2 'Temmuz 1939 Sahnede piyesim oynandığı müd- delçe o dalma uçuk benzile, zavallı ve yorguh. tavırlarile kulislerde dolaşırdı. Artistler şiirleri tekrarladıkça o da on- larla beraber mısraları murıldanırdı. Yaşadığı hazin hayattan onu uzaklaşlıran bu marzumeleri söyler- ken öyle zevk duyduğu görülüyordu ki tabiatile dikkatimi celbetti, Piyesim tuttu ve uzun müddet oy» nandı. Her gelişimde onu ayni yer- de görürdüm. Bir akşam, mütebes- sim, yanıma yaklaştı: — Prensin rolünü tamamen bili- yor gibiyim! - dedi Ben de gülümsiyerek kendisini din- Jedim, Büyük bir coşkunlukla rolün bir parçasını bana'okudu . Zavallının ismi Marcel'di, Acaba ru- hunda zannedildiğinden fazla bir yükseklik, bir coşkunluk, bir iyilik var miydı? Eğer bu hayatı yaşamağa mahküm olmasaydı dâ hayalle ge- çinenlere katılsaydı daha mı rahat ederdi? Soğuk bir kânunusani akşamın- da, perişan bir halde kapıma geldi. Betibenzi her seferden daha uçuktu. Felâketini anlatmağa (çalışırken, kelimeler, morarmış dudakları üze- rinde titriyordu. Gözlerinde öyle de- rin bir endişe okunuyordu ki alâka göstermemek imkânı yoktu. Vaziye- tini izah etti: Çalıştığı tiyatrodan ehemmiyetsiz bir para çalınması üzerine koğulmuş. Şimdi yersiz, yurdsuz, İşsiz, güçsüz sokakta kalmış. Belki benim yerimde başkası ok saydı tahkikat yapar; onu koğanla- rın haklı olduğunu anlardı. Bazı ah- valde «haklı olmak, öyle kolay, öyle soğuk bir şeydir ki... Fakat ben, onun titrediğini görüyordum. Açlık ve se falet tesirile, yüzündeki çizgilerin ta- zeliği daha acıklı şekilde göze çarpı- yordu. Bunun karşısındda bütün mantıklar haksız kalıyordu. Kendisine biraz para, bir kaç kat elbise verdim. Yemek yedirdim, Yar- dım edeceğimi vadettim. İ Marcel arkadaşım oldu. Arasıra gelir, bana derdlerini döker; hayat karşısındaki (o endişelerini söylerdi. KATIL DOSTUM Yazan: Maurice Rostand Elimden geldiği kadar ona yardım ediyordum. N Sonra uzun müddet ortadan kay boldu. İnsan dalgasının arasına Karm şarak artık daha rabat ettiğini, 4s ha mesud olduğunu, serseri ruhu için sakin bir liman bulduğunu sanıyon dum. Birlikte yaşadığı bir kızla evlene ceğini bana söylemişti, Ansızın günün birinde kârşıma çi- kıverdi. Gene hayatta mağlüp ol- muş, ezilmiş bir hali vardı. İşsiz kak dığını, hüsnühal varakası olmadığı için kimselerin onu fazla alıkoyme- dığını telâşlı cümlelerle anlattı. Böy- le bir vesikayı kendisine benim ver- memi rica etti. Her halde düşünmeliydim ve bu uçuk benizli adamın ricasını reğdet- meliydim. Fakat ısrar eden sesi öyle titriyordu ki... Hem de hakikatte ay- larca muhitimde yaşamamış mıydı? Ona ufak tefek - meselâ çiçek ve si- gara aldırmak gibi - işler yaptırma- mış mıydım? Hüsnübal varakasın yazdım. Doğ- ru bir hareket değildi bu. Fakat içim- den bir ses bu yaptığıma hak veri- yordu. # Marcel gitti. Çıkarken eşikten dön- dü, koştu; âni bir hissin tesirile, eli- me sarılıp ağladı. Hayatla benim gi- bi kendisine yardım eden kimseye raslamadığını söyledi. Ehemmiyet- siz kaprisimi, şükran buhranı içinde, büyük. bir ulüyvücenap diye yüksel- tiyordu. Bir an onu yanımda âlıkoy- mağı, kendisine iş bulmağı, zavallıyı kurtarmağı düşündüm... Meğer bir daha kendisini görmiye- cekmişim.. Aylarca Marcel'den haber almadım. Ne olduğunu bilmiyordum. Fakat sık sık onu hatırlıyordum Ha- diselerin içinde yuvarlanan ve müte- madiyen derece derece sukut etme- ğe mahküm zavallı mahlfk!... Seneler günler gibi geçli. Bir akşam bana bir gazete verdiler, Province'de İf şatosu civarında bir cinayet iş- lendiğinden bahsediliyordu. Metresi- le İspanyaya kaçmak istiyen bir ser- serinin sandal sahibini öldürdüğü