24 Haziran 1939 Türk alfabesi ve mukaddes muhafazakârlık “Türk alfabesinin ıslahı lâzımdır!» Maarif kütüphanesi sahibi B. i Kasım Açık - Elle hemfikir ok Miyarak: «Atatürkün bize yapıp ver- ÜĞi alfabe, diğer o milletlerinkinden Mükemmeldir. Bu asırda da, gelecek #sırda da bol bol bize yeteri» müta- sun ileri sürmüştüm. B. Naci Kasım, bana bir mektub ve “üşüncelerini ihtiva eden «Türk ak inin ıslahı» broşürünü yollamış. ini de dikkatle okudum, Yine de Mursarrım: Değişiklik lâzım değil! Evet, doğru: Yazımız anarşi için- *dir. Konuşmamız da öyle: Kimi #idicar, kimi gidiciyiz diyor... Vakit, Yakıt yazıyoruz ve okuyoruz... Fakat nları bir düzene koymak için alfa- bede tadilât değil, grameri, lügati, iksiyonu yoktan var etmeyi düşün- Meliyiz. Bu keşmekeşi kaldıracak on- K, Bay Naci Kasının eserinde en müskit Bibi görünen noktalar; Yani (hem hristiyan ismi, hem «demek Mis mânasına geliyor); Mani (hem şarkı, Kabil (hem mümasil, hem ; Katil (hem öldürme, hem öl- Cami (hem müslâman mabedi, iva eden), Kendisinin teklif etliği harfler bunların üne geçecekmiş. Fakat söylediğim gibi #ramer kaideleri müşküllerin hepsini hal- “er, Nitekim, daha şimdiden, «mümasil. Münasma gelen kabili sis siz yazmak Yanlıştır. Kimine ığı, kimine «» Konur; Maonimler biribirinden ayrılır, *K» harfinin hem «kef, hem kaf; Muadili olmamasına gelince, umum kül” rümüzde bir noksan o kalsın, razıyız! H harfi zaten beynelmileldir. Hurufat larında var. Beynelmilel kelimelerde İh etlikçe kullanılacağına dair yine #ramerimizde müsaade verilir. Biz arab harfile alışanlar için şu keti- iç erde «kef. ve okaf. farkı vardır, ma. *İkbal - ikmal, ikrar - ikrahe, sikdan - Karaman, Türkçe için ayrıca bir *ge harfi kabul “p (yahud daha fenası, bay Naci Ka- Mav'ın teklifi üzere nokta kyı kabul *dip) herşeyi karma karışık bir hale sok- ktansa, resmi tecvidimizde yeni mes- buçünkü telâffuzunu - yani türkçenin Mali olan ahengi telâffuz kaidesini - ka- #dip oikbal:, «ikrar. gibi beş on keli- Menin sk» harfini azıcık incelimek ehveni Yerdir. İçimizde İsteyen yine kudemavari “kusun. Geniş düşünmeli: Bizim nesille Briikte bu fark sönecektir! Sönerse Yamet mi kopar? Esasen saitleri kulla- Barak «kâni. ve ckanl. şeklindeki farkları Meshit şimdi de mümkün. Daha fazlasını İtiyerek «4» harfini kabul etmek mua Yam bir hercü mere uyadıracaktır. Mesir Mürekkebi yalamıyanlar şu kelimelerden dirinin neden «ikbal», ötekinin - telif Yarım noktasından - iyram» O olması Mah ettiğini katiyyen anlıyamıyacaklardır. Sovyet Azeri Türklerinin yeni alfabe- Sinde a ile e arasında telâffur olunur bir 'ârf vardır, Bay Naci bunun muadili ola- bir sesin bizde mevcudiyetini zanne- “erek işaretinin ihelasmı da teklif ediyor. ildir! - diyer. Dağrusu ben arada zerre kadar fark gö- Ttsiyarum. Diğer İstanbullu hemşerile- Tini de görmiyeceklerdir. kanaatindeyim. Mepsi ayni sen dir. ... Atatürkün bu gibi yadigârları üze- tihde bir «Mukaddes muhafazakâr » ânanesinin teessüsü daha doğ- Tudur, Değişmelerine aleyhdarız. (VA-N0) HAMİŞ Bay Naci Kasım, Yeni Sabah gazetesi- makalesinde fikirlerinin yanlış anla- Mldiğını da mektubunda bana yazıyor, Möselâ arab harflerinin bütün mundille- den bir cedvel yapmasının sebebi, eski Metinlerin yeniden tabı içinmiş, İhtiss- için her türlü işaretler konabilir. Nite- en gavamızı inceden İnceye tesbit eden dir kaç yüz fonetik işareti vardır. Kem Aziatigue, arab barflerinin mus İ AKŞAMDAN AKŞAMA Mektep kampları Pendikde bir hazırlık kampı yapılacak Açılacak mekteb karapları ile Çocuk bahçelerinde çalışacak muallimler için Pendik ortameklebinde bir hazırlık kampı yapılmasına karar verilmiştir. Muünllimler bir kampta 20 gün bu- lunduktan sonra diğer kamplara me- mur edileceklerdir Bundan başka İstanbul maarif mü- dürlüğü bu sene ilk defa olarak lise, orta ve ilkmekteb munilimleri için Maltepede erkek ve Kandilli kız lise- sinde de kız talebe için birer kamp | daha tesis edecektir. 