m e Git, k Bu saatte de ki dilenci ise Tatlı ve sakin ses n gelebiir?.. boş çevirme yüzünün kik ğ hoş bir Çehresi daima hisşedilirdi inde tinde bir yoksa alt mı?... Bunu kimse Çekik ve kibar yaşıyordu ordu. hayatını ses atkısını sırtma attı. Aya- ri geçirdi. Elinde bir fe ye çıktı Sema simsiyah... Sert bir rüzgâr €siyor dayan demir kapıyı açtı n boylu bir erkek hayali gö- rTündü —Hanımefendi evde mi? — Kim diyeyim? — Avukatı Kadri bey tarafından Beldiğimi söyle, Kız çekildi, yol verdi. Kapı, inli. yerek © kapandı. Penerin ışığınd köşke doğru düler, Hizmetçi, ön den koşarak ha- hımına haber ver. di. İhtiyar hayretle Kadri bey &ağın lah Ma, karşısı- oda. €s- yuvarlandı. Sivri kulaklarını «Sizi aftetmek mi?... Söndü, Ağır bir yükün altındaymış gi. bi, boynu büküldü. Nefesi sıklaş İçindeki en mi, kederden mi, 1 mi olduğunu bilemiyordu Erkek oda kapısını örterek yaklaştı, — Affet beni, Feride... Hakiki Mİ kabul etmiyeceğini bildiğim için &vukatın tarafından gönderiliyormu- Hum gibi yaptım. Affettirecek başka büyük kabahatlerim varken bu ehem- Miyetsiz şey için özür dilemem saç. Madır amma, belki bu akşam öteki saçlarımı da bana bağışlarsın. İhtiyar kadın kendini toplamıştı. Başını kaldırdı. Karşısında duran er- Keğe baktı. O hâlâ çevik ve güzeldi, Beyazlanmış saçları altımda çehre- 8İ genç kalmıştı Güldü. Ve bu gülüş hiç hoş değildi. Kendi e, gırtlağından boğuk ve kısık çi- sesini tanımadı Zaten aynaya da baksa. yüzünün Şimdiki ifadesini tanıyamazdı. Sene 'nberi fı sükün ma kalkmıştı. Dudakları titriyor, Büzleri nemleniyordu Yirmi yıldanberi tüke Yaşları hi Lâkayd ve bu e, için iç Bük bir ses — Ya?... » dedi. - Der nimi söyliyecek olsam be- | «am ne Sonra & m böyle benden af di- | lemek aklınıza geldi ? Gene acı acı güldü Kucağına sıçrayan kediyi, bir hareketle itti — Cemli bey... Benimle hâlâ alay ediyorsunuz galiba? — Bana karşı haşin davra: Feride... Pi a kusurlarım affe dilmiyecek $e: t asabi de seni terkettim... Er- kekler, Y anın sandetini tak- dir edem in ne kadar değer- li bir insan olduğunu, beni nasl me sud edebileceğini madım, O zaman diğer kadınlara nasıl muame le ettimse sana da ay tekrarla- dır... Ve ondan sonra Elile bitaplığını gösteren bir işaret yaparak, bir koltuk çekti ve oturdu. Sobanın slevi yüzüne aksediyordu. Devam etti « İşte o zamandanberi dünya- nın ber tarafını dolaştım. Fakat sa- | adet ve rahata erişemedim. — Se " geçti... Şimdi yorulmuş ve ihtiyar bir insanım... Geçmiş, bir hatanın âzâbile muztaribim... Sustu. Dışarda, camların arkasında, kar, döne döne yağıyordu. Kadın, yavaş bir sesle sordu: renç ani — Bir hatanın azabı, öyle mi?.. Yüzü yine, çok iztırap çekmiş in- Kin duymuyorum ki...» sanlarâ 1 us abus maskesini ta- kınmıştı. anın azabi m1?. Niçin?.. Siz, erkeklik mesleğinizi « Ben kendimi korumasını bilmeliydim... Fakat Ö Kadar g o kadar safdım ki... Hayatı hiç bilmi- yordum... Erkekleri de hiç tanımıyor- dum... En iyisinin bile, bir gün, bir cellât olabileceğini tasavv edemi- yordum... Yazdıklarınıza, söyledikle- rinize, bütün kalbimle ianıyordum... Olur iş mi bu?... Amma da aptal, amma da deli im . Lâkin siz... Siz de ne alçakmışsınız... Bu sözleri bir salon muhâveresini idare eder gibi lâkayıt söylüyordu. Lâkin kamçı gibi inen son cümle. nin karşısında erkeğin yüzüne kan hücüm etti, Çenesi oynadı; fakat bir şey söylemedi. e sakin, ağırdı. in sesi devam etti acınız var?.. Ha- iyet sayılmadım ri gibi gelip geç. r zahmetle elde ettiğini bugünkü tımı hiçin bozmağa