POLİTİKA Danzig tehlikesi Avrupa politikasının sıklet merkezi iyice şimale kaymıştır. Şimdi bütün dünyanın dikkatini celbeden mühim hadiseler Danzigde ve yanı başındaki Leh sahilinde cereyan ediyor, Danzigde Alman spor haftasının toplantısı ve bayramı vardır. Almanyanın her tarafından ve bahusus Şarki Prusya- dan gelen sporcu namile elli bin Alman askeri muhtelif nümayişler yapıyorlar, Aynı zamanda Versay müahedesile ordu ve donanma bulundurmaktan mahrum Danzig hükümeti gönüllü polis namı altında askeri büyük teşkilât vüğude getirmekte ve bunlar için muazzam kışlalar ve hastaneler vücude getirmektedirler. Madeni ve kârgir köprüleri Lehli gümrük memurları kon- trol etmek salâhiyetini haiz olduklarından bundan kurtulmak için Vistülün üzerinde bir duba köprü kurulmuştur. Hariçteki Almanlar buradan akın edi- yorlar, Fransız ve İngiliz matbuatı Danzigin dahilindeki bir hareketle şehrin Almanyaya ilhakına kalkışacağından şüphe ediyorlar. Diğer taraftan Alman matbuatı ve Almanya ile Lehistanın anlaşmasından İngiltereyi mesul resmi makamları Danzig meselesinde addetmekte ve Lehistanı uzlaşmağa yanaşmaktan menedecek teşvik ve teşcide bulunduğunu ileri sürmektedir. Aynı zamanda bütün Lehistanda ve bahusus Leh sahilin- deki Gdinyada Lehistanm denize inmesi ve sahile sahib olmasının yıldönümü münasebetile bir hafta müddetle bayram yapılıyor, Bu münasebetle her tarafta büyük hurreisi söylediği nutukta Lehillerin tezahürler yapılıyor. Lehistan Cüm- hiç bir zaman denizdeki * mevkilerini ellerinden bırakmıyacaklarını ve kurada ve havada kuvvetli oldukları gibi de- nizde dahi kuvvetli olacaklarını beyan etmiştir. Danziy meselesinde gerek Lebistan gerek Almanya arasına girilmelerine imkân görünmiyen kati vazi- yet almış bulunuyorlar, Bu sebepten Avrupa sulhü gene tehlikeli anlar ge- çirmektedir. AKŞAM İngiltere Başvekilinin şemsiyesi meşhur oldu olalı, bay Chamberlainin şemsiyesini aldığı dükkân kalka şem- siye yetiştiremiyor. Bilhassa Amerika ve Kanada aynen Chamberiain şem- siyesini istedikleri için siparişleri Thomas Brigg fabrikasına ısmarlıyor- lar. Fabrika altı ay zarfında on bir bin şemsiye sipariş aldı. Thomas Brigg fabrikası bu kadar si- pariş yetişteremediği için iki asırdan- beri -Thomas Brigg şemsiye fabrikası iki asırdanberi şemsiye imal etmekte. | dir- ilk defa olarak siparişlerinin bir | kısmını başka fabrikalara yaptırmak ŞEMSİYELERİN DEĞERİ mecburiyetinde kaldı. Thomas Brigg fabrikasında yapılan en ucuz şemsiye iki gine, bizim para ile aşağı yukarı on beş liradır. En pa- halı şemsiye yirmi gine yani yüz kırk lira. Yüz kırk lira verip şemsiye alan- lar vardır. Bay Chamberlain orta sınıf alıcılar- dandır, Şemsiyesinin fiati elli yedi şi- ling altı penstir, bizim paramızla yirmi lira, Ancak bay Chamberlainin kullan. dığı bu yirmi liralık şemsiye Ameri- kada açık arttırmaya konacak olsa kimbilir kaç yüz bin liraya satılır, Güvercinlerin kıymeti Beiçikada bir güvercin meraklısı ge. çen hafta güvercinlerinden bir kıs- mıni sâttı Dört yüz güvercin kaç pâ- ra etti biliyor musunuz?... Yüz kırk sekiz bin beş yüz frank, bizim pâra- mızla beşbin iki yüz yetmiş bir lira eder, En pahalı güvercinlerin tanesi yüz küsür lira, çrı ucuz güvercinlerin ta- nesi de on küsür liraya satıldı. Fransada güvercin yedikleri için Fransız matbüatı: Bereket versin çar- $ıda ucuz güvercin var! diyorlar, Eldivensiz İngiltere kralı 6 ncı Jorj Kanadaya giltiği zaman, kendini karşılayıp da elini sikacak olanlar eldivenlerini çı- kardılar. Eldivensiz el sıkmak Kanadadan kalma eski bir âdettir. Eski devirlerde eldivenin içine zehirli yüzük saklayıp elini siktikları düşmanlarını zehirli. | yorlarmış. O zamanlar, suikasde uğraması muhtemel olanların elini sıkacakla- rn ellerinden eldivenlerini çıkartmış» | lar. Bugün hürmet edilenlerin eli eldi- vensiz sıkılır, Şarap içen Dunkerk limanını terketmek üzere olün Alman vapuru Ingo'da garip bir * hâdise oldu. ği Gemi palâmarlarını çözdüğü sıra- da, mürettebatından biri bir yolcu- nun eksikliğini farketti. Hamburg Hayvanat bahçesine sevkedilmekte olan, büyük maymunlardan biri arla- dan yök olmuştu. Bir saat aradıktan sonra nihayet fi tariyi ri ımda bulut gibi sarhoş bul- maymunlar dular. Maymun, bir Cezair şarabı fıçt- sının. dibinde sızmıştı. aYnında kadeh diye kullandığı anlaşılan boş bir sar- dalya kirfusu vardı, Sarhoş maymunu dört kişt tuttu, vapura taşıdı, yerine yatırdı. Bütün yolculuk müddetince, sarho- şun kendine gelemediği ve Hayvanat bahçesine yalpa vurarai; girdiğini ha- ber veriyorlâr, amaaa a a Nazmiyeyi bıçakla yüzünden yaraladı Kemal sorgu hâkimi tarafından tevkif edildi , Ahçı Kemal adında biri bir müddet “yaşadığı Nazmiye Melâhat adındaki kadınla kavga elmiş, kadın da evi bırakıp gitmiştir. Nazmiye Melâhali çok seven Ke- mal iekrar barışmak üzere müteaddid tekliflerde bulunmuşsa da kadın , reddetmiştir. Böylelikia arzusunu yerine getire- miyen Kemal evvelki gece Taksim civarında arka sokaklardan birinden geçerken Nazmiye Melâhatle karşi- Jaşmış ve birdenbire bıçağını çekerek kadını yüzünde ağır sürette yarala- mşıtır, Vakayı müteakip yakalanan Kemal dün adliyeye teslim edilmiştir, Mi e Mk ki Maznun müddelumumllikte verdi- ği ifadede suçunu tamimile inkâr ederek: — Nazmiyeyi ben vurmadım, Esa. #en kendisini sevmiyordum. Kavga etlik, evden koğdum. Sonra, tekrar barışıp beraber oturmak üzere bana yalvarıyor, arkamda dolaşıyordu. Her halde onu başkaları vurmuşlardır. Benden intikam almak için de bana iftira ediyor. Bu işten haberim yok- tur. Demiştir. Dördüncü hukuk hâki- mi tarafından yapılan isticvap neti- | cesirde Kemal tevkif edilerek tevkif- haneye gönderilmiştir, Yanlış gören kim ? Tribuna gazetesinin iddiaları hiç bir bakımdan varid değildir İki gece evvelisi Rorha radyosu Tri- buna gazetesi tarafından itina ve ih- timamla yazılan bir makaleyi yine Ayni itina ve ihtimâmla dünyaya neşretti, «Yirminci asır» başlığı al tında olan bu makalenin hulâsası şu- dur: — Dünya değişmiştir ve biz arlık 19 uncu asırda yaşamıyoruz, Yirmin- ci asırda ve askerlik sühasında vukua gelmiş iki büyük değişiklik vardır ki bunlar dünyayı ellerinde tuttukları- nı zannedenlerin (Fransa ve İngil- tereyi kasdediyor) hâkimiyetini kırs mıştır. Bu iki mühim değişiklik şun- Jardır: 1 — Tayyareler ve denizaltı gemi- leri deniz üstü gemilerinin hâkimi- yetine son vermiştir. 