başvekâlete geçti. Bu defa bu makam- “da ancak iki gün tutuldu! © Sadarette iken evi kıymetli mezeyye- “nat yerine muhacirlere tevzi olunmak üzere yığınlarla Ameriki ; bezi gibi «kumaşlarla dolu li, Kızları Muhtaçlara gömlek vedaj'e biçmek için ellerinden makası düşürmezlerdi. Ahmed Vefik paşa kayıd ye intizam sırf Türk mamulâtından olduğu için Satın alınmış Kütahya testileri, ibrik- ” der görülürdü. O bu mütevazi ' Türk masnuatı için değerlerinden fazla pa» Ta ödemekten âdeta zevk alırdı. Siyasetten bahsederken; 4 — — Harekâtımı görenler bana cesur derler. Halbuki bendeki cesaret “tevekküldür! derdi. - N Abdülbamid şahsi siyasetini yürüt. "mek üzere Babiâliyi hiçe indirdiği gö- rüldüğü sıralarda: — Sultan Hamidin Hariciye Nazırı- na ihtiyacı yoktur! demişti, Onun ağzında bu söz Abdülhamidin. harici siyasette tutulacak iyi yolu ta- yinde âciz iken kendi küdret ve irfa- * nıns kani bulunduğuna ve Babiâlinin siyasi kıymetçe düşkünlüğüne istih- zalı bir ima idil ransiz konsolosu Jemarki, bu kon- soloshane tercümanı Gregüar Bay, Avusturya konsolosu Falkehzayn, vi« âyet Aşar Nazırı Vizental efendi, eş- raftan Rasim bey, Şakir ve İbrahim efendilerden mürekkep bir tiyatro en- trupunun aktör ve aktrislerine edebi- yat ve inşad dersleri verirdi. Encümen azasından bazıları tiyatro işlerile uğ- raş'r, bir kısmı da tiyalro için eser tercüme ederdi, Ahmed Vefik paşa ba. zen provalarda bizzat hazır bulunur. du; yanlış telâffuzları arada sopa ile düzelttiği vaki olduğu rivayet olunun! Fad paşa mensuplarından Yorgan. cı diye maruf şair Saffet efendinin (Semti irfanın baidi ebteri) diye tav. sif ettiği Bursalı şeyh Zaik efendi Ahmed Vefik paşanın valiliği esnasın- da (H. 1295-99) Bursa eşrafından ba- nıları hakkında bir hicviye yazmış, bunda bu zevattan her birinin (Mec- nunu Bursa) gibi (n) redifli birer sı- mişti! Bundan müteessir olan bu eşraf va- li paşaya şikâyet ederler, Ahmed Vefik paşa bu şikâyette zaten sevmediği bu adamları tahkir için bir vesile bulur! Şikâyetçilerle şeyh efendiyi birlikte huzuruna çağırır; şeyhe hieviyesini okumasını emreder, Hlcviyede her si- fat geçtikçe şikâyetcilere: — Bu kim? , e ayağa kalkıp bir temenma ederek: Diye cevap verir; sonra yerine otu- Tur. Hicviyenin okunması böyle sual ve cevaplarla nihayet bulur. Ahmed Vefik paşa itiraza vakıt bı- rakmak için bir dakika süküt eder, Müştekiler de onun ne söyliyeceğine intizarda bulunurlar, Paşa kararını ; Ahmed Vefik paşaca bir idare mi. sali! Türkiye DALGA UZUNLUĞU SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 292 Ahmed Vefik paşanın tiyatroya merakı, Bursada kurduğu tiyatro encümeni 188 Kos. 120 Ew. T.A G. ITim. 15195 Koş, 20 Ew, T.AP 3i7im MESKeR 20 Kw. 12.30: Program, 1226: Türk müziği -PL, 13: Memleket saat ayarı, ajans ve meteo- roloji haberleri, 13,10 - 14: Müzik (Kam- şk program - Pİ). 1830: Program, 18,28: Müzik (Oda mü- Ahmed Vefik paşa ikinci bir defa daha Tokay. : Tahsin fiye Tokay. 20: Ajans, meteoroloji berleri, ziraat borsası (fiât), içine akson, Çin, Japon masnuatı yanında 5 Ni li len müteksid Refet beyin Ömer efendi bir defa sa- rayda bulunan bir vazonun eşini bulmak Üzere Parise gönderilmiş ve aranılan va- zoyu bulup saraya getirerek büyük para almıştı. 710 numaralı tefrikada (Hüseyin Avni t Ahmed Vefik paşa Bursada vali iken Pi 3140 Rimeski Korssakoff'un operası — Lüksemburg 21,10 gen akşam — Leipzig 21,10 askeri muzika — Münih ve öperet musikisi — Viyana 21,10 H İ 7 > ; Mai ri i şii EHE fatle Bursanın nesi olduğunu göster« . il İ : ği vl ; 2'i i eteklerinden, kollarından tutarak il : EE ğ j gis Diye sorar, O sıfatle hicvedilen kim — Bendeniz efendim! Kulunuz efen- il ; ; | i i i i i i Hil ii ii h ir i il li p i i i i | 2 ili hi ii İs i | İ i ir i TARİHİ TURAKINA Yazan: İSKENDER FP, SERTELLİ Tefrika No. 70 ROMAN Keyük, bir gün, kendisini ölümden kurtaran gözdesine : | “Dilediğin zaman, dilediğinle evlendireceğim!,, demişti. i Acaba, Olga ile kendisinin birleş- meleri için, Yaşumanın ortadan kal- dırılması mi gerekti? Samonun zihnini kurcalıyan bu şüphe, saatler geçlikçe büyüyor, de- rinleşiyordu. Hanın yanında toplanan heyet, Xaşumayı şehir içinde de aramağa karar vererek dağılmıştı. Vezirin kızını : (Saray) oşehrinde aramak için kol kol ayrılan muhafız- lar ve zabitler şehre yayılmışlardı. Ağızdan ağıza yayılan bu haber, halkı heyecana düşürmüştü. Yerliler: — Vezirin kızı kaybolmuş! — Onu, cinler: alıp göğe kaçır mışlar! — Yaşıma, kendini Volgaya atıp öldürmüş! Gibi, birbirini tutmıyan sözlerle hadiseyi büyüttükçe büyütüyorlardı. Yaşıma - bütün araştırmalara râğmen - şehir içinde de” bulunamı- lere: 5 — Yaşumanın izini bulmadan gö- züme görünmeyin! Demişti. Hiç kimse prensin yânına yaklaşamıyor ve: «Aradık, bulama- dık!» diyemiyordu. İhtiyar vezirin iztırabı günler geç- tikçe artıyor, kızının arkasından mülemadiyen gözyaşı döküyordu. Bu işi hayretle karşılıyanlardan biri daha vardı: Sungu. Hanın göz- desi, Yaşumanın ortadan kaybolu- şundan müteessir değildi. Hattâ için için gülüyor ve seviniyordu. Fakat, Yaşıma ne olmuştu? Sungu bunu anlamadan merakından çatlıyordu. Sungu, Yaşumanın oda hizmetçi. lerinden birini yakaladı; — Onun nereye gittiğini sen bilir- sin.. haydi benden saklama.. söyle! Dedi, Hizmetçinin bir şeyden ha- beri yoktu: — Senden şimdiye kadar bir şey saklamdaım. dedi, lâkin bu işe ben de herkes gibi şaşıyorum. Onu bu akşam yatağına elimle yatırdım. — Samo neredeydi o saatte? — Kendi yatak odasında yatıyor” duoda. — Sonra nasil oldu ka kayboldu? — Sabahleyin odasına gittim. yatağında yoktu, Kocasının odasına geçmiştir diye kimseye bir şey söyle 'medim. Ve babasi onu çağırttığı da- kikaya kadar, Yaşumayı kocasının odasında sanıyordum. — Nereye gidebilir Yaşım? Şehrin Mi « Ma - Mo'nun; «Haydi, odans giti» demesi, Sunguya bu işin içyü i zü hakkında bir fikir verebiliyordu. i Artık, Sungu anlamıştı ki, Yaşu- i mayı ortadan kaldıran Çinli sihir j bazdı. ! Sungu, bir hafta önce başladığı i oyunu tamamalmanın sırasını “bul İ muştu. Keyüke bir gece: «Olgayı bir i Moğol zabitile evlendirirseniz, Rus- lara yardım etmekten vüzyeçeri> de» mişti, Sungu, Olganın bir an evvel bir Moğol zabitile evlendirilmesini istiyordu. Bunun sebebini anlamak güç değildi. Olga bir Moğol zabitile €vlenecek olursa, Samodan vazgeç- miş olacaktı. Artık Yaşıma da mey. danda yoktu. Samo yalnız kalmış oluyordu. Bundan sonra iş Samoyu elde etmeğe. onunla birleşmeğe kalı» yordu. Sungu, çok sevdiği bu Moğol zabi- tile nasıl birleşebilirdi? Sungu, Keyük hânın en çok sevdi- ği gözdelerinden biri değil miydi? Han, gözdesini kendi elile Samoys nasıl verecekti? İmil irmağında konaklıyan Keyük han bir gün atına binip ava çıka- caktı. Sungu havaya baklı: — Biraz sonra çok şiddetli bir fır. tına kopacak. Ava çıkmayınız! Diye hani yolundan çevirdi. ceğim.» diyecek, ve hiç şüphe yok kl, han da - verdiği sözü hatırlıyarak «