28 Şubat 1939 Istanbul kazan, ben kepçe EŞAM Haydarpaşa ve hat boyu Haydar pâşa üçüncü Selimin ve- * zirlerinden. Şimdi askeri hastane olan binayı kışın olarak yaptıran, Oraya ismi kalmış olan adam... 37 sene evvel, şimdiki garın yeri doldurulmamış; dalgakıran malge- kıran arama. Her taraf deniz; lo- dosta dağlara çıkmada, Eski istasyon Kadıköyünden uza- nan rıhtımın sağındaydı. Kıyısında külüstür İskele; başlıca vapurları da (11) numara, iki başlı (21) numa- ra... Haydarpaşa - İzmit hattı 1874 de açılmış. Hükümet başaramıyarak alt tarafını 1887 de (Anadolu Demir. yolları şirketi) ne devretmiş... “ Kumpanyanın başlıca sermayedarı (Doyçe Bank). Raylar (Krup), tra- versler muhtelif Alman fabrikaları nın, Haydarpaşa limanı inşaatının kumpanyaya verilişi 1900 de, kismen açılışı da 1902 dedir. Trene binerek yukarı doğru”yolu tutalım: Sağımız Haydarpaşa çayırı, sölu- muz İbrahimağa. Burülar Anadolu yu aşıp sınırlara giden, şark seferle- rine iştirak eden kıtaata ordugühlek edermiş... İkinci Mahmud Çamlıca ya rağbet edip sık sık gelir gider ol- duktan sonra havaliye rağbet art- mış Abdülmecid devrinde, kız kardeşi Atile sultanla damad Mehmed Ali paşanın düğünü yapıldığı hengâm- de, bu çayırda şenlikler tam bir haf- ta devam etmiş; etraf inlemiş, Bizim çocukluğumuzda gâyet ka- Tabalık olurdu. Bilhassa Hıdrellezler- de Kadıköy, Üsküdar, Çamlıcalar halkının kâffesi oralı. Sair zamanlar da ismi Züğürdler yaylası... Araba ile gezemiyen, taba- t dolaşan, yirmi paraya velere çöken meteliksizlerle hın- cahınçtı. Vagonun içinde, yoruz, Mükem- mel ecel beşiği olan, çok kimesnele- ri verilmiş sadakalarına bağışlıyan Ziver bey yokuşundaki oşimendifer geçidini geçer geçmez, hemen solda Acemler denilen kalanturların kâ; nesi, bahçesi, limonlukları. Ve böyluboyunca köşkler... Züh- tü paşanın çok ağaçlıklı malikâne gene haneler ve Kızıltoprak İstas- yonu, Adının gelişatı toprağının kızıl oluşundan... Semtin Kuyubaşı ta- rafları sonra rağbet görmüş. Abdülâ- ziz zamanında en tehlikeli mevki- lerden mbiriymiş. Sebebi de vellahd Murad efendi köşkünün ve çifliği nin oracıkta oluşu. Civanbaht deryadil. Mimarlık meraklısı imiş. (Hane- danı Osmaniye mensup olmasaydım muhakkak mimar olurdum) dermiş. Güya kasrının resmini de kendi eli- le çizmiş. Hâlâ meydandadır; eski redif debboyları şeklinde bir binadır. Çifliğinin küçük bir hayvanat bahçesi teşkil eden tarafındaki ge- yikler, ceylânlar, tavşanlar, papa- ganlar, güvercinler ve nadide kuş- lardan eser kalmamıştı. Sekiz on s6- ne evveline kadâr, o zamanlardakile. rin ahfadından iki tavus kuşu sağdı. göz hapsinde amma Kınitoprakla Feneryolu arasında da seyrek seyrek köşkler mevcuddu. Geçende dediğimiz gibi frenkçesi (Bifurcation) olan Fenerjolu istas- yonundan Fenerbahçeye hat ayrılır, gidip gelme bilet. üç, beş kuruşa müşteri taşır dururdu. Fenerbahçe müdavimleri “konak &rabalarının, kira faytonlarının için- de kurulu, (Belvü) otelini ve sırada- ki ecnebi villâlarını geçip sed üstün- deki Namazgâhın önünden kıvrılır. Yarken, trenden çıkıp tebanı tutmuş- lara göz ucu çevirmezlerdi. O yayancıkların hemen hepsi de kenar semtler sakinleri; İstanbuldan gelenler, Üs'üdardan bayır aşağı vuranlar, Yeldeğirmeni'nin Beni İs- rallleri. Sakız ağaçlarının altında, kulakları kalkacak şimendifer düdü- ğünde. sandalyalara, hasırlara vayı- Haydarpaşa çayırının eski bir resmi İlerideki doldurma ve köprü ne gezer?.. Buradaki geçid de can paha- sına. . Şürayi devlet âzasından Mu- sullu Sami beylerle mi, dairei as- keriye muhasebet dairesi ikinci şu- be müdürü Rıza beylerle mi ahbab- sın, yoksa şehbender Torpil Tevfik beye mi gideceksin, sağı #olu- iyice kollamazsan İokomotifin. altıma git- tin bitâi, Müştemilâtından, mermer merdi- | venlerinden, camlı kapılarından baş- hyarak nihayet kendi de yıkıcıların eline geçen, kavuni boyalı, karanti- na. tahaffuzhenesi kılıklı, ser kâtibi şehriyari Tahsin paşa köşkü çok #onraların inşaatıdır. Amerikan: çubuklar yetiştiren Nü- mune bağını geçelim... Sağda topçu feriği Ali Refik paşanın buradaki | köşkü. Sokağına - adı kalmış olan Vehbi beyin altı tuğla, üstü ah- şap hanesi, Demirylunun karşı yaka. sında, bir kodeks mecmuası yutmuş çasına ilâç bilen, meşhur dahiliyeci- nmaz da Bey oğlu zabıtas ylerinden Hahz ağabeysi Şam polis müdürü Ör beyler... Gözlepenin o vakitki yolu ne derbentte, ne de kaç kulaç fevkte; hepsi di letçi Tekgöz Miltiyadinin gişesinin | Yaninin bahçeli | bitişiğinde Adalı gazinosu 315, 16 senelerinde cuma ve pazar akşamları incesaz getirtir, karşıki tarlalara civarın sileleri kilimle yarak birikir, çoluk çocuk atti Aleksiden aldıklarn mehtap kibritle kaptan, Beşiktaş lisanı Fransevi muallimi kaymakam Şevki bey, Merdivenköylü Osman bey oğulları, Vehbi bey zade ve saire... Çarşambı günleri Mama'da orta oyunu oyniyan Kavuklu Hamdinin zumacısı Şişman Ahmed dönüşte çardağın önünde alı geçerdi. Caminin bânisi Tütüncü Mehmed efendi, Göztepeye fik yerleşmişlerden, mahalleye de adımı vermişierdendir, Reji idaresi kurulmadan evvel, tü- tünler Çifte Kılıç), (Ay Yildiz), (Sarı İbrişim) isimlerile ve bandrol. la satıldığı zamanların tüccarı. Göz- tepede dükkün dükkân akarları, de- niz tarafına giden caddede köşkü vardı ki burasını Gazi Osman pasa ailesi satın al mevcud binayı bir kaç misli büyültmüştü, İstasyonun çok yakınlarında otu- ranlar: Fesçi Said bin Cebbare, Fethi | kaptan, mabeyin kâtiblerinden Ni- | had bey,- Evkaflı Reis Ali efendi, Mümtaz Kaptan ve kaynatası Ahmed bey; cebi hümayun kâtibi Faik bey, Erenköy kız lisesi olan Rıdvan pa- şa köşkünün eski ve mütevazı za- manki sahibi, meşhur maliyecilerden, (Defteri Muktasid) muharriri Süley- man Sudi efendi idi. Lisenin yatak. hane dairesi olan bina topçu resi Hacı Hüseyin paşanın sonra yaptır- dığı köşk. Vüzera ve rical sayfiyelerinin ço- .ğu Erenköyünde ve hâvalisinde: Ev- kaf Nazırı Galib paşa, divanı muha- sebat reisi Zühtü bey, maliye muha- Sabri ve | rü Hüsnü efendi, Ticaret ve Nafia Nazırı Zihni paşa; daha gerilerde Maliye Nazırı Reşad paşar, maliye serveznedarı Halid bey, Masraf Na- zır Hasan paşa, Gazi Etem paşa... Köyün ecnebileri de var: Şarapçı Alinanyali Ekerlin, gene“ Almanyalı Herter; bunların daha kodamanı İç 'Erenköyündeki Tomson biraderler. Yolumuza devam ederek Zürafalı köşkü, Ebenin hanesini geçtik; o za- manlar Süadiye yok, Bostancıya İ vardık. Buranın 40 yıl evvelki meş- hurluğu donanmacı başı, nafia mu. marşı, cami mu iskeledeki gazino zino ne arıyo; Yıldız kumandanı Şevket paşanın büyük oğlu Cavid paşa burada ga- yet arnuvo bir K rdurmuştu ki şimdi cezacı . Etem Pertev merhum gilesindedir. | OŞimdiki ça deniz kiyisındaki yan alaşlarile, son ve bostanlariyle ş Rağbeti tarumar eden yarıgındır. Kata) öteerberi tır. Hüküme' kona yesi, rüşiyre keymâkamlık. 1, mahkemel şeri- mluk değil, Türk v Havasına, suyuna, cının da ye Gelip gidiş zarlığı idi. Yol sı Yakacığın na- r-berbad, arabalar | | Pendik Laştan aşa Seni üstündeki Gir | da garsonlara (“ero), (psomi), (dü- İ ziko) demezsen haddin varsa meram anlet İ Sermed Muhtar Alus Trakyada bağcılık ilerliyor , Edirne (Akşam) Trakya geçtikçe ıklareli ve at Vekâletinin ları Trakya bağcılarına yüz binlerce asma çubuğu yi ve bunlar halkımıza dağıtılmaktadır. a vâktlle mübim menfaat. in eden bağcılık ve şârapçılı- ğın bu ilerleme hareketi il kın bir âtide eski haline geleceği ümidlerini kuvvetlendirmekteğir. ZAKŞAMN bağeılığı u gidiyor. kirdağındaki Zira- Abone ücretleri Türkiye Ecnebi 6 AYLIK 3 AYLIK TAYLIK Posta ittihadına dahli olmıy memleketler: Seneliği 3000, «) 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. ires tebdili için yirmi beş kuruşluk pul | göndermek dir. Muharrem $ — Kasım 113 S, İmsak Güneş Öğle Ikindi Akşam Yatsı B. 1101 İM 620 938 1200 İl ve. 459 e3sazmm 1536 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk İ sokak No. 1$ hasebecisi Sadi beyin mukimliğinden. | uğ ıştı. Meclisi vâlâda aza bu zat yanındaki gencin neler düşün- yan Sakızs- | yük asına fidanlık- | SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yasan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakki mahinizdur Tedrika No. 291 Ahmed Vefik paşanın hayatı - Üçüncü Napoleonun bir sözü Diye tevkir ederdi. Arif Hikmet pa. şa umumi harp mütarekesinden son- ra bir defa Adliye nazırı olmuştur.) Arif Hikmet paşanın Naile sultan- la izdivacında valide paşa hediye ola» Tak pek ağır kıymetli bir tac takdim etmiş ve: — Ben bunu kendi gelinime ver- mek isterdim! Diyerek Nalie sultan hakkındaki ta- lebinin 1s'af edilmemesinden kalben hasıl olmuş teessürünü izhardan ken- dini alamamıştı. Ahmed Vefik paşaya dair Ahmed Vefik paşa divanı hümayun tercümanlığı Fenerlilere verilmek im- tiyazı kaldırılınca ilik olarak bu tercü- manlığa tayin edilen mühtedi Yahya Naci efendinin torunu ve Reşid paşs ile Parise giden, sonra orada sefaret maslahatgüzarlığını ifa eyliyen Ru- hullah efendinin oğludur. İstanbulda İ birmüddet mühendishaneye devam et- mişti. Babasile birlikte Parise gidin. ce (H. 1250) Senüi lisesinde