2 — Avrupa ortasında Almanya ve İtalya gibi iki büyük kara devleti or- dularını birleştirdiği için bunların etrafında ve dağınık olarak yer alan diğer devletler birer birer o ezilebilir ve müzafferiyetin bu iki müttehid ve merkezi devlette kâlması bugünden mukadderdir, Bunların bereketli nü- fusları ve müsait stratejik vaziyetle- ri bunu icap ettirir. Tribuna muharririne göre ise Fran- sa ve İngiltere bu değişikliği görmü- yorlar, anlamıyorlar. Bu tabii ve mu- kadder şeye boyun eğmiyorlar. Onun için de harp tehlikesi meydana geli- yor. Biricik harp tehlikesi bu yanlış görüşten doğuyor.» İtiraf etmeli ki yâzı çok tertipli ve mantık da bu işlerden anlamayanla» rı şaşırtacak kadar kuvvetlidir. Bu propaganda İşten anlamayanlar için tesirli olabilir ve binaenaleyh cevap vermeği icap ettirir. Yirminci asrm her şeyde olduğu gibi askerlikte de büyük değişiklik yaptığı tayyareler ve denizaltı gemis leri dolayısile su üstü gemilerinin €s- ki mutlak hâkimiyetlerinden » hayli şeyler kaybettikleri muhakkaktır. Bu hususta Tribuna muharririle ayni fikirdeyiz. Fakat bundan dolayı şim- diye kadar denizlere hâkim olan ta- rafın birdenbire bu hâkimiyetinden düştüğünü iddia etmek kadar hata olamaz. Çünkü şimdiye kadar hâki- miyeti elinde tutanlar bizzat bu yeni silâhlar bakımından da nerede ise hâkimiyeti tamamen ellerine geçire- cek haldedirler ve asgari olarak ha- sımlarından aşağıda bulunmuyor. lar. Bugün İngilterede tayyare inşa atı ayda 750 yi bulmuştur. Eylülden sonra 1000 ne çıkacaktır. Tribuna muharriri meselâ İtalya için bize böyle bir rakam zikredebilir mi? Sonra harp patladıktan sonra İn- gilterede bu rakam 5000 ne kadar çıkacak ve ayrıca Amerika ve Kana- dadan da mütemadiyen tayyare ala- caktır, İtalya ve Almanya için böyle bir şey var mıdır? Vakıa birçok ufak tekneler yapmak itibarile adeden Al man ve İtalyan denizaltı gemileri İngiltere ve Fransanınkinden biraz fazla görünüyor. Fakat tonaj mese- lesine ne buyuruluyor? Denizaltı ge- mileri için en büyük müdafaa ve ta- arruz vasıtası olan süratli ve ufak gemiler, deniz tayyareleri bakımın- dan üstünlük kimdedir? Binaenaleyh yeni bir silâhın üstünlüğünden bah- #ederken bunun düşmanda bulunup bulunmadığına dikkat etmek lâzım- dır, Yoksa düşman şimdiye kadar mevcut silâhlar bakımından kati bir hâkimiyete malik olduktan sonra hir de yeni silâhlar bakımından daha kuvvetli bulunursa o vakit bunu bir zaaf gibi göstermek iddiası gülünç olur. İkinci noktaya gelelim: İtalya ve Almanya ceman 120 milyonluk bir kütledir. Mühim kara kuvvetlerine maliktirler, Karadan birbirlerile hu- dutları olması ve merkeyi vaziyetle- r stratejik bir avantaj olabilir, Ha- rekâtlarını birleştirirler, istedikleri Yazan: M. Şevki Yazman yerde müşterek harekette bulunabi- lirler, Fakat bu merkezi vaziyetin en büyük tehlikesini neden unutu- yor görünüyorlar? O en büyük teh- like ki bizzat Büyük Harpte Alman- yanın felâket sebebini teşkil etmiş- tir ve bunu görmek için çok büyük bilgiye de ihtiyaç yoktur: Merkezi devletler çabucak abluka edilebilir. ler ve bütün gayretlerine rağmen bu ablukadan kurtulamazlar, Enin- de sonunda ve hatta muzaffer kara or- dularma rağmen boyun eğmeğe mecbur kalırlar. Bu derli toplu ve hakikaten muaz- zam kara ordusu harp edecektir, Harp etmek için de hadsiz hesapsız malzemeye ihtiyaç gösterecektir, Bu malzemeyi Almanya ve Italya ners- den tedarik edebileceklerini düşüne- bilirler? İlk anda yıldırım harplerile (biz | bu harbi aciz Habeşistanda ve zaval- lı İspanyada dahi göremediğimiz için inanamıyoruz) bir takım ufak mem- leketleri istilâ etseler dahi bunların kendilerine ferahlık ve bereket geti- rTemiyeceklerini bittecrübe bilmeleri lâzımdır. Zorla ve cebren zaptedilen medeni memleketler zengin dahi ol- Salar fatihlerine bir fayda temin et- mezler, Bunların pasif mukavemeti bile bu iş için kâfidir (Büyük Harple Sırbis- tan, Belçika ve şimdi Çekoslövokya inisalleri gibi). Bu küçük memleketlerin dışında hangi büyük - diyarları fethederek ablukadan kurtulacaklarını Oümld ediyorlar? k Dantzig şehrinden bir manzara Günün meselesi olan Dantzig, har- bes şehir haline getirildi. Şimdi Hit- ler burasını gene Almanyaya almak Danizig'i biz Danzig, Dançik su- retinde de yazıp okuyoruz. Bu şehir, Vistül'ün garp kolunun - solundadır. Baltık denizin 6 kilometre mesafede bulunan gayet mühim bir ticaret mer- kezidir. Nüfusu şimdi mütehavvilse de iki yüz bin raddelerindedir. Fazla miktarda gotik binaları oldu- ğu için, buraya Şimali Nüremberg derler, Çok kıymetli tarihi binaları vardır, Bunlardan biri Artushof, di- geri Junkerhof'tur. Danizig'in bakırcılığı, bahriye tez- gâhları, likörleri ve kehribası meşhur- dur. Königsberg civarında çıkan keh- ribanın en mühim piyasası Danizig GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Garpte farzı muhal olarak bütün Pransa istilâ edilse karşılarına çıka- cak Atlantik denizi ve ötesi kendile- rine yar değildir. Şarkta Romanya ve Polonyadan sonra, en büyük düşman Sovyet Rusya karşılarına çıkar. Şis mali Afrikada Libya İtalyanın ise, Tunus, Cezayir ve Fas Fransanın. dır, Mısır da İngilterenin müttefiki- dir, kaldı ki buralarda harekât yap- mak için kati deniz hâkimiyeti ister, Yine farzı muhal olarak İtalyanın Akdenizi ikiye böldüğünü farzcde» lim. İngütere Ümidburnundan do- Jaşarak ve Şarki Akdenize yine gelir. Fakat Karadeniz boğazları Cebelül# tarık ve Süveyş bugünden kapalı ol- duğuna göre İtalya muhfaç olduğu malzemeyi acaba nereden tedarik edebilir? O halde merkezi vaziyet bir taraf. tan dahili hatlar üzerinden muhars- be gibi nisbi bir fayda temin ederken diğer taraftan abluka gibi bütün za- fer ümitlerini kıran bir tehlike mey dana getirmektedir. İlk çağlardan beri kaleler ve muharebeler abluka İle “kazanılmıştır, yine de öyle ola- caktır. Ablukaya müsaade eden ordu peşinen mağlübiyete boyun eğmiştir. İtalya ve Alman kuvvetleri de hâlâ bu vaziyettedir. Bu araştırmalardan sonra İnsanın aklına gayri ihtiyari $u sual geliyor: — Bir yanlış görüş var amma kim- de? Ve kolaylıkla cevabını veriyor. — Bu hata; harbin ana hatları ve esas kaideleri yerine ufak teferrua- tında ve çok çabuk geçici değişik- liklere bakarak kendilerine pay çika- ranlardadır. i Sonradan hüsran ve pişmanlık da onlarda olacaktır. Dünya milletleri ve bizzat İtalyanların da menfaatle- Tİ hesabına bunu Tribunanın yazici sına hatırlatırız. idi, Bu şehri kimin kurduğu tarihçe malüm değildir. Onuncu asırda, yu- karı Pomeranya'run on mühim mer. kezi diye tanınmıştır. Prag rahibi Adalberg buraya 997 de hristiyanlığı getirdi. Kasaba 1185 Is 1358 aralarında zaman zaman Dani- marka krallığına, Polonya tahtına Y8 Pomeranya düküne ait oldu; yahu$ 'Töton nizamına girdi. 1358 de Hanse yani Yukarı Almanyanın bir şehri ok du. 1454 te Töton nizamının bozulma» sı üzerine, Polonya kralı 4 üncü Casis mir'i hâmi tanıdı, Bu sayede takriben hür bir şehir haline geldi. Bir asır İçinde dört kere muhasara edildi, Muhtelif kuvvetler, yani Polonyalılar, İsveçliler, Ruslar ve Saksonlar arasın» da ihtilâf mevzuü teşkil etti. Dantzig, meşhur fizik âlimi File renheit'ın, tarihçi Arehenholz'un filo- Zof Schopenhauer'in ve annesi romans cı Jeanne Schopenhâuer'in vatanıdır.