12 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

12 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Leh - Rumen iktisadi elbirliği Komanya Hariciye #azırı B. Gafencunun Varşova seyahati politika sa hasında aradaki eski suitefehhümlerin bertaraf edilmesi gibi faydalar te min etmiş ise de Avrupanın şarkında yeni bir blok yahud bitaraflar zümre- $i gibi bir teşekkül doğurmamıştır. Mahaza Iki taraf arasında da hakiki bir samimiyet ve işbirliği tesis edilmiştir Bu işbirliğinin muvasala yolları ve iktisadiyat sahsında şimdiden müsbet neticeleri kendisini meydana vurdu. Gerek Lehistan gerek Romanya Avrupanın en mühim iktisadi varlıklarından oldukları halde biri Karade- nize ve diğeri Baltık denizine kapanmış olup, her biri hariçle iktisadi müna- sebet ve muvasalasını tek bir yoldan temin etmektedir. Biri şimale diğeri cenuba doğru uzanmış ve yapılmış olduğundan bu mem- leketlerin Karadenizden ve Ballık denizinden çok uzakta olan zengin ve ge- niş yerleri için bu yegâne raahreçler kâfi gelmemektedir. Bunun için Varşova mülâkatında Lehistanın Karadenizde ve Romanya- nın da Faltık denizinde yeni mahreçler bulmaları kararlaştırılmıştır. İlk umumi tedbir olarak Karadenize yakin olan Tunanın mühim limanı (Kalas) da Kehistana bir serbest liman mıntakası verilmiştir. Lehistanı baştan başa sulayan Vistül nehrini ve bunun Baltık denizin- deki ağzını; aşağı mecrası ve bahusus deltası Romanya arazisinden geç mekte olun Tunanın Karadenize olan ağzını uzun bir kanalile birbirine bağlamağa karar vermişlerdir. Kanalın hafrine gerek Romanya gerek Lehistan tarafından hemen baş- lanmıştır. Bu kanal Tunanın Karadenizdeki ağzından ve buraya dökülen Prut nehrinden ve daha şamalde hem Lehistan hem de Romanya arazisinden geçen ve sunra Romanya ile Sovyet Birliği arasındaki hududu teşkil eden Dinyester nehrinden ve cenubi Lehistanda Vistülün bir ayağı olan (San) neh- rinden ve nihayet bunların birleştiği mınlakadan Ballık denizine kadar Yistülün mecrasından istifade olunacaktır. Bu büyük kanal yüz milyonlarca İngiliz lirasına malolacaktır. Bir Lehli heyet bu teşebbüse garbi Avrupada sermaye bulabilmek için Paris ve Lon- dra şehirlerini ziyaret içi: hareket etmiştir. İngiliz ve Fransız sermayedar. larının bu teşebbüse iştirik edip etmemelerinden bu iki garblı büyük dev- letin şarki Avrupa ile şimdi nederecede alâkadar oldukları anlaşılacaktır. : Karadeniz fuarı Samsunda açılan Ataparkın ileride bir fuar haline geti- rilmesi düşünülüyor Samsun (Akşam) — Şehrimizde epey zamandanberi imarına hızla de- vam olunan Atapark günden güne güzelleşmektedir. Atapark için Brük- sel, Berlin ve Londradan sefaretleri- miz vastasile muhtelif nevide nadi- de çiçek tohum ve soğanları getiri diği gibi Trakya umum müfettişi ge- meral Kâzım Dirik tarafından mec- canen200 top akasya gönderilmiş ve İstanbuldan da birçok çiçek ve ağaç- lar mübayaa olunmuştur. Bu parkı tam üç sene zarfında Zağnos köprüsünden Kavak meydar nında inşa olunan hastane ve lise binalarının önüne kadar uzatmak suretile şehrin en güzel yerinde ve denize bakan bir mevkide, İzmirde olduğu gibi bugün için bir panayır, yarın için bir Fuar haline getirmek asıl hedef ve maksadı teşkil etmekte- dir. Trabzon için en verimli bir gelir kaynağı olacak olan bu iş için yüz bin lira kadar bir paranın sarfına lüzum ve ihtiyaç vardır. Bu hususta İktisad Vekâleti ile temas edilmiştir. Bu fuar ve panayıra Karadeniz Fuarı adı verilecektir. Komşu dost Sovyet cümhuriyetinin, Sovyet Er- menistan, Gürcüstan, birlikleri ile komşu kardeş İran hükümeti hattâ Afganistan kardeş milleti ve Kara- deniz etrafındaki Bulgaristan ve Ro- manya hükümetlerinin de bu pana- yıra iştirak edecekleri tahmin edil- mektedir. Bu yıl içinde birinci kademe olarak Atapark jandarma komutanlığı bi- nası önüne kadar uzatılacak, gelecek AKŞAM anna Taksimdeki altı katlı bina Yapılan şikâyete karşı Belediye mabhafili ne diyor? Binalar kanununa ve talimatname- İ sine mugayir olarak Taksimde bir a- partımanın fazla irtifada yapıldığın. | dan bir karilmiz şikâyet ediyordu. Bu şikâyet, Belediyenin ehemmiyetle nazarı dikkatini celbetmiştir. Bize ve- rilen izahata göre, yapı ve yollar ka- nunu ve bunun tatbikına aid talimat. nameye göre, - bir sokağın irtifaı ne olursa olsun böş kattari fazla yüksek- likte bina yapılması kabil değildir. Şehir meclisinde kabul edilen son talimatnameye görede bir binada her katın irtifaı kati olarak gösteril. miştir. Bu esasa göre İstanbulda beş kattan fazla bina yapılmasına imkân yoktur. Fakat Taksimde tramvay cad- desindeki binaların altı kat olması hakkında Heyeti Vekile kararı oldu- ğundan bu karara göre, bahsedilen apartımanın irtifamın artırılmasına müsaade edilmiştir. Talimatnameye göre her kat üçer metreden ve çatı kısmı da seksen santimden iba- ret alacağına göre Taksimdeki apartı- marn İrtifa - bina beş kat olacağına göre - yirmi metre seksen santimetre- den ibaret olacaktır, sene de Kavak meydanma kadar açıl: mak suretile ikmal olunacaktır. Bir taraftan Atapark genişletilir. ken diğer taraftan da panayır ve ser- giye ald binaların projelerile uğraşıl- maktadır. Bu projelerin hazırlanma” sı işile bizzat Trabzon mebusu mü- hendis B, Mithat Aydın meşgul ci- maktadır. Coçuk Esirgeme Kurumunun faaliyeti Çocuk esirgeme kurumu Galata kolu tarafından giydirflen ifkokul talebeleri Çocuk esirgeme kurumu Galata nahiyesi kolu 1980 yılının ilk iki ayı içinde, iki doğuma ebe, ilâç ve giyim, üç hasta çocuğa İlâç, on beş: yoksul yavruya yiyecek yardımı yapmış ve otuz ilkokul talebesine de göğüslük ve ayakkabı vermiştir. Gandi yetmiş yaşından sonra yeniden niçin açlık Hindistanın istiklâl davasını ileri sürerek bir zamanlar, yani 1919 s€ nesinde mecusi ve müslüman bütün Hindlileri bayrağı altına toplayan ve sonra yalnız mecusilerin lideri olan Gandi tekrar bütün dühyanın dikka, tini üzerine çekmiştir. Silâhsız mücadele ve boykot İle is- tiklâl ve hürriyet gayelerini elde et- meğe çalışan Gandinin en kuvvetli silâhı açlık grevidir. Davası karşısın- da İngiliz hâkimiyeti gibi muazzam engeller dikildiği zaman hemen açlık grevine başlar. Şimdiye kadar üç de- fa bu greve girmiş ve hayatını tehli. keye koymuştu. Şimdi de zahirde ehemmiyetsiz ve hakikatte çok büyük bir dava uğrun- da dördüncü defa açlık grevi yap- miştir. Lâkin bu defaki orucu sıhhati ve hayatı için çok tehlikelidir. Yaşı yetmişi geçmiş olduğundan eski zin- degi ve mukevemetini kaybetmiştir. İhtimal son siyasi savaşı olan bu mücadeleden sağlam ve berhayat çık» mıyacaktı. Lâkin son dakikada Hind umumi valisi müdahale ederek dört günlük bir oruçtan sonra Gandiyi mezarın kenarında kurtarmıştır. Gandinin açlik grevi zahirde ehem- miyetsiz bir şey isede hakikatte çok müessir bir ku#vettir. Çünkü Gandi- nin hayatı 400,000,000 insanın üze- rinde titrediği bir varlıktır. Bu silâhı ilk kullanan Gandi de. gildir. Açlık grevi, Hindu mistisizmi- nin çok derinlere kök salmış bir ananesidir, Gandinin iki türlü şahsiyeti var- dır: Biri mistik, sofu, zahid olarak yüz milyonlarca insanı kendisine bağlamış “olmasıdır. Diğeri cin #i- kirli bir politikacı, devlet adamı ve büyük plânlar düşünen bir dünya adamı bulunmasıdır. Gandi tam otuz sene çalışarak her iki şahsiyetini birleştirmiş ve bugünkü muazzam Hind milliyetperverliğini yaratmıştır. Şimdiye kadar Gandi Hindistanın Üçte ikisini doğrudan doğruya kendi