tahsil ey- Jemiş Türkler arasında fransızcayı en iyi bilmekle maruf idi. H. 1267 de encü- meni danişe aza olduğu vakit 29 ya- şında idi. Arap, fars, İtalyan, Lâtin Misanlarını okur, yazar, Alman, İngi- diz, Rus, eski Yunan dillerini de anlar- dı. Çagatay ve İbrani Jisanlarile de iken 1279 da Darülfünunda bir müddet (Hikmeti tarih) dersi (ookutmuştu. Memleketimizde ilk defa salname ih- das eden de o olmuştu. Ahmed Vefik paşa Türk milliyetçiliğinin piri sayı- tır. Vatanın istikbali kendisini daha genç yaşında endişe içinde bırakmağa başlamıştı. Avrupadan yanmda hocasile İstan- bula dönmek Üzere Tunayı geçerken | (Petervardin) kalesi üstünde Avus- turya bayrağının temevvüç ettiğini görmüş, düşünceye dalmıştı. Yolcu- lardan biri genç Ahmed Vefik efen- dinin nazarına ve haline dikkal et- mişti. Şivesinden İngiliz olduğu anlaşılan düğünü keşfettiğini gösteren bir eda ile: — Neden meyus oluyorsunuz deli- kanlı? Ecdadınızın tasarrufunda bu- lunmuş olan bu yerler yine ahlafe av. det edebilir! demişti. Ahmed Vefik efendi de buna şu ce- yabı vermişti: — Ben kaybettiklerimizi nasıl elde edeceğimizi değil, elimizde kalanları nasıl muhafaza edebileceğimizi düşü- nüyorum! Bu sözleri söylediği vakit Ahmed Vefik efendi 17 yaşında idi; muhatabı da Lord Palmerston idi, Ahmed Vefik paşa ciddiyet ve mi- zah ile şiddetin garip bir halitasi idi. İffetile, istikametile temeyyüz ediyor. du. 30 yaşında Tahranda elçi bulunu. yordu. (H. 1268) 'Tahrana giderken İran memurla- rından büyük riayetler görmüştü. O da pek çok atiyeler bezleylemişti. Tah. rana yaklaşınca birkaç gün misafir edilmesi için (Hişt bihişt) bağı hazır. lanmıştı. Kabul etmedi. Doğru sefa- rethaneye gitti, Şah yaylâda id. Üç gün sonra şehre indi, Üç gün sonra da yeni elçiyi huzuruna davet etti, Kabul şartlarının müzakeresi uzun sürdü. Elçilerin hükümdarlarından getirdikleri nameler İran memurları tarafından bir altın tepsiye konulur, şaha öyle takdim olunurdu; kabul sa- lonu haricinde verilen bir kumanda üzerine elçi ayakkabılarını çıkarmağa mecbur tutulurdu. Sefaret memurları şah divanhanesine elçi ile beraber gi- remez, kapının yanında dururlardı. Yeni elçi sadrazam makamında olan zat ile mülâkattan sonra diğer İran büyüklerini dahi birer, birer ziyaret mecburiyetinde idi. Vefik paşa bu âdetlerin ve mecbü- riyellerin ref'ini istedi ve arzusuna nail oldu. Yalnız divanhane önünde ihtarsız kuloşlarını terketti; huzura mahmuzlu çizmelerile girdi; name hümayunu vasılasız verdi. H. 1277 de. ile Parise büyük elçi olmuştu. Üçüncü Napolyon Ahmed Vefik pa- şanın sefaretten kaldırılmasını iste- mekle beraber şahsına karşı hürmet beslerdi. Paşa vedanamesini takdim ederken: — Sizin gibi bir zatı vükelâim ars- sında dâhi görmek isterdim. Diye teessüfle karışık iltifatta bu lunmuştu. İmparator Ahmed Vefik paşaya kendi markasile Sevr mamulâ- tından bir sofra takımı ile üstünde pa» şanın ismi mahkük bir tuvalet takı- mı hediye etmişti. Ahmed Vefik paşa iki sene sonra Anadolu sağ kol müfet- tişi