© — MİMİ gelirin AKŞAM > Mülk Müdafaa ve Ziraat (Baş tarafı 1 inci sahifede) Jada çifçi ile beraber çifçinin yanın- da ve onun baş öğreticisi olarak ça- Yaşmak mecburiyetindedir. Halbuki bügünkü firat teşkilâtımız nihayet bir havale makamı olmaktan ileri ge çememektedir. Çifçinin makineleşti- rilmesini temin için traktör ve emsali siraat Aletlerinin memlekete girme hattâ prim vermek muvafık olur. Çif- çilerin kullanacakları zira! âletlerin tiplerinin Ziraat Vekâletince tesbit edilmesi de yerinde bir hareket ola- caktır. Bu sene, Aydın ve havalisinde pa- 'muk tohumu buhranı karşısında kal- dık. Vaktile üç dört kuruşa alınan pa- muk çekirdeği 10 - 12 kuruşa kadar çıktı. Bir de, Aydının Erbeyli köyün- de kurulan incir fidanlığı veyâ ens- titüsünün takip ettiği çalışma siste mi hakkında endişeler izhar edili- yor. Sayın Vekil bu hususlar hakkın- da da bizi tenvir ederler mi? Ziraate ayrılan para Niğde mebusu B. Cavid Oral; yüzda yetmişini topraktan alan bu memleketin umumi bütçesi — içinde ziraate ayrılan 7,300,000 ra biraz kısık, biraz fakir de gil midir? Ziraat bütçesinin içinde öyle © vazifeler vardırki, onların her biri için 7 milyon lira sarfetmek Iâzım gelir. Cavid Oral, hükümetin gelecek s€- me Ziraat Vekâletine daha çok tah- sisat vermek imkânını bulmasını te- menni ettikten sonra sözlerine şöyle © devam etti: — Açık söylemek lâzım gelirse yıl Jardanberi takip edilen zirai politika- mızda ziraat hayatımızın esası olan istikrarı bulmak imkânı yoktur. (Doğ ru sesleri) Ziraat politikamızda dai- mâ şahsi politika tatbiki yoluna gi- dilmiş ve Vekiller değiştikce ziraat po Mitikamız da değişmiştir. (Güzel ses- leri). Ziraat Vekâletimiz, diyebiliriz ki di- ğer Vekâletler gibi proğram ve inti- | zamla çalışmağa muvaffak olamamış», | tır. Türkiyede ziraat meselesi mevzuu olduğu vakit köylünün seviyesinin yükseltilmesi, (teşkilâtlandırılması, E köylü emelinin değerlendirilmesi ha- tıra gelir, Ecnebi profesörler Cavid Oral, bu üç nokta üzerinde etraflı izahat verdikten sonra ecnebi profesörler meselesine temas ederek dedi ki: — Ecnebi profesörler senelerden beri memleketimizde © oturuyorlar. Bunların yerlerini Türk elemanlar ne zaman dolduracaklar, Sonra; Ziraat Vekâleti küçük çifçiler için istihsal ? kooperatifleri teşkil ederek bunları © siraat den çıkan talebe- © lerle takviye etse bütün memleket “hesabına bir fayda temin edilemez mi? Ziraat odalarına gelince: Bu oda- Jarher vilâyette şu veyâ bu teşekkü- gi lün himayesi altına girmiş ve onların “yardımı ile geçinir vaziyette bulunu- yorlar. Vilâyet ziraat müdürlükleri de birer kırtasiye bürosu olmaktan kur- tarılmalıdırlar. Memleketin hiç bir tarafında çifçinin kredi ihtiyacı tam manâsile temin edilemiyor. Müraba- bacılar halâ fanliyettedirler. Ziraat bankası bir çifçi bankası olmaktan giyade bir tüccar bankasıdır. Ziraat Vekiline sualler Cavid Oral, ziraatimizi ve zürra- mizi alâkadar eden diğer bazı mese Jelerç daha temaş ettikten sonra Zi- raat Vekiline şu sualleri tevcik atti © Ç — Haraların vaziyeti nedir? Mem- lekete haricten at girmekten ne za- man kurtulacağız? Orman koruyucu- ları ne vakit