POLİTİKA Yam ediyor, İngiltere ile Fransa arasındaki ae hisseden bükümetlerin kte taahhüt etmek suretile çok İtalya da Silika Sal a ki SR, ya meclis dün Vali ve Beledi- Reisi Dr. Lütfi Kırdarın relsliği al- Ya nıştır. Bazı havaleler iç, klan sonra İstanbulun imarı t Yapılacak beş milyon iralık is- | ire sarfedileceği yerler hakkın- Ü mü bütçe ve nafia encümenlerinin işterek mazbataları okundu. Bele- i Ye Telslik makamı, bu beş milyon Mn üç milyon lirasile şehir yol ye İstimlâk için mütedavil sernia- tesisi, bir milyon lirasile Avrupa- dan getirilecek otobüslerle garaj in- teş Yüz bin lirasile süt fabrikası sine, üç yüz bin lirasile Mısırçar- #isinin Yardımcı bir hâl şekline if- ii Yüz bin lirasile tanzifat ame- Ta , motörlü vesait içini ga- de vE Ahır inşası, beş yüz bin lira ile ir fabrikası yapılmasını tek- *diyordu. ri Ümenler, bu tekliflerden beşini men kabul etmiş, fakat yapılacak İstikrazını müsmir işlere tahsisi hak- Kındaki karara göre bunlardan tan- Zitat amelesine kovuş vesaire İnşası #ad, edilen yüz bin lirayı mak- © Uygun görmediğinden teklifi #derek bu yüz bin liranın yol in- e İstimlâki için tahsis edilecek yon lira; #lâvesini muvafık Görmüş, 9. Ekmek meselesi m B. Zahid riyasetin tekli- ti a, leh çıkarılan yüz bin lira hakkın- at istedi, Dr. general Refik Münir dedi içi: e Kir Alınacak istikrazın yüz bin lira- dir vi İabrikası yapılacak. Bu, kati- Rig götüyorum ki ekmek fab- bük henüz bali tasavvurdadır. Hal ekme ul halkının çoğu yalnız al k yiyor.. çok rica ederim, halka BTU, dürüst bir ekmek yedirelim, rika Dr. Lütfi Kırdar, ekinek fab- Yalı, tesisi kararının kati olduğunu, bulu bunun henüz etüd halinde ral, ğunu söyledi. Ve beş milyon İstikrazın sureti sarfı hakkın- Wazbata kabul edildi. metre mikâbı 16 2 kuruşa çıkarıldı eti idaresinin o Anadolu ve Ru- Sırtlarına vereceği su tarifesi kkında kavanin, nafia, mülkiye, tisad encümenlerinin ataları okundu. WU mazbatanın hülâsası İdaresinin abonelere yaptığı alizasyon, tesisat masrafı dört ae taha ediliyordu. Bu tnüddet ki pe çıkarılmıştır. Bundan baş- müşterek ma boşka şimdiye kadar her Bari Dir Suyu serfetsin, etmesin - a3- teahhüdle su bedeli Theei 2 vermeğe Para. Bu usul kaldırılmâktadır. e iz olarak yapılacak tösisat 90 iz“ - kadarken 120 liraya çı- Sa İngiltere ile Fransa aralarındaki ittifakın çok sıkı ve şümullü olduğu- devlet adamlarının nutukları ile tebarüz ettirmektedirler. Almanya ile İngiltere ve Fransa gibi kendilerine taraftar olacak yahut kar- karşılıksız teminat ile bağlanacak hükümetler arıyorlar, ya şimdiden Baltık hükümetlerinden Letonya ve Estonya İle e tecavüz muahedesi ile bağlanmıştır. Finlândiya ile Danimarka da Ni Yolda Almanya ile anlaşmağa taraftar bulunuyorlar. Fakat İsveç ile herhangi suretle büyük devletler ile bağlanmamağı ve mutlak bi- ğı muhafaza etmeği kendilerine prensip saydıklarından bütün Şşi- Mali Avrupa devletlerinin Almanya ile ademi tecavüz muahedeleri ile bağ- « iacakları henüz belli değildir. Suyun metre mikâbı 16 kuruşa çıkarıldı Dün Umumi Meclisin kabul ettiği mazbatada su abonelerini alâka- | dar eden yeni esaslar var şudur; | tür rudan istifade edecek diğer Gan için tenzilât yapılacaktır. ” | Tin hi ya göre apartımanla- ecek. dairesine ayrı saatle su veri- | Ademi tecavüz paktı Alman ve İtalyan Hariciye Nazırları Milânda buluşup aralarındaki an- YI ittifaka kalbetmeğe karar vermişlerdi. Bu hususta müzakere de- ittifak tedricen tevsi edilerek tam bir ens birlik haline getirilmiştir. Bu ittifak sadece yekdiğerinin toprak menfaatlerini müdafaaya münhasır olmayıp ayni zamanda kendileri- de müdafaasını ve sulhu korumayı genişletilmiştir. AKŞAM | karılmıştır. Elmalı su aboneleri İ senede verdikleri beş lira da kaldırı. mıştır, Buna mukabil suyun metre mikâ- bı 16 kuruşa çıkarılmaktadır. Saaf- lerin milimetrelerine göre kira bedel- leri de 4 liradan 28,5 lira arasındaki nisbet dahilinde değişmektedir. İ Mazbata bu yeni tarifeyi halkın lehine olarak telâkki ediyor ve kas bulünü teklif ediyordu. Su pahalılaştı mı, ucuzlaştı mı? Mazbata okunduktan sonra âzadan B. Raşid, suyun metre mikâbının 14 ; kuruştan 16 kuruşa çıkarılmasını doğru bulmadığını söyledi. | (Kavanin encümeni reisi B, Faruk | Dereli, evvelce alınan 14 kuruşun | haddi zatında 18,5 kuruşa geldiğini, | yapılan yeni tarife ile su bedeline zam değil, tenzilât yapıldığını müdafaa söyledi. | Sular müdürü B. Ziya, aynı mü- | talâayı teyid etmekle beraber yalnız | encümenlerin değil, Nafia Vekâletin- den gönderilen bir heyetin de uzun müddet yaptığı Ledkikat neticesinde su fiatlerini düşürmek kabil olmadı- ğı kannatine vardığını anlattı, B. Fuad Fazlı, suyun bedava ve rilmiyeceği tabii olmakla beraber meselâ 15, 20 senelik bir anoneden saat parası alınmasına itiraz otti, Sular müdürü B, Ziya, harbi umu- miden evvelki fiatlere nazaran her şey pahalılandığı halde suyun pahs- hlanmadığını iddia etti, Şirket zama- nından kalan saatleri tedrici surette kaldırdıklarını, saatlerin amortisma» nı için tedkikat yaptıklarını, şehrin su ihtiyacını tamamile o karşılamak için 31 milyon liraya ihtiyaç olduğu- nu söyledi. Bundan sonra mazbata ve tarife kabul edildi. Vilâyetin 939, 940 ve 941 seneleri- ne aid yol programı hakkında nafia encümeni mazbatası da kabul edildi. i Bu programile vilâyet bu üç sene içinde 510 bin liralık yeni yol inşa ! edecektir, Bazı evrak encümenlere havale edildikten sonra bügün toplanmak | üzere toplantıya nihayet verildi. LİN Lisan Mülehassısı Prof, ANJEL FRANSIZCA Dershanesi, Bahçekapı Tramvay yolunda İ Selâmet hanı. İhtisasımız;: o Mükileme, | Tercüme, Tahrir usulü, «Tetebbü. â yar- | dım, Dersler münferid veya müşterektir. Cin peri Okuyucu derhal soracak: «Cin periyle edebi mülkiyetin ne münasebeti var?» Çok var. Çünkü insan muhayyile- | sinin çocukluk devrinde icad ettiği, | cin ve perinin de dahli olduğu bin bir hulya olmasa edebiyat olmazdı, edebiyat olmayınca edebi mülkiyet te olmazdı. Garip bir tesadüf olarak neşriyat Kongresinde bu iki mesele ayni günde münakaşa edildi. Gazete- lerden anladığıma göre âzanın ekse- riyeti bu görünmez mahlükatın aley- hinde, edebi mülkiyetin lehinde bu- Tundular. Okuyucu soracak: «Neşriyat kongresinde cin ve peri münakaşası ne arıyor? Yoksa kon- greyi cin mi bastı?, Çok hayati ve mühim hadiseler