13 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

13 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Mart 1939 “ esi ğ AEŞAM Sahife 3 ŞEHİR HABERLERİ Ahşap çıkmalar AKŞAMDAN AKŞAMA Sporda amatörlük ve profesyonellik Hararetli hararetli konuşanlara ba- yılırım., Matbaamızın bir odasında spor muharrirleri Ulvi Yenal, Şazi Tezcan ve Osman Münir Kutnak öyle zevkli bir münakaşaya dalmışlardı ki, daya- namadım, yaklaştım. Gençliğim aklıma gelmişti. Bir za- manlar biz de edebiyat sahasında böy- le aramızda tutuşurduk. Şimdi o bah- se ehemmiyet veren pek kalmadı. Bra- vo sporculara... En hararetli fikir çe- kişmeleri de onlarda, — Nedir? - dedim. — Profesyonellik, -amatörlük meselesi. Kestirip attım: — Een profesyonel futbolcülüğün aley- hindeyim. Daha doğrusu, bu, bütün mem- İsteyenler varsa canbazhane kumpanyası teşkil eder gibi aralarında uzlaşarak protes- yonel klübler kursunlar; iyice talim ede- rek hüner sahibi olsunlar; sonra marif, lerini âleme çöstererek kanun ve miza- Bun müsaade elliği | şekilde emeklerinin bedelini alsınlar... Bu, bir xenaattir, ama #por değil. Spor, bütün millet gençiiği- | nin beden terbiyesini ve ırkımızın güzel- leşmesini, gelişmesini istihdaf ettiği mis- | bette biri ilgilendirir. Canbar yalanı kurulmuş, kurulmamış, millete me?-| Ulvi Yenal'ın aksi bir noktaj nazar men- subu olduğunu biliyordum. Nitekim, gene şöyle dedi: - İngiliz profesyonel klübleri milletle- rinin ifüharıdır. Sporun kıymeti yeni neslin telakkisine göre öyle büyük ki, mi nimini bir Amerikan hükümetinin ismi- ni, tenkid ettiğiniz tarda kurulmuş bir takım dünyaya tanıttı. İngiliz Parlâmen- tosunda da bir mebus ayağa kalkarak: <Öyle xporcu yetiştiren bir memlekete kredi vermemezlik edemeyiz!» dedi Cevap verdim: — Dalâlet.. «Beşerin böyle dalâletleri var!s.. Memleket sporu kadrosu içinde canbaz demek olan profesyonellere yer olmamalı... vee Sonradan düşündüm ve kendimi haksız buldum. ; Bize şeref veren pehlivanlar profes- yonel değil midirler? Diğer spor şube- lerinin bu eski şubeden mahiyet iti- barile ne farkı var ki, «İlle profesyo- helleri olmasın!» diye taassub göste- riyorum? Hem, hayat bizi o yola sevketmiyor mu? Amatör geçinenlerin çoğunu mec- buren profesyonelleştirmiş değil mi- yiz? Bankaya memur diye, sigorta şir- ketine tahsildar diye kayırıyoruz. Bu iktisadi vazifelerin ehli olmıyanlara da aynı iltimasları yapmışız. Çünkü ada- lesinin kuvvetile, çevikliğile Türk ır- kın en mükemmel enmuzecini bey. nelmilel bir er meydanında temsil ede- cek ve diğer gençlere de bir nevi jim- nastik hocası olucak filânca istidadı elbette gıdasız, parasız bırakamazdık. Onun da meyli buna,.. Medeni bir ce- miyette ne türi meslekler var... Yangından korun- ma için talimatna- me yapılacak Son Bahçekapı yangını münasebe- tile, İtfaiye müdürlüğünün Belediye- ye verdiği mühim bir rapordan dün bahsetmiştik. İtfaiye müdürlüğü, şeh- rin yangın tehlikesine maruz kalma. ması için, alınacak tedbirler arasında bilhassa ticarethanelerin ve büyük mali müesseselerin korunma çareleri üzerinde israr ediyar, Ticarethanelerin çoğu, kâgir bina- larda olduğu halde, son çıkma katla- rının ahşap olması, İtfaiyece çok mah- zurlu görülmektedir. Çünkü bu tica- rethaneler çıkma katlarını çok defa depo halinde kullanmaktadırlar. Bu depolara pamuklu, yünlü emtia, ça- 'buk ateş alacak maddeler konmakta- dır, Ahşap çıkmalar kolayca tutuştu- ğu için, bina ne kadar sağlam ve kâ- gir olursa olsun, ateşin büyümesine sebep oluyor, İtfaiye müdürlüğü, bu- nun, yangın bakımından büyük teh- likesine işaret ederek,ticarethane İt- tihaz edilen büyük han ve apartıman- ların ahşap olan çıkma katlarının yık» tırılması ve yahut bunların depo ha- Jinde kullanılmaması hususunda ısrar etmektedir. Belediyeğ son zamanlarda ahşap çıkmaları menettiğinden; bundan son- ra yapilacak binalarda bu gibi çıkma- lar bulunmıyacaktır. Mevcud eski bi- nalardaki ahşap çıkmaların yıktırıl. ması mümkün olup olmadığı da he- nüz belli değildir. Gerek dün yazdığı- mız esaslar dahilinde, gerek bu ahşap çıkmalar hakkında Belediye Reisliği yakında bir karar verecektir. Kararın tatbik mevkiine konabilmesi için, yana gından koruma tedbirlerinin bir tali- matname halinde Umumi meclisin tasdikine ihtiyaç görülmektedir Bir otomobil bir tramvaya çarptı, hasara uğradı Şoför Alinin geçerken Tepebaşında Kallavi soka- gımda 14 numarada oturan kâpıcı Mehmede çarpmamak için ânide fren yapmış ve bu yüzden 2839 numaralı valmanın idaresindeki Harbiye - Fa- | maruz | tih tramvayının sadmesine Benimki de o kabil değil mi?... Mu. | Kalmıştır. Otomobil hasara. uğra- | hayyel hikâyeleri, makaleleri yazıyo. | mıştır. rum... Cemiyet buna mukabil beni | gamma besliyor!! Benim kariim varsa, onla- rın da seyircisi var. Öğreniyorlar; bir ihtisasta yükseliyorlar; sakatlanmak bahasına çarpışıyorlar. Ve bunu bir eğlence diye değil, bir ihtisas diye ya- pıyorlar; meslek edinmişler. Niçin bu gibilere dolmbaçlı, sahte yollardan ge- çim tedarik etmeli? Beni muhasebeye koysalar, belki de - eskiden yaptığım gibi - ticari senedatın arkasına edebi- yal notları kaydedeceğim... Onlar da, bankalarda, sigortalarda, vazifeleri füzuli ve zararlı şekilde işgal ediyor- lar. — Hangi bütçeden beslensinler?.. — Zaten bilfiil cemiyetten para ka- zanmak kudretinde değiller mi? Bin- lerce seyircileri yok mu? Bu arada bir kaç yüz profesyonel sporcunun geçin- mesi işten bile değildir. Sarih hakları- dır. Setbes rekabet piyasası üzerinden isteyenler angaje olur. Fenaları zaten para etmez. Yaşları ilerleyenler, ama- tör klüplerine antrenmancı, menecer olurlar... İşte, gittikçe muğlaklaşan hayatımız içinde yeni bir meslek... Bu, zaten var... Fakat maskeli... Sa- mimi olarak teşekkül etmesi ve başka- sının değil kendi hakkile geçinmesi daha tabii... ”.. Ben evvelâ itiraz ettim. Fakat uzun uzun düşündükten sonra bu neticeye vardım. Bilmem herkes ne diyecek? Muhakkak