oldu. İzmitte teftiş ile meşgul iken ahali tarafından verilen arzuballar © kadar çok olmuştu ki, arzuhal yazıla- cak (evrakı sahihe) kalmamış, gön- derilmesi için İstanbula müracaat mecburiyeti hasıl olmuştu. Yükselmek isteyen her siyasi recülüm arada göstermesi zaruri olan inhina- lardan Ahmed Vefik paşada eser gö- rünmezdi, Dikbaşlı idi o. Yalnız cihan seraskeri Riza ve damad Ahmed Fet- hi paşalar gibi zamanın en nüfuzlu şahsiyetlerine karşı değil, kendisinin en ziyade takdir ve hürmet ettiği ko- ca Reşid paşaya karşı bile fikren istik- lâline delâlet edecek açık ve dokunak- lı sözler söylemekten çekinmezdi. Maarif nezaretinden ilk defa sada- rete davet edildiği zaman Abdü)hami- de üç şart arzetmiş 1 — Sadaret namının başvekâlete tahvili ile (1) vükelânın mesuliyeti usulünün vaz'ı; 2 — Damad Mahmud paşans! te boğdurulan. Tophane müşürlüğ den ve Said paşanın -küçük- Dahil neraretinden azilleri; Dahiliye nezare- tinin başvekâlete ilâveten kendi uhte- Sine tevcihi; 3 — Mesalibi umumiye üzerine vu- ku bulacak maruzatına saltanat mâ- kamından müsaade olunması. Abdülhamid nazırların meslekleri. ni izah için içtimalarında nutuk irad eylemeği bir «hiffet eseri; addettikleri mebusan meclisini arbedesizce tatil için vükelâ arasında Ahmed Vefik pa- şâdan ehil olanı göremiyordu. Bu sebeple bu şartları kabulde hiç tereddüd etmedi! Ve kabulünü bu hat. tı hümayun ile de teyid etti: (Hamdi paşanın azil ve tebdiline lü. zum görülmüş ve kanunumuz iktiza sınca vükelâmızın memuriyetlerine müteallik mesalihte münferiden ve mesalihi - ümümiyede o müçtemian mesüliyetleri tabii ve işbu kaideli mes. uliyet hükmünce vükelânın mesuliye. ti münferideleri tahtında cereyan eden mevaddı bilmukabele tarafımızdan tasdik olunmak üzere arzetmeleri muktezi olduğundan anın haricinde olan yani meclisi vükelâda heyetçe tezekkür kılınan hususatın kararma. melerini ve mec mebusanın tan» zim ve meclisi âyanın tasdik edeceği kanunları huzurumuza takdime vesa- tet ve meclisi vükelâya riyaset etmek üzere hizmeti sadaretin bilicap lâğvile âna bedel riyaesti vükelâ memuriyeti. nin ihdas ve lesisi tasvip kılınmış olduğundan liyakat ve ehliyet ve isti. kametiniz cihetile Başvekillik Dahili. ye nezareti inzimamile uhdenize hâ- vale kılınmış olduğu gibi vükelâlk memuriyetleri Başvekâletle birleştiri- Jen Dahiliye Nezareti ile meşihat ve Seraskerlik ve Hariciye ve Bahriye Adliye nezaretlerine ve Şürayı Devlel riyaset ve Tophane müşiriyetine V Maliye ve Evkaf ve Maarif ve Nafia a Ticaret nezaretlerine hasredilip işbu memuriyetlere intihapları tarı dan tasdik kılınan zevatın tayin tekarrür etmiş olmakla Ilâna ipi kılınsın. Cenabıhak muvaffak buyü ra.) 1 sefer 1295. Abdülhamid için vaidler, karari hattı hümayunlar zamana ve na göre İş yürütmek için ancak bireğ vasıtadan ibaretti, Meramını elde edince Ahmed Vefik paşayı makamından devirmekle ken- Gi kendine sakit olacak olan bu şart- Jar yerine başkalarını ikame etmek onun için hiç de güç birşey değildi! (Arkası var)