yazılıyordu. B.2EENAEEEEENAKONEEANEEEUEAUEKEEREEANARANDEUBEA BA EEABUEUNEEUEBOUEEDUU EBE SUNARAEUEBEYEEEE Kendilerine bir (Ik moktep binası yaapn Köy halkı Divriginin Örenik köyü Halkı beş sınıflı bir ilkmektep binası yapmağa karar vererek işe başlamışlardır, Yukarıdaki resimler bu mektep binasını biran evvel bitirmek gayretile köy halkının kadın, erkek çoluk çocuk çâlıştıklarını göste- riyor. Hilvan Akşam) — Kaza haline ifrağı beş yılı geçmiyen ve bu tarihten pvwel bakımsız bir köy manzarası arzeden Hilvan güzelleşmektedir. Son &ene- lerde yaplan inşaât meyanında hükümet konağı, kaymakamevi ve İlkokul bi- bası kayda bilhassa şayandır. Her üçü de Hilvana bir kasaba hüviyetini veren modern yapılardandır. Resim bunlardan hükümet konağını gösteriyor, AKŞAM Ne pahasme olursa olsun kaçmak için o sandalı ele geçirmek istiyor- muş ve işte, mal sahibini öldürmüş, Banâ gazeteyi veren arkadaşım, Bu cinayette ismimin geçtiğini söyle- ©. Katil güya vaktile maiyetimde çalıştığını iddir ediyormuş. Bu riva- yelin doğru olmadığına kanidim. Hasta yüzile bana iltica eden ço cuğun, yani Marcel'in katil olabile- ceğini bir an bile aklımdan geçirme. miştim. Başka şeyden bahsedildi. Fakat her nedense bu mesele beyni- mi kurcalıyordu, Lüzumundan fazla zihnim bu cinayetle meşguldü. Lokantadan çıkar çikmaz daha İyi “malümat edinmek için son haberle- ri yazan bir gazete aldım, İlk sahi- İfede gördüğüm resim kalbimi sızlat- tı. O tanıdığım uçuk beniz, hasin bir hâlde bana gülümsiyordu! Katil Marcel'di. Fakat yeni bir hâ- vadis te beni hayretlere düşürdü. Önce maiyetimde olduğunu söyledi. ği, avukatına tekrarladığı, verdiğim hüsnühal varakasını gösterdiği hal- de şimdi inkâr ediyormuş. Vesikanın sahte olduğunu söylüyormuş. Filhakika vesika sahteydi. Fakat ayni zamanda da doğru, zira onu ben yazmıştım. Biçare genç cinaye- tinin fecaati ortasında bile bana karşı nasıl bir sâygı ve muhabbet duyuyordu? İnsanlıkla arası açılmış, cemiyetten ayrılmış ve neredeyse ha- yattan koğulmak üzere bulunduğu şu sırada, kendisine yegâne yâr olanı adama karşı ülvi bir nezaket mi gös- termek istiyordu? Katilliğine rağmen, kendisine uzat- tığım ele küfranı nimetle bulunmı. yacak kadar ruh inceliği göstermişti. Bazan öyle garip ruhlar vardır ki pek feci bir hareketi yaptıkları hal de dahi âdiliğe düşmezler, İlk arzum Marcel'e doğru koşmak oldu. Kabâhati ne olursa olsun, ben- ce onun benden bir yardım bekle- mesi meşrudu. Eğer ilk iddiasında ısrar etseydi, avukatı muhakkak ki beni şahid olarak davaya çağıracak- tı, Ben de orada, biçare Marcel'in bedbaht ruhunu, sefil hayatını, sö nük mazisini anlatmağa çabalıya- caktım. Fakat o susuyordu. Vahşi bir ısrarla, İlk itirafını inkâr ediyordu. Kendisini saran çamurun bana Siç- ramasından korkuyordu. Beni haya- tından uzaklaştırıyordu. Üzüntü içindeydim. Yenemediğim bir vicdan azabı duyuyordum. Sözü- ne kıymet verdiğim bir arkadaşım bu işe karışmamamı tavsiye etti, Mar- cel'e zaten lüzumundan fazla itimad etmemiş miydim? Hem bu cinayet son derece alçakça işlenmişti, Lâkin ayni zamanda Katilin benden kaçi- şındaki harekette gayet asilâne bir şefkat görüyordum. İdama mahküm oldu. Gazetelerde $oluk ve tekallus etmiş yüzü tekrar göründü. Gene izlırap içinde kaldım. Kâh yazmak, onu kurtarmak için çabalamak istiyordum. Kâh, müda- bale edersem onun arzusu bhilâfına hareket etmiş olmaktan çekiniyor- dum; zira 0 bana susmiamı uzaklan emretmiş değil miydi? Gene aylar geçti, Arasıra, Marcel'in bir parmağı ağ- zında, bana «susiş dediğini hayalim- de görüyordum. Onu düşündüğümü bilenler bu var Xayı bana haber vermemişlerdi. Ha- yatımda bu derece kendimden utan- madım. Onun son gelişindeki müte- şekkir ve muhabbetli yüzünü ebedi- yen unulamıyacağım. Dostsuz, en ufak bir samimiyetten mahrum, mer- hametten uzak, herkes tarafından atılmış ve benim tarafımdan da unu- tulmuş olarak, mağrur ölmüştü. Kürrel arzdaki kısa tesadüfümüz es- nasında, o, her halde benden çok daha asil davranmıştı., Tercüme eden: (Vâ - Nü) İzmit (Ak- şam) — Cida galışmasile ken- rayı Devlet ta- rafından bozu- lan intihabın ferdasında ikin- ci bir intihapla tekrar belediye reisliğine seçil miştir. Kemal Öz yapılacak işler bak- kında şu beyanatta bulunmuştur: — İzmitin haritası ve müstakbel plânı esaslı bir şekilde yapıldı, Paşa- suyu, Çenesuyu, yeni bir elektrik te- sisatı, modern bir mezbaha, park vü- cuda getirildi. Şehir rıhlımının yarı- sından fazlası yapılmış bir haldedir İ birçok yollar yeniden tamir ve inşa edilmiştir, Önümüzde yapacağımız işlerin en mühimi şehir kanalizasyonudur. Rıh- tımı ikmal edip imar plânında görül- düğü gibi tanzim edeceğiz. Bir hâl, ayrıca köylü pazarile beraber asri fırın, iki park ve bir de yeni belediye binası bu intihap devremiz zarfında bitirilecek, bu suretle İzmitin hayati ihtiyaçları tamamen temin edilecek- tir, Belediye reisi şehrin umumi vazi- yeti hakkında ilâveten demiştir ki: Şehrin nüfusu gittikçe artmakta- dır. Altı sene evvel 12000 nüfuslu iken bugün 20000 i bulmuştur. Beş altı sene sonra bu miktarın 30000 e baliğ olacağına inanıyoruz. Şehirde halk işsiz değildir. Artan nüfusun İrmit Belediye reisi B. Kemal Öz Kocaeli mektupları İzmit belediye reisi yapılacak işleri anlatıyor Kanalizasyon tesisatı, iki park ve yeni belediye binası yapılacak belediyeye kazandıracağı iktidar sa- yesinde yakın bir âtide çok iyi şart- larla tanzim edilmiş mükemmel ve mamur bir şehir vücuda getirilecek- tir. Ümidle çalıştıkça vücuda getiri- len eserlerin cesareti bize yeni ham- leler yapmak imkânını veriyor, Sevi- yesi hızla yükselen halk daha çok iyi- yi istiyor. Fevkalâde şartlar içinde bulunan belediyemiz halkın bu haklarını öde- mek için elinden geleni yapmakta âır. Binaenaleyh tatbiki kolay olma” yan müstakbel imar plânını bütün teferruatile ve azami 15 sene zarfın da tatbik edeceğimize kanaatimiz vardır, Asırlara şâmil, nesillere vazi- İe bırakacak kadar mühim olan Ş6- hir imar plânının bu kadar az 2 manda ve mutlaka tatbik edileceğine inanmak bizim haklı ve doğru tese Jimizdir. — Belediye spör klüplerile alüka- dar mıdır? — Belediyemiz spor klüplerile çok alâkadardır. Klüplere mümkün olan yardımı esirgemiyoruz. Beden terbi- yesi için bütçeden tahsisat ayırdık. İmar plânında çizilen esaslar daire- sindeki şehir.stadyomunun inşasına başlanmıştır. Takriben 120,000 lira sarflle vücuda gelecek olan bu eser ler üç sene zarfında ikmal edilecek- tir. Bu mühim işi başarmak şerefi Kocacli valisi Ziya Tekelinindir. Belediye bütçesine gelince geçen yıl 163,000 lira olan bütçemizin bu yıl 183 bin liradır. Geçen sene tahsilât © 97 nisbetindedir. Bu seneki bütçenin de ayni şekilde tahsili muhakkaktır. Es- ki bütçeler 61,000 lira idi. Bu miktar her sene arterak bu son vaziyeti al mıştır. Önümüzdeki sene bütçenin daha ziyade inkişafı ümidi kuvvetli- dir, Sakarya okulu Mandolin konseri arma em İzmir (Akşam) — İzmir Sakarya ilkokulu talebeleri, ders yılının sonu müs nasebetile Halkevinde bir müsamere vermiş, çok muvaffakıyet göstermişlerdir. Manisa (Akşam) — Şehrimizin muhtelf yerlerinde hava hücumlarından, korunma tecrübeleri yapılmış ve muvaffakıyetle nelicelenmiştir. Her yurddaş © kendisine isabet eden vazifeyi büyük bir gayret ve muvaffakıyetle başarmak 4 #adır, Gönderdiğim fotoğıaf kursa iştirak edenleri bir arada göstermekledir,. © A ay pe