POLİTİKA Ingiliz - Fransız birliği Fransadaki büyük ihtilâlin yıldönümü 14 Temumz, bu sene yüz ellinci olduğudan, fevkalâde merasim ile tesid edilmektedir. Fransadaki, üçüncü olup, fakat sağlam temel atan Cümhuriyet rejimi, İhtilâli kebirin anane ve umdelerine dayandığından, remiz ve alâmetleri de bu halk inkılâbından alın. mıştır, Bu sebeple bir buçuk asırlık mazisi büyük bir ehemmiyetle hatırlan. maktadır. Fransızların bu milli güne bu defa son derecede ehemmiyet vermelerinin Asıl saiki, Avrupa işlerinin fevkalâde karışmış bir zamanına raslamasıdır. İhtilâl kebirin hatırası bütün Fransız milletini siyasi fırka ve akide farkı gö- etmeksizin, birleştiren bir âmil olmuştur. Ayni zamanda bu Fransız milli günü, İngilizlerle Fransızları bir kat da. | Kâlma (âdetlere | Macaristanile Romanya arasında dağlık arazide küçük risyetle her sene İ köylerin arasında her sene bir kız pazarı kurulur. Köy- çeyizlerini koydukları sandıklarla gelirler, bunların arasında dolaşırlar ve ha Fransadan her biri, kendi ta; bir vesile sayılmıştır. Zaten birkaç gün evvel İngiltere ile İngiltere ile Fransa, havada bir harp ihtimaline karşı, iş birliği yaparken İngiltere, 14 Temmuz gününe iştirak için Parise büyük bir hava kuvveti » Bu merasime İngiltere namına Harbiye Nazırı, birinci Deniz lordu, Hava Başkumandanı Mareşal, Kara ordusu Umumi Erkânıharbiye reisi iştirak edeceklerdir. İngiltere ile Fransa, Sovyetlerle cereyan eden siyasi ve Lehliler ile yapı- lan mali müzakerelerde görüldüğü veçhile, siyasetlerini birleştirmiş oldukları gibi, askeri işlerini de tamamile tevhid etmiş bulunuyorlar. Izmir Liseler kampları İzmir (Akşam) — İzmir Hiselerinde sene tahsil eden Türk gençleri Üç yerde askeri kamplarda talimler görmektedirler. Birinci ve ikinci erkek lise- leri talebesine mahsus kamplar, kendi okullarında açılmıştır. “Tecim lisesi ile Kültür ve Ege liseleri kampları, Kızılçullu köyündeki çamlıkta çadırlı kamp olarak açılmıştır. Bu üç kampta sıkı bir disiplin ve intizam altında talim gö- Ten gençlerimizin yekünu (2500) kadardır. Kamplar, değerli subayların idare #İndedir. Türk çocukları, her iş ve vazifede olduğu gibi bu yurd vazifesinde de en yüksek kabiliyet ve muvaffakıyeti göstermektedirler. Birinci ve ikinci liseler kampları 23, diğer liseler kampları da 30 temmuzda sona erecek, müteakiben gençlerimiz teftiş verecekler ve yüksek komutanlarının önünde geçid resmi ya- Pecaklardır. Yukarıdaki resimler gençlerimizin kamp hayatından muhtelif in- tibaları tesbit etmektedir. Galatadaki yolcu salonunun inşası faaliyeti arttırıldı Geçen sene inşaatı bitmesi icab et- tiği halde hâlâ bitirilemiyen Galtata- daki yolcu salonundaki faaliyet art- tarılmıştır. Vekâlet, bu teahhurun s8- rapor istemiştir. Salonun Son tadilât Projesine göre noksanlar tesbit edil- miştir. Salonun en Üst katına büyük bir ışıldak konacaktır. Vekâletin İste- diği rapor bugünlerde Ankaraya gön- derilecektir. Borsa mübayaacıları dün bir toplantı yaptılar Yeni zahire borsası heyeti idare İntihabatı yapma günleri yaklaşmış olduğundan dün borsa mübaysacıları Aralarında bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda, senelerdenberi ihmal edil- diklerinden bahisle aralarından birin- “i sınıf iki mübayaacının da yeni ho- yeti idareye ithali için borsa komiser. Üğine müracaate karar verilmiştir. (Aralarında tam ittifak fle ve hafi töyle ekseriyeti kuranmış olan bu iki İkinci İtalyan filosu Trablusta AKŞAM Beynelmilel Ticaret odası ve yün kongreleri 26 Haziranda açılan onuncu bey. nelmilel ticaret odası kongresine işti rak etmek üzere Kopenhağa 1400 ka- Diğer taraftan Brükselde toplanan 15 inci beynelmilel yön konferansma da 200 murahhas iştirak etmiştir. İktisadi vaziyetin pek iyi olmümesi- n& ve suni yün rekabetine rağmen yün piyasası, memnuniyeti mucib bir şekilde ahcı bulmuştur. Piyasa, bik hassa askeri mübayaattan müstefid olmuşsa. da kongrede, Alman ve İtak Yün ipliklerin kalınlığı hâkkında hiç bir karar ve- rilmediği şehrimizdeki alâkadar ma- kamlara gelen haberler arasında ay- rıca tasrih edilmektedir. Trablus 13 (A.A.) — İkinci İtal. yan Avrupanın tamam ortasında asırlardanberi bir kız pazarı vardır Orta devirden temmuz ayında Avrupanın tam merkezinde o bir kız pazarı kurul duğunu okuyun- ca İnsanın buna inanamıyacağı ge yor. Halbuki hakikaten böyle bir kız pazarı vardır. Macaristanla Ro- manya arasında münazaah olan yer- lerde ekseriyetle çobanlarla meskun bir Gaina köyü vardır, Buraya gel mek için insanın Simplon treninden küçük bir kasaba İstasyonunda çık- tıktan sonra öküz arabasına binerek ve saatlerce yüce ormanlar arasın- dan geçerek deniz sathından iki bin metre irtifaına kadar çıkması lâzım- dır. Gaina köyünde oturan çobanlar üzün boylu, uzun saçlı güzel adam- lardır. Yazın bellerini birer kemerle kastıkları uzun enlarilerle gezerler. Omuzlarında taşıdıkları koyun pös- tekisinden hiç ayrılmazlar, soğuğa karşı koruyan bir şey sıcağa karşı da korur nazariyesini güderler. Bu havalide, muazzam dağların öbür tarafında, süratle yükseklerden akan derelerin kenarında bir sürü köycükler vardır. Bu köylerin ahşap kulübelerinde minimini denilecek ka- dar küçük pencerelerin önünde uzun boylu, güzel kızlar otururlar ve bez dokurlar, gergef örerler, Destegâhın mekiğini süratle bir taraftan öbür tarafına iletirken, asırlardanberi ma- lüm olan dokumacı şarkılarını murıl- danan bu kızlar bir temmuz günü- nün kendilerine getireceği saadetin hayalile yaşarlar. Gainanın yeşil yay- lalarında doğacak olan talilerini bek- lerler. Kendilerine mahsus bir âlem- de yaşıyan oradaki insanlar için O günün fevkalâde ehemmiyeti vardır. Saadet günü yaklaşınca Geina yaylalarında çadırlar kurulur, sey- yar satıcılar birer birer zuhur etme- ğe başlarlar. Bunlar ne kadar moda- si geçmiş garib şeyler varsa Galina köylülerine satmak için oraya götür- müşlerdir, Ortasına bir ayna yerleş- tirilmiş çörekler, bıçaklar, tabaklar, iplikler ve İğneler satışa arzolunur. Büyük balo başlamadan evvel yor lerin kızları beğendikleri kızlarla evlenirler çıplak çingânelerin kollarına sıkış- tırdıkları kemanlarile çadırdan çadı- ra dolaştıkları görülür, Nihayet güzel kızları nakleden ilk öküz arabaları görülmeğe başlar. Kar gibi beyaz bluzlar giymiş olan kızla- nn belleri sımsıkı