Middlesex Wanderers takımı dün sabah geldi İstasyonda büyük bir kalabalık tarafından karşılanan İngiliz fatbolcuları dün Fener Misafir futbolcular kendilerini karşılıyanlar arasında Fenerbahçenin 31 inci yıldönü. m* se iştirak etmek üzere davet edi. le, İngilizlerin en kuvvetli teşekkül. lerinden olan Middlesex Wanderers takımı dün sabah saat sekizde sem- plon ekspresile şehrin gelmiştir. Istasyonu dolduran kalâbalık bir Sporcu kitlesi, misafirleri karşılamış ye kendilerine İstanbul beden terbi- e namına bölge şefi bay Halid iccarbaşıoığlu tarafından bir bu- ket verilmiştir. Trenden inen misafirler mihman- “ darlarile beraber Sirkeçi rıhtımın- dan hususi bir motörle doğruca Mo- daya gitmişler ve istirahatlerine tah- giz eğilmiş olan Deniz Klübünde s4 bah kahvaltısım yâparak istirahate gekilmişlerdir. Sant 11,30 da Fenerbahçe stadın An antrenmana giden misafir spor- #ular 4$ dakika süren bir çalışma yapmışlardır. İngiliz futbolcuları bu çalışmala. rında koşu, kültür fizik ve şüt ala- Pak idmanlarını ikmal etmişlerdir. Misafir sporcuların antrenmanda» ki vuruşları, şütleri ve İstopları çok göze batmışlır. Bilhassa taç almağa fazla ehemmiyet veren bu sporcular topları taç hattından kâle önüne ka- dar düşürmektedirler, Bu idmendaki kabiliyetleri İngiliz futbolünü temsil edecek surette ol- duğunu isbat etmiştir. Misafirler id- mandan sonra Modapalasa dönerek Öğle yemeğini yemişler ve mübteaki- ben de istirahate çekilmişlerdir. KAFİLE BAŞKANI NE DİYOR! Sporcular antrenman yaparken bu çalışmaları dikkatle takip eden kafilenin başkanı İngilterenin tanın- mış sporcularından kaptan ALWAY kendisine bu seyahat hakkmda in- tibalarını sonra spor muharririmize Şunları söylemişti — «F n 3iüinei yıldö- nümü dolayısile vukubulan daveti bizim de 50 inci seyahetimizi teside sebep oldu. Böyle iki mesud kutlamanın bir graya gelmesinden Yağlaşlle müte- Ünssie olduk. Bilhassa Balkanlarda lemizin iki ikinci reisi ve bir de tek- Hisyoni vardır. Ayrıca iki de güzete- G arkadaş bizimle birlikte seyahat Amektedir. Takımımızda merkez muavin, sağ Muavin dikkatle takip edilecek ele Manlardandır. Merkez muavin, İs Koçya, İrlanda ve Gale kaşı yapılan Maçlara girerek beynelmilel şöhret temin etmiştir. Muhacim hattımız da fena değildir. Bilhassa sağ açık ve Göl iç çok kuvvetli birer futboleüdür. Arkadaşlarımın güsel bir futbol oy- nayarak “Türk sporcularını mem- nun edeceklerini tahmin etmekte - yim» Misafir sporcular bugünü İstira- hatle geçireceklerdir. İngiliz futboleülerinin ikinci ve üçüncü maçlarını Ankarada yapma. ları tekarrür etmiştir. Kafile cuma akşamı Ankaraya hareket edecektir, Yarınki Fenerbahçe (Middleser Wanderers maçını İstanbul futbol ajam Kemal Halim idare edecek, yan hakemlikderini de Şazi Tezcan ve Adnan akın yapacaklardır. Acı bir kayıp Güneşli Reşad dün vefat etti Güneş klübü- nün kıymetli sol & müdafi İzmir i Reşadın bir kan zehirlenme sinden kurtula. mıyarak bir ay- danberi (tedavi edilmekte oldu- ğu Guraba has- tanesinde dün, vefat ettiğini te- essürle haber al- dık. Reşad, kendisini (merkese sev. dirmiş, mütevazı bir sporcu, kıymetli bir futbolcu idi, Reşadın yüksek tica- ret ve iktisad fakültesindeki tahsili. ni ikmal etmek üzere iken âni ölü- mü bütün sporcuları müteessir et- miştir. Reşadı çok genç yaşında kaybet- miş olmaktan duyduğumuz teessürü bildirirken kederdide wilesine ve Sporcu arkadaşlarına taziyetlerimizi sunarız. Galatasaray Sofyaya davet edildi Son zamanlarda kazandığı gale- | belerle en