ge. Myorsunuz?... İnsanların hayatinda çok basit saadetlerin de mevcut Ol duğu öğrenmek üzere, seneletee, senelerce tım. Meselâ güzel bir u, güneşin perdeleri. mi yaldızlam kedimin süt tabağı k ında oburlukla miyavlaması... Yalnızlığıma alışmam için, seneler, seneler yeçti:,, Hiçbirşeyi, hiç kimseyi Kadının Ben de diğer » Binbi mehte “ AŞK VE MACERA NUVELI | Yirmi sene sonra... b k... Sevdiğim ayak sesini bahçeden kulak kabartma mi şu evle şu hizme! (İçini çekti) : Beli tecek küçük, kıymetli bir mevcudiyet olabilirdi. Çocuğumuz... Erkek bağırdı — Ya?... Feride... — Öyle ani gittiniz ki... Beni elde ettikten bir ay sonra,. İyice hatırlıyo- Adres bırakmadan, izinizi bel- Z. duymak i e imse- Hamile olduğumu farketti. ğim zaman, çocuğu dünyaya getir. mekten başka çarenı kalmamıştı.. Bir köpek gibi, gizlenerek doğurdum. Yavru yaşamadı... Hamileyken çekt gim ıztırapların ri olsa gerek.. Bu soğuk ses, dimdik yüzüne ba- kan bir nazar, erkeğe tahammülfersa geldi. Kalktı. Kadının elini tutmak istedi. Fakat Feride sükünla çekti. Sizi affetmek mi?... Ne hacet?.. Alfedebilmek için insanın içinde bir kin olması lâzım... O zaman siz be- nim için hâlâ bir mevcudiyet sayıl- mış olursunuz... Halbuki, emin olun, | indimde yoksunuz.. Benim için öldü- nüz... Bir cesedden başka bir şey de- ğ .. Hayır... Size kin beslemiyo- rum... Hatta sizi istihfaf bile etmiyo- rum.. Hayatımdan ve hatıramdan ta- mamile sildim... İşte o kadar... Gidi- | niz.. Mevcudiyetiniz bana ağır geli yor; ıztıraplar çektiğim, çılgınlığa yaklaştığım anları aklıma getiriyor.. O zamanlar siz benim İçin her şeyi niz, ışığımdınız, hararet kat o devirler o kadar uzak ki... Şi di köhne evinde otu ibtiyar bir kadınım... Ebedi uykuma O kavuşun- caya kadar mevsimler sarsıntısız ge- çip gidecektir... Zaten başka bir şey yorum Biran süküt oldu. yine yavaş $ idin... » dedi, Kapıya doğru yürüdü. Başını çevi meden çıkıp gitti. Dışarda, bahçede, karın yavaş ayak sesleri üzerinde yboldu. O zaman, ihtiyar kadın, titriyen iki elile soluk kapattı. Kızgın bir demir gibi, acı bir hıçkırık içini ya ti. Yüz üstü, masasına kapandı. Hati erek sordu! — Hanımcığım! Ihlamurunuzu ge- m mi? İhtiyar kadın doğruldu. Saçını dü- zeltti. Bıraktığı kitabı eline aldı. Sonra, azimle, heyecanımı yenerek, her günkü sesi ve sükünile: — Evet, Hatice... Yatağıma da si- cak su şişesi koy... Bu akşam hava pek soğ e, eşikte Nakleden:; (Vâ-Nü) CD —————— İstanbul idrofil PAMUK FABRİKALARI TÜRK ANONİM ŞİRKETİNDE issedarlar umumi heyeti, es leiamemizin ve Ticaret kanununun aâh- kâmına tevfikan 24 Şubat 1999 Cuma gü- hü saat 14 te İdare meclisi reisinin Anka- ra eaddesinde Viliyet kapısı karşısında 15 numaralı muayenehanesi salonunda top- lanacaktır. En az (25) yirmi beş hisse se- nedine sahip olan hissedarların o gün teş- riflerini ve içtime tarihinden evvel niha- yet 16 Şubat 1939 akşamına kadar sahip oldukları hisse senedleğini Şirketin Yedi- kule Küzlişeşme Kirişbane sokak No. 3/ Fabrika binasındaki merkezine birak larını'veya bankâlardan alacakları mak- buzları geti 8 mukabilinde du- huliye varakast almalarını dileriz. İDARE MECLİSİ KONUŞULACAK. İŞLER 1988 yılı muamelât ve hesabatına sl ve mürakip raporlarının okunup tasdiki, nelerini Kün ait İdare mec zarar he- #aplarımın kabul ve tasdiki suretile İdare âzasının ibrası, Temettüün $üreti terzli hakkında- ki İdare meclisi teklifinin kabulü, 3 — 1949 yıh için mür Tetinin tesbiti. $ — İdare meclisi &zalıklarına intihabat be (Baş taraf) 6 nci sah üstadımızın dama- doyul- suyun nın da şen nükemmeli, cuma ve pazarla çisi Hasan ve oğlu İbrahi ' bu kariyeyi ibya ettiler. İskelenin ka şisında bol boluna bal gibi su; bir ya- ında gazoz fabrikası, öbür yan çalgılı gazino... Muzikalı kı merhumun Darüttalimi > nde ve hanendek iünde en müntahab fasıl ve şarkılar. Kafe beyler müşteri üstüne boyu ve kenarı dallı piyasacılar,.. Nazar değmesin, (iki senedir ay i aldı) diyorlar. Şimdi cadde, bal dök yala, tâ Üs- küğara kadar Atla bir oto- mobile, ım Saatciğin içinde bul Kızk karşısını. Vaktile bu yo- lu aşabilene ne mutluydu, Anadoludan gelip n köylü ler Kanlıcada yapmağa başla- mışlar, Köye Kağnılıca denilmiş; git gide Kanlıca oluvermiş, Bir vaktin kübera makarri, Sad- râzam Keçecizade Fuad paşanın say- âsından ve mütekaid büyük elçilerimizden Salih Münir paşanın vederi Mahmud Celâ- leddin paşanın yalısı, Mısırlı Mahmud paşa merhumun uhdesinde olan arazide eskiden kal- ma bir havuz vardı ki eni, boyu 40 arşın, Banisi her kimse bir dönümün | De kadar tuttuğunu göstermek için yaptırmış, Yağcı zade Şefik bey, Tülbendei Hacı Muhiddin efendi de buraya da- a yerleşmelerden. Rahmetli nn veli misallerden olduğu- Çarşuyikebirdeki dükkâ- nında (Allah bereket versin!) demeden paraya el sürmezdi. Bir ramazan gecesi kırda teravih namazını kılarken bas- tırıverip şehid ettiler. Doğma büyüme Kanlıcallardan ve çok eski ahbaplardan bir Sıdikanım si tepsi domates pest ırşular kurar, ipe çi tütün balıkları kurutur, ka yoğurtlar 'dı. Bun! ini de alırdı ı Kanlıcadan bir 1. derdi fezin eski. mehtâp ine yok. Köyun Bir heyhey sefalarının aksisodası mes- yerine kaç heyhey n kâlantorları, 1 T ay doğmağa başlarken, gor gr cır sandallarının ehramlar Yyâj kadife döşemelerine kurulur vaş yavaş açılırlardı. Öyle hüzıtlıklı çıkış ki Karakulak Suyu dolu hasırlıların içinde kar k Yularının karları, aralarında içk rahileri, Saç mangallarda cızır omr $iş kebapları, cızbız köfteleri pişiyor; lüferler, çinekoplar ızgara eğiliyor. havanlarda fındıklar, bademler, sar- mısaklar dövülüyor, Taratorlar, ca» cıklar yapılmada; tabak tabak yemiş- lerin üzerine karlar serpilmede. Gelsin bade, gelsin sıcak, soğuk me zeler... Mededler; ud, tambur zımbır- tıları; keman, kemençe gıygıyları... Ri ayrı ayrı kaç kafile, Etrafla- rı sayısı? sandallaria çevrelenmiş... Kâh duruş, Âh gayet âheste beste gi- diş, Horozlar öt'inciye kadar keki... Bu gel keyfim gel senelerce sürüp gitmiş; Abdülhamid de ocağına incir dikti Sermed Muhtar Alus Trabzon vilâyetinde eğitmen kursu açılacak (Akşam) Vilâyetimiz küylere eğitmen yetişti mek için Maarif Vekâleti tarafından bir eğitmen kursu açılmasına karar verilmişti? Nisanda faaliyete geçecek olan kurs binası Vakfıkebir kazasının Beşikdüzü nahiyesinde hazırlanmış. tır, Her devresinde asgari 100 eğilmen yetiştirecek olan bu kurs sayesinde vilâyet dahilinde mektepsiz ve eğit- mensiz bir tek köy bırakılmayacak- tır. Leni Riefenstahl geliyor Almanyanın meşhur sinema ârtistlerinden ve sahne yazılarından Olim. piyad filmin! yapan Leni Rlefenstah! bu filmin ilk temsilinde bulunmak üzere Parise gitmiştir. Artist Almanyanır. Berlin sefiri tarafından karşılanmıştır. Yukarıda Almanyanın Berlin sefiri kont Welzek, Leni Rlefenstahl'ın elini s1- karken görünüyor. Haber aldığımıza güre Leni Riefenstahl Olimpiyatlar filminin ilk göste. rilmesinde bulunmak üzere yakında İstanbula gelecektir. RADYOLIN ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM her yemekten sonra muntazaman dişlenriizi fırçalayınız