bağlıdır. Rengâ- renk süslerle tezyin edilmiş olan etek- likleri yeşil çayırlar üzerinde birer çiçek gibi dalgalanıp durur, Bir taraftan kızlar böylece pazar yerine gelirken öbür taraftan da genç erkekler gruplar halinde görünürler. Bunlar hemen kızları getiren öküz arabalarına yaklaşırlar, kızların aşa- ğıya inmelerine yardım ederler, on- dan sonra arabalarda kızların üzer. lerine oturdukları sandıkları yere indirirler, Bu sihirli sandıklar kızların çeyiz- Jerile doludur. Sandıklar hemen ça yırın üzerine sıralanır. Kızların ade di çoğaldıkça genç erkeklerin mik- darı da o nisbette artar. Anneler sandıkların arabalardan indirilip di. zilmesine nezaret ettikten sonra kız- larına bir işaret verirler. Bu işaret Üzerine kızlar birer kordelâ ile bo- yunlarına taktıkları oanahlarlarin sandıkları açarlar. Bunu müteakib sandıklarına doğ- ru eğilirler, o zamana kadar işledik- leri takımları, bluzları, keten göm- sad, kendilerinin ne kadar çalışkan ve becerikli ev kadınları olduklarını müstakbel kocalarına isbat etmek- tir. Bu aralık genç erkekler mahcup tavırlar takmarak sandıkların yanı- na yaklaşırlar. Bunların hali satın almağa bir türlü karar veremiyen bir işçinin bir mal karşısında takın- dığı tavıra benzer. Bereket versin teati edilen bir kaç söz, ortaya atv lan bir iki şaka mahcubiyeti giderir, Güzelliklerine . güvenemiyen kızlar oğlanları kollarından çekerek, malı» nı satmağa çalışan bir bezirgân gibi çeyizlerini yüksek sesle ilân etmek. ten çekinmezler. Ertesi günü bir ko- taya (kavuşarak evlerine dönecekle- rinden emin olan güzel kızlar ise hiç ses çıkarmadan mağrurane sandık- larının başında dururlar. Delikanlı. lar bu gibilerin etrafında pervane gi- bi dolaşırlar, hattâ bazan onlara ya- * naşmağa bile cesaret edemezler. Delikanlılardan biri kızla ve anne- sile bir iki kelime teati ettikten son- ra çadırlardan birine giderek kız için bir hediye alıp getirirse, bu hareket ilk angajman sayılır. Sonra, bu gibi münasebetler artar, gruplar teşkil eder, getirilen yemekler müştereken yenilir, nihayet bir kadeh içki ile angajman büsbütün katileşir. Grup etmeğe başlıyan güneşin ha- ff ziyasında, asırlardanberi cari olan âdete riayetle, delikanlı da kendi maharetini nişanlısı kıza isbat etmek için kavalına sarılarak ona gürel'aşk havaları çalar. Kız birden güzel se sile bu şarkılara iştirak eder. Deli- kanlı ile güzel kızın sesleri biribirle. rine karışarak güzel bir Ahenk hasıl olur. Bu esnada güneş batmış, mehtap yükselmiştir. Mehtabın teshir edici ziyasının tesirini arttırmak isteyen çingeneler yeni sevgililere doğru yak« Jaşarak onların başları ucunda ke- manlarını inletmeğe başlarlar, Artık baloya sira gelmiştir. Delikanhlarla kızlar sabaha kadar dansederek va- kit geçirirler. Sabaha karşı onların yorganları sema, yastıkları İse 2e. mindir, Sabahleyin güneş doğarken papaz zuhur eder, Küçük atına binerek Aheste âheste ormanların arasından çıkıp gelen papas gençler tarafından hararetle karşılanır, Artık çok düşü. nüp taşınmağa vakit yoktur. Kara &akalı göğsüne kadar uzanan papas © gece biribirlerini bulan genç çifle- rin nikâhlarını birer birer kıyıverir, Rivayet