13 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

13 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bahife 6 13 Mart 1939 B. Chamberlain'in şem- siyesi bir dans ilham etti Yeni dans Avrupada barlarda çok rağbet görüyormuş Umumi harpten evvel danslar mah- | duttu. Yeni bir dans bulmak, bunu ortaya atıp tutturmak çok güç bir iş- ti. Avrupada vals ve tangonun tutma- sıiçin genelerce zaman geçmesilâ- zımgeldi. Vals memleketi olan Viya» | nada sarayda kibar salonlarında vals | edilmesi yasaktı. İ Birçok bestekârların, bilhassa J0- | han Sirausun besteledikleri güzel | valsler bu düşmanlığı hafifletti ve valsin yâyılmasına hizmet etti. 'Tangoya gelince, harpten evvel bu dans ortaya atıldığı zaman kıya metler kopmuş, hemen her tarafta tango aleyhinde kıyam baş göstermiş» ti. Yalnız saraylarda, kibar salonların. da değil alelâde toplantılarda bile tango oynanamıyordu; Bu dans an- cak müzikhollerde, barlarda bir nu- mara gibi seyrediliyordu. Harpten sonra iş değişti. Bütün dünyayı bir dans çılgınlığı sardı, Valş ve tango dans ihtiyacını tatmine kâfi gelmiyordu. Bunun üzerine yeni yeni danslar baş gösterdi: Şimi, Çarliston, Fokstrot... Bu danslarla beraber caz. band da ortaya çıktı. Bu gürültülü musiki herkesi harekete getirdi. Bir müddet yedisinden yetmişine kadar hemen herkes dansetti. Fakat yavaş yavaş dâns çılgınlığı geçti. Buna rağ- men yeni yeni danslar ortaya çık» makta devam etti. Bir defa tango is lâh edilerek muhtelif şekilleri yapıl» dı. Sonra garip isimli başka bir ta- kım danslar uyduruldu. Vanstep, Blakbotom... Bilhassa son bir kaç sene içinde de. nilebilir ki hemen her sene birkaç dans ortaya çıkmaktadır: Rumba, Marinba, Big Apple, Lambeth Walk... Bunların içinde en garibi Lambethi Walktır. Geçen yaz ortaya atılan bu dahsın figürleri çok gariptir. Buna rağmen dans oldukça rağbet görmüş- tür. “Avrupa gazetelerinin haber verdiği» ne göre şimdi de bir şemsiye dansı or- taya çıkmaktadır. Bu dansı ilham eden tabit İngiltere Bâşvekili Mister Chamberlainin şemsiyesidir. Son za- manlarda bu şerhsiye etrafında o kâ- dar söz söylenmiştir ki nihayet bun- dan bir dans uydurmak için de istifa» de edilmiştir. | Şemsiye dansindan bir kaç figür Şe.nsiye dansı SJokstrota benzer. Fakat bunda şemsiye başlıca rolü oy- nuyor. Adeta bir Kanca vazifesini gö- rüyor. Bir çift dasederken bir erkek elindeki şemsiyenin sapı ile kavalye- yi çekiyor, şemsiyeğ'i ona vererek ken- disli damla dansa başlıyor. Şemsiyeyi alan kavalye de tabii başka bir dam bulmak için ayni usulü başkasına tatbik ediyor... Bu dans salonlarda değilse bile barlarda çok rağbet görü- yormuş. Diğer taraftan bugünkü tangoyu ilk zamanlardaki garip hareketlere uydurmak için de çalışanlar var. Bun- lara göre tangoya iptida!l şekil daha ziyade yaraşıyormuş... Görülüyor ki dünyada politika vaziyetinin çok ger- gin olmasına, harp tehlikelerine rağ: men.dans mucitleri boş durmuyorlar... İzmirde bir otomobil kazası İzmir (Akşam) — İzmir elektrik şirketi başmühendisi B. Maks Dover, kendi idare ettiği ötomobili ile Birin- dikordonda İş bankası İzmir şubesi senedat şefi B, Niyaziyi çiğnemiş, sağ ayağının kırılmasına sebebiyet ver- miştir. Adliyece kaza tahkikatına el Kkonmüştur. Mahmudpaşada bir sokak tamir edilecek Mahmudpaşadaki Küçük Yıldız sokağının işlek bir sokak olduğu hal de kaldırımlarının çok bozuk ve ha- rab olduğu belediyeye şikâyet edil miştir. Belediye bu sokağı da tamire karar vermiştir. AKŞAM n tefrikası AŞKIN KUR URBANI — Büyük macera romanı — 7 — Eveti s- Sonra Ratip beyin Tendu ile ev- Jenmesini katiyetle reddedeceğim. Genç kadın büyük bir azımla: — Katiyetle reddedeceksiniz... Öyle ki Ratip beyde en ufak bir ümid kal masin. Erkek kaşlarını çatarak düşündü: — Öyle