Kaza göerken arkasına bindirdiği arkada. Şile iskambil oynıyan bay Ahmed, yo- Yun kenarında başı boş duran bir ağa- ca çarparak yaralanmıştır!... Yaralı- Jar hastaneye kaldırılmıştır. Gelemez — Dün gece seni bir gençle danse- derken gördüm, beğendim o genci. — İyi çocuktur, terbiyelidir, — Yanın gece onuda al da bize ye- meğe gel. — Geleyim, — Amma seremoni yok. Söyle o gen- ce iş elbiselerile gelsin. — Buna imkânı yok gelemez. — Neden? Dalgıçtır!.. — Allo... Peki pazartesi günü bor- cuma mahsuben elli lira veririm... Olur... Allo!.. Kiminle konuşuyorum?. Talihsizmiş... Çok zengin tacirlerimizden birinin genç oğlu Dovile gitti, Babasına kumar oynamıyacağına dair söz vermişti, Fakat kazinoya gi- rince anamadı, kumar masasma oturdu. Biraz sonra büfün paralarını kay- betti, Kalktı, telgrafhaneye gitti babası- ba şu telgrafı çekti: «Cüzdanımı kaybettim para gönde- rİNİZ» Biraz sonra bir bâba dostuna rasla- dı. para aldı. Tekrar kumara oturdu, kayıbını çıkardı. Kalktı, telgrafhaneye gitti, babası- na şu telgrafı çekti «Cüzdanı buldum, para gönderme. yiniz.» Gece tekrar bütün paraları kaybet. ti. Tekrar telgrafhaneye gitti. Baba- sına şu telgrafı çekti; «Cüzdanım boşmuş, para gönderi. hiz.» Bira — Söyle bakayım bana şeker nere- den çıkar? — Şeker kamışından efendim. — Aferin... Şimdi söyle bakayım bira nereden çıkar?... — Fabrikada Şarkı Kemanını bıraktıktan sonra sordu; - Çaldığım köy havasını nasıl bul. dunuz? — Fevkalâde, yirmi yaş gençleştim, | gözlerimin önünde köy canlandı... Öküz arabalarının tekerlekleri gıcır gi- cır gıcırdadı!... — Sizi gözüm ısırıyor, acaba yemek» te beraber miydik?, M.C. İki çocuk bahçede geziyorlardı. — Haydi birşey oyniyalım. — Ne oynıyalım? — Harp oyunu. — Olur. Sen Çin cl ben Japon? Küçük sarışın bir kız sordu: — Ya ben? — Sen de Milletler Cemiyeti ol, — Peki. Ne yapacağım ben?... — Hiç birşey yapmıyacaksın!... — Sümüklüböceğin acele işi var ga- Uba, taksiye binmiş! Tavsiye — Ben rusca öğrenmek istiyorum ne yapayım? Siz olsanız: — Bir öğretmen tut çalış! niz. İş öyle değil. Rusça öğrenmek is- teyenlere evvelâ İngilizçe öğrenmele- rini tavsiye ederiz, bu suretle ingiliz çe ile rusça arasında hiç bir münase- bet ve benzerlik olmadığını öğren- miş olurlar|.. dersi- Aktörler — Ömrümde bu kadar cid- di dövüşmemiştik. Rejisör — Çok güzel, şimdi tekrar yeni baştan dövüşünüz de filme çeke- lim!... Ses — Baba ânnem neye haykırıyor? — Haykırnıyor oğlum ninni söylü. yor. — Neye ninni söylüyor? — Küçük kardeşine uyusun diye, — Uyuyunca susacak mu! — Evet, — Küçük kardeşim budala mı be- nim gibi, uyumuş gibi yapsın baril... ———————————— Hizmetçi — Her tarafta aradığı. niz anahtarı işte nihayet buldumi... Sarhoş Sarhoşun biri bir kapıda durdu, pen- ceredeki bayana: — Bayan dedi, ağzım kerpiç gibi, dudaklarım kurudu. — Dur sana su getireyim. — Sarhoş gülümsedi: — Beni çiçek saksısı mı zannetti. niz!... ) ! “yen ev sâhibine tavsiyeler: Dün gece barlardan birinde bir şişe viski ile bir bardak alıp bir mayiin girdiği kabın şeklini alıp almadığı tec- rübesini yapan bay Mehnicd yere dü- şerek cazibe kanununun gerçek bir kanun olduğuna kanaat getirmiştir, Ucuz - Pahalı mı dediniz bayan, pahalı mı!.. Amma da yaptınız bayan, benim mallarım pahalı değildir, ucuzdur, sudan ucuzdur... Bakınız size bunu bir misal ile isbat edeyim: Geçen gece dükkânıma hırsızlar girmek istedi, Kepengi zorladılar, sonra vaz geçtiler, Düşündüler ki: Ertesi günü mağaza- ma gelip alış veriş ederlerse kendileri. ne bu alış veriş hırsızlıktan daha ucu- za mal olacak!... — Çök sarhoştur amma çok usta mühendistir, anahtarı hangi deliğe soksan kapı açılir!... Kiracılara öğüt Ev sahibini atlatıp kirayı vermemek için baş vurulacak çareler şunlardır: «— Akşamları kapıcıya görünmeden giriniz. — Posta müvezzine rica ediniz ge- len mektupların üzerine: Evinde bu- Tunamamiştır diye yazıp mektupları iade etsin. — Kapınıza sarı bir kâğıd yapıştı- rınız: Burada bulaşık hastalık vardır! Kirasını mutlak tahsil etmek İste- — Ay başından bir gün evvel kira- cının kapısı önüne postu seriniz, — Gaz