edildiğine göre bir gün evve- Mne gelinciye kadar biribirlerini hiç tanımıyan bu çiflerin ekserisi mesud olmaktadır. Marangozlar kooperatifi Hazırlanan mukavelede değişiklik yapılacak müessisler heyeti, kooperatif muka- velesini yaparak İktısad Vekâletine göndermişlerdi. Arada malüm deği- şikliklerle Ticaret Vekâletinin ihda- a, kooperatif mukavelesinin tasdik işini de tehire uğramışlır. İktısad Ve- kâleti, bu mukaveleyi ancak Ticaret Vekâletinin tasdik edebileceğini, bi- naenaleyh mukaveledeki İktısad Ve- kâleti ibaresinin Ticaret Vekâleti şekline sokulmasının lâzım geldiğini bildirerek kooperatif mukavelesini cemiyete iâde etmiştir. Cemiyet reisi ve Şehir meclisi azasından Alâeddin Kunüş, cemiyet kâtibi umumisi Fu- ad Tezer, marangoz Taceddin Gür. “tan, Ahmed Tezel, Abdullah oWuad Urlar, ve doğramacı Keğam Yesar. yandan mürekkep olan kooperatif milessisin heyeti bügünlerde toplar narak istenilen tadili yapacaktır. Sâtış kooperatifi mahiyetinde ola- cak marangozlar kooperatifinin bik umum ağaç sanayiine müteallik iş ler ile iptidai maddeler, malzeme, makine ve edevab alım salımı İle meşgul olacağı anlaşılmıştır. Mara» imi Bastilin alınışı Fransız inkılâbında Bastil kaleşi- nin halk tarafindan fethedildiğinin 150 nei yıldönümündeyiz. 1789 sene- sinde bugün, Pariste halk, Kraliyet kuvvetlerine gâlebe çaldığı için, 14 Temmuz, Fransız Cümhuriyetçileri- nin mil günleri sayılmıştır. Bugün, Fransada büyük merasim yapılmak- tadır. ” Bastille (telâffuzu Bastiy fakat biz- de Bastil deniyor) kale mânasınadır. Bu nevi kalelerin ilk şekli evvelâ Jül Sezar'ın cmrile binu edilmiştir. Paris- teki Bastil ise, 1375 de yapılmıştır. 1789 yılında ahali burasını Kraliyet istibdadının bir çok siyasi mahpuslar rile dolu sanıyordu. Halbuki içerde yalnız yedi adi cürüm mahkümu var dı. İli Temmuzdan itibaren on <acı Louis (Lul) ile halkın arası» fo na halde açılmış bulunuyordu. Ahali güleyan içindeydi. İnvalides silâh de- 20 kuruş yüzünden kanlı kavga Edimekapıda Saim ile Cemil, ara- Jarındaki yirmi kuruş bir alacak me- selesinden kavga etmişler, Cemil, Sa» i big, CAKİ yam poları yağma edildi. Parisliler, böy- Je mücehhez olarak ve hiç bir mu- kavemete maruz kalmaksızın Baştil kalesine doğru ilerlediler. Böyle bir o hücum olacağı, hükümet tarafından hesab edilme- mişti. Kalede ihtiyat erzak ve kâfl cephane oyoklu, Buna rağmen Baint - Antoine sokağına karşı toplar hazırlandı. Halk ehemmiyet vermiye- rek ilerledi, Muhafızlar ancak 110 kişi 1di. "Topları patlatıp yaylım ateş açti- Jar. Yüz Insan kadar öldü. Halk, İn- valides'den alınmış dört top getirdi. Kaledekiler alaşma teklifinde bulun- dularsa da ihtilâlciler bunu reddetti. Nihayet ikinci avlunun köprüsü indi- rildi. Halk içeri hücum etti, Bu mu- kavemeti gösteren de Launay'i alarak Gröve maydanma sürükledi ve par- Artık ihtilâl hükümete galebe çal- mıştı. İstibdadın timsali sayıldığı için Bastil kalesi yıkıldı. Kartalda bir hırsızlık Kartalda Nafiz kaptanın sebze bos- tanı içindeki kulübeye evvelki gece hırsız girmiş ve bostanda çalışan Yu- sufun bavutundaki iç ve dış çamaşır- iha hükmi ikili a ad kini Mi alm ik ün abm md