amma Perihan hanım, böy» le bir redde ne sebep yürüteceğiz? Mâ- nasız yere inad edilemez ya! - «Kadri Memduh paşanın kızı endi- geli endişeli; — Hakkınız var... Lâkin sebep > bulamıyorum.» süsen - ' — Fühakika bu hususta hazırlan- mağa vaktimiz var, Maamafih şim- diden düşünmek te doğru olur. Siz Ratip beyin ailesini, kendisini iyice tanıyorsunuz. Bu izdivaca mâni ola- cak bir leke, bir şey bulamazmısımız? — Ne bulayım?... Tanınmış, kibar, temiz bir aile, — Babası neci imiş? — Çiflik çubuk sahibi namuslü Nakleden: (Vâ-Nü) ölmüş. Onun babası da sultan Ha- midin nüfuzlu nazırlarındandı. Refet dalgın dalgın: — Sultan Hamidin nazırlarından «<S> paşa mı? — Evet, Padişah taraflısı müstebid. bir adammış. Hürriyet çıkmadan ev- vel: ölmüş, isabet te etmiş... Zira Jön Türklerin eline düşseymiş pek fena vaziyette kalabilirmiş. — Ne dediniz? Ne dediniz?... Mü- kemmel.:. İşte aldanmıyorsam * bu sayede, mâni olmak için bir sebeb buluruz. — Ne gibi? Söyleyin... — Tendu, dedesinin katili olan adamın torunile evlenemez! - diye. rek, Refet kahveciden öğrendiği ha- Vadisi uzun uzun anlattı; — Şayet Ratip beyin büyük baba- sı o (S) paşaysa iş kolaylaştı, — Bunu anlamalı! — Kolay. Ben tedkikat yaparım. Umumi kütüphanelerde o zamanki gazete > kolleksiyonlârnı (karıştırır, Şimdi Lütfiye hanıma mektup yaza- ctağım, Küöşkleki. adresine taahhüd- lü olarak yollıyacağım, tabli döenr dolaşır eline vasıl olur. Bu.maksadla bütün gece paşanın yazısını taklid ettim. Artık tıpkı onun gibi yazıyo- rum. Bu sanattaki melekem ma- lüm... . Bankadan ne suretle para aşırdığımı efendimize anlatmıştım. — Çok iyi... Bunu düşünmüş ol manız mükemmel bir şey! “Artık efendim başka yapılacak bir şey kalmadı. Yalnız size şunu söyliyeyim ki epey masraf oldu... Biraz para verriseniz fena olmaz! Perihan ses çıkarmadan muhata- bının arzusunu yerine getirdi. İkl gün sonra Lütfiye hanımefen- di mektubu aldı. Şehir içinden gelen bir mektup. Her halde yeni adresini bilmiyen biri olsa gerek. Zarfı yırttı ve okumağa başlâdı: Sevgili hemşirem, Uzun seneler mücadele etliklen sonra işte tekrar vatanıma döndüm. Arzu ettiğim ve umduğum serveti ka- zanamadımsa bile çok şükür kimselere muhtaç olmayacak ve mevkiimi tutacak kadar param vardır. Artık sevdiğim şahıslardan uzak yaşamakta mana kalmamıştı, hepinizi de son derece göreceğim geldi. Ne haldesiniz? Ne ciddi şerefli bir insan, zaten pek genç | arar bulurum. Onu merak etmeyin. İdlemdesiniz? Hiç haberim yok. Fühaki- ka kabahat bende; zira Burdur m ektupları Yeni vilâyet - bütçesile bir çok lüzümlü işler başarılacak Çocuk Esirgeme Kurumu fakir çocuklara geniş yardımlarda bulundu Çocuk Esirgeme kurumu Burdur (Akşam) — Vilâyetimiz umumi meclisi toplantılarını bitir. miştir. Vilâyetin bu yıl bütçesi her sene artan varidatla 300,000 lirayı bulmuştur. 939 yılı içini tahmin olu- nan 300 bin liranm 97,575 lirası ma- arife, 99918 lirası naflaya, 49363 lira- sı hususi idareye, 16750 lirası sıhhat işlerine, 6215 lirası ziraat ve baytar- hığa, 30170 lirasi da çeşitli masraflara ayrılmıştır. "Tahsis olunan meblâğla vilâyet has- tane inşaatı tamamlanarak faaliyete geçirilecek, vilâyet konağı ve Yeşilova | ilçesinde kaymakam evi inşaslına başlanacak, merkezde Atatürk ilkoku- | unun inşaatına devam edilecek, nü- mune fidanlığına bir bina yaptınla- cak ve geçenlerde bir kaza neticesi yanan nafia atelyesi yeniden yaptırı- lacaktır. Vilâyet daimi encümen üyeliki Dr. Cevdet Akın, Dr. A. Ruhi Yeşi yurt, bay Mehmed Sanlı ve bây Hüse- yin seçildiler, Halkevi faaliyeti Burdur öğretmenleri birleşerek Ma- arif Vekâletinin evvelce kurduğu seyyar kütüphane şeklinde bir öğret- menler kütüphanesi kurulmuştur. Kütüphaneyi Halkevi himayesine al- mış ve çatısı altında bir yer temin etmiştir. Kütüphaneye öğretmenle- rin bilgilerini artıracak eserler pey- derpey temin olunmaktadır. 'Halkevimizin gösterit kolu tarar. dan bu hafta Ana piyesi temsil olunmuştur. Halkın büyük rağbetine cevap olarak temsiller üstüste iki gün verilmiştir. Temsiller radyo hoparlörleri vâsı- tasile ayni zamanda Burdurun her bucağından dirlenmiştir. l mektup yaz madım. Lâkin üğün, sükülümün. se- bebini anlatırsam, bana hak terirsi- niz, İşlanbuldan ayrılmam “üzerine daha pek fena vaziyeilere düştüm. Çok acılar çektim, kendimi kurtara- bileceğimi asla ummuyordum. Bu va- ziyetten sizleri haberdar ederek endi- şeye düşürmek istemedim. Tenducu- gumun üzüntüsünü arttırmak doğru değildi. Yavrum kim bilir ne kadar büyü” müştür? Şimdi on allısında!... Ya öte- | ki,, Ya Perihan?.. Zavralh kızım, Acaba ne oldu? Ona haksız yere yap- tığım muamele içimi kemiriyor. Se- neler geçtikçe vicdan azabın ârtı- Ümid ederim ki hemgireciğim, onu da bulmuşsunuzdur. Eğer böyle ise kendisine şefkatle kollarımı açtığım mek istiyorum, Sizin Tendu'yu deruhte ederek yap- maş olduğunuz büyüklüğü, ömrüm ol- dukça ödeyemem, Allah sizi berhüdar | etsin. Mektubum elinize vasıl olursa der- hal bana cevap verin. Ben, Beyoğlun- da *** oteline indim, Helecan ve sa- bursızlıklaa cevabınız bekliyorum, Hepinizi kucaklar, hasretle ve. mu- habbetle öperim. Kadri Memduh » | nin tasdikinden ge yıllık toplantısında bulunanlar İlimiz Çocuk esirgeme kurumu yıl- hık toplantısını Halkevinde yaptı. Okur nan senelik rapora nazaran 1700 li- Talık hasılat temin olunduğu gibi, 150 çucuğa da elbisa giydirildiği ve 103 çocuğa öğle vakıtları sıcak yemek ve- rildiği öğrenildi. Büyük hâl için hazırlık İzmir (Akşam) — Şehir meclisi fev- kalâde bir toplantı yapmış, Belediye- Din inşa ettireceği büyük hâl için 400 bin liranın sarfını kararlaştırmıştır. Ayrıca yeni yollar inşası ve mevcud yolların tamiri için de 100 bin lira ayırmıştır. Şehir meclisi kararı, Da- hiliye Vekâletinin tasyibine arzedile- cektir. Çünkü hâlin inşası, Belediye- nin 1929 yılımda hazırlanmış Jan fev- kalâde bütçesi ile kabul olunmuştu. 'Bu itibarla formalitenin ikmali için meclis kararınm, Dahiliye Vekâleti- çmesi lâzımdır. Bir kadın merdivenden iner- ken düştü, hastanede öldü Yedikulede Havağazı sokağında beş numarada oturan Hatice ismin- de bir kadın evinin merdivenlerinden inerken düşmüş, ağır surette yara- lanmıştır. Derhal Haseki - hastanesine keldi- rılan kadıncağızın hamile olduğu an- laşılmıştır. Bayan Hatice bir müd- det sonra ölmüştür. Gaz ocağını yakarken halı tutuştu * Kalyoncuda Eczacıbaşı sokağında 35 numaralı apartımanında oturan Yani gaz ocağını yakarken halının üzerine dökülen gazlar parlamıştır. Ateş, büyümesine meydan vermeden söndürülmüştür. Bu mektup Lütfiye hanımefendiyi ültüst dttiz > Gözleri yaşardı. Demek senelerdenberi ölmüş zannedilen p& Şa sağdı, ve -İstanbula nihayet dön- müştü. Bu ne harikulâde İşi Kahvaltısını etmeden sokağa çık- mak üzere giyindi. Heyecan içinde idi. Kendisine yardım eden hizmetçiye: — Tendu hanı uyuyor mu? — Evet efendim, daha kalkmadı; — Pekâlâ, beni sorarsa acele bir işim olduğundan sokağa çıktığımı söylersin. — Başüstüne efendim. Hemen Perihans gidecek, onunla sonra birlikte Tendu'yu bu görüşecek büyük müjdeye hazırlıyacaklardı. » İhtiyar kadın o kadar telâş içinde idi ki Perihanın halindeki garabet dikkatini celbetmedi. — Kızım! - dedi, - Bir mektup al dım, gayet mühim. Derhal seni ha berdar etmek için geldim. Genç kadın sahte rolüne devam ederek hayretle: — Mektup mu? Mühim mi? - diye sördü., — Evet evlâdım. Senmetin bir kızsın, bilirim. Bütün gayretini top Ja... Sakın telâşlanma! — Re yar?... Bir felâket mi? (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: