, maklarile ona sarıldı, var kuvvetile sağa sola savurmağa başladı. İyi kul- Janmasını bilen bir adamın elinde s0- pa, müthiş bir silâh olabilir, , yüks