14 Temmuz 1939 AKŞAMDAN AKŞAMA Sakat tahminler Gene koskoca manşetler, gene sü- tun sütün tahminler: Ağustosta harp çıkacak! Ordulardaki o mezuniyetler kaldırıldı. &onbahardaki manevralar vesile ittihaz konuldu. edilerek ordular seferber hale Hasad mevsimi gelmeden #arlalardaki la mahsullerin toplanması için hudud boy! rındaki köylere yüz binlerce ekstra içi eri , Hududların <tahkimatına ge ca İxi adada tertibat var. İtalya, 15 Ağustosta Balkanlarda ve Şarki Akdenizde harb etmek Üzere hazırlanıyor, Bılunışımdır. bu dahminlerden Umumi harbi hatırlarım; Her kafa dan bir ses çıktı. Bunca âkil, fazıl, tecrübeli kimseler mütalâalar yürüt- tüler, İleri sürdükleri fikirlerin beheri gayet birer piyango numarası olsaydı, hiç değilse bir tanesi isabet ederdi. Fakat ne harbin cereyanında, ne de neticesinde tahminlerle hakikat ara- sında bir tek tetabuk olmadı. Alman, Avusturya, İtalyan, Rus ilh milletle rinin maceralarını Şöyle bir an göz önünden geçirdikten sonra bizimkini tasavvur buyurun: Öyle başlayıp böy- le biteceğini hangi dâhi falcı, hangi kâhin ve muhammin keşfedebilirdi? İmkânsız!... Hayır, hayır!... İnsanların âtiyi gö- rebildiklerine kani olamıyorum. Hele geçen gün bir gazetede şu macerayı okuyunca, bu husustaki imanım büs- bütün kuvvetlendi: 1914 harbinin patlamasından bir- kaç saat önce, meşhur milyarder Ford, Amerikan Reisicümhurunun yanm- dan çıkmış. Düşünün: Biri iktisadi- yatın, diğeri siyasiyatın hükümranı! Ellerinde vesaik bol! İki arkadaş büş başa verip görüşmüşler, konuşmuşlar; dünya ahyalini tedkik etmişler, Ford, Keisicümhurun kabinesinden ayrıldı- İı vakit, etrafını gazeteciler almış: — Ne var? - diye sormaları üzerine, şu cevabı vermiş: — Beşeriyet yepyeni bir refah dev- resinin eşiğinde bulunuyor, İşte muğlâk, çapraşık beşer cemi- yetinin ahvalini basit bir bulmaca gi- bi halle uğraşanların düştükleri ko- mik vaziyet... Evet, bütün zavahir, bü- tün kati hesaplar şunu gösteriyor; fa- kat o esnada filânca yerde falanca hedefe bir tek kurşun patlayıvermiş- tir; yabut sadece, ne bileyim, bir atın bir tek nal çi üşüyor; bütün mü- vazene bozuldu gitti! Sedler, hâiller yıkılıyor; hâdiseler o vadiye değil de berikine akıyor, yepyeni bir man. zara... Son haberlere göre, mantıkan şu tahminler doğmaktadır: Bu adamlar bütün işlerini «şuna saldırırız, buna saldırırız! Kimse ses çıkaramaz, birer birer yutarız!« esası üzerine kurmuş» lardı. Fakat karşı taraf el ele verdi, Sulh cephesi kuruldu. Şimdi artık açmaza (o girmişlerdir. Saldırsalar mahvolacaklar; saldırmasalar, rejim- lerinin, felsefelerinin ve bizzat keridi lerinin hikmeti vücudü kalmayıp; da- hilde devrilecekler, Binaenaleyh «ya herrü ya merrü diye son kozu oyna- yp beşeriyeti harp ateşine atacak- lar?» ihtimali akla geliyor... «İşte bun- <a, âraz var, Bu kadarı da blöf ola maz! On beş ağustosta harp!» deni. yor... Beiki.. Fakat her halde ferdi ha. Yatlarımız için bu vaziyette hazreti Muhammedin tavsiyesine riayet et- mek doğrudur: Peygamber, «liç öl miyecekmiş gibi dünya işlerine, yarın ölecekmiş gibi ahiret işlerine çalış- malı'n demiş. Hiç harp çıkmıyacak- muş gibi ferdi işlerimizle uğraşmalı, — Şu dilenciliğin kökü kazınamadı gitti bay Amca!.. Nasıl kazınsını ki... ŞEHİR HABERLERİ Satye tahkikatı Ankaradan İstan- bula gelen bazı zevat dinlenecek Satye binası tahkikatı