JAPO Silâhşor Ruhlu Tü Tüccar Amano iki kılıç taşıyan bir Muharip olmasını ne kadar isterdi. Ebeveyni dolayısile ticarete sülük edi- Onu son derece üzüyordu. Bu koca- Osaka şehrinde, ömrünü yalnız erişle geçirmesi ona pek acı ge du, O zamanki devirde, memleke- ticaret en âdi meslek telâkki “dlirdi. tık evvel silâh adamları, son- a iler, en nihayet de tacirler gelir. İyo Bu hal, izzeti nefsine pek dokunu- Yordu. Macera peşinde koşan sıska şö- "âlyeleri düşündükçe kendinin çeşid Seyid kimonolara sarılı besli vücudün- den dairelerinde geçirdiği rahat haya- tindan utanıyordu. Hele filosof Müro Küyso'nun yaz- Öğ eseleri okudukça mesleğini Adeta eke gibi telâkki ediyordu. | On sekizinci asrın başlangıcında ya *Eski zaman Samurayları (1) tica- | Yet kelimesinin mevendiyetini dahi bil; | Mezlerdi, Aldığı şeylerin fiatinden bah. #eİmek cesaretini asla göstermiyen bir delikanlı tanırdım. Arkadaşların. birinin babası onu çağırtap şu söz- söyledi: — Ticaret denen bir nesne vardır ki hayatta onu katiyen öğrenmeyin. Pazarlıkta aldanmağı tercih et. Zira oyunda -diğer oyunların aksi ola- Tak» kaybeden kazanandır. Ticarette nan vicdan rahatını kaybeder. Başka bir arkadaşım şöyle diyordu: — Bir adam için asla «hisabidir!le demeyiniz. Parasına hasis olan haya- bna da hasistir. Hasislik, alçaklığın bir başka nevidir.» Amano, bu satırları okurken, böyle Püra toplayıcı bir mesleğe sülük etti- en yanaklarının kızardığını his #ederdi. Maamafih, bu hükümleri de biraz mübalâğalı telâkki ediyordu. Zi- İ o, sırasında, pekâlâ cesaret göste- Tebileceğine emindi. Tüccar olanın Mutlaka korkak ve alçak ruhta bulun. Mâsı lâzim gelmezdi ya. 1701 senesi içinde Amano Ako pren« #inin, kendisini tahkir eden msbeyin- €i Kira'yı sarayda öldürdüğünü, bu- hun üzerine de harakiri yapmak mec- buriyetinde kaldığım haber aldı. Son derece üzüldü. Yıllardanberi OAko Ptensinin himayesi altında yaşarlar. dı, Adi meslek sahibi idi amma, ihti. Yaçları olursa Ako prensi Asamo'nun âllesine yardıma karar verdi, Hele bu #efin maiyeti intikam simak İsterse Mâdun vaziyetine rağmen, onlara yar- dim edebilirdi. Amano, saraya gitti. Prensin mai. Yet kumandanile konuştu. Yardım fikrini maheubane açtı. Samimiyeti o kadar barizdi ki kumandan Oishi, tüc» Cara feşekkür ederek, lüzum görürse kendisine müracaat edeceğini bildir. di. Birkaç gün sonra Olshi, Amano'yu Ziyaret edince tüccarın sevincine pa- Yan olmadı. Kumandan dedi ki: — Sizinle hususi görüşmek istiyo. Tum. Uşaklarınızı ve karınızı uzaklaş- tırın, diz çökmilş bir €rkek başbaşa kalınca, Olshi — Bir erkeğin bir erkeğe göslerece- Ğİ en büyük hürmet alâmetini karşı izhar edeceğim. — Bana bütün mânesile itimad ede- bilirsiniz. Maatteessüf ben silâh ade- mı değilim amma, en büyük arzum hizmet etmektir! Ve Amano, hazin bir ahenkle tek- rarladı: — Hizmet etmek... Hizmet etmek.. — Pekşili.., Şeflerinin intikamını al Mak isteyen Asano'nun maiyetine yar- dim etmek şerefini size bahşedeceğim. Bu Komplo'yu, alâkadarlardan başka bilen yalnız sizsiniz. Amano hürmetle eğildi. Yanakları, Sevinçten kızarmıştı. Muharip, tüccara, uzun uzadıya iza- hat verdi Düşman çok ihtiyatlı davrandığı İçin şimdi derhal hücum edemiyorlar- Miş. Fakat günün birinde elbette bu iş Pâtlak verecekmiş. İk fırsatta hücum edilecek, — İşte o gün intikamımız için kılıç. larımız kâfi gelmiyeceklir. Elimizin altında daha başka silâhların mevcud olması lâzım. Yedo'da emniyetli bir yere nakliyat yapmanız için size gü- venebilir miyiz? — Tabii! Ömrümü bu işe vakfede. rim. Samuraymışım gibi çalışacağım. — Bize oklar, yaylar, topuzlar, zrhlar, demir eldivenler, fenerler, merdivenler lâzım. — Hepsini tedarik ederim. — Fakat bu kadar esliha ısmarla- | manız dikkati celbetmez mi? Hükü- met şüphelenir, komplomuzu keşfe. derse? — Ayrı ayrı yerlerden bunları is- marlar, alırım. Adamlarınzı, uşaklarınız sizi ele vermesin? Affedersiniz amma, aileniz. | den emin misiniz? * — Ailemin haberi bile olmaz. Kim. | #enin yardımına müracaat etmeden, bilhassa kendim bu işleri yaparım. — Ölen prensimiz ve sadık maiyeti namına bütün kalbimle size teşekkür ediyorum. "Tüccar sevinç içinde titreyen bir ses. le: — Size yardim edebilmek, benim için en büyük şereftir! - dedi. .. Amano şahsen bu işlerle meşgul | oldu. Sandıkların kapanan kısmı, Ye. | do'ya gemilerle sevkediliyordu. Fakat tüccar, o hayatındaki değişiklikten karısı Sono'nun şüpheleneceğini düşü» | nüyor ve korkuyordu. Ayrılmağa ka. | rar verdi. Hiç olmazsa muvakkaten... Meçhul bir adam ansızın zuhur ederek biçare kadının saçlarını kesiverdi — Kanun, gevezeliğiniz sebebile #iz- den ayrılmama müsaade eder. Artık abuk sabuk sözlerinize tahı kalmadı. Sizi, bir boşanma mektubile birlikte, babanıza yolluyorum. Eğer başkasile evlenmenizi isterse ne yâpa- yım Maamafih şâyed bir seneye kadar evlenmeden oturursanız ve bu tahammülfersa illetinizden kurtulur. sanız belki tekrar $izi alırım. Genç kadın inledi. Lâkin kocası a7- minden dönmedi Sono Bari küçük oğlumu beraber #l- sam; müsaadeniz olur mu? - diye sor- du. Hayır... O burada kalacaktır. Bir sene sonra sizi tekrar almağa karar verirsem tekrar kavuşursunuz. Amano karısını böylece böşadıktan sonra, aşcı kadını da fazla sesli, esni- yor diye kovdu. Kâtibi bir gün iş ba- şında uyuduğu için savdı, Velhasıl ya- nında küçük oğlundan ve yarı aptal bir uşağından başka kimseyi tutmadı. se” Bir akşam Oishi gizlice gelerek: — Herşey hazır mı? « diye sordu. — Hazır... En son sandık da demin hareket etti, l mütüm | Tercüme eden: (Vâ - Nü) — Size cidden minnettarız... Acaba bu yaptıklarınız hiç dikkati celbetme- di mi? — Hayır. Her işi kendim yaptım. Ay- rı âyrı yerlerden ısmarladım. Elimle sandıklara yerleştirdim. — Ya biri fitlediyse? — Olamaz... Burada bir küçük ço- cukla yarı aptal bir uşaktan başka kimse yok. Karımı ve bütün hizmet- çilerimi savdım. Bizim içi yaptınız demek v bu kadar fedakârlik Size çok müteşekki- — Merhum prensin himayesi altın. da yaşıyan tacirlerden bize yardım teklif eden yalnız siz oldunuz. Tüccar. sınız amma, ruhen Samuraysınız... — Bu sözleriniz beni ihya ediyor. - Müsaade ederseniz gideceğim. Çok işimiz var, Akşam olmuştu. Birdenbire, sokak kapısı hızla çalındı. Amano seslendi: — Kim 0? — Benim... Demin sandığı götüren bahriyeli. Patron diyor ki, hesapla bir yanlışlık varmış. — Az bir fark olsa gerek. Yarın ge- lin de vereyim paranızı, — Olamaz! Gemi şimdi hareket ede- cek, Amano kapıyı açtı. Bir de ne gör- sün? On tane po- lis memuru. E'e- rinde ipler, kam- çılar, Içeriya hücum ettiler, — Ne var? Ne istiyorsunuz? — Kanun na- mına sizi tevkif ediyoruz, -— Sebep? — Bir de utan- madan sebep co- Tuyorsun. Kuman- dan Oishi namına silâh satın alıp Yedo'ya kaçıran sen değil misin? Amano titredi, Demek Oo komplo keştedilmişti. Fa- kat ne olursa ok sun polisleri kan- dırmağa karar verdi: — Ben böyle bir şey yapma dım. Aldanıyor- sunuz. Beklenik miyen bir iftira. Sus! Kati delillerimiz var. Sandığı getirin Biçare (tüccar dehşet içindeydi. Bir kaç saat ey- ğın, karşısına l üstüne otu: ik yalvarmağa başladı, Rica ederim, bunu açmyaınz. Bu, him bir prensin zevcesine aid adır, Açacak olursanız fena hâlde kizacaktır. Sizden intikam alır. Haya- eye girer, — Polisler tereddüd eder gibi oldu- lar. Sonra içlerinden biri, Amano'yu omuzundan silkerek — Başka bir usule baş vuralım! -de- di, - Gidin, küçük çocuğu getirin. Uykusundan âni olarak uyanan yav, rucak ağlıys ağlıya içeri girdi. Kala- balığı görünce sustu ve hâyretle ba- kınmağa başladı. Zabıta memurlarından biri, kılıcını çekerek çocuğun gırtlağına yaklaştır. d — Bak! - dedi, - Şimdi doğruyu söy- lemezsen oğlunu öldüreceğiz. Amano dişlerini sıktı. Fakat sükü. nunu kâybetmedi: — Böyle şeyler ancak kadınları kor- kutur. Ben erkeğim... Evlâdımın aşkı bile, olmadık birşeyi bana itiraf etti- gel | remez. Hattâ oğlumu gözlerimin ö- nünde öldürürseniz dahi birşey söyli- yecek değilim, parça keseceği Yahud da itiraf et. — Hiç birşey bilmiyorum. Eğer bir tüccar yolladığı eşya için bu kadar cezaya çarpılacaksa ticaretin kıymeti de kalmadı. İsterseniz beni öldürün. Memnuniyetle ölürüm. Polisler bakıştılar. Biri dışarı çıktı. Sonra tekrar kapı açılarak içeriye Ois- hi girdi. Zavallı tüccar sulkasdcılar şe finin böyle âni avdetinden büsbütün şaşırmıştı, Fakat birdenbire zabıta me- murları çekildi. Olshi, Amano'nun yanına yaklaşa- rak: — Bizi affedin... Ben size emindim amma, kırk altı tane arkadaşım &izi tanımadıkları için venemiyorlardı. Tecrübe yapmak istediler. Derler ki: «En güzel çiçek kirazın kidir. En iyi adam da Samurây'dır.» Siz de Samuray'ların en cesuru kadar metanet gösterdiniz. Sahte polisler, hep birden, yüzüstü yere yattılar. Ve bir müddet öyle kal. dılar. Bu, Japonların en hürmetkâr selâmıydı. Ev sâhibi misafirlerine sake ile töşi- soba ikram etti. Töşisoba evde yapılan bir nevi kesme makarnadır. Bu isim, ayni zamanda, «kendi elile öldürmek» mânasına geldiği için, bunu falihayır telâkki ettiler, Yiyip içtikten sonra giderlerken, hepsi de tüccarın harikulâde cesareti- ni medhediyorlardı: — Kuma karışmış altın! Çamurda büyüyen bir lotüs çiçeği!... O gece zavallı Amano'nun heyecan» ları bir türlü bitmedi. Az sonra tek- rar kapı açıldı, Karısı içeri girdi. Ko- casının önünde hürmetle eğilerek yal- varmağa başladı. — Rica ederim... Bir dakika müsa- ade edin de size birkaç söz söyliyeyim. Mühim bir haberim var. Babam beni evlendirmek istiyor. Kibar bir âileden teklifler oldu. Düğün hazırlıkları için hattâ para bile aldı. Kadın ağlıyordu. 'Tesssürünü (gizlemeğe Amano sordu: — Ne yapacaksın? — İstemiyorum... Çocuğumun ba- basından başkasile evlenmek istemi. yorum. Bu akşam bekledim, babam uyuduktan sonra yazdığınız boşan- ma mektubunu çaldım. Onu size ge- tirdim. Alınız, yırtırız, Benden ayrıl- mağı niçin istiyorsunuz? Yavrumuzu bir üvey anne elinde mi büyüteceksi- niz? Mektubu uzattı. Erkek almadı. Ka- dın hıçkıra hıçkıra ağlıyor, kocasının koluna sarılmış, yalvarıyordu. Amano, munis bir sesle: — Sizi yolladığım zaman söylediğim sözü anlamadınız mı? Bir sene sonra sizi tekrar alırım! dedim. Fakat on- dan evvel imkânsız. bil evlâdımı annesinden ayırmak istemem. Zavallı yavrucak her akşam sizi arıyor. Onun «Anne!» diye inlemesi kalbimi parçalıyor. O halde işte mektubu Yırtıp beni de yanınıza alın — İmkânsız... $ nına gitmelisiniz, — Fakat gidersem beni evlendire. cek. Sonra biribirimizi göremiyeceğiz. — Almam kabil değil, Eğer bekliye- mezseniz, ne yapalım son görüşmemiz olur. Kadın yavrusunu görmek istedi. Er- kek müsaade etmedi. Sono ağlıyarak çekildi. Biraz sonra, odadan içeriye, perişan bir halde hücum etti, çalışan imdi babanızın ya- | cağım. Teşekkürlerimi tekrur — Affedersiniz. Sizi tekrar rahat. sız ettim. Fakat çok korktum. Dişar- da biri var. Yüzünü gizliyor. Ben çı- kar çıkmaz başımın örtüsünü çekti, Tarağırı aldı ve saçlarımı kökünden kılıçla kesti. Bakın. Başını âçtı. Hakikaten saçı, kesilip alınmıştı. Amano, karısının gür ve pars lak saçlarını pek sevdiği için fena hal- de üzüldü. Kadmı teselli makamında kalları arasına aldığı sırada Oishi içe- ri girdi. — Sizi; konuşmağa gelecektim. Biraz geç kaldım. Fazla da duramıya- suna- k size ufak bir hediye ge- ıcup oldu Bana?... Bu, âdeta tahkirdir. Ben size sanki para için mi hizmet ettim? - Hayır, Amano! Sizi tahkir etmek istemiyorum. Fakat bu dünyaya veda etmeden evvel hediyemi vermek İste» dim. İpek kâğıda sarılmış bir paketi, yel- pâzesinin üzerinde uzattı, Amano, öfkeyle hediyeyi yere attı, Fakat kâğıd yırtıldı ve içinden Sone. nun sâçile tarağı çıktı. Genç kadın hayretle bağırdı: — Bu ne?... Benim saçım... Benim tarağım. Öyleyse demin sizdini t, bendim... Affedersi, An- Jalırsam hak vereceksiniz, Demin ar. kadaşlarımdan ayrıldıktan sonra tek. rar buraya geliyordum. İstemiyerek muhaverenizi işittim. Karmızın evlen- mesine mâhi olmak lâzım geliyordu. Onun için saçı kestim. Çünkü hiç bir erkek kesik saçlı bir kadınla evlenmek istemez. Yüz güne kadar zevcenizin saçları uzar ve tekrar bu evde eski mevkiine kavuşur, Sono sevinç için — Hayatımı kurtardınız! - diyordu, - Bu kocanıza olan minnettarlı- gumza mukabil ufak bir hizmettir. Elbette bir gün bu sözlerimin mâna- sını anlarsınız. Sonra Oishi Amanoya dönerek ya- vaş sesle: — Amano! Siz, yakında yapılacak hücuma iştirâk ede; ceğinizden dolayı üzülüyorsunuz. Şunu bilin ki aramızdaki parola sizin ticaret evi- nizin ismi olacaktır. «Amano-Yâ. Bi- .Ama»s diye bağrınca, öbürü «Noya» diye cevab verecektir. Bu su- retle siz Samuray kalbli tüccar, bi- zimle birlikte harb etmiş olacaksınız. rimiz 6 AYLIK 3 AYLIK 1 AYLIK Posta ittihadına dahil ulmıyan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, alta aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili Için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır, Zilhicce $ — Kasım 83 8. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatı E. 1213 153 707 945 1200 14 Va, 543 7131227 1505 1722 1858 Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. Maya ŞAYAN İcabında günde 3 kaşe alınabilir. ŞAN SANAN