yetiştirilecektir? Sütcü- Yük müesseseleri kurulması tasavvur 5 ediliyor mu? Merinos koyunu yetiş- tirmek, iiçin ai 200 ura vk. Memleketimizde çok tahribat yapan doluya karşı bir sigorta ihdası düşü- nülüyor mu? Suni gübre işi Sami Erkmen (Tunceli) : — Ziraat Vekâleti bütçesine bak- tam, Suni gübre için bir rakama rast- Jamadım. Hariçten gelen suni gübre- ler de hiç bir kontrole tabi tutulmu- yor. Sonra, arkadaşlar bir rencber tarla sürer, eker ve nihayet mahsul alır, Fakat aldığı mahsul bire üç, dört beştir. Çünkü bu memlekette ziraat- ciler zaraai değil toprağın mirascılı- ğını yapıyorlar, Sami Erken, sulama, mücadele ve tohum işlerinden bahsederek dedi ki; — Menemen arpaları dünyada en pahah satılan arpalardır, Buradaki ar- pa tohumlarının bozulduğunu işittim. Eğer doğru ise bu tohumların wlahı lâzımdır. Sonra, Şayanı iftihar bir ziraat enstiltümüz vardır. Fakat bu enstitü bugünkü halile daha çok filmi tabii enstitüsüne benziyor. Enstitüde günde sekiz saat ders verilmektedir. Günde sekiz saat ders okuyan bir tas lebe nasıl hazırlanır, nasıl öğrenir, Ben buna bir türlü akıl erdiremiyo- TUM, Giresunun vaziyeti Giresun mebusu Fikret, bilhassa Giresun ziraatinden bahsetti, Giresun- nun tek çeşidli ziraat yapan bir mın- i taka olduğunu söyliyerek dedi ki: | — Eğer, fındık, bir gün satılamıya- cak bir mevkie düşerse 150,000 kişilik bir mıntaka çok feci bir vaziyette kalır, Buna karşı şimdiden tedbir al- mak icab eder, Ziraat Vekâleti ta- | rafından Giresunda bir fındık fidan- lığı yapıldı. Fakat bunun arasında portakal bahçeleri yetiştirildi. Fındık yetiştirilen bir mıntakada portakal gibi lüks bir madde yetiştirmeğe bil- mem ki lüzum var mıdır? Balıkesir mebusu Yahya Sezai, Vi- Jâyet ziraat müdürlükleri kadroları- nın darlığından bahsederek genişle- tilmesini temenni etti, Çilçinin top- Taklandırılması ve diğer bazı me- selelere temas etti, Urfa mebusu general Ahmed Yaz- gan zirai asayiş kanununun biran et- vel Meclise verilmesini temenni etti. 15 dikika sonra toplanmak üzere celseye nihayet verildi, ikinci celse İkinci celse açılınca Antalya mebusu İRasih Kaplan söz aldı. İki sene evvel Köylerde yapılan eğitim teşkilâtndan elde edilen güzel neticelerden bahsede- rek deği ki: — Ziraat Vekâleti bugünkü teşki- lâlımı her halde değiştirmelidir. İmpa- ratorluk devrinde vücüde getirilen bu- günkü teşkilât henüz köye gidememiş- tir, Cümhuriyet devrinde eğitmen, kö- ye giden ilk ziraat adamı olmuştur. Rasih Kaplan sözlerinin sonuna doğru; mütehassıslar larafından veri- len raporlara temas etti ve dedi ki; — Bu rapor işi memlekette bir dert- tir. Mütehassıslar rapor hazırlarlar Vekâlete verirler. Fakat bütçe müsait olmadığından bunların tatbikine ge gilmez. Rasih Kaplan, ziraat enstitüsünde hocalık vazifesi alan ecnebilerin mü- dürlük vesaire gibi işlerde kullanıl masını tehlikeli bulduğunu söyle- di ve bu vazifeye bir nihayet verilme- sini istiyerek sözlerini bitirdi. Ziraat Vekilinin beyanat Bundan sonra bir iki mebüs daha söz aldılar. Ziraat Veklii kürsüye ge- lerek hatiplere cesvap verdi. Zraat Vekili, zirat vaziyet hakkın- da umumi mahiyette izahat vererek bu sene ekilişin fazla olduğunu söy- ledi ve bu husustaki sözlerini şöyle bitirdi: — Bilhassa sonbahar ekin nisbeti- nin fazlalığını, hava vaziyetinin bazı mıntakalarda müsâit geçmiş olduğu- hu hesaba katarak diyebilirim ki; Or. ta Anadoluda yer yer sıkıntı olsa bile umumi istihsal bakımından - eğer hava ifratı ve tefriti ile bir oyun bo- zanlık etmezse - hiçbir endişeye ma- hal yoktur, 5 > die ii istihsalâtın art- nülald İĞ ye ri en Jünü mütakip . . bütçeleride kabul edildi tığına rakamlar ve mesailer zikrede- rek; .— Nüfusumuzun artmasına Tağ- men- dedi - bugün 170 milyon kilo buğday ihraç edebilecek vaziyette- yiz. Halbuki bundan evvel bu mik- darı ithal ediyorduk. (Bravo sesleri). Ziraat Vekili pamuk ve pirinç zi- rantimizdeki inkişafı da anlattıktan sonra bir hatibin «Ziraat Vekâleti ameli sahaya girmemiştir; mütalâa- sına cevap vererek, bunun telâkkıye göre değişeceğini, (ameli saha) dan neyi kasdettiklerini bilmediğini söy- Myerek, nebat ve hayvan hastalıkları ile mücadele, hayvan ıslahı için alı- nan tedbirleri, fidanlık, tohum ıslahi meseleleri ile pamuk meselesini say- mış ve bunların ameli faaliyetler ol- duğunu beyanla mütehassıs yetiştir- me İşine verilen ehemmiyeti tebarüz ettirmiştir. B. Muhlis Erkmen mütehassıslar meselesi üzerine bilhassa durarak be- yanatına şöyle devam etmiştir. — Türk profesörler yetişmiyor mu, dediler. Bugün enstitüdeki ecnebi pro- fesörlerin adedi 12 dir ve bir kaç tane ustabaşı vardır. Buna maukabil evvel- ce tesisinde hiç bir türk profesör yok- ken bugün adedi dokuzdur. Birinci sınıf doçent 6, ikinci sınıf doçent 15, şefler 15, asistanlar 29 kşiye mukabil 86 kişilik bir türk tedris heyeti bu- rada çalışmaktadır. Bu arkadaşlarım burada huzurunuzda büyük bir ifti- barla kaydedebilirim ki, giden hoca- ların yerlerini tutacak kadar çalış- mışlar ve çalışmaktadırlar. (Bravo sesleri) Ziraat Vekili, süt işine temas ede- | rek, köylünün elinde süt vermiyen hayvandan enstitüde bol miktarda süt alındığını söyliyerek bunun bakım meselesi Srağpmu tebarüz et- Veki- linin beyanatın- dansonra bazı mebuslar 8öz & larak kendisine sualler sordular, bir çekirge âfeti ! olduğunu duy- duk, Cenup ve Cenubu Şarki vilâyetlerimizde - de çekirge var mıdır ve uçma zama- nına kadar bunların imhası imkânla rı mevcut mudur? Ziraat Vekili cevap vererek; — Amasyadaki çekirgeler gayri mezru arazidedirler. Biz bunu haber alır almaz uçmazdan evvel imhaları için tedbir aldık. Alınan tedbirlerin neticeleri henüz Vekâletimize bildi- rilmedi. Maamafih, çekirge istilâsının büyük bir sahada olduğunu zannet- miyorum. Sami Erkmen (Tünçeli). , Mesleki derslere daha ziyade ei edilecek midir? Ziraat Vekili; — Derhal arzedeyim ki, mesleki ders- ler başlamıştır, Fakat bu, proğramın müsaadesi nisbetinde ve icab ettiği kadar ders veremiyoruz. Çünkü inkı- JAb dersleri, lisan dersleri Askerlik dersleri zamanı çok fazla işgal etmek- tedir. 8 saat ders görmek talebeyi çok yoruyor. Bunu biraz daha indirmek yoluna gideceğiz. Sami Erkmen (Tunçeli) : — Sekiz saat ders okunan bir mek- dakikadır. (Alkışlar). Bundan sonra bütçenin maddeleri müzakere edildi ve aynen kabul olun- du, Milli Müdafaa bütçesi Müteakiben Milli Müdafaa Vekâleti bütçesinin müzakeresine geçildi. Büt- çenin heyeti umumiyesi üzerinde hiç bir hatip söz almadı. Bütçenin kabu- e 30 Mayıs 1939 Demirkapıdaki yaralama vakası nasıl oldu? Mehmed Ali nişanlısının elden gittiğini anlayınca tabancasını çekmiş Mehmed Ali adında bir işçinin €v- velki gece saat dokuz sıralarında Sir- | kecide Demirkapıda uzun zamandan. | beri sevmekte olduğu Elif adındaki kızı tabanca ile sol bacağından ve sol kolundan yaraladığını yazmıştık. Maznun Mehmed Ali dün adliyeye teslim edilmiş, müddelumumilikte verdiği ifadede hadiseyi şöyle anlat. mıştır: — Elifle üç senedenberi sevişiyor. duk. Geceleri Demirkapıda arsada bu- luşur, geç Yükitlere kadar konuşur- duk, Evlenmeğe karar verdik ve ba- basından istedim. Elifin babası da be- nim gibi Arapkirli olduğu için isteği- mi kabul etti ve kızını bana vermeğe razı oldu. Elifin akrabasından Ali adın. da birle arkadaşlığımız iyi idi. Ben Elifle aramızdaki aşk macerasını Ali. ye anlatırdım. Elifle benim evlenmem kararlaştırıldıktan sonra amcası Hü- seyinle diğer akrabası Elifin babasını kandırarak kızını Aliye vermeğe Yazı etmişler, Bunun üzerine babası Elifi bana vermiyeceğini bildirdi. Bulgar edibleri Vaka gecesi Demirkapıda dolaşırken her zaman beraber konuştuğumuz ar- sada Elifle Alinin konuştuklarını gör- düm. Oradaki kamyonun arkasına saklandım, dinledim. Elif, Aliye; «Se- ni seviyorum, Mehmed Aliyi sevmiyo- rum» diyordu. Bundan fena halde hiddetlendim ve derhal Cağaloğlun- daki odama girip tabancamı aldım. Tekrar arsaya geldiğim zaman Ali be- ni görünce kaçlı. Elifin yanına sokü- larak eski maceramızı hatırlattım ve gene benimle evlenmesini söyledim. Üç sene beni seven Elif bu defa bid- detle reddetti. Artık kendimi kaybet- | üm ve tabancamı çekip üzerine ateş ettim. Bu sirada Ali de elinde taban- Ca ile geldi ve bana ateş etmeğe baş- Jadı. Alinin bana attığı kurşunlardan biri Elife isabet etti. Ben de kendimi kurtarmak için tabanca atmağa de vam ederek kaçıp Eminönü polis mer kezine teslim oldum. Mehmed Ali ikinci sorgu hâkimliği tarafından istlevab edilmiş ve hakkın, da tevkif kararı verilerek tevkifhane- ye gönderilmiştir. Dün şehrimize| bir kafile geldi kafile e geliyor Pantkot yortusu münasebetile seya- hate çıkan tanınmış Bulgar edib ve muharrirlerinden bir kafile dünkü ekspresle Sofyadan şehrimize gelmiş- tir. Bunlardan Trifon Kunev, şair ve ayni zamanda gazete muharviridir. Siyasi simalardan olup eski mebus- tur, Birkaç çiir kitabı yazmıştır. Lirik edebiyatçılardandır. Georgi Konstantinov, edebiyat mü- nekkidi, Bulgar müallimler birliği olan <Provsveta' - Maarif» mecmün- sının müharriridir. Angel Karsliyçev, harpten sonraki en büyük Bulgar muhârrirlerinden olup 16 kitab müellifidir, Bunların ya- nsından fazlası çocuk hikâyelerine alddir. Bulgar «Pen - Klub» ün kâ- tibi umumisidir. «Koperativna Pros- veta> metmuasının başmuharriridir. Bu mecmua, Bulgar Populârna ban- kaları birliği organıdır, B, Karaliyçev« in kitapları, hikâyeleri İngilizce, fransızca, sırpça, rumence, yunünca Misanlarına çevrilmiştir. Yeni İnhisarlar Vekilinin memurlara tamimi Gümrü ve İnhisirlar Vekili B. Raif Karadeniz dün Gümrük ve İnhisarlar idarelerine yaptığı bir tamimde Ve- kâlete teyini münasebetile mehurla- ra müvaffakıyet temenni etmiştir, Otomobil küçük bir çocuğa ; çarptı Şoför Hüsnünün idaresindeki oto- mobil Sürpagop Kastanesi önünde yedi yaşlarında Meri isminde bir kıza çarparak muhtelif yerlerinden yara Jamış, kızcağız polis tarafından has- taneye kaldırılmıştır, Merdivenden düşen ihtiyar Çemberlitaşda bir handa oturan altmış yaşlarında Manon isminde biri, merdivenden inerken muvazenesini temin edemiyerek düşmüş, muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yaralan- dığından Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştı, Kahve şirketinde tedkikler devam ediyor Ankaradan şehrimize gelen İktisat ve Ticaret vekâletleri müfettişleri muhtelif müesseselerde ve bu arada kahve şirketinde tedkiklerine devam ediyorlar. Söylendiğine göre kahve şirketine yeni bir şekil verilecektir. 29/5/9179 Esham ve Tahvilât Sıvas - Erzurum I 1960 PARKA ve ÇEKLER (Kapanış flatleri) Londra 1 Sterlin s0 New-York o 100 Dolar 106.045 Paris 100 Frank 33350 Müâno 100 Liret 666 Cenevre 100 İsviçre Pr. 285715 Amsterdam 160 Florin 08.03 Berlin 100 Raylışmark © 50815 Brüksel 100 Belga 215625 Atina 100 Drahmi 10825 Botya 100 Leva 156 Madrid 190 Pezeta 14035 Varşova 100 Zioti 20445 Budspejte © © 100 Pengo 240429 Bükreş 100 Ley 0.9050 Belgrad 100 Dinar 28925 Yokohama (100 Yan 24462 #tokholm 109 İsveş Er. 303415 Moskova 100 Ruble 239025 Mısırçarşısının plânı hazırlanıyor Yardımcı bir hâl olarak kullanıl mak üzere Mısırçarşısının istimlâki- ne karar verildiğini yazmıştık İstim- lâkten sonra binanın hâle çevrilmesi için bir plân hazırlanmasına» başlan- mıştır, Bina vergisi taksitleri Bina vergisinin bu seneki taksit zamanları Dahiliye Vekâleti tarafın- dan tesbit edilmiş ve keyfiyet vilâyet- lere bildirilmiştir. Bu tebligata göre bina vergileri temmuz, eylül, teşrini. sani, kânunusani aylarında olmak Üzere dört taksitte alınacaktır. İSTANBUL HALK TİYATROSU Kadıköy Kuşdili tiyatrosunda ŞEN MÜLÂZIM Vodvii 3 perde, Macar varyetesi. Büyük ilizyon tecrübeleri Şehzadebaşı (TURAN) Oo Tiyatrosunda Bu gece: Heryer 20, pa- radi 10, localar 100. DÜN - BUGÜN - YARIN Yeni büyük eser, okuyu- cu Aysel, TEŞEKKÜR ” , , Şehidlikleri imar cemiyetinden: İş ban- Kası, Sümrebank, Merkez bankası, Deniz Harp Akademisi, yüksek ziraat enstitü— sÜ, Maltepe piyade endaht mektebi, 8ı- vas lisesi, Ayıntap lisesi, Malatya bez fab- rikası umum müdürlüğü, Çatalca, Aydın, Bandırma, Eruh, Bilecik ve Devrek bele- Giyeleri, Aydın Halkevi, bay Salühaddin Rifat ve Mehmed kardeşler, Zon- guldak'ta bay Mehmed Çelik'el, öemiyeti- mize nakdi teberrülarda bulunmak sure- tile hayırlı bir maksada karşı yüksek alâ- kalarını — göstermişlerdir. & Cemiyetimiz; kendilerine alenen teşokkür edeğ, ile Erzurum mebusu Şükrü Koçak Meclisin selâm ve saygılarının ordu- ya bildirilmesi hakkındaki takrirleri reye kondu ve alkışlarla kabul edildi. Bundan sonra varidat bütçesi mü- zakere ve kabul edilerek içlimaa ni dn verildi. yarın (bugün) 14 Akba müesseseleri