ki düşünülecek şey. Wâ idaresindeki otomo- | bil Beyoğlu Meşrutiyet caddesinden | Çarşamba günü seçim başlıyor Her vatandaş Sandik başına koşarak reyini vermelidir Yurddaş; 15/mart/çarşamba günü (mebus seçmine başlanıyor. Evvelâ müntehi- bisaniler seçilecek ve bu seçim 20/ mart/ pazartesi günü akşamı bitmiş olacaktır. Bundan sonra da müntehibisaniler mebus seçimine davet olunacaktır. Yurddaş; ATATÜRK'ün bayrağı altında top- uğrundaki azminin timsali olan Bü- yük Millet Meclisi Türkiye Cümhuri- yetinin en yüksek eseridir. Türk Mi- letinin yüreğinden doğmuş öz eseri. dir. Her Türk'ün mebus seçimile alâ- kadar olması Milli Şef İNÖNÜ'nün yüksek işaretleri iktizasindandır. Yurddaş; ATATÜRK'ün eserinin meydana çıkması, Cümhuriyet rejiminin kök- leşmesi, Türkiyenin yükselmesi uğrun- da gece gündüz çalışan Cümhuriyet Halk Partisi memleketin en güzide ve muktedir evlâtlarından mürekkep olmak üzere bir namzet listesi hazır- lamış, sayın halkımıza takdim edecek- tir. Bu listede adları görülecek olan muhterem zevat Partiye, Rejime bağ- hlıkları ile, memlekete hizmetlerile, irfan ve karakterleri ile temayüz et- miş Yurddaşlardır. Bu yurddaşların halkımızın da arzusuna uygun oldu- Zundan eminiz. Yurddaş; Çarşamba günü başlıyacak olan seçime iştirâk et. Bu seçim devresinin Mili Bayramlardan olduğunu hatır | la ve Vatana karşı büyük hizmet ifa €deceğine kani olarak reyini mınta- kandaki sandığa atmağı unutma, Cümhuriyet Halk Partisi İstanbul Merkezi | Karilerimizin mektupları Sinob'un elektriği Belediyemizin elektrik dinamosu yedeksiz olduğu için cumartesi ve pa- zardan başka gündüz cereyan vere- miyor. Pazar günü Ankara radyosu Milli Şefimizin vereceği nutku ilân et- tiği zamani hepimiz dinliyebilmek he- yecanile tilredik. Ertesi gün radyola- rı başında inkisarı hayalin en acı darbesile sarıları zavallı bizler, kime şikâyet edebileceğimizi de kestireme- dik. Belediye dairesine yaptığımız rica- lar, kömürsüzlük mazeretile susturul- du. Halbuki o nutku dinlemek için, Eceleyin karanlıkta kulmağa bile ra- m idik. Kömürsüzlük o büyük ânâ ras- ladı. Ve bir gün önceki pazar cereyanile de biz ancak eğlenmek için radyo dinlemek zevkini tattık. Bu is- tenilen bir #evk olduğu kadar diğeri büyük bir kayip oldu.. Bur gibi vazi- yetlerin tekerrüründe hissiyatınızın dikkate alınmasını dileriz MM Bir sarhoş yakalandı Beyazıdda oturan Celâl evelki ge- ce içkiyi fazla kaçırmış ve İstiklâl | kemesinde evvelki gün yapılan mu- i lebudava Belediye lehine böyle bir Hasköy meydanı Mahkeme beledi- yeye aid olduğuna karar verdi Şehir içindeki bütün meydanlar, Belediye kanununa göre, şehre, yanl Belediyeye aittir. Kanun, meydanlar- dan halkın tenezzüh ve İstifade edece. ini düşünerek bu hükmü kabul et- miştir. Pakat Maliye, denizden dolma meydanların kendisine ait olduğunu iddia etmektedir. Maliyenin bu nok- tai nazarına göre, deniz hükümete ait olduğundan, denizden çıkan her nevi maddeler ve malzeme de hükümete aittir, Binaenaleyh denizden dolma kara parçaları da hükümetin malı dır. Şehirde denizden dolma. yerler, ötedenberi Maliye ile Belediye arasın- da bir ihtilâf mevzuu olmuştur. Bu ihtilâflardan biri de Hasköy meydanı- ha aittir. Milli Emlâk idaresi, bundan tahminen altı, yedi sene evvel bu nok- isi nazara istinad ederek, Hasköy meydanının da denizden dolma oldu- gunu ileri sürmüş ve meydanı, iştirak | hissesi olarak, Emlâk bankasına dev. | retmişti. Banka da meydanın tapu senedini kendi namına çıkarmıştı. Belediye, bunu haber alınca, ta. pu senedinin iptali için dava açmıştı. Belediye, bu davada, şehir içindeki bütün meydanların şehre alt olduğu nu ve hususile bu meydanın Hasköy ahalisinin tenezzüh ve istirahati için yegâne bir meydan olduğunu “iddia | etmiştir. İstanbul asliye ikinci hukuk mah- hakeme neticesinde, mahkeme, Em- lâk bankasının elindeki tapu senedi. nin iptaline karar vermiş ve bu süret- hükümle netiçelenmiştir. Taksim bahçesi Tanzim işi yaza kadar bitirilecel Taksim bahçesinin on iki bin beş yüz liraya ıslah ve tanzim edileceğini yazmıştık, Beladiye, bahçenin önü- müzdeki yaz mevsimine kadar yeni şekilde tanzim edilmesini İstediğin- den, inşaata sürat verilecektir, Taksim ile Harbiye arasındaki orta kısmın bahçe haline ifrağma devam ediliyor. Burada yapılan toprak tesvi- yesi ve çiçeklerin dikileceği tarhların tanzimi on beş güne kadar bitecek ve kenarlarına çimen, ortalarına çiçek dikilecektir. Taksim su hazinesinin üstüne çi- men koymak, hazine duvarlarını da sarmaşıklarla çevirmek işine devam ediliyor. Taksim ile Şişli arasında cadde üş- tünde bulunan boyası bozulmuş bina cephelerinin boyanma işlerine de ya- İpin Garib bir tecelli Bir resim gördüm. Deniz altında çekilmiş bir fotoğraf. Müthiş bir de- mİZ canavarı. Karşısındaki dalgıç kı- yafetli bir adamın elinden yem yiyor. Bu resmi bir fotoğraf hilesi zannet- meyiniz. Bu fotoğraf İngilterede «Marine Zoo» denilen deniz hayvan. ları müzesinde çekilmiş... Buradaki 500 kilodan ağır son derece yırtıcı bir deniz canavarı, kendisine bakan mu- hafızlara son derece alışmış. Müze dalgıçları her sabah canavarın husu- si havuzuna inerlermiş. Yırtıcı hay- van tapkı bir kedi sokulganlığı ile dal- gıca yaklaşarak onun elindeki yemini Bir jaket atayın dedikodusu Akral Dün bu akrabaya rasgeldim. — Ne oldu senin jaket atay... Bitti Belediye şehrin en kesif semtleri olan bu iki runtakanın teftişinden aldığı neticelere göre diğer kazaların da teftişine başlayacaktır. Bundan kında başlanacaktır. Bütün bu ameli- caddesinde sarhoş olarak rezalet çı- kardığından polis tarafından yaka- lanmıştır. yat nihayet hazirana kadar bitecek ve haziran bidayetinde Taksim ile Şişli arası güzelleşmiş olacaktır. — Meslekten “yetişmiş vekilin tac mümleri bile başka oluyor bay Amca... ... Meselâ Şu tamlın, bir talebenin yalnız mektep içinde değil... ve nezaret altında bulunmasını tav- siye ediyor...

Bu sayıdan diğer sayfalar: