Rai Asalet merakı!... (Gâzetelerde görülen doğum ilânla- rından bir örnek:) w Attar Ahmed Köklü oğlu... (Yazı ve resimler: Cemal Nadir'in) Ray Amca Ayağa kalkan İtalya! Nadir Nadi ile Doğan Nadi bal- kondan sokağı seyrediyoralrdı. O si- rada Selim Sırrı Tarcanın sokaktan geçtiğini gürdül Nadir Nadi, her zamanki canlılığile bir kaldırımdan öteki kaldırıma geçen üstada gıpta ile bakarak Ne muhterem insan, dedi, nere herkes &yağa kalkıyor!... Kim Sözünü karşık ten partımandan çıkan İ Arcanı gösterdi: Şu zat daha üstün, nereye gitse mahalleyi ayağa kaldı r, dedi ve gülerek ilâve etti: — Hem muhterem, hem acemi $0- förr... Babaları bay Yunus Nadi Konuşu- Janları içeriden dinliyordu. Söz bu- raya gelince dayanamadı, seslendi: Bunlar bir şey değil çocuklar, dedi, bizim Abidin Daver hepsinden baskın! Koskoca İtalya devletini ayağa kaldırdı! Mide Bay Rahmi otuz sene memurluk- tan sonra tekaöt olmuştu. Bütün memurluk hayatında kıl kadar doğ- ruluktan ayr beş para ha- ram yememiş olan bay Rahmi tam ekilip oh diyecekken bir Lıyamadı. Kardeşi, Galip | mide ağrısına tutuldu | Doktor opepatöre, operatör kimya- | gere, kimyager de röntgene havale etti, Midesinin resmini çektiler. Has- İs resmi koltuğuna âlıp eve döndü. Çoluk, çocuk etrafını sardılar, Mua- yenelerin neticesini merak ediyor- Jardı. Bay Rahmi izahat verirken bir yandan da midesinin resmini zarftan çıkarıyordu. Resmi çıkardı, ışığa tut- tu. Herkes başına üşüşmüştü. Küçü- cük örme bir para kesesine benziyen bu garip nesneye merakla bakmaya başladılar. O zamana kadar İşKembeden baş- ka mide görmemiş olan kayın valde dayanamadı: — Aaat.. O nasıl mide ayoi?, Bay Rahmi İnfialle kaynanasının yüzüne baktı: Nasıl olacak, dedi; rüşvet ye- memiş bir mide işte!,. Bay mı, sayın bay mı? Bir mektup yazıp arkadaşından borç para istiyecekli, Eline kalemi al dı, düşünü, fakat nasıl başlayacağı. nı kestiremedi, karısına sordu; — Acaba bay ıı, yoksa sayın bay diye mi başlasam?.. Kârısı omuzlarını kaldırdı: Bilmiyorum ki, dedi, kaç para tiyeceksin?.. Şan. şöhret Ev sahibi misafirlerine büyük bir sürpriz hazırlamıştı: — Yarım saat, yarım sâaiçik sabredin, ummadığınız bir kimse ile karşılaşacaksınız!... — Kim 0?... diye soranlara yalnız $u bir kaç kelimeyi ifşa ediyordu: — «Şana hı, şöhretli bir zati... Aradan yarın saat geçti, salonun kapısında meşhur «Chant» sanatkârı Münir Nureddin göründü! Akan su Ankarada, Beyand kahvesi yerine kullanılan İstanbul pastahanesinde bir çok genç edip ve şair toplanmış ko- nuşuyorlardı. Yalnız Nurullah Ataç eksikti!... Muharrirler hazırlamakta oldukları yeni eserlerinden, şairler en son şiirlerinden parçalar okuyor- lardı. Sıra şair Ahmed Kudsiye gel- Bir dakika düşündükten sonra «Önümden bir su akıyor, «İçinden biri bakıyor...» Fakat patavatsız bir arkadaş de vamına mâni oldu: — Duvara dön « diye bağırdı! Kudsi, duvara dön! Eski İstanbul vali ve belediye reisi bay Muhiddin Üstündağ geçenlerde bir taksi ile Cağaloğlundan geçerken asfalta çevrilen eski bozuk caddelerin güzelliği karşısında dayanamamış ve ellerini açıp: «Allah razı olsun şu Lâtfi Kırdarı İstanbula gönderenden!.. > diyerek canü gönülden dua etmiştiri... Galata köprüsünden Gazi köprüsüne açık mektup: .gin «Sayın dostum, Bunca tahammül madı hefsine panı köprü birdenbire beni © dlve: teessir oldumsa bugü: gibi güzel ve sn kadaş memnunum. Zavalı — selefin ve çelik istilâsına ahşap gövdesile nı vemet ettiğini, şimdi henüz midye tutmamşı ay larına sürünerek yaltak' #o murdar Halicin istiskalle- rine kârş yamalı dubalarile nasıl mukabele etitğini bir bilsen yüreğin parçala n gibi pek göz için midir, iz - Onun sırtından, demir tekerlekli, tahta, yük arabalarını, ağır kamyonları" geçirirler, bana yalniz yumuşak tekerlekli, hafif otomobillerle ları bırakırlardı. Gerçi yük araba: | da - pek öfkelenir, tahta dö“ ” şerelerinin arasından han- ki tuzakları kur 1k kusur kim- de yoi fi ta kulesin- deki vakit küresi bile bazan «dip o düşmeyireriyor, dan saatleri duruv Esasen herkes de bu arı onun için pek tabil görür ve aldıran olmazdı!.. Kkümünü tabii bulanlar, atfedenler oldu. Fakat ben bu kanaatte değilim. O bir kalb sektesine kurban di o günlerde - şim- çiyordu. Ve bu arada Unka- panı köprüsünün yerine se- nin geleceğin söyleniyordu. Zavallının ölümüne işte bu haber sebep oldu. Lâfın kısa- & biçatenin yüreğine indt!. Hem öyle bir iniş ki her bir Azasını Hallein bir köşesin den topladılar!. Hattâ bir 'oğru gelirken kaldı. Ne ha- ?. Neyse, suy Bana demi- merhumun böyle dua ile uzamıyacağına eminim!., Rahmetli “hakzındaki bu rakik duygularıma rağmen > itiraf ederim ki - kendisi- le pek hoş geçinmezdik. Za- ten ölümü sırasında iri bir parçasının bana doğru gelişi de pek bayırlı niyete delâlet ctmez!, Bereket versin Ye- miş iskelesine!.. Harap vücu- dile o önledi de ikinci bir Iaciaya mahal kalmadı, yok- sa İkimiz birden ölüp gide- cek, İstanbul şehri aylarca gövdesini o kaybetmiş başla ayak gibi bir acayip halde kalacaktır. Biz onunla Lâfontenin (At Ale eşek) hikâyesini andırır- dık!, Tabii ben mağrur si,o 1s6 eşek!.. O orada türlü yük altında ve toz, toprak içinde inim inim inlerken ben bu- gururumdan 2, eşeğin yardımına aklımdan bile geçir- Fakat vakta ki ri dikti, sarlında- »em de şehrin öküz rabası, çöp kamyonu mevin- den en bayağı yükü - orta- da kaldı. Sonra ne oldu bili- yor mus Efendimiz bü- tün o yükleri tuttu ve bir r para ile, bin naz ile ilediği sırtıma yük Belki de fazl aylardan tasinda bu gurur kip dur adamı leyiverdi!, kabıma | Arasira benim de tutara- &ım tutuyor, sinirleniyorum, açılıp kapanmıyorum amma Be yapsam boş!. Sana bir de kardeş na- sihati; Sakın şimdi sen de benim bu perişan halime ba- kıp çururlanma!. Zira öm- rümün sona erdiğini sanıyo- rum, senin başına gelecek ükibet te bu olabilir! Za- ten sen de bunun farkında- sın ki daha iki günde ren- gin attı, boyaların döküldü! Aman dostüm, bu kadar yuf- ra yürekli olma!. Beyoğlu ile İstanbulu biribirine ka- vuşturmak kolay iş değil. Bu işin ne olduğunu başına top- anıp Omuızkalar (oçalındığı, kurdelâlar kesildiği, nutuk- Isr söylendiği gün anlarsın! Korkarım ki daha şimdiden dökülen cildin o saman çatır çatır çatlıyacak, dizlerinin bağı çözülecek!,. Metin ol! Dur bakalım, ömrün varsa daha ne günler yaşayacak- den geçen öyle adam- receksin ki biribirine in diyecekleri. Ve işte o zaman gücüne gide- 1e dokunacak, onla- mukadder ve gülünç bir te- adır dostum!. Cevab dubalarından © öpe- Yeni kurslar!.. (Şimdiye kadar açılan kurların mü- Yaffak olması Ümerine yeniden açlmam düşünülen bir kağ kura;) we Bir oğlu dünyaya gelmiştir!...