dün de de- vam etmiştir. Dördüncü sorgu hâki- mi tarafından malümatlarına mürâ- caat edilmek üzere bazı kimselere yâ- alan müzekkertlerin bir kısmının da cevabı dün gelmiş ve tedkikine baş- lanmıştır, Ankarada şahid sıfatile ve istinabe yolile dinlenmelerine lüzum görülen zevaltan bazılarına ald istinabe ev- rakına gelen cevabta bu zevatın hâ- len Ankarada bulunmadıkları, İstan- bula geldikleri bildirilmiştir. Dördün- | cü sorgu hükimliği bu zevata da da- vet müzekköresi göndererek şahid sıfatlle dinlenmek üzere adliyeye gelmelerini o bildirmiştir. Kendileri dördüncü sorgu hâkimliğine gelerek lüzum görülen bazi hususat etrafın- da izahat vereceklerdir. Casusluk değil Dün yazılan Vaka sekiz ay evvele aittir Dünkü gazetelerden biri, Yeşilköy- de bir İtalyan komisyoncunun mem. nu tertibatı bulunan telsiz cihazı ta- şıdığından polis tarafından yakala- narak adliyeye verildiğini ve işte bir casusluk hali bulunduğunu yazı- yordu. Yaptığımız tahkikata göre, hâdise bir casusluk mahiyetinden ziyade, bir memnu âlet kullanma şeklinde- dir. Ve bundan sekiz aya yakın bir zaman evvel cereyân etmiş, o zaman iş adliyeye intikal ederek ortada tey- kifi mucip bir hal görülmediğinden komisyoncu serbes bırakılmıştır. Bu hususta malümâtına müracaa? ettiğimiz emniyet müdürü B, Sad- reddin Aka bir muharririmize demiş- tir ki: «— Bu iş, ben daha İstanbula tayin edilmeden evvel geçmiş bir mesele- dir. Maamafih ortada casusluğa mü- teallik birşey görülmemiştir. Ve hâ- disede mevkuf kimse de yoktur» Bostan kuyusunda boğuldu Kâğıdhane köyünde Ayazmaçayını boslanında bir kişinin bostan kuyu- suna düşerek boğulduğunu yazmıştık. Boğulan 36 yaşında Ferid isminde bi- ridir. Kazaen bostan kuyusuna düş- müş, kuyunun dibi balçıklı olduğun- dan suyun yüzüne çikamanışlır. Et- raftan yetişenler soyunup kuyuya in- mişler, çök zorlukla Feridin ancak ce sedini çıkarabilmişlerdir. Mahalline Beyoğlu hükümet doktoru Rauf gi- derek muayenesini yapmış, kazaen boğulduğu anlaşıldığından “defnine ruhsat verilmiştir. yarın harp çıkacakmış gibi de kirişte, tetikte bulunmalı... Böylesi âl lere inanıp tabii hayatı tavsatmak akıl kâri değildir... Sade şu son senenin | içinde üç, dört kere «ha koptu, ha ko- pacak!» dendi... Koptuğu yok... (Wâ - Nü) Fakat kuru tahmin. | Karilerimizin mektuplara Vaniköyde toz bulutu Vaniköyünde oturan rumuz yaziyor: Köyümüzde tek bir cadde vardır. Erler, bu cadde boyunca dizlimişler- dir. Vanıköyü, Boğaziçinin en şirin bir köyü olduğu halde yaz mevsiminde bu caddededen geçen otomobil ve kamyonların kaldırdığı toz bulutla- rından evlerde olurmağa imkân yok- tur. Köyümüz baikı Belediyeye tanzi- flye ve tenviriye resmi veriyor. Çöp- lerimizi, evlerimiz sahilde kâln olduğu için denize döküyoruz. Buna mukabil Üsküdar Belediyesinden istediğimiz şu- dur: Sabahı ve akşam Vaniköy cad- desini arozüzle sulamak. Geçenlerde Valimiz, teftiş için kö- yümüzden geçtiği cihetle, cadde su- lanmış ve o gün tozdan kurtulmuştuk. Bu toz bulutları, sıhhati umumiye için de bir tehlike beşkii ediyor. Caddeyi yaz mevsiminde sulamak suretile bu Sihhi tehlikenin bertaraf — odilmesini istiyoruz. okuyucuları- Patlıyan bir lâğım Bomontide İzzetpaşa sokağı ile Ha- vuzlubahçe sokağının birleştiği yerde Miğım borusu patlamıştır. Piş sular 50- kağa akarak bü sıcak günlerde ma- hallenin sıhhatini tehdid etmektedir. Belediyenin şiddetle nazarı dikkatini celbederiz. Mahalle sakinlerinden: Nimet Ziraat sahifemiz Bazı karilerimiz ziraat sahifemizin niçin intişar etmediğini soruyorlar. Muharririmiz tedavi için Amerikada bulunuyor. Bu sebeble bir iki ay in- tişar edemiyecek olan ziraat sahife- mize yine deram edeceğiz. Piyango talihlileri Son keşidede kazananlar kimlerdir? Dünkü sayımızda tayyare piyan- gosunun 27 nci tertip 3 üncü keşi- desindeki elli bin liralık büyük ikra- miyeyi Anadolu ajansı muhasebe inü- dürü bay Necibin kazandığını yaz. mıştık. Haber aldığımıza göre elli bin liralık büyük ikramiyenin diğer talihlileri şunlardır: Harbiyede İhsan, İstiklâl cadde- sinde pliseci Keğam, Sökede bakkal Said, Ödemiş Adagide nahiyesi Yaz- yurdu İmahallesinde ziraatçı İbra- him. 15 bin lira kazananlar da şunlar- dır: Sultanhamamında Saatçi Ay- şak, Adapazarında kaldırımcı İsmail ve arkadaşı, Geredede kaymakam Ramiz eşi Zehra, İzmirde Simsar Moiz. 12 bin lira kazananlar: Taksim caddesinde 7 numarada kömisyoncu Nuri, Kımltoprakta Hüseyin, oAyva- lıkta kasap Hasan 10 bin lira kazananlar: Edirne elektrik şirketinde Mehmed, Sam. sunda tütün işçisi Şaban eşi Hafice, kömür şirketi meclisi idare azasın- dan Ekrem, Ağasokak Yıldız apartı- man 35 numarada İsmail, Kumkapı Gedikpaşa yokuşu 27 marah evde öturan Apaostol, Beykoz deri fabrika- sı kireçleme usta başısı Hakkı ve 18 arkadaşı Bay Amcaya göre! Süt fabrikası Londradan bir İngiliz firmasının vekili geldi İstanbulda kurulacak süt fabrikası için teklifte hulunmak üzere Londra dan bir mümessil geleceğini yazmış- tık. Bu mümessil dün tayyareile gel- miş ve Belediye iktişad müdürü B. Saffetle görüştüken sonra süt işleri etrafında hazırlıklar yapan mütehas- sıslardan mürekkep komisyonla te- mas etmiştir. Fabrika mümessili bundan sonra komisyonun. kurmağı tasavvur ettiği süt fabrikalarının yerlerini de gez” miştir, Bugün Yalovadaki süthaneyi de görecektir. İngfliz firmasının mü- messili bir hafta kadar tedkikatta bulunduktan sonra teklifini hazırik yarak Belediyeye verecektir. Mümessili şehrimizde bulunan di- ğer bir.İngiliz firması da Belediyeye müracaat ederek süt İşleri etrafında izahat aldıktan sonra bu da bir haf- taya kadar tekliflerini bildireceğini söylemiştir. Havagazinden Beş kişi zehirlendi, baygın bir halde hastaneye kaldırıldı Dün gece yarısından. sonra, Küçük- pazarda Kantarcılar mahallesinde | feci bir kaza olmuş ve beş kişinin 78- hirlenmesile heticelenmiştir. Kantar- cilarda Nazırizzet sokağında | numa- ralı evde, Hakkı oğlu Halil, ailesi ve çocuklarile beraber oturuyor. Dün gece Halil, ailesi ve çocukları yatıp uyuduktan sonra sabaha karşi saat ikide hava gâzı borsu patlamış ve zehirli gaz, evin içini istilâya baş- lamıştır. Halil ile ailesi derin bir uy- kuya dalmış oldukları cihetle, hava gazı kokusunu duymamışlar ve ze hirlenerek bayılmışlardır. Gece yarısından sonra sokaktan ge- çen bazı yolcular, patlıyan borudan etrafa yayılan hava gazı kokusunu duymuşlar ve derhal zabıtaya haber vermişlerdir. Zabıta evin kapısını açarak içeriye | girmiş ve Halili, karısı Hanifeyi, kızı Kadriyeyi, oğulları Muzaffer ile Mu- radı baygın bir halde bulmuştur. Bu beş kişilik aile derhal can kurtaran otomuobilile Haseki hâstanesine kal- dırılmiş ve tedavi altına-alınmıştır. Hasköyde denize