General Veysand'la bir mülâk “Bugünkü Fransız ordusu dünden çok daha kuvvetlidir. Vaziyet 914dekinin tamamile aksinedi “Bugünkü şartlar içinde Almanyanın bir harbi kazanması mümki değildir . Harbi bir yılldevam ettirebilmesi de mümkün değildir Tahran... l Kaçaroğlu Mehmed Alinin şahlı- | ğında, Kazak alayları kumandanı Rus 1 un emri ile bombardın edilen parlâmento se ın parkın. dayız. Prenses Fevziye'ye bâhşolunan İran unü tasvip “eden olunduğu mento nİsfendiyari bir fevkalâde ceised muhterem HH parti veriyor. reisi lerde bülbüller ötüyor, ! n mor salkım: re un figure» dedikleri şe tede göze çarpan bir & Imenin ne zor şey olduğunu İşte, önümde dur hepsi, şu diplor zeteciler, saylavlar, € b tmi bunlarla be Hepsile tanıştım, asında bizimi Or- gwrette üstlerine çeken iki kumand Gar, En kıymetli şey Yirminci asrın insanlığı ulaştırdığı | bu felâketli merhalede yeryüzünün en kiymetli şeyi ne pırlanta, ne altın, ne petrol, ne toprak. Kumandan... Terekkülüne hâkim olan sihirin ne büyük ve ebedi meçhul olduğuna in- sanlığın sayısız kanlı hâdiselerle dolu büyük macerasına baka baka inandı. gımız kumandan, gemlenemiyen ih rın milletleri meşum bir mukad- Tata doğru sürüklediği bugünlerde tleri yaşıyabileceklerine, bu ka- leceklerine inandı. udret, Umumi harbe gir. , ölmek için cephelere koşanlara buğday sattılar, pamuk sat. tılar, demir, kalay, petrol sattılar ve... zengin oldular. Umumi hârbe giren milletler ise milyonlarca genç feda ettiler. Biribirinin en canlı, delikanlı nesillerini imha ettiler. Kimi muzaf. fer sayıldı kimi mağlüp. Fakat haki- katte hiç birinde kol kanad kalmadı. Harbe girmiyenler, bu neticesiz bo- ğuşmaya güldüler. Zira hiç biri bir harbin, bütün felâketlerine rağmen bütün görünüşteki menfiliğine rağ- men yerde harikulâde müsbet ve €şsiz eser yarattığını anlıyamamıştı. Bu büyük hakikate insanlık, yeni bir bü. yük harbin eşiğine ayak bastığı anda ir gibi oluyor. Ordu " yahud ordu Milyonlar üniforma giyecek, terbiye edilecek, kadrolanacak... Güzel, Fabrikalardan batarya batar flf ve ağır obüsler, cebeller, havaniz ıcak... Güzel. beşi beton sekiz on kulübe ve birkeç armalı taşla işaretlenen sınırların haritalarda görülen noktaları toprak üstüne çelikle çizilecek. Binlerce tayyare yapılacak. On bir;- pilot yet lerek. Tankların yüzen ve uçanları olacak. Bu da gil Fakat bütün bu insan ve motör ârını kim kullanacak? Bunların * ulaşması için hangi iradeye “am arı lâzım? Şüphesiz, kumandanın iradesine... Ya nerede bu kumandan? Bu kumandan öyle bir deha ki, akn. demiler teşe saldıran, siperleri yü eden harplerde yetişebi adderat yardım © den, milyonlarca ) mundan sağ Çis kabilirse yetişebiliyor. Amma, buna rağmen yetişmediği yer de yok değil. Faraza; Yuliyüs Sezarların, Markus Avrelyanosların, Sillaların, Sipyonla. rır. hatıralarını saklıy ri tündeki İtalya, büyük harbe rağmen, bir kumandan yetiştirememiştir. Büyük harp İngilizlere bir mareşal Hayig, Amerikaya bir mareşal Per. şing, Almanyaya bir Hindenburg, bir Ludendorf, bir fon Şekt hediye etmiş- ti. Bunlar hep güçtüler, lerce Fransa da Jofrunu ve Foş'umus« kay © betti. Zaman, sihirinin en giranbaha eseri olan kumandanı da öldürüyor. Şimdi, garbin o büyük ordu yığınla” rına dönen gözlerin Fransada gördük. leri arasında Weygand başta gelenler. den biridir. iz bu yandan çok talihliyiz. Cihan biliyor ki, biz muhteşem bir kuman- da kadrosuna sahibiz. İşte, orgeneral Urbay'ın tek sırma galon taşımıyan sâde asker üniformalı Svelt endamırı ve Weygandın asil bir yaşlanış ifade eden omuzlarını, şü biribirinden mâ- nali ve kiymetli insanların yığınıda kabartan sihir, Bunun için değil midir ki, Fransa, barı gazetelerinin hüner ve zekâdan mahrum cüretleri karşısında Tahra- nın verdiği yalçın cevaptan duyduğu büyük teessürü İran tahtına ulaştıra- bilecek kıymette bir vatandaş aradı- ğı zaman ancak general Weygandı hatırıyabilmiştir. (1), General Veygand Enteresan bir yüz Günün en zarif tuvaletli kadınla- rından biri madam Bodard... Fransa- nin Tahrandaki zeki, güzel ve münev- ver sefiresi. Lâkeler gümüş tepsilerde döndurma dağıtmaktadırkr. O, bi- rinden aldığı kadehi üç beş kaşık ye- dikten sonra bir ikincisinin tepsisine bırakıp bana gülümsüyor: — Emrediniz madam... — Dikkat ediyorum. Yarım sâatten- beri gözlerinizi generalden ayırmıyor- sunuz. — Yanılmıyorsunuz madam. — Enteresan bir yüzü var değil mi? — Çizgileri enteresan bir yüz, ha- yatının kıymetli mânasi malüm bir in. sanda bulunursa bir kat daha göz çe- kici oluyor. Şakrak bir kahkaha atıyor: — Oooo! Böyle bir komplimanın bir kadın kadar sarp gönüllü bir ku- mandanı da sevindireceğine inanma sınız, Bu sırada, dansedilen her yerde dansetmek için hiç bir fırsatı kaçır- madığını dikkatle tesbit ettiğim muhterem Leh sefiri madam Bodard'ı selâmlıyor, Z O anda bir alkış tufanı başlıyor: Park kapısından giren açık bir oto- mobil veliahd ile prenses ER görüyoruz. İsfahan halıları üzerindi tekerlenen lâstikler, içlerinde çe fışkıran iki çift gözü parlâmento sa- rayının dehlizine sokup gözlerimizden uzaklaştırırken general Weyganda yaklaşıyorum: — Bir sual sorabilir miyim genera- m? — Elbette... siniz bilmem, — Pransa, derhal bir harbi kabvi Fakat cevap alabilir mi edebilir mi? — Fransiz ordusu, Fransanın men- fatleri ne zaman harbi zaruri ima sa harbe hazır bulunmuştur. Eğ sualinizin hedefi umumi harb arife sindeki Fransa ordusu ile bugünkü Fransa ordusu arasında kısa bir mu- kayese yapılması ise size açıkça söy- Jiyebilirim ki, ordumuz bugün dünden çok küvvetlidir. Sonra bugünkü şatt- lar içinde bir harbi kabül edişimiz dü. nün şartları içinde bir harbi kabul edişimizden çok daha ziyade zaferi t6 minat altına almış olur. Bir mukayese Verdiği cevaptan cesaret aldığım için şu ikinci sual dudaklarımdan çi- kıyor: — 1914 de Fransanın düşmanı im- partaor Vilhem Almanyası idi, O ta- rihte Alman ordusu karşısında Fran- ız ordusunun inanzarası ne v — Alman ordusu hiç siz daha iyi ekipe idi. Gerek sayı DAKAR, gerek ciddi telim terbiye görmüş, rad bakımından ve manevrâ kabil ti bakımından Almanya harbe a zırlanmış bir orduya sahipti. Buna mukabil, sulh havası içinde yaşıyan ve asla tecavüri bir emel beslemi; Fransa, nisbeten zayıf bir harp kad. rosuna malik bulunuyordu. — Ya bugün, bu iki devlet ordula- rının bitaraf bir mukayesesi nasıl bir netice verebilir? En wak bir tereddüde saplanma. dan cevap verdi — Vaziyet evvelkinin tamamile ak- sinedir, Hem 1914 deki ordumuzdan, hem de muasır Alman ordusundan çok kuvvetlidir. Fakat... Birdenbire durakladı, gözleri bir ta- retin iki topu gibi, sağ omuzumdan, arkamdaki insan yıgınına sert bir ba- kış attı. «— Eyvah... .dedim kendi kendime- galiba muhavereyi en can alacak yerinde kesecek.» Fakat bu korkum beyhude oldu. Zi. ra general, ancak büyük harpler br- şarmış münevver askerlere has olan o munis ve tam erkek sesi ile, bıraktı. gı yerden devamı etti: Hava kuvvetleri — Fakat, bu mukayese yalnız kara ve deniz kuvvetlerimizin mukayesesi. dir, Hava ordusuna gelince... Alman- yanm bizden daha kuvvetli bir hava ordusuna sahip bulunduğu kabul edil. melidir. Fransada, maalesef, bu saha ya lâzım geldiği derecede dikkat gös- terilememiş bulunüyor. — Acaba generalim... kuvvetlerini de Fransız hava kuvvet- lerine katarsak Alman hava” ordüsn karşısında bu birleşik kuvvet nasıl bir manzara arzeder? — Bir düşman, İngiltereyi herhangi bir harpte Fransa ile yanyana bulur. İnanmalıdır ki, bu iki devlet sarsıl maz ve bozulmaz bir askeri ittifak fl biribirine bağlanmış bulunuyor. Bu- nunla beraber İngiltereninde hava kuvvetlerine lâzım gelen ehemmiyeti son bir buçuk yılda vermeğe başladı. ğı unutulmamalıdır. Yalnrz, İngiltere- de de bugünkü kara ordusu vaziyeti, 1914 den daha iyidir, Zira bugün 35 fırkalık bir ordusu var. 1914 de harp başladığı zaman müttefiğimizin ordu- su yoktu. Garp cephesi emrine İlk İn- giliz kuvvetleri biliyorsunuz ki, ancak 1915 de ulaşabilmiştir. Yani harp baş- ladıktan bir sene sonra, — O halde hava kuvveti bakımın. dan İngiliz - Fransiz ittifakı da mu- vazeneyi temine kâfi değildir. — Amerikayı unutüy: bir Avrupa harbinde Amı rasiye silâhlı müzaherelini bahşeder. se -ki mutlaka eder. Amerikadan ârı- İngiliz hava yacağımız ve onun bize kolay! Hava k un mi — Binaenaleyh. bakımından da di demokrasi cephesinin lehiz ralden cewi madım, Zira tam bu sırad Frsi yetinin & reislerinin yanın miş bulunuyordu. Hürmetle yarak ayrıldım. Maamaf'h gi kikalarından birinde, taht sak lu murassa tahtın yan bir daha yaklaşmak fırsatı ettim. Orada, aynalı duvarın bir du şah Abbasın fır kuş tab K çerçive içinde durur. Gö: daldırmıştı. Biran, o resmi $ ben de onu: Nadir şahın Ekber mağlüp edişini konuşan tavusiğ ile her biri bir başka tarih Ki Sayısız eşyanın ve bugünkü İf le getiren Pehlevl tacının çizdiği teşem dekor içinde sırtında görü bu insan, yakın Fransiz taribi »e heyecanlı sahifeleri sonra generâk disine bir k t daha saygi zuu İl i mül ediyor ve sormama meydgi meden söze şöyle başlıyordu Sovyetler birliği * — Demokrasinin büyük ku rinden biri olan Amerikayı çok rim. Sonra niçin unutuyorsun” Sovyetler Birliği karşısına da A! ya hava kuvvetlerinden bir ayırmağa mecburdur. Bu takdif€ ze ayrılacak Alman hava kuvve biz rahat rahat ezeriz, — Sovyetlerin Pransa ile bil ayni düşman karşısında bir har” | bul etmeleri muhtemel midir? — Niçin hayır? — Sovyetlerin bitaraf kalmak? yülünde oldukları açıkça görü da.. (2) — Bu hal mevziidir. Eğer orta im için bir tehlike varsa bu teh” Sovyetlerin da paylaştıkları me dadır. — Bir harpte demokrasi Am dan tayyare istiyor. Ya Sovyetif ne ister? — Kendi hududlarını muhgfâ” mesini... -ki eğe mutlaka dirdir.- Sonra müşterek menfaö| umumi müdafaasını, — Fransada bir kısım efkârı © miyenin Sovyet - Fransız aleyhtar olduklarını unutuyol generalim? — Fransada efkârı umumiye Ö Fransız milli menfaatlerinin üz€“)| toplanmıştır. Fransanın So Birliği ile birlikte olması milli #İ atleri iktizasındandır. Bir barp vukuunda, Alman) Sovyetler ülkesindeki nihayetsif dai madde kaynaklarından isti ne İngilterenin ne Fransanın demokrasinin kabul edebileceği haldir.. Sovyetler Birliği demo nin ve Avrupa sulhünün cephesif| çok kıymetli mevkiini muhafa melidir, (Devamı 13 üncü sahif€ Nizameddin bitaraf kalacağını