1 Şubat 1939 maa AKŞAMDAN AKŞAMA , Maarifimizde bir-hamle Her genç bir baltaya sap olacak... Tahsil cihazı içine giren gençlerin Şoğu bir baltaya sap olamıyor. Lise- lerden, ortamekteplerden dökülüyor, i aylak kalıyorlar, Ebeveyn; tai si böyle senelere okutacağşma, ban amac yanına çırak verseydi, SE, eve ea gozluk öğretir, çalışmağı — dövüyorlar. esi Ve maalesef böyle diyenler de ekse- Tiyet... Zira, mekteplerimizin birinci sınfma faraza yüz çocuk girerse, son ; Sınıfmdan on kişi mezun oluyor. Geri kalan doksanı, yıllarca süren meşak- Katli tahsile, sıhhi, milevi, uzvi, içti. MAİ, zekâi, (kabiliyet, sa'y kelimeleri “> ile nihayetlenemiyor; tnlbuki *Peyce faydalı olan şu «sel» lâhikası- Yi Cenin halindeyken öldürmeseydik şimdi Şuraya faraza - ekabiliyetsels, *say'selş diye ilâve ederim» hülâsa türlü türkü. sebeblerle devam edemi- es yu veya bu fırma, şu veya bu me, a vi döleği lann ile sapır sapır Bunlar ferd nana da, aile nami- vi da, cemiyet namına da hep ziyan., ei taşı! Taşımazlar.. Uç! Uçmaz- bei » Ne pratik, ne de ilim adamları- i dağ ek maarif cihazı bir nisbet digi de faydalı vatandaş yetiştir. $İ gİbi, diğer bir bakımdan da za- Far veriyor: Mektebe girip yarı yolda dökülenleri tereddi ettiren hir bali var, si hastalık buradaydı. Teşhis ko- i benle em bile cemiyetin ötesinden inden ağrılar hissediliyor, sızı | “lar duyuluyordu, Cümhuriyet devrindd inkişafı de- i vam edip hüviyeti istikrar eden nes- lin mümessili halinde maarifin başı- DA geçen Hasan - Âli Yücel, derdlerin bir çoğuna birden parmağını değ- i dirği, Onun birbiri ardı sıra giriştiği iş- leri hetkes aldâka ve memnuniyetle takib ediyor; . — Gramer de yaptıracak!... Mek- tep kitaplarını z da una soku; Tedris Mlz görüşmek Tavruhareketi de tanzim ediyor!... pil - Zaten bunlar tabii şeyler de- den kiye, >, Punlara teşebbüs etme- kültür işlerini çevirmeğe kalk- ii «mektepler olmasa maarifi ida- m demekten farksızdır... ei Âli Yücel, böylelikle, boynuna * farizaları edâ etmekten başka Harda Yapmış olmuyor. Bütün bum- bir harikülâdelik görmüyorum. i Asil onun, bu memlekele getirmek yük, yebbüse giriştiği yepyeni ve Dek bir kültür, bir nesli yetiştirme Yaseti var ki, bunu, gazetelerde dün çıkan beyanatından öğrendik: *— Bütün tahsil kademelerine mu- siz pimak şartie bir. mesleki ve tek» edrisat kurmak.» Yani, tahsile başlıyan bir genç ilk yahut orta okuldan sonra artık oku- AĞA devam etmese, hayata atılsa; Sadece umumü ve mücerred malâ- Sahip olmakla okalmıyacak; - bir bilgi de edinecek.. Yine in sözlerinden: ikizi Meselâ Samsun bir tülün mem- > akde Sağun göre Samsun orta dö inde ağılacak teknik şubeleri tülün eksperi yetiştirmek şube bulunacaktır» Böyle bir şekli maarif için kaç ya- - Sahife $ ŞEHİR HABERLERİ Baro seçimi vekâleiçe feshedildi İntihapta karışıklık olmuş, bütün avukatlar iştirak edememişler Yeni avukatlar kanununun meri- yet mevkiine girmesi üzerine İstan. bul barosuna mensup avukatlar ağır ceza mahkemesi salonunda toplana- rak yeni kanun mucibince baro reisi ve inzibat meclisi Âzasını intihab et- mişlerdi. Fakat o zaman âzadan avu- kat B, Münim Mustafa bu intihabın yolsuz olduğunu, salonun darlığı yü- günden Aza arukalların hepsinin iş- tirak edemediklerini ileri sürerek gay- | ri kanuni olan bu intihabın feshile yeniden seçim yapılmasını istemiş ve bu hususta Adliye Vekâletine de müracaat etmişti. Bu müracaat üzerine Adliye Vekâ- Jeti tedkikat yapmış ve ileri sürülen iddiayı muvafık görerek İstanbul ba- rosu intihabının feshine ve yeniden intihab yapılmasına karar vermiştir, Aldığımız malümata nazaran Ad- liye Vekâleti intihabı şu sebepten feshetmiştir: Kanun mucibince, in- tihapta, baro lâvhasındaki isimler okunarak sira ile avukatların reyle- rini kullanmaları lâzım gelirken o gün kalabalık arasında madeni va- zolar gezdirilmiş ve rasgele reyler bu vazolara atılmıştır. Bu hareket, in- tihabı ihlâl edecek mahiyette görül. müş ve Adliye Vekâleti bu hususta kanunun kendine bahşettiği hakkı kullanarak feshine karar vermiştir, Bu karar üzerine baroda yeniden intihab yapılınca, bundan evvel seçi- len reis ve inzibat meclisinin şimdi- ! ye kadar yaptıkları işler de yenile- necektir, Otomobil kazaları Dün üç kişi yaralandı, iki şoför yakalandı Şoför Vartanın idaresindeki otomo- İ bil dün Haydarpaşa caddesinden ge- | çerken, Bira fabrikasında kontrol me-; muru B. Aliye çarparak vücudunun | muhtelif yerlerinden yaralamış, polis | yaralıyı Nümune hastanesine yatır- ; mış, şoförü de yakalamşıtır. | Şoför Jojefin idaresindeki otomobil İstinye iskelesi önünden geçerken Nevzad ve Şerif isimlerinde iki şahsa çarparak yaralanmalarına sebeb ol muştur. Şoför yakalanmış, yaralılar tedavi altına aldırılmıştır. belki bazı karilerim hatırlıyacaklar- dır, Fakat elbette bu yalnız benim duyduğum bir ihtiyaç değildi. Cemi. yetimizi her sahada yükseltecek olan bin bir küçük işte ihtisas sahibi ne- sillerin maarif kanalı vasıtasile yetiş- mesini herkes can ve gönülden dili- yordu. Hasan - Âli Yücel, memleketin etin- den kemiğinden duyulan bu ihtiyacı sezdl; ona bir şekil veriyor, onu ikti. dar mevkiinden resmiyet sahasına Sokuyor. Böylelikle mektepler sadece memur yetiştirmek ve geri kalanları seril se- fil dökmek vaziyetinden çikiyor. Bü. yük küçük her ihtisas ve meslek ma- arif cihazı içinde edinilecek, İşte yeni tutulan maarif siyaseti- nin vereceği netice... (Vâ- Nü) Haklı şikâyetler On senedir bir türlü kaldırılamıyan enkaz 1929 senesinde şiddetli bir kış, İstanbulda birçok hasarat yap- muşlı. Bu arada Ortaköyde bir sa- ray duvarı da yıkıldı. Tramvay hattını da kapayan enkazını, O gaman, ancak iramvay geçebile- cek kadar olan kısmı kaldırılmış- ter. Ortaköyde gayet küçük bir sa, ha olan cami önündeki rıhtem- dan başka halkın nefes alabile- ceği yer yoktur. Akşama kadar yorulan vatandaşlar, caddede bir kaç piyasa ile vücudlarını dinlen- dirmeğe güyret etmektedirler, Maalesef o caddenin de yirmi beş metrelik bir kısma anlattığımız şekilde enkaz ile kapanmıştır, Şimdiye kadar yapılan birçok müracaatlar bu yığının kalkma- sına hizmet edememiştir. Yeni Valimizin birçok icraatına şahid olduğumuz bugünlerde bir kere daha mzvzuubahis etmekten ken- dimizi alamadık. On senedir du- yuramadığımız sesimizi umayız ki bu sefer duyacak makam bu- Tunur, vii Almanyadan gelen vapurlar ve Satie işi Müfettişlerin tedkikleri daha bir müddet devam edecek İktisad ve Maliye Vekâletleri mü- fettişleri, 250,000 liraya satın alman «Satle» binası meselesile Denizban- kın diğer bazı işleri üzerinde tedki- kata dün de devam etmişlerdir. Mü- fettişlerin çalışmaları daha bir müd- ! det devam edecektir, Denizbank tarafından Almanyaya ısmarlanarak tesellüm edilen vapur- lar üzerindeki çalışmalar henüz bi- tirilmemiştir. Bu hususta, Deniz tica- ret müdürlüğünde tedkikat yapan komisyon raporunu kuvvetli bir ih- timalle bu hafta içinde kazırlıyacak- tr, — Bayan Halide Edib geliyor Haber aldığımıza göre Pariste bu- lunan kıymetli muharrir bayan Hali- de Edib bu ayın sonlarına doğru İs- tanbula gelecektir. Tramvay ve Tünel şirketle. rinin tesellümü devam ediyor Tramvay “ve Tünel şirketlerinin devir ve tesellüm muamelesine dün de sabahtan akşama kadar devam edilmiştir. Kasa mevcudunun tesel- Tümü bilmiş, bankadaki hesapların tedkikile malzemenin tesellümüne başlanmıştır. Şimdi Metro hanı te. sellüm edilecektir. Alacak meselesinden kavga Fatihte oturan Yakup ve Osman isimlerindeki iki arkadaş, bir alacak meselesinden kavga etmişler, Yakup Osmanı yüzünün muhtelif yerlerin- den yaralamıştır. Polis, suçluyu ya- kalıyarak mahkemeye vermiştir. ahi Tiyatro ile sinemanın rekabetin- j dururlar Bay Amcal... ... Derler ki sinema tiyatroyu öldü- rüyor!,.. Yanlışı... Kabahati, yalnız sinemaya yükletmek günahi.... ir . unutma» malı|,,. İnsan oralarda öyle vakalar Vapurda yakalanan kaçak İçki Alâkadarlar dün Üsküdar müddeiumumiliğine verildiler Sokoni Wakum kumpanyasının gaz vapurlarından birinde kaçak iç- ki yakalanmıştı. Gümrük muhafaza teşkilâtı bu husustaki tahkikat evra- kını ikmal etmiş ve maznunlar dün akşam Üsküdar müddelumumiliğine yerilmişlerdir. Bunlar, kumpanyanın direktörü Maktomari, gaz şilepinin Suvarisi Cosene, diğer iki kaplan, tayfa Angeleoko ve depo bekçisi İs- kenderden mürekkep olmak üzere altı kişidir. İddiaya göre direktör Maktemari, İbrahim ve İhsan isminde iki memu- Ta kaçak eşyanın imhası şartile 150 lira teklif etmiştir. Şimdiye kadar vapurda 18 sandık yakalanmış (bunların dördünde beş yüz liralık viski, cin ve likör olduğu görülmüştür. Diğer 14 sandık heniz açılmamıştır. Kumpanyanın Servi | burnundaki deposunda da arama yâ- pılmış, sigara ve iskambil kâğıdile bazı kaçak eşya da bulunmuştur. Büyükadaya su vermek için hazırlık Adalara su vermek üzere Belediye ile Denizbank arasında müzakere ya- pıldığını ve esaslarda anlaşma oldu- ğunu yazmıştık. N Haber aldığımıza göre Belediye sular idaresi Büyükadada su kablosu, İs- kele inşası, terfi ve tazyik makinesi vesair tesisat için keşifler yapmağa başlamıştır. Su müzakeresi müsbet şekle girdikten sonra bu keşiflere göre hemen inşaata başlanacaktır. — a aş İSTANBUL HAYATI Gece hayatından bir sahne Sinemadan çıktık, İstiklâl cadde. de tramvay bekliyorduk. Arkada- şım: — Gel, dedi, bu gece uykudan biraz fedakârlık yapalım da iskemle üzerin- de sabahlıyanları görelim. Camlı bir kapıdan geçtik, dolam- baçlı merdivenlere tırmandık, üst kat. ta bir odaya girdik. Paltomu çıkarırken etrafa dikkat ediyorum: Sarkık yanaklarının pudra kaplamasında yer yer dudak izleri, sal- ya bulaşıkları sırıtan kırk beşlik, şiş- man bir kadın homurdanıyor: — Daha oturacak mıyız? Tekrar bara gidecektik ya?.. Karşısındaki narin endamlı delikan- Mh ağır ağır başını kaldırıyor. Mahmur güörlerini zorlukla açıp kadını süzer- ken pudra bulaşık dudakları ihtiras- la titriyor. Dirseklerini masaya daya- Yıp kekeliyor: — Oturacağız cicim. Artık bara gi. demeyiz... Çünkü... Çünkü pa. pa. pa: ra kalmadı. Bu gece burada sabahlı. yacağız. Karşı masada dört genç baş başa vermiş yüksek sesle konuşuyorlar: — Bu geceki sürpriz Muallânın pek hoşuna gitti. — Neriman da çok memnun kaldi amma... — Eh, amması da ne oluyor. — Ne olacak?... Onlara sürpriz yap- tık amma, ceplerimizde de metelik kal- madı. Uykusuzluk da cabası, — Uykusuzluk birşey değil, Fakat sigarasızlığa dayanamıyorum. Keşki barda iki bira eksik içseydim de bir paket sigara parası ayırsaydım. Dördü de ceplerini, çantalarını ka. rıştırdılar. Masanın üzerine (yığılan kuruşlar, on paralar sayıldı. Biri te. Tâşla haykırdı: — Tamam on dokuz buçuk kuruş... Yıkılan duvar Enkaz altında kalan amele hastanede öldü Şişhanede yıktırilmasına başlanılan eski inzibat karakolunun bir duyarı- nun yıkıldığını ve bir amelenin enkaz altında kaldığını yazmıştık. Birden- bire yaralanan amele Ali dün ölmüş- tür, Yıkma işinde tedbirsizliği görülen Osman polisçe yakalanarak hakkın- da takibata başlanmıştır! Türk - Rumen ticaret anlaş- ması müzakerelerine başlanıyor Türk - Rumen ticaret anlaşması yenileneceği cihetle Ankarada mü- zâkerelere yakında başlanacağı haber alınmıştır. Rumen ticaret heyeti bir kâç güne kadar Bükreşten şehrimize gelecek, Ankaraya gidecektir. Bir çocuk ocağa düştü, aldığı yaralar neticesinde öldü Sanyerin Gümüşdere köyünde Ah- medin kızı dört yaşlarında Bedriye evvelki gece evde yalnız kalmıştır. Bedriye odanın içinde oynarken oca- ğın ateşlerini karışlırmağa başlamış, bu sırada ocağa düşerek bir çok yer- leri yanmıştır. Çocuk Etfal hastanesine kaldırı. mış ve tedavisine çalışılmışsa da al- dığı yaralardan ölmüştür. Bay Amca sinemada! ... Meselâ, bir adam, minareden komşu kadına işaretler edip lâf at- mış!,.. Yalnız bu davayı dinlemek do- kı iyatroyi 7 1 | Menden. B. A, — Gülme dostum!,., Telefon Yatlığı şehirde biraz daha devam eder» se hepimizin yapacağı bul.. İ Yediğimiz dört pastanın parasını bile ödiyemiyeceğiz. Garson bizi de garip bakışlarla sü- zerek pasta tabağını, çatalları, bıçak- Tarı masaya bıraktı, Arkasını döner dönmez mırıldandığını duydum: — Al iki tane daha... Barlarda, ga- zinolarda para yerler, cepte metelik kalmayınca otele gider gibi buraya ko- şarlar. Bu sırada geride bir horultu başladı, | başımı çevirdim. Arka masada oturan adam yüzü koyun masaya kapanmış, İri, mosmor burnu pastaların içine gö- mülmüş. Elindeki pasta bulaşık çatal, kirden çalı süpürgesi gibi dikleşen da- ğmuk saçlarına gümüş tarak gibi sap- lanmış. Yokuşa tırmanan bozuk bir kamyon motörü gibi horlıya horlya uyuyor. Derin derin teneffüs eltikçe keskin, bulandırıcı bir ispirto kokusu etrafa yayılıyor. perde alçalıyor. Göz akları kızıllaşı- yor, benizler soluyor, başlar ağırlaş- mış gibi mütemadiyen öne, arkaya, yana çarpılıyor. Pelteleşen vücudlar, kuş tüyü şilteye yerleşir gibi iskemle- lerin kuru tahtaları üzerine yığılıyor. Dirsekler masalarm metmerine, Şa- kaklar avuçlara dayanıyor, Altı üst- lü kirpikler sarmaş dolaş oluyor. Uy- kunun kızgın iğnelerile sızlıyan göz bebekleri donuklaşıyor.. Dakikalar saat kadar uzuyor, saatler geçmek bil. iyor, bir türlü sabah olmuyor.