22 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

22 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“POLİ TİKA Amerika ile Japonya ara- sında bir ihtilâf mevzuu Japonya Çindeki İngiliz ve Amerika imtiyazlarını ilga edeceğini muh. telif vesileler ile ilân etmişti. Amerika bu imtiyazların ilgasına maddi men- İaatinden ziyade siyasi mahzurlarından dolayı razı olmak istemiyor. Bunun için Japonya hiikâmeti nezdinde şimdiye kadar muhtelif teşebbüslerde bu- lunmuştur. Diğer taraftan Amerika Japonya hükümetini sıkıştırmak için Filipin adaları ile Amerika arasındaki yol üzerinde ve daha ziyade Asyaya yakın olan Güam adasını talıkim ederek burada Japon mandası altındaki ağaları tehlikede bırakacak bir üssülhareke kurmak istiyor. Cülmhurreisi Koosevelt şimdiden Amerikan Parlâmentosuna teklifde bu- lunmuştur. Mesele mebusan meclisinin bahriye komsiyonundadır. Eğer ko- misyon karar verecek ve bu kararı da meclis tasvib edecek olursa o zaman Amerika ile Japonyanın arası tehlikeli bir surette açılmış olacaktır. Japonya umumi barbden beri cari olan anane ve usul üzere Amerikanın Guam adasını tahkim edemiyeceği kanaatindedir. Aksi takdirde hukuku düvel ahkânumı feshetmiş sayacaktır. Buna göre mütekabii tedbirler ala- caktır. Bu tedbirlerden biri Amerika tarafından istiklâli tanınmış olup haliha- sırda intikal devresinde bulunan Filipin adalarını işgal etmek olacaktır. Bu adalar bir çok cihetlerden Japonya için mühimdir, Amerika ve Alman- yadan sonra dünyanın en büyük sanayi memleketi olan Japonya madeni imalâtı ve bahusus harb sanayli ihtiyacını Filipin adalarından temin etmek. tedir Bundan beş sene evvel Filipin adalarının demir istihsalâtı 7000 ton iken şimdi 63600 tona çıkmıştır. Bu demirlerin hepsini de Japonya alıyor. Son günlerde Japonya bütün madenlerin tasarruf hakkını istemiş, lâkin Filipin hükümeti nezdindeki Amerikalı maden müsteşarı buna mani olmuştu. Güam adasının tahkimine Parlâmentonun razı olup olmuyacağı Amerikan efkârı umumiyesinin Ameriku kıtası harlcindeki işlere karışmamak için şimdiye kadar tuttuğu yola devam edip etmiyeceğini göstereceğinden derin bir alâka ile bekleniyor, RARERAEAAEAAASEMA KEN AANAAAEEUANEU. Bol bir manto giymiş genç kadı- nın yüzü o kadar soluk, hali o kar dar bitkindi ki yazıhaneme girer girmez kendisine acele yer gösler- dim. Uzun bir zaman söz söyleme- den önüne baktı. Sonra kesik kesik anlatmağa başladı: Nişanlısiyle çok sevişiyorlarmış, yakında evleneceklermiş. Ne yazık ki “iki hafta evvel nişanlısı bir oto- mobil kazasında ölmüş. anne olacağım. O çocuk ne olacak? Kimin oğlu diyecekler? Çocuğunuz için endişe etmeyiniz, dedim. İkamet ettiğiniz mahallin hâkimine müracaat ederek doğan çocuğunuz için tashihi neseb tale- binde bulunursunuz. Biliyorsunuz ki nesebi sahih çocuklar anası ile ba- bası arasında evlilik mevcud iken 'doğanlardır. Arada nikâh olmadan doğan çocuklara neseb! gayri sâ- hih veya eski lisanla, bu gibi çocukların nesebi anne ve babasının evlenmesile kendiliğin- den sahih olur. Size olduğu gibi, şayet birbirile evlenmeyi vadedip — Üstelik, * dedi, beşay sonra | veir tizina | derler. İşte evlilik haricinde doğan | Kanun Bilgileri Nesebin Tashihi AKŞAM te birinin vefatı veya meselâ çıl- dırmak gibi, evlenme ehliyetinin zevali sebeble evlenemiyen anâ ba- badan doğan çocukların nesebini düzeltmek, yani sahih kılmak için sağ kalan veya ehliyeti zail olma- yanana veya babanın çocuğun neseb .. tashihi için omüracaalı lâzımdır. On sekiz yaşında veyâ on- dan büyük çocukların nesebini tas- hih için kendisinin rizasi alınmak lâzımgelir. Aksi takdirde dâva mes- mu olmaz, yani dinlenmez, redde- dilir. Hâkim tashih talebini nüfus me- müruna tebliğ eder. Ana babanın kanuni mirasçıları ile müddelumu- mi nesebin tashihine muttali ol dukları günden itibaren üç ay için- de nesebin tashihine itiraz edebi- lirler. Lâkin bu halde çocuğun o anadan babadan olmadığını isbat itiraz edenlere aiddir, Nesebi tashih edilen çocuk ana ve babasına ve onların hısımlarına karşı aynile nesebi sahih olan ço- cuğun hukukunu haizdir. Avukat Emcet Ağış l Şimali Irlandada vaziyet çok fena B. Hungerford yeni bir takım suikasd yapılırsa hayret edilmemek lâzım geldiğini söylüyor Londra 21 (A.A.) — Şimali Irlan- da mebusan meclisinde hükümet par- tisi âzasından olan . Sir Hungerford bugün Londraya gelmiştir. 'aptığı beyanatta İngilterede daha | ir ir İ kasdler hakkında İngiliz makamlarile bâşkaca dinamit - suikasdleri olursa buna hayret etmemek lâzımgeldiğini söylemiş ve demiştir ki: «Daha geçen pazar günü bütün Şşi- mali Irlandada halkı umumi isyana tahrik eden davetler yapıldığı bildiril. mişti. Belfasd hükümeti bunu derhal Londra polisine haber veımişli, Şi- mali Irlandadaki vaziyet şimdiki ka dar hiç bir vakit fenalaşmamışlı, Su. ikasd faillerinin muhakemesi müşkü. lâta uğruyor. Çünkü, şahidler üzerin- de tazyikler yapiliyor. Ve suikasd fa. illerini tecrim edecek şahadette bulu. nurlarsa ölümle tehdit olunuyorlar. Belfasd hükümeti her türlü ihtimali karşılamak azmindedir. Suikasdlerin hedefi dahili bir harb çıkarmaktır. Fa- kat şimali Irlanda her zamandan ziyâ- de İngilterenin bir cüzü olarak kalmı- ya karar vermiş bulunuyor. Londra 21 (A.A.) — Şimali Irlan- da Dahiliye Nazırı Dawson Bates; İngiltere ve Belfastta yapılan Sui- görüşmek üzere dün Londraya gelmiş- tir. Mümaileyh, tahkikatı kolaylaştı- racak mahiyette bazı malümat ver- miş ve tedhişçiler tarafından sulkasde maruz bulunan şimeli Irlanda yüksek memurlarının bir listesini tevdi et- miştir. Ulster makamları vaziyeti ciddi te- lâkki etmektedirler. Dün bir ihtiyat tedbiri olmak üzere yeniden bin ka- dar muavin polis seferber hale konul- muştur. Londra 21 (A.A.) — Oranskirkden Liverpoola giden tren, bu sabah Ain. tree civarından geçerken camların. dan ikisi mermi veya bomba pârçala- rile kırılmıştır. Birçok yolcular bir ipfilâk gürültüsü duyduklarını söy- lemektedirler, Hindista ndaö denpek azı defnedilir, diğerlerine karşı garip usuller tatbik olunur Geçenlerde Hin- distanda vukua ge len korkunç bir ölüm hâdisesi üze- rine, bundan son- Ta ölenlerin sıkı bir muayeneden gö çirilmesi hakkın- da bütün memlekete şiddetli tamim- ler gönderilmiştir. Pars ırkına men- sup olan bir adamın kalb sektesinden, öldüğü zannediliyor. Parslarda cari olan âdete göre, ölü, “Ebedi süküt ku- lübeleris nden birine bırakılıyor. Ora- da bekliyen akbabalar derhal vazife. lerini ifaya başlıyarak ölüyü gagala- mağü ve etlerini yutmak için hazır- lıklarını yapmağa koyuluyorlar. Fa- kat ölü, vücudü didiklenmeğe başla- nınca uyanıyor ve İstimdada başlıyor. Sesini işitenler hemen koşup onu vah şi kuşların pençelerinden kurtarıyor- lar. Kurtulanın ilk işi gidip islâmiyeti kabul etmek oluyor. Çünkü onlarda ölülerini akbabalarm önüne alver- mek âdeti yoktur. Asya miiletlerinde'ölülere karşı yar pılması icab eden suh muamele hak- kında türlü türlü âdetler vardır, Çinin bazı yerlerinde ölüler yakılır, fakat umumiyet itibarile orada tedfin usu- lü caridir. Parslar ölülerini akbaba kuşlarına ikram ederler. Tibette ölü köpekleri vardır; ölüler bunlara yedi- rilir, Bazan da balıklara veya yırtıcı kuşlara” atılır. Tibette ölünün gömül- mesi zaten mevzuubahis olamaz, Çün kü toprak, senenin büyük bir kısmın da buz keisilir, Fakat ölülere yapılan son merasimin muhtelif nevileri en ziyade Hindistan- Burdurda iki cinayet Birisi bıçakla öldürüldü, bir sarhoş da urganla boğuldu Burdur (Akşam) — Bu hafta Bur. | durda iki cinayet işlenmiştir. Ali Rı. za nanunda biri bir kadının evinde otururken #abıkalılardan iki kişi eve taarruz etmişlerdir, Ali Rıza bir hâdi- se çıkmaması için içeri girmelerine müsaade etmemişse de taarruz eder- lerden Aydınlı Ahmedin oğlu tarafın- dan bıçakin başından ağır surette ya- ralanmıştır. Yaralı Memleket hastanesinde Öl müştür. Mücrimler tevkif edilmiştir. Geçen cuma gecesi Yenice Mahallesin- den Akağanım Ahmet her vakit oldu- Bu gibi gene sarhoş olarak eve gelmiş ve karısı ile çocuklarını fena halde dörmüştür. Ailesi efradı korkuların- dan bağırmak istemişlerdir. Üveği oğ- lünu dokuma tezgâhı urganı İle bağ- lâmak isterken boğazına takılan ur- ganı fazla sıktığından sarhoş boğu- larak ölmüştür. Mücrim tevkif edile- rek cürmü meşhud mahkemesine ve- rilmiş ve yapılan muhakeme netice- sinde dört sene sekiz ay cezaya mah- küm edilmiştir. Buğday fiatleri sağlam Bu yıl toprak mahsulleri - ofisinin memleket çifçisine büyük yardımları olmuştur. Ofisin alım teşkilâtı genişle: tildiğinden çifçiden daha fazla mal almak imkânı hasıl oldu. Bu yüzden piyasada buğday fiatleri çok sağlam- dır. Burdur Kızılayının fakirlere Yy: Burdur (Akşam) — Bu hafta Kı- zlay kurumu Burdur merkezi tara- fından Burdurun fakir halkının odun ihtiyaçlarına Obir yardım olmak üzere iki yüz fakir vatandaşa 209 li. ra para dağıtılmıştır. Tam zamanın. da yapılan bu hayırlı iş bütün yoksul. ları ve bunlara acıyanları candan 8e- vindirmiştir. İRAN kai eği ilmi ri aid usulüdür . Ölülerini Hindistanda en ziyade tesadüf edilen yakmak tuzlıyan , tütsüliyen bala batıran, ağaca asan, akbabalara bırakanlar da vardır da görülür. Buna hayret etmemek lâ- zimgelir, Çünkü 300 milyonluk bir kütle biribirine karışık suretle İslâm- lardan, Mecusilerden, Hıristiyanlar- dan, Parslardan, Dravidalardan ve yarı vahşi kabilelerden müteşekkildir. Hindistanda yalnız bir tahnit etme ve mumyalaştırılma bilinmez. Buna mü- kabil ölülerini Luzlıyan, Bengal'deki Magb'ların yaptığı gibi tütsüliyen, Himalayadaki Kasis'ler gibi bala batı ran kabileler vardır. Nagaslar ise ölü- lerini ağaçlara asarlar; çünkü bunla» rın itikâdınca, ölüler artık toprakla irtibatlarını Kesmek lâzımdır. Fakat Hindistanda en xiyade tesar düf edilen usul ölülerin yakılmasıdır. Bu muâmele, yalnız Mecusi dininin şartlarından birini teşki! etmiyor, ay- ni zamanda sıhhi sebeplerden dolayı da böyle bir hareket eh muvafık sayı- lıyor. Çünkü Hindistan; sari hastalık- lardafi senede yüz binlerce kişinin öl. düğü bir memlekettir. Mecusiler son senelöre vârincaya kadar ölülerini Ganj nehrine ve yahut onun kolların- dan biri olan Cumma'ya atarlardı, Fa- kat zabıta bunu şiddetle menetti, Çün- kü ölü nehir kenarlarına düşüyor ve fena halde teaffün ediyordu. Ölülerin yakılma merasimine gelin- ce, bu işsü sürcile cereyan ediyo; Mukaddes kanunlar fsrufından em- redildiği veçbile, tezek alınıyor ve ölü- GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ nün etrafı bununla dolduruluyor. Te. zek, Hindistanda mukaddes sayılan inekten çıktığı için tercih ediliyor. Bir ha etmek için “kullanılabilecek yegâ- ne yakılacak maddedir. Bundan baş- ka tezeğin bir faydası daha vardır ki ö.da yanarken pek az duman çıkar. masıdır, Aradan 24 saat geçtikten son ra ölü tamamile tahrip edilmiş olur, Olsa olsa yalnız birkaç kemik kalır. 'Tezek yığını içinde o kadar fazla bir hararet hasıl olur ki, bu hararete ölü- « nün Kemikleri bile dayanmaz. Merasimi esnasında, bir taraftan tezekler ölünün üzerine istif edilir. ken, bir taraftan bir brahman gelir, bazı dualar okur, elinde tuttuğu kabın içinde ki pirinçten bir miktarını ölü- nün üzerine atar, Bunun üzerine ölü- nün akrabası da birer'birer avuçları- nl âyni pirinç kabının içine daldıra- rak, adıkları pirinci ölünün üzerine serperler. Bir Hindlinin nazarında pi- rinç tahesi hem hayat, hem de basü- badelmevt demektir, Bu merasim bittikten sonra geçen yirmi dört saat zarfında yağmur ya- garsa, merasimin mabadı ile artık meşgul olmağa hiç lüzum yoktur, Çün- kü bütün küller çamurla karışır. Şayet yağmur yağmazsa ertesi günü ölünün akrabası gelir, külleri ve yan- mıyan kemikleri toplayıp gölürür, Bunlar ya nehre veya denize atılır, sahilde bekliyen akraba el sallamak suretile ölülerile vedalaşırlar, Mukavemeti son manevralarla imtihana tabi tutulan Cebelitarık kayası a sütunda Cebelitarnk boğazına ! dair malümat vermiştik. Bugün- kü nüshamızda, okuyacağınız üzere, Boğaza hâkim vaziyette bulunan ko- caman kayada büyük bir manevre yapılacak, harekât üç gün sürecek, tepeden tırnağa kadar müstahkem olduğu meşhur olan bu kayanın mus kavemet kabiliyeti, edilecektir. Cenubi İspanyada bulunan Cebeli- | tarik, 1704 senesindenberi İngiltereye | aiddir. Bu İngiliz arazisi 426 hektar genişliğindedir. . Ucundaki meşhür kayanın yüksekliği 425 metredir, Ka- ya, bizim Boğaziçinden pek daha ge hiş olan Gebelitarik boğazının Avru- pa sahilinde, denizin ortasına çıkmış koyu renkte bir granit kütlesi halin- de durur, Şimalden cenuba doğru tak- riben dört kilometre, ve şarktan gar- be doğru da 1200 metre genişliğinde bulunan bu kayanın en ucuna Punta de Europa derler, Kocaman taşın he- men her noktası bataryalarla, istih- kâmlarla doludur, İçi de mahzenler- le oyulmuş, depolar, cephaneler hâ- Trakyada kız, erkek talebe yurdları Edirne 21 (A.A) — 1935 de Edir- nede kurulan Trakya kız ve erkek talebe yurtlarının bu seneki bütçesi muhtelif kaynaklardan ve bu arada bir kısmı da Türk maarif cemiyetin- den temin edilen yardım ve gelirlerle 18 bin lirayı, talebe mevcududa 180 i bulmuştur, Köylü ve malülgazi çocuklarını da barındıran bu yutlar önümüzdeki sene daha esaslı tedbir- lerle biraz daha genişliyecek ve böy- lelikle orta tahsile devam imkânlar rından mahrum bir çok yurt çocuğu- na el uzatılmış olacaktır. tesiri muayene | lindedir. Geçen asrın sonlarında ka- yayı 6000 adam beklerdi. Umumiyet- le bu İngiliz müstahkem noktasında 24,000 adam vardı. Fakat şimdiki hâ- kiki mevcudü, bir askeri sır olarak muhafaza edilmektedir. Yine geçen asırda, burası katiyen alınamaz bir kale sayılıyordu. Tayyarelerin terak- kisi sebebile şimdi vaziyet malüm de- İ gildir. Cenubu garbi rüzgârlarına açık olan liman geçen asırdanberi oldukça iyi sayılırdı; 6,000,000 tonluk bir iktisa- di harekete malikti; başka limanlara rekabet bderek İspanyayi iktisaden zarara oUğralırdı, Burada hayli Yahudi vardır; ticareti de ellerine aj- roylardır. Kayaya ilk Arap fatihi Tarık İbni Ziyadin ismi yadigâr kalmıştır. O devirde, buraya kuvvetli bir kale dik- mişlerdi, 1704 senesinde İspanya harp halindeyken İngiliz amiralı Booke tar rafından ani bir hücum neticesi alın- miş, o zamandanberi Büyük Britan- yanın elinde kalmıştır. Orta ve ilk tedrisat muallim- lerinin mesleki bilgileri arttırılacak Ankara 21 (Telefonla) Maarif Vekâleti, orta ve ilk tedrisat muallim- lerinin mesleki bilgilerini arttırmak maksadile iki mecmua çıkartmağı kâ- rTarlaştırmıştır. Bu hususta fikirlerine müracaat etmek üzere maarif müdür- leri ile orta tedrisat muallimleri ve ilk tedrisat müfettişlerinden bazıları Ankaraya çağırılmışlardır. Terzi Gemal Bürün

Bu sayıdan diğer sayfalar: