| —— yordu. Küçücük kalbi yelsle doluydu. An- nesi öldüğündenberi evin içinde müf- hiş bir değişiklik olduğunu hissedi- ordu, Buz gibi bir hava esiyordu. ki samimiyet yoktu. Filhakika çocuk, ölüm acısının n8 olduğunu pek bilmiyordu. Bu keli- menin feci mânasını minimini beyni idrak etmiyordu. — Nereye gitti? - diye annesini s0r- duğu zaman, ona: — İşte, bak.. Gökyüzünde... Me leklerle beraber! . demişlerdi. Kadmın öldüğü gün çocukları kö: teki amcalarına yollamışlardı. Bu 8! retle yavrular annelerinin soluk yür * zile kanlar içinde yattığını görme- mişlerdi. Fakat işte o gündenberi minimini Tuna'yı üzen mesele: Ba- bası onu €skit sevmiyor! Bu akşam da onun için gözlerini uyku tutmuyordu. Evet, babası artık onu sevmiyor. Halbuki eskiden, ağabeylerinden çok Tunayı okşar, öperdi. Daha bugün bahçede erkek kardeşlerile dolaşırken babasını gö- rünce hemen ona koşmak istemiş Fakat erkeğin çekingen hali karşı sında şaşırarak kaldı. Niçin ona eskisi gibi Kollarını aç- muıyordu? Ne fenalık yapımı; in dalma paylar gibi konuşu» yor? Erkek kardeşlerini okşadığı halde, 'Tunayı — Haydi sen matmazelinle berâ- ber odana git! - diyordu. Halbuki o hiç yaramazlık etme- mişti, Derslerini de gayet iyi bili- yordu. Kime şikâyet etsin? Kime derd yan- sn? Eskiden onu seven bir de Adil am- cas vardı. Babasınm arkadaşıydı. Sık sık eve gelirdi. Şimdi o da ortada yok. Zavallı yavrucak!... Kendini öy- le yalnız, öyle kimsesiz hissediyor- du ki... Bir müddet yatağında büzüldü, Dı- şarıda esen haşin rüzgârı dinleri, Son- ra yavaşça kalktı, İşte kararını vermişti. Annesine mektup yazacaktı. Mademki o gök- yüzündeymiş, Elbette yardım eder. Ders çalıştığı masaya yaklaştı. Te- miz bir kâğıda zarf çıkarttı. İtina #le mektubunu yazmağa başladı. Zarfı kapattı. Bes çıkartmadan bin bir itina ile aşağı İndi. Kapılarına takılı mini- mini bir kutu vardı ki postacı getir- diği mektub ve gazeteleri bunun içi- ne atardı, Ömründe daha ilk defa olarak mektub gönderen Tuna bu yolla semalara da hitab edileceğini sanıyordu '... g Uykusuz bir gece geçiren B, Esad, yazı odasında derin düşüncelere dal- maştı. li Bir sene evvel bu aynı odada karı- «ile ne hoş vakit geçiriyordu. Fakat şimdi o yalnız bir ölüye değil, aynı zamanda bir ihanete de yanıyordu. Gözlerinin önünde karısının haya- Hi tecessüm etmişti. Altın gibi saçla- rile, uçuk benzile, ateşin dudaklar rile, zarif endamile ne güzel kadın- dı o... Halbuki o tatlı bakışlarının arkasında ne yalanlar gizleniyormuş meğer!... Esad senelerdenberi aldatılıyormuş da haberi yokmuş. Demek bu dünya- da itimad edilir hiç bir şey mevcud değili Demek onun da sevgili Aliyesi öteki kadınlar gibi yalancıymış. O biçimli dudaklardan demek mü- temadiyen sahte sözler çıkmış... Nişanlandıkları zaman ne saf, ne güzel bir kızdı. Düğün günlerinde davetlilerin hepsi onu uzun uzadıya tebrik etmişlerdi, Genç kadının ki barlığını takdir etmeyen kimse yoktu. Bu saf yüzlü, asil halli kadın, etva- rile de yalancıymış, öyle mi? Şimdi B. Esad düğün gecelerini hatırlıyor; okşadığı, sevdiği, benimse- diği kadının aynı vaziyetlere düştü- ğünü aklına getirdikçe çıldınyordu. Yarabbi! Kadmların kalbi nasıl bir çamurdan yuğurulmuş ki gittikleri gizli randevudan dönünce kocalarına o samimiyet taklidini yaparlar... Hakikati öğrendiğindenberi epey zaman geçmişti, O gün karısını bir Tuna, o gece bir türlü uyuyamı- | İ matmazelder ayrılmıyorum. j otomobil kazasında ölmüş olarak eve | getirmişlerdi, Erkek, acısından çıldıracak gibi olmuştu. Ve o gece, karısının hatıra- | larile dolu olan o odaya bir mabede latiyor. Büyük dürtmüyor. Matmazele senin nerede olduğunu sordum. «Gökyüzünde meleklerle be- raber çok rahat ediyor.» dedi. Neye ağabeyim beni döv girer gibi, iyice ağlıyabilmek için gir- | beni de almadın? Vallahi çok uslu ares feci hakikatle karşılaş- | otururum. Madem ki gökyüzündesi miş anneciğim, o halde Allaha söyle de babam beni sevsin. Sen gideli beni hiç yanına sokmuyor. Hep itiyor. Ağabeylerimi odasına çağırıyor, bö“ mi matmazelin yanına yolluyor. Yüzüme öyle fena bakıyor ki kor. kuyorum. Her gece yanımdaki odada yalan kardeşlerimi öpmeğe geliyor. Fakat benim kapımı açmıyor. Ben uyumu- yor, daima bekliyorum. Gelmediğini görünce ağlıyorum. Anne! Sen beni hâlâ seviyorsun, değil mi? Öyleyse Allaha söyle ki eğer babam beni böyle sevmiyecekse bana da izin versin, senin yanına geleyim. Kalbim kederle dolu, Seni öperim, Göz yaşları içinde, Aliyenin ufak tefek eşyasını okşarken, tesadüfen konsolu çekmiş; kordelâyla bağlı bir deste mektub gözüne çarpmıştı. İşte bunlar Esada bütün hakikati öğretmişlerdi. Karısının meğer dostu varmış... Uzun müddet sevişmiş Hem de en iyi arkadaşı sandığı Adil- le!... Hattâ daha fecii, küçük Tuna da o günahın bir semeresiymiş... Hal- buki o, bu yavruyu ne kadar çok mişti, Ona kalbinde oğullarından 2i- yade yer ayırmıştı, Yayru, tıpkı annesine benziyordu. Senelerdenberi bu çocuğu sevmeğe alışmıştı. Kızın kanısına benzemesi muhabbetini bir kat daha arttırmıştı. Ah, meğer ne ahmakmış... Ne ap. | öperim anneciğim Yavrın dalmış... Nasıl kanmış... | Tuna Gözleri yaşlarla dolmuştu. İ Esad, tekrar tekrar mektubu okudu. ee Çocuk kederlerinde öyle hazin bir | Hizmetçi, her sabahki gibi, kutu- | şey vardır ki dan aldığı mektupları ve gazeteleri Dünyaya gelmek için kimseye mü- efendisine getirdi racaat etmemiş olan bu yavrucaklar Esad, dalgın bir halde zarflara ba- | ya başkalarının kabahatini yüklemek karken gözü çocuk hattile yazılmış | doğru mu? bir adrese dişti, kaldı. Uzun uzun düşündü ve bir saat «Gökyüzünde oturan annemex a Miran odama Kollarını açtı, Göğsüne atılari yavruyu derin bir muhabbetle uzun, uzun öptü Benim güzel anneciğim! Bak nasi temiz yazıyorum. Ders- lerime de iyi çalıştığım belli, Babam: «Küçük çocuklar malmazellerinin yanından ayrılmazlar!» diyor. Ben de Lem ' Senelerce, Tura, bü değişikliği, an- nesine yazdığı mektuptan dolayı öl- Bana hediye verdiğin bebek duruyor. | du sanmışlı, Oyuncaklarım da pek çok. Amma sen gideli her şey içimi sıkıyor. Büyük ağabeyim artık uzun pan- | talon giyiyor. Küçük daha giymiyor | amma, hep bana salaşıyor, beni ağ- * Nakleden: (V4 - Nü) ——— Beşiklaş askerlik şubesinden: Beşiktaş sekerlik şube 1243 defter sırasında kayıtı Reşat oğlu Fust Fe nin şubeye müracaat etmesi ilân RADYOLIN ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra günde 3 defa muntazaman dişlerinizi fırçalayınız. İçi ve diş BASUR MEMELERİNİN İLTİHAPLARINDA, KANAMALA- RINDA, CERAHATLENMİŞ FİSTÜLLERİNDE PATI'nın DEVAMLI TATBİKİ iLE ŞİFAYI ÇABUK TEMİN EDER istanbul emniyet sandığı direktörlüğünden: 9338/1567 Ermiyet sandığına borçlu ölü bayan Ayşe Behiye varislerine ilân yolile tebliğ: Bayan Ayşe Behiye hali hayatta iken Şehremininde Denizaptal mahal. Jesinde Yeniçeşme ve Suterazisi sokağında eski 28 yeni 36, 38 numaralı ahşap bir evin tamamını birinci derecede ipotek göstererek 24/10/9384 taril e 20088 hesap numarasile sandığımızdan aldığı (600) lira borcu 14/9/938 taris hine kadar ödemediğinden faiz, komisyon ve masarifi ile berabör borç 584 Hira 37 kuruşe varmıştır. Bu sebeple 3202 numaralı kanun mucibince hakkın. da icra takibi başlanmak üzere tanzim olunan ihbarname borçlunun muka- velenamede gösterdiği ikametgâhına gönderilmiş ise de borçlu bayan Ayşe Behiye yukarda yazılı adreste öldüğü anlaşılmış ve tebliğ yapılamamıştır, Mezkür kanunun 45 inci maddesi vefat halinde tebligatın ilân suretile yapıl- masını âmirdir. Borçlu Ayşe Behiye mirascıları işbu ilân tarihinden İtibaren bir buçuk ay içinde sandığımıza müracaatla murislerinin