idaresinde bulunduran İngiltere devleti ile mücadele ediyordu. Her biri kırk elli mliyon nüfuslu birer imparator. luk olan Hindi İngilizinin on bir eya- grevi yaptı ? lâkin Hindistanın kalan üçte biri- ni elinde Bülunduran yerli hükü- metlere şahsi ve idari hürriyet csas- larını ve demokrasiyi kabul ettire- memişti. Bu noktada Gandi İngilte- reyi sıkıştıramıyordu. Çünkü İngil- tere kendisile muahedeleri bulunan bu yerli hükümetlerin dahilt işletme karışmak (salâhiyetini (kendisinde görmüyordu. İşte Gandi bu yerli hükümetleri de yola getirmek için Bombay eyaleti Rajkot hükümetini ele alarak son hüriyet ve demokrasi verilmesi için çoktanberi Find kongre partisi uğ- raşıyordu. Bu partinin teşviki ve hi- mayesi ile ehali dahi bir kaç defa hükümetin ve bunun başında bulu- kâmına uygun bir kanunu asasi ve- receğini vadetmişti. Fakat sonradan letini geniş muhtariyete eriştirmeğe ve bunları federasyon halinde bir devlet halinde birleştirmeğe muvaf. fak olmuştur.” Ansiklopedisi Türkiyeye döneceği bildirilen RIZA TEVFIK D oktor ve filozof Riza Tevfik, 150 liklerin affından istifade ederek yakında 'Türkiyeye dönecek- miş. 1868 de Mustafapaşaköprüsünde doğan Riza Tevfik'in babası kaza kaymakamlıklarında bulunmuş Hoca Mehmed Tevfik efendidir. Riza Tevfik, Yahudi, Ermeni mek- teplerinde ve Galatasaray lisesinde okudu. Muhtelif mektepler değiştir- dikten sonra Tıbbiyeye girmiş, her mektepten olduğu gibi oradanda haşarılığından dolayı bir kaç kere çı- 'karılmışsa da nihayet şahadetname- sini almıştır. Gümrükte hekimlik yaptı ve Cemiyeti tıbbiyede âzalık etti. Meşrutiyet inkılâbı esnasında Şi- irlerile, tenkid makalelerile, nutukla- rile dikkati celbetti, Edebiyatı Cedide- nin erkânı arasma karıştı. Riza Tevfik Edirne mebusu oldu, Evvelâ İttihad ve Terakki taraflısı iken sonra muhalefete geçti. Halbuki meş- rebi siyasete müsaid değildi. Daha ziyade ilme, sanata kendisini vermesi icab ederdi. Yedi sekiz lisan biliyor. du. Edebiyat kabiliyeti pek kuvvet- ydi, Harbi umumide İnas darültünunu- DA felsefe hocası ve karantinaya aza oldu. Mütarekeden sonra darülfünun metafizik profesörlüğüne, birinci Tev- fik paşa Kabinesinde Maarif nazırlı- ğına getirildi. Damat Feridin ikinel Kabinesinde Şürayi devlet reisi oldu. Sonra Sevr mushedesini imzalayan heyeti murahhasa azası meyanına girmiştir. Mili zaferden sonra, hudud haricine çıkmış, kara listeye girmiş- tir. Son gurbet hayatının büyük bir Hâmidin eserleri hakkındaki bir etüdü ve «Serabı ömrüm»; sernameli bir ki- tabı vardır ki, bu sonuncu Kıbrısta kısmını Arap memleketlerinde geçir. | basılmıştır. miştir. Riza Tevfik, halk usulü şiir yazma <Pelsefe dersleri» isimli bir eseri, | siyle ve hoşsohbet olmasile do meş Ömer Hayyam tercümesi, Abdülhak | hurdur. Slovak muhtariyetinin ilderi Andre Hlinka imi Helinka taraftarla» rının ihtilâl çıkardıkları bildi. riliyor. Andre Hlinka, 1865 senesinde Ro- zemberk civarında Çernof'ta doğmuş bir papas, ayni zamanda siyaset adar mıdır. Slovak haâlk fırkası lideridir. Bu fırka katolik ve muhtariyet pren- siplerini umde ittihaz etmiştir. Hiinka Çek ve Slovak birleşmesinin aleyhin- deydi. 1919 eylülunda sulh konferansına verdiği bir muhtırayla Slokavyada bir reyiâm yapılmasını istemiştir. Mo- ravyada tevkif ve hapsolundu. 1920 de mebusana seçilmesi üzeri- ne serbes bırakıldı Memleketinin halkçı katoliklerini etrafına topladı 1926 den itibaren eski sistematik mu- halefetinden (vazgeçti; (o bununla beraber muhtariyetçi programının ana hatlarından sarfınazar etmiş de. gildi, Hlinka, Çekoslovakyanın son par- çalanışından bir müddet evvel vefaş etmiştir, b ia an ki MDA AŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: