İ bu hali kim: e Yumuşak olmasi ve rengini muhafaza etmesi içinne yapmalı? Bir kaç senedir sayfiyelerde, denis banyolarında hattâ şehirde bile şap- kasız gezmek modası ilerlemiş, açık başla her yere gitmek âdet olmuş- tur. Bunun için saçların parlak, yü muşak ve renginin güzel olmasına çok itina ediliyor. Güzel saç ne çok yağlı, ne çok ku- ru, kolayca her istenilen biçimde ta- ranabilen saçtır. Böyle bir saça ma- lik olmak için yıkarken çok İtina et- mek Kizımdır. En basit olan şu şampuan Li en yumuşak yapanıdır: İki bardak sıcak su İçinde 100 gram arap sabunu eritmek ve bununla saçları yıkadıktan sonra bol suyla çalkalamak... Kullanılan şampuana göre saçla- rım rengini açmak kabildir. Sarı saç- Yarım rengini muhafaza etmek ve kuvvetlendirmek istiyenelr saçlarını sabun yerine yumurta sarısı İle yi- kamaldırlar. Dört beş taze yumur- tanın sarısını, yarım bardak suyu ve bir çorba kaşığı (rhum) u karıştıra- rak telle vurup köpürtmeli, Saçlara azar azar dökerek başı yıkamalı. Bol $u ile çalkaladıktan sonra güneşte kurutmalıdır. Saçların rengini bozmıyan, gayet yumuşak yapan ve su ile yapılacak ondülâsyona yardım eden şu şam- puan tertibi bir eczanede kolayca yaptırılabilir; 100 gram saponine, 50 gram bo- rate de soude, 50 gram bikarbonat de soude. Bunları bir araya karıştı- np kutuya koymalı. Saçlar yıkana- cağı zaman bu tozdan bir çorba ka- şığı bir bardak su İçerisine atarak başı bu suyla yıkamalı ve bol su İle çalkalamalıdır. Saçların rengini muhafaza eden, hattâ hafifçe açan bir şampuan ter- tibi şudur: Yarım bardak kaynatılmış Alman papatyası, 3 gram bikarbonat de soude, 3 gram saponine, bir gram talk, 100 gram kolonya, bir bardak Adi suf Hepsini karıştırıp bir tülbeni- ten süzdükten sonra nra kullanılmalıdır. Bacaklara dikkat etmek lâzım Plâjlardan maada şehirde bile ço- Tapsız gezenler çoğaldı. Çorapsız ge- zenler bacaklarına çok dikkat etme- Mdirler. Bunun için geceleri yatarken ba- caklara tatlı badem yağı ile masaj yapmalıdır. Yumuşak bir bezle iyice kuruladıktan sonra talk pudrası ile pudralamalı. Sabah ılık sabunlu su Ne güzelce yikamalıdır. Tefrika No. 4 No. 4 Son senelerde plâj kıyafetlerinde çok değişiklikler olmuştur. Eskiden bir mayo denize girmek için kâfi idi. Şimdi bir kaç elbise lâzımdır. Bir iki kostümle beş altı deniz kıyafeti elde etmek mümkündür. Lüzumu olai kostümler şunlardır: Beyaz veya renkli ketenden bir şort (kısa pan- Hıyar pomadı Dünyanın bütün (enstitüt de beaute) lerinde cildin yumuşaklığı, beyazlığı ve bilhassa küçük sivilcele- re mâni olmak için hiyar pomadını kullanırlar. Bu pormadı evde de yap- mak mümkündür. Bir kap içerisine 50 gram vazelin yağı koymalı, Diğer taraftan bir mikdar hıyar rendelemeli ve bir tül bentten sıkarak süzmeli. 70 gram hiyar suyuna iki gram gülsuyu ka- rıştırmalı ve vazelin yağı içerisine çevire çevire hıyar suyunu yedirmeli, Eğer pomat sulu olursa bir parça dövülmüş ve elenmiş kola ilâve et- melidir, Pomat koyu ve krema gibi olunca küçük pomat kaplarına doldurulma- dır. Geceleri yüz yıkandıktan sonra bu pomat ile masaj yapılırsa çok fay- dası görülür, SEVİLEN KADIN Büyük macera romanı — Böyle fena sözler söyleme... Bir kaç gün üzülürsün amma ileride ba- — Hiç olmazsa son bir mektup yaz- mama müsaade eder misiniz? — Yaz amma kati bir veda mektu- — Kendisini unutacağını, onun da seni unutmasını Necile ıztırapla ellerini oğuşturu- iu. — Mevkiini düşün... Genç kiz balmumu gibi sarardı. Eğer büyükannesi onu tutmasaydı muhak- kak ki upuzun yere uzünacaktı. İhtiyar kadın onu yatağın üstüne yatırdı. Kolonya koklatıyor; öpüyor, okşuyordu. Necile gözlerini açtı dışar. dan ayak sesleri işitildi: — #aydi yavrum, kendini topla, görmesin. Biraz metin oi a Nakleden : ( Vâ - Nü 01... Kızcağıx alnının terini sildi; kalktı. Balkona doğru yürüdü. Kapıyı açtı, parmaklığa yaslandı. Hava iyice ka- rarmıştı. İnce bir hilâl ağaçların üs- tünden yükseliyordu. Necile göz yaş- larını zaple çalışarak: — Hayatım mahvoldu! di. Bir müdet sonra yaşlı kalfalardan | biri göründü: emek hasır güzelim... Hanım- efendi sizi çağırıyor... Mihrinür sofraya dayanmış torü- nunu beylerken şöyle düşünüyordu: «— Gelecek... O hınzır oğlan mu. hakkak ki, buraya da gelecektir.» ... Hanımefendi altmış altmış beş yaş» larında bir kadındı. Vaktile pek gü- zel olduğunu hâlâ söyliyenler vardı. « diye inle- meli etek. Bir mayo (don ve sütyen gorjdan Maret). Renkli çiçekli basmadan kısa bir manto, bir sütyen görj ve büzmeli bir don. Bu kostümler olduğu gibi giyildik- , Krep döşin çamaşırlar Beyaz krep döşin çamaşırın yıkanın. ca sararmaması pek güçtür. Umumi. yetle rengi değişir. Fakat tarif edece. gimiz şekilde yıkarsanız rengi pek az farkeder. Hafif ılık sabunlu su içinde yıka- nan ipekli çamaşır aynı hararette su ile çalkalanmalı. (Üzerine sabun kati- yen sürülmemeli). Bunları ipe asıp kurutınamalı, Yıkar yıkamaz bir hav- lu içerisine yayıp sonra havlu ile be- raber yuvarlamalı. 24 saat kaldıktan sonra ütülemelidir. Güneşten yanan cild için ilâç Gilt güneşten yanmışsa ve ac:yorsa en iyi ilâç şudur; Bir yumurte akını sertleşlirinceye kadar köpürtmeli, yanık yerler üze- rine sürmeli. Bir kaç defa bu âmeli- ye tekrürlanırsa sancı ve yanık hissi katiyen kalmaz. Ee | | bir zenginlik içinde ömür sürmüşler. Lâkin kırk yedi yaşında iken biricik kızile dul kalmış, bütün muhabbetini evlâdına vermiş. Onu naz içinde bü- yütmüş, İstediği şeklide evlendirmişf amma kader gene onu hirpalamış. | Sevgili kızın, damadını arka ârkaya kaybetmiş. Şimdi kendisine yadigâr kalan torunu Necile, âhırı ömrünün yegâne saadetini teşkil ediyordu. Düşüncesinin bu noktasına gelince kaşları çatıldı, gözlerinde şimşekler çaktı. Meçhul bir insanı tehdid eder giib bir hali vardı. Bütün hayatı gurur ve azametle geçmiş olan bu kadının dimağında acaba ne gibi karalar geçiyordu? To. runun şerefini, namusunu ne suretle kurtarmağı düşünüyordu? On dakika kadar öyle dalgın dür. duktan sonra avuçlarını biribirine vu. rarak seslendi: — Kim var orada? Fetanet kalfa içeriye girdi. O da hâ- nimi gibi buruşuk ve zayıftı. Sarar- mış teni kalın kemikleri üstünde in- ce bir zar gibi gerilmişti. Dar belli, uzun etekli canfes elbisesini sürükli- yerek hanımın karşısına geldi. Kulak. larında omuzlarına doğru uzayan sal- kım küpeleri vardı. Hürmetkâr bir eda Şahane bir güzellikteymiş! Genç yaşın. | ile divan durup emir bekledi: dâ gayet kibar ve çok paralı bir âile nin tek oğlu ile evlenmiş, iki tarafın serveti biribirine katılınca muazzAânı — Küçük hanımefendi odasında mı? — Evet efendim. N — Evin adamları nerede? lerinden başka şu şekillerde giyilir; ' 1 — Şort ve bolero. 2 — Mayonun donu plise etek, bo lero, 3 — Mayo. 4 — Basma gülyenle keten şort. 5 — Basma donla mayonun sütyeni. 6 — Mayo üzerine manto, Fırında domates İri domatesleri seçmeli. Ortadan keserek çekirdeklerini ve suyunu akıttıktan sonra yağlanmış bir tepsi- ye dizmeli, fırına koymalı, Yahut al- tına hafif ateş, üstüne de saç kapak koyarak bir parça pişirmeli, Sonra her yarım domates içine bir yumurta kırmalı, üzerine rendelen- miş kaşer yahut gravyera peyniri, az galete tozu ve bir fındık kadar te- reyağı koyarak tekrar fırma 'koy- malı. Yahut saç kapak kapamalı, Üzeri pembe olunca sofraya çıkar- malıdır. Kartetleri nasıl yumuşatmalı? Yaşlı hayvanların etlerini yumu- şatmak için el büyüklüğünde parça- Yara taksim etmeli ve her parçayı bir dakika kadar merdane İle hamür açar gibi ezmeli. Bu etler ne suretle pişirilirse pa- muk gibi yumuşak olur. Moda haberleri X Koyu renk elbiselere dantel- den yaka ve kol takmak modadır. 4 Kol kısa ve balon şeklinde şi- şiktir, * Renkli krep dö şinden çame- şir çok beğenilmektedir, X Gayet geniş kenarlı şapkalar küçük ve çiçekli şapkalara tercih ediliyor, X Kloş etekler plise eteklere ter- cih edilmektedir. 4 Keten tayörle renkli ipekli Diuz, yünlü veya ipekli tayörle de nansuk, Unon biualar giyiliyor. 4 Benekli, yahut çiçekli tülden yapılan elbiseler modadır, X Elbiselerin aşağısına kendi kumaşından plise koymak rağ- bettedir. Kayısı likörü ve marmelâdı Erenköy Fırın sokak, Leylâ: 1 — Kaysi Bkörü ve marmelâdı şöyle yapılır; Olgun ve çürüksüz kaysılardan 750 gram seçiniz. Ortadan ikiye ayırıp çekir- deklerini bir kenara bırakınız. Kayıslari iki bardak kaynar su İle ateşe koyarak 8 dakika kaynatınız, Sonra bir tülbente boşaltarak sıkmadan suyunu süzünüz. Elde edilen suyu tencereye koyarak 650 gram şekerle iki taşım kaynatınız. Ateş« ten indirerek soğumağa bırakınız Thk olunca içine kırılmış ve ayıklanmış olan kayısı çekirdeklerinin yarıamı ilâve ediniz ve bepsini bir kavanoza boşaltınız. Üze rine 90 derecelik 700 gram ispirto doldu- runuz. Kavanozun ağzını sıkıca kapadık- tan sonra bir ay güneşte birakınız. Bu müddetten sonra filtre ediniz ve ancak Üç ay sonra kullanmağa başlayınız. 2 — Marmelât: Bir kilo olgun kayısının. çekirdeklerini ayırdıktan sonra ei maki- nesinden geçiriniz. Bir kilo şekeri gaytt az su İle koyu kestiriniz, kayısıları içine atarak kaynatınız. Daima karıştırmak lü- zımdır. Çabuk dibine tular, Kepçeden koyu aktığı zaman kavanozlara taksim ediniz. Kalçalarn zayıflaması Perihan 8. N.: 1 — Kalçalarınızın za- yıflaması için rmi gram vazelin içine beş gram lânoline ve bir gtam iodure de potaslum karıştırmalı, Bu pomattan bir mikdar elinin; alarak Kalçalarınıza masaj yapınız. Pek çok istifade edersiniz 2 — Koltuk altlarının terlemesine karşi bir bardak ilik su içerisine bir kahve kas mi kolonya suyu, bir kahve kaşığı (teimlure de benjoin) aselbeni karıştı Tiniz. Bu su Ye sabah akşam koltuk atlarım — Bendegân dairesinde efendirn! Acaba Bayram ağa da onlarla beraber mi? — Bilmem efendim! — Kuzum kafacığım onu bana bul... Buraya gelsin. — Başüstüne efendim. 'Bu «kafacığımı tabiri de kendisine, dolayısile mensup olduğu saraylardan mevrus kalmıştı. İltifat etmek istedi- ği zaman kullanırdı, Çrkes kalfa çıktıktan sonra arka- sından bakarak hanımefendi kendi kendine: «— Pek sadıktır ona itimad ederim!» diye nurıldandı. Uzun bekletmeden sonra Bayram ağa göründü. Başı önüne eğik, kolları göğsünde kavuşmuş kapının dibinde durdu. İhtiyar kadın keskin gözlerile onu baştan aşağı süzdü. Bir kere yutkun- du ve söze başladı; — Bâyram ağa... Sen bu kapıda doğdun büyüdün. Baban da rahmetli zevcimin pek kıymetli lâlasıydı, Seni severiz; sana İtimad ederiz. Bu iltifatlara mazhar olan kâhyanın yüzü memnuniyetle parladı. Başını büsbütün eğerek: — Allah ömürler versin, #endimiz|. diye kekeledi, Kadın devam etti: — Bu çifliğin idaresini sana tevdi olacak ettim. İşine biçiyorsun, alıyorsun, satıyorsun, Vel. hasıl buralara iyi bakmak şartile iste- diğini yapıyorsun, Paraca hiç bir sk kıntın yok, değil mi? — Sayenizde çok paşalardan rahat yaşıyorum. İnkâr edenin gözü kör olur. Allah sizlere uzun ömürler ih. san etsin... Sadık kölenizin gece dün düz duası budur. Mihrinur hanımefendi o söyliyeceği Sözleri tartıyormuş gibi bir an sustu, Sonra ağır ağır: — Bayram ağa... Sana güvenebil, rim değil mi? Kâhya, hayretle başını kaldırdı. ” — Aman efendim... — Yok yok... Ciddi... Mühim bir * için sana ihtiyacım var. — Emir buyurun efendim, — Teklif edeceğim şeyi tereddüdsüğ yapabilecek misin? ğ — Tereddüd ne demek efendim?.., Biz emredin yoksa... «Babanı öldür!ş deseniz onu bile yaparım. N — Benim ce istediğim işte bu mas hiyette birşey! Bayram ağa, gayri ihtiyari irkildi, Sonra başını önüne eğerek gülümse. âi: — Efendimiz beni tecrübe etmeğ — Şimdi görürsün... Bak, dinle bes ni... Küçük harımefendide bir değk şiklik farketmedin mi? (Arkası vari.