kuvvetli futbol takımına | malik olduğunu isbai eden Galata saray Klübü iki maç yapmak üzere Sofyayr davet edilmiştir. | Mmi küme maçları dolayısile bu “daveti kabul edemiyen Galatasaray- ' lar verdikleri cevapta ancak mit küme maçlarının bitamında Sofyaya gelebileceklerini bildirmişlerdir. bu seyahate geniş bir sporcu kadro- sile iştirak edecek ve Sofyadan sön- ra Belgrad ve Peşteye gidecektir. KÜÇÜK İLÂN okuyucularımız srasında EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır, Alım satım, kira işlerin. de iş ve İşçi bulmak için istifade edinizi Rumen Hariciye Nazırı bugün istanbula geliyor (Baş tarafı 1 inci sahifede) trenle Ankaraya hareket edecek, Hay- darpaşa istasyonunda merasimle teş- yi edilecektir. Dost ve müttefik memleket Hari- ciye Nazırı Ankarada üç gün kalarak ciye Nazırı B. Gafenco bu akşam saat 22,30 da Bükreşten ayrılmıştır. Arikarayı resmen ziyeret etmek Üzere giden B. Gafencoya Hariciye Nezareti siyasi şube reisi ile hususi kalem müdürü, Rador ajansı direk. törü, matbuat umum müdürü ve dir çok gazeteciler refükat etmektedir Hariciye Nazırını istasyonda “Tür- kiye, Yunanistan ve Yugoslavya mü- messilleri, Hariciye Nezareti erkân aelâmlamıştır. ni Nazır Köstenceden vapuriz İstanbula yarın öğle üzeri varacak ve akşam trenle Ankaraya hareket edecektir B. Gafenco'nun beyanatı Bükreş 9 (A.A.) — Anikara ve Ati- naya hareket etmeden biraz evvel Ayan ve mebusan meclislerinde beya- natta bulunan Hariciye Nazırı B. Ga- fenco, demiştir ki — Milletimizin İududlarını ve İs. tiklâlini icab ederse silâhia dahi mü- dafaaya karar verdik. Memleketimize karşı yapılacak ilk teşebbüste çarpı şacağız. Kendimizi müdafaa etmek mecburiyetinde kaldığımız zaman hi- 26 her hususta yardım öğeceklerine İngiltere ile Fransa gibi iki büyük devlet söz vermişlerdir; Samimi sem. patiler ve şerefli hatıralarla bağlı bu- Tunduğumuz 'bu iki memleketin bir Gostiük eseri olan bu sözlerinden do- layı kendilerine çok minnettarız. Nazır, Potemikin'in Bükreş'i ziyare. ti esnasında da anlaşıldığı veçhile Romanya ile Sovyetler Birliği arasın- daki münasebetlerin iyi olduğunu söylemiş ve Balkan milletlerinin sulh- cuyane menfaatlerinin müda'nasına hizmet edecek olan Balkan antantın. | dan sitayişkâr bir tisanla bahsetmiş. tir. B. Gafenco, netice olarak Almanya ile &kdedilen iktisadi anlaşmaların ehemmiyetinden bahsetmiş ve bu 2n- laşmaların iki memleketin sulhcuyane maksadlarını tebarüz ettirdiğini kay- dettikten sonra Fransa ve İngiltere De &kdedilen iktisadi anlaşmalarında istikbalde daha geniş mikyasta inki. şaf edebileceğini ilâve eylemiştir. Leh gazeteleri Rumen siya- setini takdir ediyor Varşova 9 (AA) — Parlâmento. nun açılışı dolayısile Kral Carol tara» fından söylenen nutuk münasebetile matbuat, dost ve müttefik Romanva- nın takib ettiği müstakbel ve şerefli siyaseti tebarüz ettirmketedir. Bu hususta Kurjer Poranny, şöyle yazıyor: «Romanyanın her tarafında mü- sellâh kuvvetlere verilen ehemmiyet, müstakil ve şerefli bir siyaset takibi hususunda gösterilen arzu, göze carp- maktadır, Bu hal, şimdiki beynelmilel vaziyet karşısında Poloriya ile Ro. manyanın düşüncelerinin ve tarm ha- reketlerinin birbirine ne kadar ben- yediğini göstermektedir. Romanyanın faal ve semeredar bir | devre içinde “bulunduğu sarahaten görülmektedir. Romanyanmn ösi! siyasetinde tam bir istikrar mevcut- | tur» Zingal şirketinde mümessil | işçi seçimi yapıldı Ayancık (Akşam) — İş kanununun; tatbikatı cümlesinden olarak Zingal şirketi mümessil işçiler seçimi 4170 işçinin iştirakile yapılmıştır. Tasnif neticesi fazla rey alan 12 mümessil işçiden Köknar hızarı şef muavini bay Ömer Atay, atelye şet muavini bay Ali Dağlı, lokomobiller başmakinizsti bay Akif Soyguk, vezne- dar bay Ali Sülün asi mümessil işçi dliarak seçilmişler ve diğer 8 arkadaş. İ nüyordu. MEŞRUTİYETTE SARAY ve BAB Yazan: SÜLEYMAN BÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı nah tuzi 'Tefrika No, 48 vi İtalyanın Trablus üzerindeki emellei- ve teşebbüsleri Affa uğryanlar arasında İsa Bula- tinden başka Süleyman Batuşa, He- san Plğve gibi rürsa dahi varı. Bundan sonra yalnız bu gibiler de- ği, hemen bütün Arnavudlar bir kat daha şımardılar! Tarih gafleti affetmez! Kanunu esasinin ilânı üzerine İl tihad ve Terakki merkezi bükümet mekanizmasının ruhu oluvermişti. Hakikatte Osmanlı imparatorluğu parlfimento rejiminin ancak zevehi- rini tecrübe ediyordu. İmparatorluğun hükümeti asıl İttihad ve Terakki ce- miyeti elinde bulunuyordu. Memleketin hemen her tarafı ecne- bilerin kurdukları menfaat şebekesi içine alınmış, parça, parça yerlere hırs ve “ümid jile ipotekler konulmuş gibi idi! Abdülhamid devrinde bu hırs ve ümidlerin, zıddiyet ve rekabetlerin şiddeti âdeta bir muvazene tesis etmiş- ti! O da siyasetini bu rekabet ve muva- zene üzerine kurmuştu. Bu siyasetin çürüklüğü dahilde halk. tan gizlense bile harici nazarlar tara» fından pek iyi farkediliyordu. Hergün çöküntüye intizar ediliyor- du. Meşrutiyet idaresini inde eden genç Türklerin buna meydan verme- mek üzere hamiyetle, fakat tecrübe. siziikle sarfetmekte oldukları gayret ve Tanliyetler bekledikleri semereyi vermiyordu. Hükümet nereye daha evvel yetişeceğini, hangi gaileyi daha evvel yalıştırmakla uğraşacağını bile- miyordu. Meşrutiyetin ilk günlerinde, fön Türkler efkârı umumiyede lehlerine hasıl olan cereyanın tesiri altında ks- Jan itilâf devletlerinin hüsnü nazarın- dan uzak değillerdi. Fakat 31 Mart hâdisesi işin şeklini değiştirmişti. Alman muhibbi sayılan Mahmud Şevket paşa bir diktatör gi- bi iş başındn görününce Almanlar eski dostları olan Abdülhamidi çarça- buk unutuvermiş, jön Türkleri alkışla. mağa başlamışlardı. Hele Alman elçisi baron Marşalın şahsen dostu olan Hakkı paşanın sn- darete gelişi Almanlara İstanbulda n$- ki mevkilerini kazandırmış gibi görü- Alman ve Avusturyalılar kendi ta- birlerince «Boğeziçinde müsalemete | hâdim bir müstahkem mevki, işgal ey- lemek zamanı yaklaştığına hükmetli- yorlardı. Fakat bu müstahkem mevki Osmanlı devleti için hiç de müsaleme- te hâdim olamadı! Jön Türkler «gülsuyu ile yıkanmış» inkılâplarına birkaç damla kan karış- dıktan -31 Marttan- sonra dahi sosyal ve ilmi şartları pek değiştirmiyerek es- ki Osmanlı devletine yenibir şekil vermek istiyorlardı. Bu da dahilde badi olduğu sarsın. tılardan başka hariçte de menfaatle- rinin muhtel olmasından korkan xen iyi dostlarla» bile bozuşmağı intaç eden gerginlikler peyda ediyordu. Fırsat gözeten düşmanlar da bu du- rumdan istifade ettiler, Trablusgarp hâdisesi Osmanlı devleti aleyhine bir Balkan ittifakını ve muharebesini do- ğurdu; Balkan muharebesi de umumi harbin kıvılcımlarmı hazırladı, Yüz senedenberi islâm Âlemi Akde. niz havzasında elindeki yerlerin birer, birer büyük turistiyan devletlerin isti. | 1âsı altında kaldığını, ya himayesine yahud işgaline geçtiğini görtiyordu. Bu İş Cezayirden başlamıştı. | Cezayirilter Fransız istilâsına mu- kavemet ederken İtalya Fransanın bu gailesinden ve garp ocaklarından