POLİTİKA Suriyede vaziyet Filistin meselesi tekrar sarpa sarıyor. Londradaki yahudi Araplar yahudilere karşı hücum ve tedhişten mukadderatı üzerinde kendilerile anlaşamayacaklarını delegeleri vazgeçmedikçe Filistinin bildirdiler. Filis- tin işleri büsbütün karıştığı ve burada İngilizler ve yahudilerle Araplar ara- $ında kanlı harpler kesilmediği bir zamanda asıl Suriyede de Fransızlarla yerli halk arasında tekrar hâdiseler başlamıştır. Fransa 936 da kendisine karşı mütemadiyen mücadele eden milliyet çiler yani Vataniler ile anlaşmış ve Suriyeye İngilizler tarafından Iraka verilen istiklâle benzer bir nevi rejim tayin edileceğini vaadetmişti. Bu va. Ad üzerine Vataniler Suriye hükümetini kurmuşlardı. Bu Suriye hükü- mneti de Fransa ile memleketin istiklâli esası üzerine bir muahede akdetmişti, Irak İngilterenin müttefiki olduğu gibi Suriye de Fransanın mütte- fiki olacaktı. Beş sene devam edecek bir intikal devrinden sonra Fransız kuvvetleri Suriye tahliye ve idari ve askeri milessesesatı teslim edecek- lerdi, Fakat daha sonra Fransada iş başında bulunan partiler değiştiği gibi beynelmilel ahval değişmiş ve Akdeniz havzası dünya politikasnın Orta Avrupadan sonra en mühlin faaliyet sahası olmuştur. Bu vaziyet karşısın- da Pransadaki yeni zimamdarlar Suriyeye istiklâl vermeğe taraftar olma- mışlardır. Bu tebeddül üzerine Suriye parlâmentosu Suriye hükümetini memle- keti müstakilen idareye ve Fransızlar elinde bulunan müesseseleri ve me Selâ gümrük idarelerini kendi eline almağa davet etmiş, Suriye hükü- meli de ancak velir sıfatile tanıdığı Fransız fevkalâde komiserliğine bir müzekkere vererek Suriyenin müstakil olduğunu ve Fransızların idareleri Suriye memurlarına teslim etmelerini bildirmiştir. Ayni zamanda Suriye hükümeti Fransız komiserliği tarafından meş rolunan bazı kanunların bükmü olmadığını mukabil emirnamelerie ilân etmistir. Bu vaziyet üzerine Fransa ile ihtilâf şiddetlendiğinden Başvekil Ce- mil Mardam Kabinesi de istifa etmiştir. Kıymetli pul Londrada bay Hindin çok kıymetli bir pul kolleksiyonu satıldı, Bay Hind, Yorkshire valisi idi. Ame- rikada servet sahibi olmuş, o zaman- lar pul biriktirmeğe başlamış ve 70,000 puldan mürekkep bir kolleksiyon vü- cude getirmiştir. Bu kolleksiyon 10,000,000 liraya sâ- tıldı. Kahraman köpeğin heykeli 2 İkinciteşrin 1925 te Alaskada Nom şehrinde difteri salgını başladı. Nom halkı tayyare ile gönderilecek seromu bekliyorlar, fakat bir türlü tayyare ge Jemiyordu. Nihayet iş anlaşıldı, kar fırtınasının şiddetinden tayyare ş€- | hirden uzak bit yere inmek zorunda | Kalmıştı, Halktan biri derhal kızağına en kuvvetli köpeklerinden sekiz tanesini | koştu, en öne de en kuvvetlisini, Bal- | to'yu koydu ve tayyarenin indiği ye Te doğru yola çıktı, Tipi korkunçtu, göz gözü görmü- yordu. Bir iki saat içinde köpeklerin solukları kesildi, yürüyemez, kızağı çekemez oldular, Yalnız Balto daya- | niyor, tek başına kızağı sürüklüyordu. Tayyarenin bulunduğu yere vardılar, seromlar: kızağa yükleyip geri dön- | düler, Balto, dönüşte şehre girer gir- mez, yorgunluktan çatladı ve öldü. Halk, şehrin meydanına Balto'nun heykelini dikti. AKŞAM . koleksiyonu Kolleksiyonun en kiymetli pulu Beşinci Jorj'un kolleksiyonundan çi- kan 9 penslik bir puldur. Rengi sari- dır. Bu pulu Beşinci Jorj harp sıra- sında yoksulların menfaatine satılığa çıkarmıştı, Pul, bir kartona yapıştırı!. mış, altına şu cümleler yazılmıştır: «Bu pul, kolleksiyonumuzdan çıka- rılıp yoksullar menfaatine satıldı. 1915 - Kral Beşinci Jorj.» Bankacılığa başlamanın usulü Bir Amerikalı zengin banker, banka cılığa nasıl başladığını ve milyonlar kazanmasına sebep olan ilk teşebbü- sü nasıl yaptığını bir Amerikan gaze- tecisine şu suretle anlatmıştır; <İşim gücüm yoktu. Banka açmak için, bugün mevcud olan sıkı kanun- lardan o zaman kimsenin haberi yok- tu, Onun için küçük bir dükkün kira- ladım. Camekânının üzerine büyük harflerie «Banka» diye yazdım. Bir iki gün sonra bir köylü geldi, cebin- den 150 dolar çıkardı, bana teslim ede- rek, çıkıp gitti, Ertesi günü bir çifçi geldi; o da koynundan 200 dolar çıka- Tıp bana teslim etti, gitti, Aradan bir ay geçmeden, bankamda epeyce para birikmiştir. , Bu kadar parayı bir arada görünce kurduğum bankaya ben de itimad et- meğe başladım ve o güne kadar birik- tirmiş olduğum 58 doları ben de tutup kendi bankama yatırdım.» Bir milyon dolar bir arada Yeryüzünün en büyük parası Şika- godadır. Bu para, Her biri yirmi altın dolarlık 50,000 dolardan yapılmıştır. Paranın kalınlığı 8 santimetre, kutru bir metredir, Hesap etmişler, bir milyon doları uc uca dizecek olursanız 156 kilomet- Trelik bir yol teşkil eder. EANENSE GENE ENAAA SAS ASUEUASE SAA NEAE AA SAAN, Göbek taşında oturup dinle- nirken yaralandı Tophanede oturan Sıtkı isminde biri, Kılıçali hamamına giderek yr kanmış, bir aralık da göbek taşına oturup dinlenmeğe koyulmuştur. Bu sırada göbek taşının üzerine isabet eden camlı kubbeden bir cam Parçası Sıtkının üzerine düşerek dar Mmarlarından birinin kesilmesine se bep olmuştur. Sıtkı tedavi altına âlın: | mıştar, Okmeydanında köpek avı! m sekiz yaşlarında Hasan İsmin- de biri, eline geçirdiği bir av tüfe gile Okmeydanına çıkarak rasgeldi- ği köpeğe ateş ederken polisler tara- fından görülerek yakalanmıştır. Po- lis, bu fahri köpek #tlâf memuru hakkında kanuni takibata bulun- | Bu bir aradaki bir milyon doları taşımak ta kolay değildir, çünkü 809 kilodur. * Şikago sergisinde teşhir edilen bu paranın etrafında tepeden tımağa kadar silâhlı bir müfreze polis nöbet beklemektedir. Pepee Mi li Ispanya Hükümeti Türkiye Umumi Mümessilliğinden: Resmi Tebliğ Hükümete &id olsun olmasın, mevcudi- yeti iddia olunan Barselon Hükümeti Cümhuriyesi, siyasi mümessiliği veya kon- solosluğu erkânı tarafından kendi hükü- metleri veya Mili İspanya hükümeti na- mına veyahut eşhâs ve hususi sahiplerine vekâleten mevkii icraya vaz edilecek her nevi menkul ve gayri menkul emval flo mefruşat ve vemili nakliye, vapurlar ve sairenin satışi veyahut devrütemliki mua- molâtı Mill İspanya hükümetince hususi veya resmi sahiplerinden gasbedilmiş ad- dedilerek gayri kanuni ve köenlemyekin tutulacağını ve alâkadartar hakkında ka- nuni muameleye tevessül edileceğini ma- lümları olmak üzere İlân olunur. Denizaltı gemisi inşasına her tarafta büyük ehemmiyet veriliyor Denizaltı, çok ucuza mal olan bir harb silâhıdır, Bu sebeble bilhas- sa küçük devlet- ler buna ehemmi- yet vermekte, az çok sahili olan her memleket tahtelbahir filoları te- | darik etmektedirler. Meselâ Avrupanın ortasında bulu- nan Lehistanın Baltık sahilinde €s- kiden bir kaç balıkçının yaşadığı, Gdinya isminde bir limanı ve bir kaç kilometrelik deniz kıyısı olduğu hal- de bu hükümet son senelerde tahtel- bahir üzerine tahtelbahir yaptırmak- tadır. Bu seyade Lehistan yalnız kendi- sinin mahdud sahilini ve deniz mu- vasala, yollarının emniyetini müda- faa ile kalmayıp ayni zamanda mü- him bir deniz tecavüzü silâhını elin- de bulundurmaktadır. Filvaki bu silâh Almanyaya karşı büyük bir iş görecek değildir. Lâkin Baltık sahilindeki, bir gün kendisile müttefik olması muhtemel Estonya, Letonyanın sahillerini muhafaza ve kendisi ile Vilna meselesinden arası | henüz tamamile iyileşmemiş olan Litvanyaya karşı bir tecavüzi hare kette ve bahusus Sovyetler birliği ile harbe tutuşursa müessir olarak kul- Janılabilecektir. Büyük ve küçük devletlerin cüm- lesi denizaltı gemileri tedarik etmek- te isede büyük devletlerin kullan- dıkları ve daha ziyade ehemmiyet ver- dikleri tahtelbahirlerin tipleri ile küçük devletlerin kullandıkları tip- ler arasında büyük farklar vardır, Küçük devletler yalnız torpil ko- vanı ile mücehhez küçük tahtelba- hirlere ehemmiyet veriyorlar. Büyük devletlerin (o tahtelbahirlerinde (ise torpilden başka büyücek topları, tayyare defi topları ve hattâ tayyare de vardır. Bunlar uzak denizlerde bir kuvvetli krurazör gibi dolaşmağa ve harb etmeğe muktedirdir. Büyük tahtelbahirler daha ziyade Okyanuslarda deniz ticaret yollarını kesmeğe, ticaret ve nakliye vapur- larını batırmağa mahsustur. Almanya Versay muahedesinin â5- keri kayıdlarını ihtiva eden ahâkmı- nı hiçe sayarak karada, havada ve denizde silâhlanmağa (başladıktan sonra küçük devletler gibi tahtelba- hirler inşasında küçükten başla” müşta. Almanya, 1925 senesinde İngilte- re ile akdettiği deniz anlaşması mu- cibince, İngiliz donanması ve deniz- altı kuvvetlerinin haclın itibarile an- cük yüzde kırk beşi nisbetinde tah- telbahir yapacağını taahhüd etmiş- ti. Yaptırdığı tahtefbahirler hep kü- çük tipte olduğundan sayısı çoktan İngiliz tahtelbahirlerinin o sayısını geçmişti. Ahiren Almanya, Sovyet birliği dev- letinin fazla mikdarda tahtelbahir yaptırdığını sebeb göstererek hacim itibarile de İngiliz donanması de- nizaltı kuvvetlerine muadil denizaltı kuvveti vücude getireceğini İngilte- reye bildirmiştir. Bu itibarla Alman tahtelbahirleri sayı itibarile İngiliz imparatorluğu tahtelbahirlerinin iki misli olacaktır. Almanlar şimdiye kadar küçük tahtelbahirler yaptırmakla beraber lüzumu halinde bunları uzak deniz. lere gönderebilecek hususi tertibatı almışlar, benzin depolarını genişlet- mişlerdir. Bu sayede Alman tahtelbahirleri beş yüz ve yedi yüz tonluk oldukları halde İngilizlerin ve Fransızların iki bin tonluk denizaltı kruvazörleri ka- dar benzin alabilmekte ve onlar ka- dar uzun mesafeler katetmekte- dirler. Büyük devletler, şimdi Almanya da larda bi dahil olduğu halde, daha ziyade bü- Denizaltı gemileri ucuza mal olduğundan sahili olan her memleket bu silâhı tedarike çalışmaktadır. Son zaman- ik devletler de bu silâha fazla ehemmiyet ver- meğe başlamışlardır. Her tarafta mühim miktarda de- nizaltı gemisi yapılıyor. maktadırlar. Bunlardan çoğunda tahtelbahirler muhtelif tiptedir. Bir çokları umumi harbin sonunda yö- pılmıştır. Bunlar ise şimdiki zamanın te kâmülâtına uymamaktadır. Bu nok- sanı yeni tahtelbahirler ile telâfi et- meğe çalışıyorlar. Almanya umumi harbden Sonra tahtelbahirlerini ya tahrib etmiş, yahut teslim etmiş ol duğundan ve B. Hitlerin Versay mu- âhedesini parçalayıncaya kadar Al- manya topraklarında şimdi eskimiş olan tipte yeni tahtelbahirler yap- mamış bulunduğundan Almanyanın tahtelbahirleri hep son tiptedir. Tahtelbahir cihetinden büyük dev- | letlerin bugünkü vaziyetine gelince İngilterenin mevcud tahtelbahirleri 56 parçadır. Bunların hacimleri ye- künu 96,000 tondur. Bu itibarla İn. | giltere dünya devletleri arasında al. tıncı derecededir. Lâkin İngiltere ha- cimlerinin yekânu 76,000 ton cak 89 yeni tahtelbahir yaptırmakla ve bu yeni inşaat ile mevkiini yük- sellmeğe çalışmaktadır. İngiltere başka devletlerin deniz muvasala yollarını büyük deniz do- nanması İle kesmeğe muktedir bu- lunduğundan tahtelbahirlere büyük ihtiyaç hissetmiyor. İngiliz tahtelba- hirlerinden on ikisi 1.095 ton ,on se- | kizi 1,475 ile 1,311 ton arasındadır. İngilizlerin yaptırdıkları son tah- telbahirlerden her biri 1,850 tondur. Çok seri olan bu denizaltı gemilerini Akdeniz donanmasında bulundur. maktadır. ola. | Almanyanın tah- telbahirleri geçen teşrinisanide ha cimleri yekünu iti- barile 31,288 ton idi. Bunlardan kırk üçüncü (umumi - hacmi 16,000, yir- mi İkisinin hacmi 11,000 ve yapıl makta olan altısının hacimleri ye- künu 3,700 ton idi, Alman tahtelba- hirlerinin en küçüğünün mürettebala 23 kişi olarak 250 ton ve en büyü- günün mürettebatı 40 kişi olarak 740 tondur. Küçükleri 3 ilâ 6 torpili ha- mil olup topsuzdur. Büyüklerinin 8.8 yahut 10,5 santimetrelik topları vardır. İtalyanın mevcud £ tahtelbabirleri 96 dır. Bunların hacmi yekünu 74,000 tondur. Yeniden 118 tahtelba- hir yaptırıyor. Bunların hâcimleri yekünü 100,200 tondur, İtalyan tah- telbahirlerinden sekizi 1,350 şer ton hacmindedir. Japonyanın mevcud tahtelbahirleri 61 parçadır. Hacimlerinin yekünu 79,000 tondur. Yeniden 69 tahtelbar hir yaptırıyor. Bunların hacimleri yekünu 95,000 ton olacaktır. Japon tahtelbahirlerinin hacimle- ri ekseriya 1,000 tondan fazladır. Ye- disi ikişer bin tonluk denizaltı kru- vazörüdür. Fransanın mevcud tahtelbahirleri 74,000 ton, 76 adettir. Bunların ara- sında dünyanın en büyük tahtelba- hiri olan 2,880 tonluk Surcouf bu- lunuyor. Fransa yeniden hacimleri mecmuu 94,000 ton olacak 98 tah- telbahir yaptırmaktadır. Amerikanın mevcud tahtelbahirle- ri 90 dır. Hacimleri mecmuu 85,000 tondur. Yeniden 105 tahtelbahir yap- tıriyor. Bunların hecmi yekünu 101,000 ton olacaktır. — F, GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ “Anna Karenin,, şaheserinin müellifi Lev Tolstoy'un hayatı Meşhur Bus edibi Ler Tolstay'un ro- manından sahneye geçirilmiş Anna Karenin O piyesi, (Vâ - Nü) tarafın- dan türkçeye çev- rilmiş, o mizansen'i rejisör Muhsin Er- tarafından » Bu ge ceden itibaren İs- tanbulda Tepeba- şında Şehir tiyat- rosunda temsil edi- liyor. Müellif ve eser hakkında Se- lâmi Sedes'in ya- zısını yarınki nüs- hamızda okuyacak- siz. Lev Tolstoy .. 1828 de doğup 1910 da vefat eden W Tolstoy, xamanının fikir ve edebiyatı üze- | rine en fazla müessir olan ediplerdendir. | Asil bir ailedendi. Çocukluğunda anne- sini ve babasını kaybetmis, oldukça sefi- hane ve maceralı, kavgalı, düellolu bir ta- lebe hayatı geçirmişti. İçki, dana, ziyafet, | sohbet, en fazla hoşlandığı şeyler arasın- | daydı. Fakat edebiyata merakı vârdı, Ruso, 1847 de üniversiteyi malikânesi Yasaya Poliana'ya çekilen kont Tolstey artık sefahattan elini eteğini çekti; köylülerle beraber yaşamağa baş- ladı. 1851 deki Kafkasya seyahati onu da- ha ağırbaşlı bir hale getirdi. Orada zabit vekili hdi, Boş zamanlarında ilk eseri olan «Çocukluk» u yazdı, 1854 de Kırım muha- rebesine iştirak etti. Buradaki intibaları- nı da kaleme aldı. Lâkin harbin kahra- manlıklarını değil, fecaatını tasvir ederek... Bir müddel Petersbuzda kaldı, Ardarda şu eserleri neşretti: Gençlik, Tesadüf, İki suvari, Kazaklar, Sivastopol, Bir Poneşçik'in (1) sabahı. 1858 de, Tolstay, Avrupaya gitti, İsviç- reyi, Fransayı, Almanyayı gezdi, Lucerna, Alber, Üç ölü, Aklı selim, bu devrinin eser- leridir. Yülerin toprak köleliğinden kurtuluşuna biraz takaddüm eder, Meşhur edib, Yas- naya Poliana'da köylüler için kendi dü- şüncesine uygun bir mektep kurdu. Bir de Podayojik mecmun neşrine girişti. Ayni zamanda da halk arasında zuhur den ih- tilâflarda da sulh hâkimliği ediyordu. 1862 de sevdiği bir kızla evlendi. İşte,” şaheseri olan Anna Karenimi bu sakin sile hayatını sürdüğü sırada yazmıştır. (1878 - 1916). Eserindeki Levin bizrat kem- didir, Kiti de sevessidir. Edib, burada, mazideki bütün hayatınm tablolarını da büyük bir kudrelle çizmek- tedir, Napolyon o muharebeleri o zamanındaki Rusyanın halini tasvir eden «Harp ve sulh» de bu devrin eseridir. Bunda, müs- takbel fikirlerinin tohumlarına raslanır, 1883 de ülfet ettiği Iki mütavassıf köy- lü, Ahtı atik'i Ahtı cedid'e tercih edem tarikatın müessisleriydi. «Dünyanın yeni- leşinesi, ancak insanların ferden ve elle- rile çalışması sayesinde kabildir. felsefe- sinin “salikleriydiler, Tolstoy, onların te- sirinde kalarak geçirdiği manevi buhran- ları «İtiraflarım« eserinde anlatmışlar. (19 — 1882). Ba ruhi meyli üzerine, büyük edib, dün- yadan elini çekti, Elile çalışmağa, toprağı sürmeğe, kendi ayakkabısmı bizmt yap mağa başladı. Malını mülkünü de fakır fukaraya dağıtlı ve artık Yasnaya Polya- ia'dan ayrılmadı. Ba devirdeki eserleri: «Efendiler ve uşaklar., «Kroysere Sonat, «Zülmetlerin kudreti. (beş perdelik piyes), «İvan İliç'in ölümü, «Ölümden dirilme», «Sanat nedir ve külliyetli miktarda halk hikâyeleri, fel- sefi ve ahlâki eserler: «İmanım nedir?., “İnciler, «Kilise ve devlet», «Felâh sizim içinizdedir»; ib... Bu neşriyat üzerine, 1901 senesinde, Rus kilisesi Tolktoy'u zındık diye tavsif ederek aforoz etti, Bu edib, on dokuzuncu asrın ikinel yas rısndaki en büyük romancı sayılmakta dır, Rusça külliyatı 18 cild olarak İntişm etmiştir. (1) Rusça, toprak sahibi aslizade dw