Hazir 1913p AMDAN AKŞAMA izin ve muhteşem dir hayat dramı ( »m Nazım, ölürken şu sözleri elatımı matbunta haber verini şlar, ondan bahsediyor. düşüne, ee Kapürken bile a | e tebessin, ir kralı» ölümün Ke nh uyandırıyor, iR. yön Şair hislerini en samimi ie UMİT.» Heves etüği bir mi kim arzu etmez? vi kay ni açıkça ilân et- ri köyden istihza oklari. divan gla Miri Şöyle tefahür et bu hâletiç tenezzül mü ederdim v M şi're? kurtulamam tab'ı heves- nakimdeni ' Kurak bir başka Erde akıp gitmişsin... A zemin, başka zaman lâzımdı; bir lan os SERİ lahutnişan lâzımdı. Ün e üki kimse yangözle bakmadı. api Fiorinahı, hiç te ba- n Ülhaleği bir tonla şöyle diyor: A sözü g Şairi âzam benim iştel * der, Makama 6 «hik'» der; bu mlartar güler... Niçim?... bahreyy,, «Biz sultanülberreyn y m2 -» diye kendilerini it dez eiineleri ötedenberi i Midir? .. Fakap Kalarımın tanımaları <T asınrda kadri bilin- ri olmamı #dilmiyen taht müd- Bip dal mıdır?.. Hem ba h., ta. Bıraksaydık, otur- da ğin kap i. Ancak ia madığı ve şurada âsillerin yaşadığı bir “N Kiş, © Ve olmağa kalkmış bir e ni e m Ri Akat bu A - gibi, Florinalı, manzum bu maddiyet arsrında imüşşiir idi, #NGİ asır dünyasındaki se deye temsil eden hakiki len, , <1 Miydi? ona yla bu kafadar bulup Ğİ key “stadı muazzam» demek İzin, niyesile kendine «Dâ- hn. k politikasını yü- Kiya e nice edipler gibi bir nde, de yalağı yapmak tenez- ulunmamıştı. Bunu yap- teekti, k ki, şakşakçıları xu- Aş m k inandığı, be ı Nazi, Hâmid'lere, Süley- baş eğdi, onların Sonra, ilân etti; lang, Herem, diğer mist U olay BiP tek tebaası bizzat akay VE Sultanı Somuyg< (ebaa sadıktı! Ömrü. "dan pi, “dar nefsine binttem, AN ayrılmanıştı. Bü- yay inlerin, hakiki san- Bu, Yaşadı ve öylece ve- sanların çoğuna mü- Pİ nce en büyk ha- eyledi: li z ik 1) il Riyasiye SŞİ hez bir türlü aklım İyidir bay Amca, saba Beş milyon lira Mukavele Dahiliye tasvip edildi Belediyeler bankasından o İstikraz edilecek beş milyon lira için yapılan mukavele şehrimize getirilmiş ve Da- hiliye Vekili B. Falk Öztrak tırafın- dan tasvib edilerek Ankaraya gönde- rilmiştir, Mukavele Ankarada Belediyeler | bankası müdürü tarafından imzslan- dıktan sonra tekrar şehrimize gön derilcektir. Bu para iki sene zarfın. da çekilecek ve ilk taksit olarak dört yüz bin lira alınacaktır. Yeni mektep binaları Yeni vilâyet bütçesile şehrimizde inşa edilecek on yeni mekteb binası- nın yerleri maarif müdürlüğünce ha- zırlanmıştı. Fakat BE. Prost yapılacak yeni mekteb binalarının ana cadde- | lerden uzak bulunmasını münasib gördüğünden bu yerler B. Prost ta- rafından tedkik edilecek ve şayed mü- | nasib görülürse arsaların istimlâkine derhal başlanarak inşaata geçilecek- tir, Hasan ecza deposu yangını tahkikatı Hasan ecza deposu yangını efra- fında adliyece yapılmakta olan ha- zırlık tahkikatı son safhaya gelmiş- tir. Alâkadarların dinlenmesi ve yan- gın yerinde yapılan keşifler tamami- le ikmal edilmiştir. Şimdi tahkikatın tamamlanması için depo sahibi B. Hasanın defterleri ve evrakı üzerinde tedkikat yapıl