borcunu ödemeleri veya kanunen kabule şayan bir itirazları var ise bildirmeleri lâzımdır. Miras. cılar ipoteği kurtarmazlar veyahut başlayan takibi usul dajresinde durdur. mazlarsa ipotekli gayri menkul mezkür kanuna göre sandıkça satılacaktır. | Bu cihetler alâkadarlarca bilinip ona göre hareket edilmek ve herbirine ayrı | ayrı ihbarname tebliği makamına kaim olmak üzere keyfiyet ilân olunur. (1728) STENO - DAKTİLO bir kâtip Mühim bir şirket, Almanca ve &.eno - Daktiloyu bihakkın bilen bir Türk kâtip acele aranıyor. Tekliflerin 2276 numaralı posta kutusu ad- Zâfı umumi, kansız- lık, romatizma, sıraca kemik, sinir hastalıklarına, cılız yavrular, yürümi- yen, diş çıkaramayan çocuklar, der- mansız ihtiyarlar, solgun kızlar, vere- me istidadı olanlar HASAN KUVVET ŞURUBU'ndan içmelidir. Kanı arttırır, iştiha verir, şifai tesirleri çoktur. Fenni surette imal edilmiş, içilmesi kolay ve lezzetli bir şuruptur. Küçük, büyük her yaşta istimal edilebilir. Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum İdaresi İlânları 15 Mart 1939 tarihinden itibaren: Münhasıran İskenderundan Halebe ve- ya Halebin cenubunda herhangi bir istasyona ve bilmukabele nakledilecek em- tia ve eşyadan; sını! farkı olmaksızın Payas-Meydanıekbez mesafesi için ton başına maktuan perakende (276) en z beş ton ücreti verilmek şartile (207) ve en az on ton ücreti verilmek şartile (172,5) kuruş ücret alınacaktır. Fazla tat silât için istasyonlara müracaat edilmelidir. (1669) Samsun istasyonunda yapılacak bii binası inşaalı şartnamede lâzım gelen değişiklik yapılmak suretile yeniden kapalı zarf usulile eksiltmeye kon- muştur. Bu iş için evvelce eksiltme evrakı almış olanlar bizzat yol dairesine müracaat ederek veya posta İle şartnameleri göndererek tashihat yaplirılabi. Tirler, 1 — Bu inştatın muhammen bedeli 83,000 liradır. 2 — istekliler bu işe ait şartname vesair evrakı devlet demiryollarının An- kara ve Sirkeci veznelerinden 425 kuruş mukabilinde alabilirler. 3 — Eksiltme 29/3/939 çarşamba günü sani 15 de Afikarada D. D. Yolları yol dairesinde topianacak merkez 1 inci komisyonunca yapılacaktır. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin teklif mektupları ile birlikte Aşağıda yazılı teminat ve vessiki ayni gün saat 14 de kadar komisyon relsliğine tevdi etmiş olmaları lâzımdır. A — 2490 sayılı kanun ahkâmına uygun olarak 5500 liralık muvakkat te- minat. B — Bu kanunun tayin ettiği vesikalar, C — Nafia Vekületinden muswldak ehliyet vesikası (Ehliyet vesikası icin isteklilerin ihale gününden en az 8 gün evvel bir istida ile Nafia Vekâletine müracat etmeleri lâımdır. (1671 ) 9 uncu örtme kandiğindei Tam vagon hamülesile Avrupadan gelen ve Sirkeci istasyonunda idare tarafından anbara boşaltılan ve tebiat ve evsafı dolayısile hususi ihtimam icap ettiren nâzik eşyanın anbarda gerek tasnif, muayene ve tartısı ve gerek anbardan almarak arabaya yükletilmesi ameliyelerinin mütehassış işçileri. ne yaptırılmak üzere mürselünileyk'ere bırakıldığı ve bu eşyanın yalnız va- gondan ankara getirilmesi için ton başına 20 kuruş ihraç ücreti istifa edilece- ğilân olunur. (1742) İstanbul ziraat mektebi satınalma komisyonundan: Mektep asma fidanlığı için 725 lira muhammen bedelli bir adet 6 beygir İ kuvvetinde toprak freze makinesile pulluk, çapa, makinesi ve teferruatı açık eksiltmeye konmuştur. Eksiltme Beyoğlunda Singer &j liseler muhasebeciliğinde toplanan komisyonda 3/4/939 pazartesi günü saat 11 de yapılacaktır. İsteklilerin belli saatten evvel liseler. muhasebeciliğine o yatıra- cakları 54 lira 97 kuruşluk ilk teminat makbuzu ile 938 yılı Ticaret odası vesikası ve diğer kanuni vesihalarla birlikte eksillme saatinde komisyona gel- meleri ve şartnameyi her gün adı geçen muhasebecilikten görün öğrenmeleri, (072) yer şa