m mn 11 Şubat 1939 Akşam Muş, dereden — Dün sinemayı: bir filim seyre Şakir hemen atıld — Aman n mevzuunu anlat... — Canım şimdi bunun sırası mı? nr şöyle karşı karşıya oturmuş çe- Be çalıyoruz, Brak ta başka veylerden m ana — Yok, rica ederim, Beğendiğin fil- min mevzuunu bana anlat Şakir o kadar ısrar etti ki nihayet baktım olmıyacak, gördüğüm filmin Mevzuunu baştan aşağıya kadar an- Matta. Bu filimde zalim bir kadının Sinden neler çeken biçare kocanın yatı tasvir edilmişti. r anlattıklarımı dikkatle din- Vedik en sonra: — Nafile. dedi, bu filime be! Mem... İşime gelmedi... Eğer İ Bim gibi bir mevzu olsaydı, o za! Elderdim Hakikaten Şakirin garip bir âdeti Yardı. Bir sinemaya gitmeden önce orada oynanan filmin U- aşlarına Bir gün Şakire sordum — Kuzum niçin herk filmin mevzulmu Ye musallat oluyorsun?... — Bana anlatı filimlerin mev- #ularını dinliyorum, ona göre si Maya gidip gitmemeğe karar veri- Yorum. Ben bir mevzuunu Öğ- Tenmieden € maya Bitmem, âdetim böyledi — Sebeb? — Bak anlatayım... Evvelki İdi. Bir gün karım bana — Haydi si y tim.. d dördü” atsanas di- sene cl, diye razi em m. ya ık, bir sinem aya gittik O'z e bir âdetim yol d. Bu dn im de bir kı ordu. Kadın son d rısnâ nasıl edeceğini bil Ki- iyor. dinim etrafında fırd casına: a çıkolata ede de çıkolata yok Bunun üzerine sdam — Peki karıcığım Bana çıkolata bulurum.. diyor | Pijamasını çıkarıp elbisesini giyiyor, | Kisa bulmak için dı * E, sok sokağa d hayr okağn do kat adamcağız Kansı çoktan oyumuş gerken, bir gürültü yapı 1 kocasına — Münasebetsiz nerede kald r Şikolata için bu kadar gecikilir m » diye çatıyor... Pilmin bu kısmını seyrederken kâ- HM beni dürttü > Gördün mü? dedi Bak ta Üret 21... Dünyada ne nazik, ne feda- Mir kocalar var... Beş Şimdi gider aktan Karım İlâve Ben Hate mi, senden gece yarısı çıkolata n ya... İşin gireceğin sırada ni giyip, ba Sende nerede Nerede karma karşı O e sesimi çıkarmadım. İçimden tap, âhavles çektim. O benim dus- Fia gördükçe söylenip duru- Yün Maın, 1 bir yerinde Mey, Yataktan ka era an evel fi “€rİ karışı le giydiriyor bik herifin bu hareketi üzerine sabah oluyor, ine beni dürttü — Bak. bak... Görüyor musun? Sabahleyin koca kendi ellle ının iskarpinini ayağına giydiri- yor... Halbuki bunca zama | yiz Bir kerec 1. Gör de ibret al. stum, Kanm filimde bıklar kralının her hareketin gör- dükçe beni dürtüyor ve ilâve ediyordu: Gör de ibret al Velhasıl & filmi bana zehir zemberek etti, Ne gördüğümü, ne seyrettiğimi anlamadım bile. Sinemadin çıktık, Eve gittik, Ge- ce ben soyunup dökündüm, Tam ya- sırada karım i, canım öyle çikolata Onun ne ka- bildiğim için Bu sözünü Öp babanın elini dar soysuz olduğunu yine sesimi çıkarmadım. işitmemezlikten geldim. Karım tekrarladı: — Canım kolata istedi ki.. Benim y o taraflı olmadığımı gö rTünce bu sefer kızgın bir tavırla dükkânlar kapanmış Çıkı- ara dur... Nihayet saat 12 ye rından birinden geldim. Bir de ne b tan uyumuş Ertesi sabah yataktan kalkıyor dum. rım ayağını burnuma doğru uzattı — Şakir... giydir Ölür müsün, öldürürmüsün? Maa- mafih giydirdik. O günden sanra dik- kat ettim. Bir filimde kılıbık bir koca filân gördü mü karım beni de o ada- ma benzetmek istiyordu e çıkolata alıp e kayım, karım çok- Terliklerimi ayağıma Şimdi 1 buldum Breelâ bir filmin merruunu öğreni- yorum. Sonra sinemaya gidiyorum. İşime gelmiyen filimlere de gitmiyo- rum, Şakirin bu garip hikâyesinden $on- ra beş altı gün geçmişti. Bir gün ar- kadaşımın pek işine yarayacak bir filim seyretmiştim. Bu oroliğa (- Karsı dai Kocasının etrafında Hemen Şak nu anlatım ve arını bu filime götür... iraz da bundan ibret alsın... dedim. o Mükemmel... Mükemmel... He- men bu gece götürürüm... cevabmi ir canı sıkılm tavırla geldi, Sordum — Ne oldu Şakir? — Birak birader bırak... Karımı götürdüm. Hakikaten çok güzel şey... Şaheser... Filimdeki ran kocanın nazik karısına yaptık- ı görünce, karımı dürttüm — Bak, dedim, dünyada ne kadın- lar var Karım hiddetle bana: nan sus... dedi, ne anlarsın K Ja bir sinema filmi m mi? Hayat başka sessiz gör haya imden başka, kadını kendi bilir Sen o nazi tında, Kim ne bakıp bir adam mısın? ma filimden « art Türkiye Ecnebi BENELİK (1400 kuruş 2700 kuruş 6 AYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK Posta ittihadına dahil olmıyan ecnebi memleketler: Beneliği 3800, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. ZI Zilhlece — Kasım 96 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 114 125 652 SA 1200 133 Va 5.1 ai 1808 Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokak No. 13 Pirinç - Mercimek - Nü Yulaf - Kornflör ve sair hububat unları SIHHATİ Sıhhat, neş'e ve kud- ret temin eder tarihi tesisi: 1915 RAKINA TARİHİ Yazan: İSKENDER P. SERTELLİ ROMAN Tefrika No Vlâdimir nihayet karısının izini bulmuştu. Fakat, sevinci çok sürmedi. Moğollar şehre e seni i nasıl — Kaybolduğun gündenbe arıyordum, Mar Petro a? lar içinde yatan P: Bu köpeği sen roya kaydı. ıi geberttin? es hafıza ve itidalini topladıktan sonra, sert bir tavırla Ko- casına döndü: Benden kime verdiğini Ne demek isti ediğimi b Gönlünü verdiğin O ından bahsetmek İsti aldığın mücevherleri yor! rinin sözleri onu sesinden Moği akıncı- mirin bütün muhafızlarım geçiriyorlardı. hiş bir ları Vi rTonun Uşakları da yer de, mini karısının göğsüne dayamış ağlıyordu Birdenbire merdivenin üstündeki kapak kapandı. Ses kesildi. Moğollar Petronun bütün adamlarını ve Vlâdi- mirin bütün muha ını kılıçtan geçirerek, Petronun köşkünden laşmışlardı. * Moğollar «Dimitriyef» lesini nasıl aldılar? Moğal ordusu Dimitriyefe yaklaştığı zaman kale kapıları kapalıydı. Timuç askerin önünde gidiyordu. Gece ka- ranlığında kale kapısına yakla Timuç, Vlâdimirin parolasını bi yordu. Kapıya yaklaşınca, nöbetçilere işaret verdi. Timuç'un büyük rütbeli bir Mi zabiti olduğu Dimitriyefe ka- e anlaşılmıştı. alınca kapıyı açtılar.. rerken, yere sinen ar parolayı imuç içer nlar bi bundan sonra açık k tün Moğollar kola; Jerdi. Moğollar, hiç b girdikleri kadar ko Kaledeki müdafilerden ların içine kapanarak sabalu bek diler. Moğollar şehri baştan b muışlar ve Vlâdimiri aram muşlardı, Vlâdimirin adı biri şiddet ve taz; şeh k görünce, nereye gittiğin! söylemiş, Moğol: dan bir kol Petronun köşkünü sarı- vermişti. Fakat, orada kılıçtan geçi- rilen Ruslar arasında Vlâdimire ras- lamamışlardı, 'Timuç Moğollara Vlâdimiri sağ cağız. Diye bağırıyordu. O gece kadar Vlâdimiri aradılar, ar. Maamafih, Timuç, ele geçireceğinden emindi. O: bir yere gidemezdi, Kale kapı goların elinde bulunuyordu. Sabah olunca, şehir içinde yeniden araştırmalar yapıldı, Dimitriyefe Mti- ca eden Rus asılzadeleri Moğollarla karşılaşınca şaşır Yağmur- : ı Ruslar, ı başka olarak yakalıya- sabaha ne yapabili Ruslar, çu görünce hü ler da ete düştü- Timu- Onun böyle meşhur bir kahra- man olduğu güzlerinden belliydi Ak ve cesur bir adam olmasyadı, Viâdimirin sarayında dokuz ay ka labilir miydi? İ kurtaran den Moğol ordi ) — Wlâdimiri sağ olarak bı €mri yerir fin altını ü ç gün geçtiği halde Vlâdimirin izini bulmak Kabil olamamıştı, ortadan kayb gece göndüz kar Timuç düştü. O bu hal kendisini her 23 ebilirdi. Mariyi - Vi8 de - sevenler etmişti yu da tan- dimirle arası açık helenmekt Petro Rus n bi midir Diyerek Petroyu da a Jamıştı. Petronun köşkünün zemin katın- da geçen hadiseden kimsenin haberi yoktu. Gizli od k ğollar gelir gelmez - k ada karısına kavuştuk- yer altında uzun müddet kapanıp kalacak mıydı Moğollar, Petronun evinde ne ka- dar adam varsa hepsini kesmişlerdi Acaba, prens Viâdimire bu iyiliği yapan k ta okafası koparılanlar arasmda r ? nağa baş- pağını - Mo- m kapamıştı? ss Moğollar «Dimitriyef»e hâ- kim olduktan sonra Timuç, prens Vlâdimirin k hükmetmişti. Ars tiği r dan bir hafta her ikisini de işlerdi. ve karısı Petro- i katındaki gizli yorlardı. Or endilerini - kimseye iyordu, z daha unutulur uşak sezdirmeden - prensin | 1 Dimitriyeften o kaçmak lıyordu. * | ordusu komutanı -âbitlerle beraber, sarayını işgal etmişti muç bir akşam sarayda Barlan .dirle konuşuyordu: Yolda gelirken Keyük'e n. O hâlâ av merakından vaz geç- İmil boylarında av peşinde Timuç, vV- rasla- MEMİŞ. gitmeğe niyeti yok i söyledi. aman dönecek? a doğru. uzun müddet Mo; acağından emin m Bana bir den bunu z o halde kurultayın altar değildir. (Arkası var) toplanma»