maktadır. Bu tedkikat ta bitirildik- ten sonra evrak mahkemeye verile- cek ve mubakemeye başlanacaktır. Dört mahkümiyet Bir carihk ve üç dilencinin muhakemeleri intiaç edildi Tahtakale civarında Zülfikar ve Yusuf adlarında ki kişi dün bir kah- vede kâğıd oynamışlar, sonunda ye- nilmek yüzünden kavgaya tutuşmuş- lardır. Gavgada bunlardan Zülfikar bıçakla Yusufu hafifçe yaralamıştır, Dün Sultanahmed birinci sulh ce- za mahkemesinde yapılan muhake- mesinde Zülfikar on dokuz buçuk lira para cezasına mahküm olmuştur. Fatma ve Ayşe adlarında iki ka- dınla Yakup adında bir erkek sokak- ta dilenirken yakalanmışlardır. Sultanahmed sulh ceza mahkeme- sinde bunlardan Yakup suçunu İti- Taf ederek: — Ben eskiden belediye memuru idim. Açıkta kaldım. Evimi geçindi- recek paramı olmadığı için dilencilik yapıyorum. Şimdi bana vereceğiniz cezayı ikmal ettikten sonra gene di- leneceğim ve her zaman da dilenci. lik yapacağım. Demiştir. Diğer maznunlar suç- larını inkâr etmişlerdir. Muhakeme neticesinde suçları sabit olduğundan Fatma ile Ayşenin birer hafta, Ya. kubun da on gün belediye hizmetle- miştir. Karilerimizin mektupları seferlerine dair bir tenkid Tayyare ile Ankaraya gidip geldiği tâkdirde İstanbuldaki mühim bir işi- ne yetişeceğini hesaplayan, halbuki yağmur sebebile Ankaradan tayyare ile avdef edemiyen bir karlimiz çok mufazarnır olduğunu söylüyor ve şu naktai nazarlarını ilero sürüyor: 1 — Mademki bugünkü şerait, fena hava, muntazam seferler icrasına mânidir, ilânlarda hiç olmazsa (yağ- muritu havalarda. sefer yapılmaz) kaydi bul alı ve bu suretle iş adamlarının güvenip te bir hava mu- halefeti yüzünden zarar etmelerine dan verilmemelidir. Çünkü mese- benim maruz kaldığım vaziyet na- hoştur, ? — Ankaraya gidip gelme tayyare biletine 2980 kuruş vermiştim. İstan- bula tayyare İle dönmek imkânını bulamayınca dönüş biletimin bedeli- ni almak İstedim. Bana bu paranın yarısını değil, ancak 880 kuruş ver- diler. Çünkü İstanbuldan Ankaraya tayyare ile yalnız gitme 2100 muş ve işletme nazarında ben ; #idiş bileti alan yolcu vaziyetinde imişim. Eğer ben kendi arzumla İs- tanbula dönmekten vazgeçseydim İş- letmenin bu olurdu. Fakat ben tayyare ile dön- mek İstediğim halde işletmenin tay- yare tahrik edemeyişi dım ve İstanbula Günel bana iade edilen paranın mislini daha ekliyerek ören bileti al- mağa mecbur oldum. Yataklı vağonda yer olmayışı da aynca uykusuz kalmama (sebebiyet verdi, Devleti tayyare yolcularına mus hakkak yataklı vagon tahsisine meç- bur edemeyiz amma gidip gelme tayyare ücreti, gidip gelme birinci sınıf tren ücretile müsavi olduğu için tayyare işlemediği zaman dönüş tay- yare biletile aynı noktalar arasında tren yolcuğulu yapılmasına müsaade etmek halkın menfaatinin korunma- sı bakımından lâzımdır. Adalar kaymakamlığı - B. Şevkete, B. Kemal Aygün vekâlet edecek Adalar kayma , kamı B. Şevket rahatsız olduğun- dan kendisine al- z tı ay mezuniyet Eğ verilmiştir, Ada- lar kaymakam vekâletine vilâyet maliyet memur- G larından B. Ke- mal Aygün tayin edilmiştir, B. Kemal Ay- gün mülkiye mek- tebinin yetiştir- diği güzide me- Şevket zunlarındandır. Kendisi bir müddet- tenberi Belediyede çalışmakta idi. Yeni vazifesinde muvalfakıjetler te- menni ederiz. B. Nedime aid evrak mülki- ye müfettişlerine verildi Belediye müfettişleri tarafından ten el çektirilen Belediye sabık müs- tahdemin müdürü B. Nedime aid ev. rak riyaset makamının eski senelere aid muamelelerini alâkadar edici ma- hiyette görüldüğünden Belediyede meşgul olan mülkiye müfettişlerine verilmiştir. Amcaya göre !.. ğ Mısırçarşısı İstimlâk ve tanzim işlerine 700 bin lira harcanacak Mısırçarçısını yardımcı bir hâl ha- Une koymak Üzere Belediyenin bu binayı istimlâk ederek tanzim edece- ğini yazmıştık. Belediye, Prost plânı, | mucibince bina meydana çıkıncıya kadar çarşının etrafını tamamile is- timlâk edecektir. Burada yapılan bir apartıman da kaldırılacaktır. Vali, Mısırçarşısı evkaf malı olduğu için geçenlerde şehrimize gelen evkaf umum müdürü B. Hüsameddin ile de görüşmüştür. Ancak çarşı içindeki dükkânlar eş- hasın tasarrufu altındadır, Belediye şatusların ellerinde bulunan ewlâk için 160 bin, evkaf dükkânları için de 100 bin lira verecektir. Bundan başka Misırçarşısının o Sultanhama- mi tarafındaki medhalinin civarında bulunan binaların da 198 bin Uraya istimlâk edileceği anlaşılmıştır. Belediye, istimlâk muamelesini bi- tirdikten sonra burasını esaslı suref- te tanzim edecektir. Bu suretl> gerek istimlâk, gerek tanzim için 700 bin liraya ihtiyaç vardır. Belediye, bura- ânki dükkânlarda firijider tertibatı yaptıracak, burada çabuk bozulacak yiyecek maddeleri perakende sure. tile satışa tahsis edecektir. Ancak Mısırçarşısının ilk tesisinde- ki tarihi vaziyetini muhafaza etmek üzere buradaki aktar dükkânları bir köşede muhafaza edilecektir, Burada satılacak perakende mad- deler, toptan flatten pek az kârla ve Belediyenin kontrolü altında satıla- caktır, Sokakta bir yaralı Kendisini kimin yaraladığını söylemek istemiyor Evvelki gece yarısı, Fatihte Çar- şamba caddesinden geçen zabıta me- murları yol üzerinde bir yaralının yatmakta olduğunu görmüşler ve ilk iş olarak kendisini derhal cankur- taranla Cerrahpaşa hastanesine kal- dırmışlardır, Yaralıya burada ilk tedavi yapıldık. tan sonra, zabıta memurları, kim olduğunu sormuşlar, Davutpaşada oturan Muharrem olduğunu öğren- mişlerdir. e Memurlar, Muharreme; kendisini kimin vurduğunu sormuş- Jar, Muharrem, bunu söylemek iste- memiştir. Bir bayli israra rağmen Muhar- rem; kendisini vürandan kendi inti- kam alacağını ileri sürerek ismini vermek istememiş, fakat nihayet bir aralık ağzından bir Şevket ismi ka- çırmıştır. Polis, şimdi bu Şevketi araş- tırmaktadır. Bakkal Vahanın suçu olmadığı anlaşıldı Pangaltıda Altınbakkalda bakkal dükkânı sahibi Vahanın evinden çâ- lınmış mal çıktığı yazılmıştı. Yapılan muhakeme neticesinde merkumun suçsuz olduğu anlaşılmıştır, SOHBET Edebiyat MÜKÂFAT. — Kendilerinden sonr& yaşıyacak bir eser obirakabilmekten ümidlerini kesmiş olmalarına rağmen gönüllerinde yine sanat aşkı yanan- lar için, güzel şeylerin verdiği emsal. 