geçtiği bugünlerde neşriyat kongresi hakkındaki yazıları takip etmiyen okuyuculara - biz mubarrirler için hususi bir #hemmiyeti haiz olan cin peri meselesini - burada izah edece- gi Münakaşa edebiyata dâirdi. Bir kısım âzâ cin ve peri masallarını kal- dırmağı teklif etti, Nurullah Ataç başta bu teklife itiraz eden bir kaç muharrir de bulundu. Cin ve peri masallarının kaldırı. masını istiyenler; yanılmıyorsam, me- seleye terbiye ve karakter cephele- rinden baktılar, En kuvvetli delilleri korku idi, Bu bökımdan hâklari var- dı. Çünkü bilhassa şarkın başlıca felâketlerinden Diri «korkus yu mad- İ di ve manevi her şeklile terbiyede âmil kılmasıdır; Ana ve dadı çocuğu cin ve periyle, hoca sopa ve falaka ile korkuturdu. Bunlarin hiç biri şarklıları cenk meydanında garple dan daha az cesur yapmamıştır. Fa- kat hiç şüphe yok ki dahilde her va- tandaşa lâzım olan medeni cesaretin inkişalına engel olmuştur. Yalnız cin ve peri ile ialaka korkusunu bir- birinden ayı'mak lâzımdır ve bizim bugün mezvuumuz birincisine, yani cin ve peri masallarına aiddir. Cin ve peri masallârının verdiği korku zannedildiği gibi muzir değil- dir. Bilâkis muhayyilenin inkişafın- da büyük bir rol oynar. Gerçi «kor- ku» unsuru hayattan kalksa çok iyi olurdu. Fakat mademki hiç bir ya- şayan mahlükun şuurundan bu his- si kaldırmak tömamen mümkün de- ğildir. Terbiyecilere düşen vazife ço- cuğa korkuya galebe çalabilecek bir zihniyet aşılamaktır. Çünkü cesur İnsan korkmayan değil okorkusuna galebe çalabilendir. Gelelim cin ve peri masallarına; onların idamesi, hattâ ağızdan ağıza nakiedildikleri için unutulmuş olan- ların toplanması, muhafazası elzem olduğuna kanlim: Çünkü onlar hem millet, hem de dünya edebiyatının alfabesidir. Çünkü ilk yaratıcı kafa- lar ve ruhlar görünmez kudretler tehayyül etmeseler, onlara bin bir şekil vermeseler, Âdem oğullarının fikriyatı üç buud içinde kalır, ilk in- sanların deve pek aşmazdı! İn- sanı insan yapan evvelâ görünmez bir kâinat tehay; , Sonra da haki. katen görünmez 0 tabiat kudret- lerini kendisine ram etmesidir. eki maddi yahut harici İ rip arkasını görmeğe ça- lıştığı andan ilibâren diğer mahlü- katın üstüne (çıkabiliyor, oOhâki. miyet. sahasını genişletiyor, yani Allahın emanetini tesellüm edi- yor. (*) Yani görünmez kudretler ül- kesine dalıyor ve o ülkenin eşiği ma- sallarla başlıyor. Hattâ bunlar bir zaman için korku dahi tevliâ etseler insanlar için mutlak geçilmesi lâzım bir geçiddir. Çünkü dünyada büyük ve ebedi eserler birâkan edebiyat, cin ve peri masallarında zengin olanlar- dır. Bu o Kadar umumi bir kanaattir ki bütün batı! fikirlere, maddeye te- mas etmiyen hakikatlere, yahut hul- yalara harp açan yeni Rusyanın do- ğurduğu komünist âlemi bile bun- dan kurtulamadı .Paris komünistlerinin geçen sene | Çocuk tiyatrosu diye pazardan paza- ra Sara Bernarda, gene ekseriyeti ço. .(*1 «Gerçek biz emaneti göklere, yere we dağlara arzettik (işte alın değik) onu yüklenmekten çekindiler ve ondan örkü- diler ve onu İnsanlar yüklendi.» 33 üncü süre 72 nci ayet) ve edebi Yazan HALİDE cuk sanalkârlardan mürekkep bir he- yetle verdiği oyunlarda başlıca temsil edilen piyesler H. Anderson'un peri hikâyelerinden alınmıştı. Seyircileri hep çocuk olan bu tiyatronun sayısı üçü geçmiyen büyüklerinden biri bendim. Ve bizim de peri masalları- mızı Şehir tiyatrosu ele alsada bir” Çocuk sahnesi yaratsa diye düşün- düm, Çünkü tercüme ne kadar lâzım olursa olsun. bir âşı “teşbihte hata olmaz) bir gübre makamındadır. Asıl yaratılan ve yaşıyan sanatın kökleri kendi toprağında olmak gerektir. Bu- rada merhum Gökalp'ın «Taşınan su “ İle değirmen dönmez; sözünü pek ye- rinde olarak hatırlıyorum. Birazda Şahsi olmak lâzımgelirse, ben kendi- min sanat ve edebiyata girişimin baş- EDİB Uca âmillerinden birini, çocukluğu- | mun, yazılmış, söylenmiş bütün kendi masallarımızın havası içinde geçmiş olmasına atfediyorum. Onun için ço- cuklarımıza milli hazinemizin bu ta- rafının kapısını kapamağa itiraz edi- yorum. Çünkü eğer çocuklarının mu- hayyilesi inkişaf etmemiş bir millez tasavvur etmek mümkün ise, &yni zâ- manda o millette sanat ve edebiyat ta olmadığına hükmetmek (lâzımdır. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ mülkiyet Ve sanatı, edebiyatı olmıyan millet, başka sahalarda ne kadar büyük olur- sa olsun, tarihte iz bırakmıyanıdır. İşle bütün bunlardan dolayı neşri- yat kongresi, arkadaşların, edebiyatı mızın ve ne kadar mütevazı olursa ol- sun, temelini teşkil eden masaalları- mızı kaldırmak deği), onları toplıyan- ları, onları edebiyat ve sanat sahasin- da kullananları teşçi etmelerini . fay dalı görüyorum. > ? Edebi mülkiyet meselesinde de Neş- riyat kongresile ayni fikirde değilim. : | Kongre, onu müdafaa etti, Ben aley-. | hindeyim. Çünkü bizim garpten ter- cüme suretile alacağımız, ve muhtaç, | i olduğumuz çok şey var. Onlar edebi. mülkiyet olsa da, olmasa da, bizden bir şey almıyorlar. Yani bugünkü ve ede- bi mülkiyet “dairesine giren eserler-. den, yoksa eskilerden hayli şey alıyor- lar, Yenilerin - pek azı müstesna - başka lisanlara tercüme edilenleri ba- sım parâsını kendi verir, siyasi müza» heret görür, bütün bunlara rağmen, İ ne kimse okur, ne de münekkidler onlar hakkında bir şey yazar. Eserle- İ rimizin başka lisanlara tercüme edil. diğini, bilhassa alâka ile okunduğunu görmek, bizim için o kadar temenni- ye değer bir hâdisedir ki, muasır ede- biyatımızda isim sahibi olanlar, âzk | cik zarar da görseler, umumun mens faati için buna katlanmaları çok iyi i olurdu. ITALYAN DONANMASI | Ne miktarda ve ne evsafta gemilerden mürekkeptir? | İngiliz donanmasının 1,760,000 ton- lük olduğunu bu sülünda teferrüatile yazmıştık. Bugün de İlalyan donan- masını anlatacağız. 1 kânunusani 1938 tarihinde İtal yan donanması şu suretle idi: 1. — Hattı harp gemileri: İnşa edil- miş 4 aded. (Cavour, Cesare, Diullo, Doria); inşa halinde 2 aded (Littorlo, Vittorio « Vento). Bu iki sonuncu geminin hususiyet- leri şunlardır: 35,000 ton; 9 aded 38,1 lik top. Dört deniz tayyaresi; sürati 30 mil, Bu âlti büyük harp gemisinin mec- mu tonajı 160,354 tür. 2. — Tayyare gemisi: Yoktur. 3, — A tipi, yani 10,000 tonluk kru- vazör: İnşa edilmiş 7 aded (Trento, “Trieste, Bolzano, Gorizla, Fiume, Pola, Zara). Bunlardan ilk üçünün en büyük topları 8 er aded 20,3 lüktür, Tayya- relere karşı mitralyözleri, 8 torpil ko- yanı, 2 deniz tayyaresi vardır. Sürat 3ö mil, Mütebaki dördünün de ayni evsaf- ta silâhları mevcuddur. Süratleri 32 mildir. Bir de San - Giorgio isimli zırhlı kruvazör mevcudsa da bunun harp kıymeti yoktur. Bu kısmı mecmu tondur. tonajı, 70,000 4. — B tipi, yani 3,000 tonluk Kru- | vazörler: 12 tanesi inşa edilmiş, 3 ta- nesi inşa halinde, : 12 tanesinin mecmu tonajı 73,488 ton. 5. -- € tipi, yani 3.000 den aşağı tonajda kruvazör: 15 aded. Mecmu- Belediye hukuk işleri | İki yaralama vakası Kumkapıda oturan Kirkor ile Ar. tin bir kadın meselesinden kavga et. mişler, Kirkor Artini yüzünden yara- lamıştır. ç Çemberlitaşta oturan Tahir ve Mu- hiddin isimlerindeki ş/huslar bir sine- ma içinde kavga etmişler, Muhiddin 'Tahiri bıçakla yaralamıştır. Polis, yaralıları tedavi altına aldır. | mış, suçlular yakalanarak mahkeme- ye verilmiştir. Umumun a irabakiar bozan sarhoşlar Faik, Mehmed ve Jirayir isimlerin. | de üç arkadaş Beyoğlunda son derece sarhoş olarak umumi istirahatı sel bettiklerinden polisçe yakalanmışlar ve mahkemeye verilmişlerdir. | unun tonajı 24,114 ton, | 6, — Muhribler: 48 aded. Bunların | 36 tanesi ikmal edilmiştir. 12 tanesi inşa halindedir. 8 tane de modası geç» | miş mevcuddur. 48 in mecmu tonajı 61,452 ton. İ 7. — Torpidolar: Contaro ipi 6 ağed ve Spica tipi 32 aded. İstimalden sakıt diğer bazı torpldolar da vardır. ! Hepsinin mecmu tonajı 24,998 dir. 8, — Tahtelbahirler: Bunlar dörde tansnif edilmiştir. En büyükleri 10,000 tonluktur, 8 adeddirler, Mecmu tah- telbahirler 97 adeddir. Tonaj yekünu 76,212 dir. ! — Böylece, bütün İtalyan donanması, - İngilizlerin 1/760,000 tonuna muka- bil - 490,618 tondur. Modası geçmişlerin ve sairenin de ilâvesile bu yekün 610,000 tondur, *” Fakat 1 kânunusani 1938 den iti baren de, İtalya, donanma inşaatına | devam ediyor. 1 Nisan 938 tarihine kadar 1 muhrip, 7 torpido, 8 tahtek bahir daha tezgâha konuldu. İtalyan gazetelerine nazaran 1940 - 1941 senelerinde şu program netice ii lenmiş olacak: 35,000 tonluk 4 hattı harp gemisi; 24,000 tontuk 4 zırhlı; 10,000 tonluk A tipi 7 kruvazör; B tipi 12 kruvaaX; 12 aded Okyanus kâşifi; 2,000 tonluk | 12 aded kâşif; 20 aded muhrb; 90 aded daha küçük muhrib; 32 torpido ve 200 tahtelbahir. * Fakat İngilizlerin de pek muazzam bir deniz program: olduğu malüm- İ dur. Silâh yarışı mucizeyle durduruli- | mazsa, yukarıki adedlere rağmen, nis bet, sulh cepbesinin lehine inkişaf | etmektedir. wJ müdürlüğü z 939 senesi bütçesile Belediye hür kuk işleri müdürlüğü yeni kadro ile çalışacağından Belediye hukuk işle ri müdürlüğüne Esnaf cerniyetleri hukuk müşaviri B. İzzetin tayin edik mesi kararlaştırılmıştır. z İ Emektar bir muallim vefat etti | o Kırk sekiz senedenberi maarifimi- ze büyük hizmetler yapan ve binler- B. İhsan Şerif Sarul'un tedavi altın da bulunduğu Gülhane hastanesin- de vefat ettiğini teessürle haber ai- dık. İ oMerhumun cenazesi bügün saat | 15 te Gülhane hasinesinden merg- simle kaldınlacaktır. Merhuma rah- ommet, ailesine si dileriz... © | ' i ce talebe yetiştiren tarih muallimi | i ; j 7 ! ; i