Os. manı devleti elinde kalan Tunus ile 'Trablusgarbın metrük, bakımsız, in- tizamsız halinden İstifade ile Tunusu zaptetmek emeline düşmüştü. Fran- sa Başvekili Mösyö Ttlers bunu öğ- renince Osmanlı devletine karşı bir hayırhahlık tavrı takmarak Babrâliyi haberdar etmiş, bunun üzerine Babıli- ce İtalya hükümetine Osmanlı do- nanmasının - Fransış donanmasile bir- leşerek- Tunus yolunu İtalyanjara sed ları da yedek mümessil işçi olarak | edebileceği anlatılmış, bu suretle İtalya. kalmışlardır, nın Tunüsta bir emri vaki yapmasının . önüne geçilebilmişti. (1) Fakat sa bu hareketile Osmanlı devleti gil, kendisine hizmet etmişti. A disine asklamak istiyordu. 1881.de Tunusun üstüne İngiltere Kıbrıs adasına kanmifi Mısırı da işgal eylemişti. #ransa en yakın komşusu ipa. kırıntılarla doyurarak Fasta ea ME“ lokmayı yutmak için kama yordu. Bir zamanlar Akdenizin bu ee sahillerinde tamamen hâkim bulu”, Osmanlı devletinin şimdi el bo ye bir Trablusgarp ve Bingazi kali i Fransa 188 de Tunusa el koydül blusgarp İtalya namik” etini arttırm ya ötedenberi Tunusu sapi i. ırunda id M Berlin kongresini müteakip 5 Bismark İtalya ile Fransanın yi ciddi ve şiddetli bir surette açmak. iki hükümete de Tunusu zapt# olurlarsa Almanyanm bu emri derhal tasdik edeceğini, diğer Av, hükümetlerinin de buna itiraz elf, , yeceklerini ayrı, ayrı ima etmişiğ. Italyayı Alman kucağına atı mecbur etmek için 1879 kânun! sinde Fransanın Berlin elçisine — Öyle sanıyorum ki, Tunus al du olgun bir hale gelmiştir; sizin de bumu koparmak zamanıdır! Demişti. (2) Fransızlar İtalyanlardan çabuk ranıp Tunnsa el attılar, Bu hal yada büyük teessür uyandırdı İlalyayı Alman İttifskına celbe) mek emelini takip eden Bismark vr dan sonra İtalyaya (Tunus işinden ğa layı İtalyaya müessir bir yardımd? lunmağa hal ve zamanın müsajd madığını, fakat Almanya evle! ihlâsı hasebile İtalyanın Afrikada sair taraflardan istediği münasip gen, leri zapt ile fevt olanı telâfi etme teshil eyliyeceğini) wadeylemişti. . Bu tarihten itibaren İtalyanlar #ğ El lerini Trabluşgarbe diktiler. Osmanlı hükümeti Trablusgarbe€ i dethindenberi ana vatanın bir par nazurile bakmamıştı. Trablusgarp eskiden Cezayir ile gir nusun üçüncüsü olmak üzere g#” ocaklarından biri idi. Çok zaman yn yıların hâkimiyeti altnda o kakmısini Vilâyet teşkilâtına tâbi tutulduk! sonra da Yemenden farklı bir idef ye mazhar olamamıştı. Osmanlı öf nanması Rus mul besinden Haliçte çürümeğe mahküm bıra dıktan, bir tarafında Misir İngüter”ei nin, diğer tarafında Tunus Fran: in — yi şmüştü. Abdülhamid idaresi Trablu: ve Bingaziyi ancak vali ve kuman gibi büyük memurlar tayini iktiza £fğh tiği yahud menfiler sevkedeceği man hatırlıyordu! Gönderilen memurlar buraya vifi müstemlekeden başka nazarla bakın” yorlardı Bingazi müstakil sancağı dahili bulunmuş bir naible görüşmüştü” Oraların ahvalinden vaki olan üzerine bana izahat verirken çevrili dolaplarla kazanılan paraları mışta! — Böyle idare nasi olabilir! Diye hayret izhar etmekliğim 6” rine de: — Orası müstemleke efendim! Cevabını vermişti. Orası müstemleke! Orada halka cebir ve zulüm sal lirdi! Orada halk aldetilabilir ve sesi çıkaramazdı! Trablusgarp ve Bing halkı o senelerde Yemen gibi dere kıyamlarla işgal etmiyordu. Yalnıs Sunusi şeyhleri Osmanlı ge let memurlarının sulistimallerinde fena idarelerinden kendi nüfuz ve ros retlerini arttırmak hususunda #stif de ediyorlardı! (Arkası vaf) (1) Marcel Frosncau; L'Oriemt, y (2) Raymond Polncarâ: Les originei la güdrre,