giren biri çamura saplanarak boğuldu Hasköyde cami altında bir bekâr odasında yatıp kalkan kayıkçı Aziz, Ali ve Mehmed isimlerinde üç ar- kadaş dün öğle üzeri cami altında sahilde denize girmişi bunlardan Aziz, bir aralık çamurlara saplanmış bir daha çıikamıyarak boğulmuştur. Azizin cesedi geç vakit denizden çi- karılmıştır. Damgasız terazi kullanan » bir satıcı yakalandı Seyyar satıcılık eden Saim, dam- gasız terazi kullandığından polisçe yakalanmış, mahkemeye verilmiştir, «. Yahut da apartımanların önün- de göbek atip parsa topluyor!., B, A, — Bu mücadeleye MAHKEMELERDE: , Zincirlikuyuda kuyuya düşerek ölen kadın Ölüme sebebiyet vermekten maznun Hacı suçlu olmadı- ğını söylüyor Geceleyin Zincirlikuyu (civarında bir kızı kovalayarak “kuyuya düşüp ölümüne sebebiyet vermeklen mâz- nun Hacı ile fuhşa teşrik ve ölen zı Hacının yanına getirmek suretile suç ortaklığından mazmun Pakize adındaki kadının muhakemeleri dün ağır ceza mahkcınösinde > yapılmış» tır, Tahkikat evrakına nazaran vaka şöyle olmuştur; Hacı ile diğer iki ar- kadaşı gece Taksim civarındr bir gâ- zinoda otururlarken “Hacının tanıdı. ğı Pakize adındaki kadın yanında Muallâ ve Melâhat adlarında iki genç kızla beraber gazinoya gelmiş, kızla- rn Hacı ile arkadaşlarına tanıtmıştır. Hepsi bir arada gazinoda bir müd- det içtikten sonra kalkıp Zincirliku- yu tarafına gezmeğe gitmişlerdir. Sarhoşlar o civarda bir yerde de bir müddet içtikten sonra kırda «o- laşmağa başlamışlardır. O sırada Hacı, beraberi deki Melâhatı ya nına almış ve arkadaşlarından ayri. | larak tenhaca bir yerde Melâhata taarruza kalkışmıştır. Melâhat ken- dini kurtarmak için bağırarak kaç- | mağa başlamıştır. Melâhat, Hacının önünden koşa. rak giderken karanlıkta farkına var- mayarak oradaki bir kuyunun içine düşmüştür. Biraz sonra vakayı jandarma ha- ber almış ve derhal vaka yerine gi- derek Melâhatı kuyudan çıkarıp Şiş- li çocuk hastanesine kaldırmıştır. Fakat kuyuya düşerken taşlara çarparak ağır yaralanan Melâhat ku yuda da fazla su yuttuğundan Şişli İ hastanesinde ölmüştür. Dün yapılan muhakemede Hacı İ suçunu inkâr ederek demiştir ki: — Pakize, Melâhat, Muallâ ve di. ger iki arkadaşımla beraber kıra çık- mıştık. Hepimiz sarhoştuk. Orada konuşurken Melâhat o sarhoşlukla müvazenesini kaybederek (kuyuya düştü, Ben Melâhata taarruz otme- dim, kendisini de kovalamadım, Me- lâhatın kuyuya düşmesi bir haza eseridir. Kazayı müteakip de jay- darmaya haber verdik, Diğer tarah tan o gece Melâhatla Muallâyı bizy geliren ve bizimle beraber kıra çı. kan Pakize adındaki kadında bu Pakize değildir. Bunu yanlışlıkla ge- tirmişlerdir. Maznun Pakize de vakadan kendi. nin haberi olmadığını, o gece Hacı ile beraber bulunmadığını söyledi. Dinlenen iki şahit o gece Hacının Y: nında msznun Pakizeyi görmedik! rini söylediler. Yalnız Melâhatı ku- yudan çıkardıktan sonra hastaneye götüren ve ifadesini alan jandarma: — Melâhatı hastaneye ben £ düm, Kendisi zorlukla verdiğ de; «Beni Pakize götürdü. Hac: da taarruz etmek istedi. Ben kaçarken | kuyuya düştüm. dedi, O gece Hacı- nım yanımdaki Pakize de şimdi ımah- kemedeki maznun kadındır Dedi. Maznunlar bu şahidin. ifade. sini reddeltiler, Vakada Melâhatla beraber bulunan Muallâ mahkeme. ye gelmemişti, Bunun da şahit sıfa- tile çağrılıp dinlenmesi için muha- keme başka güne bırakıldı,