250 şer kişiden mürekkeb olan bu kamplara Türki- yenin her tarafından gelecek talebe kabul edilecektir. 5 İ Cenevrede afyon hakkındaki müzakereler Milletler Cemiyeti afyon komitesi ihzari kongresinde Türkiye murahha. sı olarak hazır bulunan Afyonkarahi. sar mebusu B, Hamza Osman, dün, şehrimize gelmiştir. B, Hamza Osman, Cenevre dönüşü, teşkilâtlandırma di. rektörü B, Servet ile birlikte Belgra- da uğramış, orada Yugosl - Tür- kiye afyon mukavelesini gözden geçir- miştir. B. Servet, Belgradda kalmıştır. Bugün, şehrimize gelmesi muhtemel- dir. Geldiği takdirde yarın B, Hamza Osman ile birlikte Ankaraya giderek hazırladıkları raporu hükümete tak- dim edeceklerdir. Müessif bir ölüm Amerika sefareti ataşe ko- mersiyali yazilari başında öldü Amerika sefareti ataşe komersiyali B. Glasbynın dün vazifesi başında ve. fat ettiğini teessürle haber aldık. B. Giasby sabah saat ona doğru konso. loshanedeki bürosuna gelmiş, fakat kendisinde bir rahatsızlık hissetmiş. tir. Bunun üzerine derhal bir otomo- bile binerek evine gitmek islemiş, fa- kat yolda ölmüştür, B. Glasby yirmi senedenberi Tür. kiyede bulunmuş, Türkleri yakından tanıyarak sevmiş, 'yeniş malümatlı, çok iyi bir insandı. Ölümü kendisini tanı- yanlar arasında büyük bir teessür uyandırmıştır. Allesi erkârnma ve dost. larına taziyelerimizi sunarız. Yerli Mallar sergisi hazırlığı Yerli Mallar sergisi hazırlıkları de- vam etmektedir, Galatasaray lisesinin imtihanları | temmuza kadar devam edeceği için sergi yerindeki inşaat faa. liyetine ancak bu tarihten itibaren başlanabilecektir. Öğrendiğimize gö- re bu sene sergide bir Lünapark tesi- sine karar veren müteşebbis bir Türk, alâkadarlarla temas etmek üzere Peş. teye gitmiştir, ge dilleri için lâtin harfletinde bir usul bul- muştur. Transkripslon yapabilmek üzere, bunlari bizim muhterem doktor Abdülhak Adnan da son eserinde kullanmış. Amma, böyle ihtisas harfleri bütün bir millete mal edilemez. V.N, Karilerimizin mektupları Adliye mübaşirlerinin bir ricası Harç kanunu ta in maddesi mucibince olarak halktan toplanan paralar 2000 lira kadar aylık bir varidat temin et- mektedir. Bu paranın tebliğat müba- şirlerina dağıtılması ötedenberi mu- tad ol halde, üç senedir bu meblâğ Adliye tebiiğat baş memur- luğunca mahkeme vezmi gönde- rilmektedir. Bu Baklarını şirler istifade edemiyorlar. deri- çimlerini ve elbislerini de bu temin etmekte oldukları için kmektedirler. Bu müterakim ndilerine taksim edilmesi- lemektedirler, 13 nci başir ücreti Bütün bayanlardan gari bir rica Belediye Reisi, yeni caddelerde bi- naların cepheleri boyalı olsun diye allkadar oluyor. Yeni rejim, kıya- fetlere müdahale etmiştir. Zira üçü- müzün, beşimizin ihmali umumi man- sarayı bozuyor; hepimize taallğk ediyor. Ben de fena halde âsabımı bazan bir nokta üzerine bütün şık bayanla- na ehemmi- na verilmiyor. senelerin kombinezonlarile bu senein robları giyiliyor, Alttan bazan bir, bazan iki üç parmak iç etekler sarkıyor. Bu da biz erkeklerin fena halde sinirimize dokunmaktadır. Yak- laşıp nezaketle bir şey söylesek ter- biyesizlik sayılacak. Gözlerimizi ne- reye çevireceğimizi bilemiyoruz. Ka- dın kari çok olduğunu bildiğim ga- zetenizin haklı şikâyetler sütununda lütfen bu açık ricamı kaydediniz. Ba- yanlar, iç eteklerini kısaltsınlar, Bir Asabi Çarşıyı tamir Belediye aynı zamanda burasını süslemek istiyor Belediye, Kapalıçarşıyı esaslı suret- te tanzim etmeğe karar vermiştir. Çar- şının içi Şark tezyini sanatına uygun bir şekilde tezyin edilecek, tenvirat ta çarşının ilk inşa edildiği zamana gö- re kandil şeklindeki elektrik ampulle- rile yapılacaktır. Bundan başka çarşının dış kapıları büyültülecek, iç yolları münasib gö- rülecek şekilde asfalt veyahud diğer bir madde ile yapılacaktır. Bunun için mütehassıslar bir proje hazırlıyacak. lardır. Büyük çarşı esnafından mürekkeb (Büyük çarşı emnü ümran cemiyeti) umumi heyeti dün saat 10 da cemiyet merkezinde bir toplantı yapmışır. t Cemiyet heyeti umumiyesi yeni cemi. yetler kanununa göre cemiyetin is. mini (Kapalıçarşı barındırma ve ko- ruma cemiyeti) namile değiştirmeğe karar vermiş ve cemiyet nizamname. sinin ona göre tadilini münasib gör- müştür. İki motör çarpıştı, nüfusca zayiat yoktur Evvelki gece İmralı adası sularında Bandırma limanına bağlı 17 tonluk Kocadere ve Alaçay motörleri, biribir- lerile çarpışmışlarsa da insanca zayiat olmamıştır. Motör kaptanları, biribir- lerinden şikâyetçi olmadıklarını min- taka liman reisliğine bildirmişlerdir. ŞEHİR HABERLERİ Otobüsler Belediye sipariş için bugünlerde karar verecek Elektrik, Tramvay, Tünel idareleri. nin Belediyeye devir ve tesellüm mua- melesine bugün resmen başlanacaktır. Tesellüm muamelesi bir hafta kadar sürecektir. Bu müesseselerin müdürü umumiliğine - evvelce yazdığımız gi- bi « Belediye fen müşaviri elektrik profesörü B. Mustafa Hulki tayin edilmiştir. B. Mustafa Hulki, tesellüm muamelesi biter bitmez yeni vazifeye başlıyacaktır, Diğer taraftan Belediye işletmeğe karar verdiği otobüsleri biran evvel sipariş etmek istediğinden tramvay idaresinin tesellümü biter bitmez bu işle fiilen uğraşacaktır. Şimdiye kadar muhtelif ecnebi firmalari tarafından yapılan müra- caatlar tedkik edilerek bir şarina- me ile bir de otobüslerin İstanbulda geçecekleri caddeleri gösteren kroki hazırlanmıştır. Belediye, otobüsleri tramvay idaresi hesabına getirmeğe karar verdiğinden münakasa ve mü. zayede kanunu haricinde sipariş yapacaktır. Belediyenin yapacağı mü- baynalarda en ucuz fiat teklif öden talibe ihale yapmak lâzım gelirken tramvay idaresi için bu varid değil dir. Ucuzluktan başka diğer evsaf da nazarı dikkate alınacak ve lüzum gö. rülürse pazarlıkla mübayaa yapıla” caktır. Boğulan çocuk Dikkatsizlikle ölüme sebe- biyet vermek suçile annesi hakkında takibat yapılıyor Birkaç gün evvel Şehremininde Ze. kiye adındaki kadının 14 aylık çocuğu Cemilenin evde musluk önündeki su kabına düşüp boğulduğunu yazmış- tık. Bu kaza etrafında müddelumumi. likçe yapılan tahkikat neticesinde ka- dımn kabahatli olduğu anlaşılmış ve Zekiye hakkında tedbirsizlik ve dik- katsizlikle çocuğunun ölümüne sebe. biyet vermek suçundan dolayı takiba- ta girişilmiştir. Maznun Zekiye müddelumumilikte verdiği ifadesinde şunları söylemiş- tir: — Ben evde yalnızım. Hem ev işle- rile hem de çocuğa bakmakla uğraşı- yorum, Vâka günü çamaşır asmak Üzere üst kata çıkmıştım. Aşağıda terkos musluğu da bozuk olduğu için damlıyordu. Ben de. bu damlalar zi. yan olmasın diye altına bir teneke koydum. Ben evin üst kalında çama- şırla meşgul iken çocuk aşağıda ken- di kendine musluğun önüne gitmiş. Biraz sonra aşağıya indiğim zaman çocuğu tepeüstü tenekenin içinde gördüm ve derhal koşup kucakladım. Yavrucak kucağımda iki defa nefes aldıktan sonra öldü. Bunda benim kabahatim yoktur. Çocuğun ölümü bir kaza eseridir. Zekiye hakkındaki evrak dördüncü sorgu hâkimliğine verilmiş ve sorgu tahkikatına başlanmıştır. SOHBET | Not defterinden ı HAKİKAT ve DAVA — Sanatkârm bir dünya görüşünün, bir imanın tecellisi ile bir davayı isbat etmek arzusunun bulunmasını, böyle şeylere taraftar olanlar da, olmıyan- lar da ekseriya biribirine karıştırıyor. Halbuki bunlardan biri zaruridir; öteki ise sanata ve sanki sanatkârın şahsiyetine zorla ilâve edilmiştir ve bunun için - hiç olmazsa nazariyede - reddedilmesi lâzımdır. Üslüb, yani (düşünme, duy. ma veilâde etme tarım in sanın ta kedisi ise bir sanalkâ- rın her eserinde derin temayülleri- nin, itikadlarımın gözükmesi tabii dir. Biri dindar, ikincisi reybi, öteki de ihtilâlei olan üç muharrirden ta- bii veya içtimai bir hadisenin tasvi. rini isteyin; üçü de sadece gördükle- rini anlatmağa ve bunlardan hiç bir neties çıkarmamağa © çalışsınlar, Üçünün eserinde de yine duygu- ları, düşünceleri ile şahsiyetlerinin bütün'ünü sezmek kabildir. Bir insa- ran, meselâ dindar ve sanatkâr, veya ihtilâlci ve sanatkâr diye ikiye-ayrıl- masına, birinin icablarına uyar ken ötekini unulmasına imkân yok- tur. Gerçi bunu yaptıklarını iddia eden adamlar gözükmemiş değidir; fakat biraz dikkat edilirse onlar dn o iki şahsiyetten hiç olmazsa birinin ve ekseriya her kisinin kuvvetsiş, köksüz, sahte olduğu meydana çıkar, Romanını veya şiirini yazarken din- darlığını unutan, işe karıştırmıyan adam bu hareketi ile, dindarlığınm bülün benliğine işlememiş olduğunu veya sanati, bütün benliğini alâka. dar eden bir şey saymadığını isbat etmiş olur. Böyle olmasını istiyenler vardır: Sanat (faaliyetini, hududu, kanunları, nizamı öteden beri çizik miş ve asıl hayattan az çok uzak bir sahaya mahsus zannedenler. Fakat sanatin hayattan ayrlamıyacağını, güzel'i cemiyetin bünyesi tayin (dö- terminer) ettiğini düşünürsek sa- nalkârda o ikiliğin kabil olamıyaca- ımı sanatini hayata karıştırmak is- temiyen adamın da bu hareketi ile Dava (thöse) ise böyle değildir. Onu sanatkirdan ayırmak kabildir, Şahsiyetinin saruri bir tezahürü sa- yılamaz. Eserinde falan meseleyi Davalı, thöse'li esetler veren muhar- rir, avukata benzer; Bir tarafı müda- fan ederken, öteki tarafın hakların. dan, vaziyetinden bahsetmez. Avukat ile davası bir değildir; onları biribi- rinden ayırabiliriz. Halbuki eserinde imanını izhar eden sanatkârla imanı birdir, biribirinden ayrılamaz. O, ima- nım söylerken sadece kendi şahsiye- tini kendi kedini söylemiş olur. Başka tabirlerle anlatalım: Eserin. teren muharririn davası külli, bir m6 seleyi halle, bir hâli ıslaha kalkışa- nıanki ise cüzği'dir. Biri âlemi kendi Nurullah ATAÇ (Devamı 4 üncü sahifede) — İstanbul fuarı tasavvuru bizim İzmiriiteri tasaya düşürdü bay Amca... ... Amma hakları da var, ya her- kes İstanbul fuarına akın eder de... ve O kadar masraf, o kadar zah- met ne olacak?... B. A, — Üzülme dostum, bir stad- yom yeri için yıllarca bekledik, fuag yerini buluncaya kadar İzmir mastar