8iz zevki tadabilmek de kâfi bir mii- kâfat değil midir?... Fakat cömert ruhlu şairler böyle düşünmüyor; şiire, sanate sadece hayranlıkları ile hiz- met edenlerin adlarını da unutulmaktan kurtarmak istiyorlar. Yahya Kemal, her eseri gibi mü'sn- mel bir manzumesinin, (bu ayki Foto Magazin'de çıkan) «Düşünce» nin başına benim adımı yazmak lüt. funda bulunmuş, Bana edebiyat ha- yatımın en büyük mükâfatını verdi, en büyük gururunu tattırdı. . MUKABELE, — Meslekdaşlarından biri hakkında, ağır olmak iddiasında bulunan bir hücum yazısı neşreden bir muharrire sormuştu; — Niçin böyle şeyler yazıyorsunuz? Bunların hiç bir şey isbat etmediğini siz de bilirsiniz. Hakaretten ne çıkar? — Ona kendi silâhları ile mukabele ediyoruz; o da böyle hiç bir şey isbat etmiyen hakaretlerle konuşur. Onun düşüncesini şöyle hulâsa etmek kabil- dir: «Sövüyorum, o hâlde varım.» — Dediğiniz gibi olabilir. Fakat bu, o adam için bir meziyet değildir. Mezi. yet olmadığını bildiğiniz şeyi niçin tak- lid ediyorsunuz?... Ona kendi silâhla- rı ile mukabele etmek... Demek $iz onun silâhlarının bir işe yaradığını kaniğsiniz, Onlar sizi yara' Sövene sövmekle mukabis edince, onun sizin üzerinizdeki çok büyük te- ki, siz de esasen onun gibi düşünüyor. sunuz; hakaretin, sövgünün bir şey is bat etmiyeceğine gerçeklen kaniğ ol sanız, hakaretten ziyade fikirlerin tenkidine ehemmiyet verseniz onun hatırı için yolunuzu değiştirmezsiniz. Yoksa onun elinde çirkin, gülünç olan silâhların sizin elinize geçince asille. şeceğini mi sanıyorsunuz? Bu ne ka- dar gurur! «Söven basma kendi silâhları ile mukabele etmeyin: ona bak vermiş, onu yükseltmiş olursupuz, Onun sizin hakkınızda söylediklerinin küfürden, sövgüden ibaret olduğunu gösterin; onu silâhları ile beraber çürütmeğe çalışm; çürütebilirseniz... aKarşılaşıyorsunuz. Peki! hakemi. niz kim? Küfrün, hakaretin bir şey isbat ettiğini sanan kimseler mi? Ken- dinizi onlara beğendirmekten, onla. rın size hak vermesinden bir hicap duy- miyacak misınz? Susmak bundan ha- yırlı değil midir?» Bu sözlerin belki kendisine güldür. mekten başka bir tesiri olmıyacağım bilirdi; fakat onları, muhakkak bir te- siri olsun, gülünç bulunmasın diye de Zil, doğruluklarından emin olduğu için söylerdi. uI. HATIRALAR. — Şair Halit Fahri Ozansoy, bir zaman gündelik bir ga- zetede haftadan haftaya çıkan hatı. ralarmı Edebiyatçılar geçiyor adı ile bir kitap hâlinde çıkardı, Onları güzetede okumak ihtimali daha tatl olacaktı; çünkü insan kitapta, belki gazete mukalesinde aramıyacağı bir topluluk, bir lüzumluluk bekliyor. Ha. lit Fahri Ozansoy'un kitabında ise bu Nurullah ATAÇ (Devam 4 üncü sahifede) ... Paris şehrinin nüfusu İstanbul şehrinin nüfusundan beş misli fazla olduğu halde... ek silen | sai a <a İM nl «.. Günlük çöp miki mikdarından beş misli azmış!... ... Bu ne biçim hesap meselesidir, gel de çık içinden!... B. A. — Bu hesap meselesi değil bayım, tip meselesi!... Anlaşılıyor ki Parisliler vitaminin kıymetini biz- “den çok ivi idrak etmişler!...