veya elektrik tahsildarıyım deyip eve giriniz. — Kiracı evde yokken kapıyı kırıp eve giriniz elinize geçen eşyayı topla- yıp gidiniz. Bağlılık Biri derd yanıyordu: : — Baldırmu büyük bir köpek ısır- di Hem de öyle bir ısırış ısırdı Kİ, bir türlü bırakmıyordu. Biri atıldı; — Bunda şaşacak birşey yok, köpek- ler insana bağlanır!... İkram Hayli yol yürümüşler, yorulmuşlar, Süsümişlardı, biri dedi ki: — Gel şurada oturalım da birer ka. deh bira içelim. — Ben gelemem, — Neden? — Param yok. — Ne zârar var yahu, gel gel, sen birşey içmezsin!.. — Ben malımı bölüp paylaşmağa razı olamam... Akıl Bir mecliste Napolyondan, Verdi. den, Manzoniden bahsediliyordu: — Büyük ve akıllı adamlar... — Acabâ?... — Vay, bunda şüphen mi var? w Pek mübalâga etmeseniz. — Neden? m Napolyon, Verdi, Manzoni ikişer kere evlendileri.. Bursa mektupları Bursa Ticaret sarayı merasimle açıldı. Binaya yakın bir arsaya borsa için bir kısım yaptırıldı Bursada Ticaret sarayının açılış töreni Bursa Ticaret sarayı merasimle açil- mıştır. Ahşap bir binada çok sıkışık bir vaziyette oturan Ticaret odası | için yeni ve güzel bir bina yapmak, yıllardanberi düşünülen bir gaye idi. Fakat mevcud para, bu arzuyu yerine getirmeğe bir türlü imkân vermi- yordu. Geldiği gündenberi birçok (teşeb- büsleri, Cümhuriyetin yapıcı karak- terine yakışır şekilde yürüten ve ba- şaran Bursa valisi B. Şefik Soyer, bu bina için de çok çalışmış, «başla- mak, yapmaktır» prensipli ile hareket ederek Bursaya son derece güzel, mo- dern bir imar eseri kazandırmıştır. Bu hakikati, açılış töreninde bir nu- tukla ifade eden eski mebuslardan ve Ticaret odası idare heyetinden B. Rüştü Egel, kırk ikibin liraya mal 0- Jan binanın, ancak bu şekilde mey- | dana geldiğini ve başlarken elde mev- cuüd paranın sadece sekiz bin lira ol- | duğunu ehemmiyetle kaydetmiştir. Vali B. Şefik Söyer, buna verdiği cevapla, Ticaret sarayının vücüde gelmesinde kendi direktifleri kadar, varlıklı bir memleket olan Bursada sâyısı mühim bir yekün tutan girgin ve müteşebbis arkadaşların gayret- lerinin de müessir olduğunu söyle miştir, Yeni Ticaret sarayı, şehrin ticaret merkezi olan Uzunçarşı civarında ve eski Koza hanı denilen metruk bir âr- sada yükselmiştir. Arsası beş bin lira- ya alınmış, bina yirmi dokuz bin 1i- raya çıkmıştır. Ayrıca binaya yakın bir arsaya da borsa için bir kısım yap- Burşa (Akşam) — Yeni yapılan i tarılmıştır. Burası, her sene yapılacak ilâvelerle kondisyonman dairesini de içine alarak tekemmül ettirilecektir. Koza satışlarına sahne olan Koza hanının ortasındaki «Mizan yeri» de- nilen büyük ahşap salaş yıktırılmış ve bu tarihi binanın ortası bu suretle temizlettirilmiştir. Koza satışları için şimdiki yeni Ticaret sarayının önü çok müsaittir. Buraya civar olup, şehrin imar plânında ortadan kaldı- rılacak olan eski Fidan hanının bir kısmı istimlâk edilerek açılacak ve sarayın önünde geniş bir koza satış pazarı kurulacaktır. Ticaret sarayının ıslaha çok mü- sait olan etrafının onarılmasına da başlanmıştır. Sarayın önünden geçen caddenin parke döşenmesine Beledi- yece bugünlerde başlanacaktır. Gaziantep havalisinde zeytin mahsulü bol Gaziantep (Akşam) Bu sene vi- âyet dahilinde zeytin hasılatı çok bol- dur. Bu senenin zeytinyağı rekoltesi (16) Bin ton olarak tahmiri edilmek- tedir, Bu miktarın 4500 tonu Kilise alt- tir. Beş altı senenin kuraklığı yüzünderi alınamıyan zeytin hasılatının bu sene bol olması ve fliatlerin yüksek bulun. ması halkın yüzünü güldürmüştür. Evvelce eski maserelerde çıkarılan zey« tinyağları bu sene tesis edilen fabri- kalarda çıkarılmağa başlanmıştır. Şehrin en büyük servet kaynağını teşkil eden zeytin hasılatının bol ol- ması süratle inkişafe müsait bulunan ayla imarında çok mühim rol'oy. Köy aa dikiş yurdu Gürsuda açılan köy biçki, dikiş yurdu Bursa (Akşam) — Geçenlerde Gür- | su köyünde dört aylık bir «Köy biçki * dikiş yurduz açıldığını yazmıştım. Bu yurd, kurs mahiyetindedir ve 'Tür- | kiyede ilk defa olarak Bursa köylerin- | de tatbik edilmektedir, Köy biçki - dikiş yurdu, Cümhuri- yetin köye ve köylüye verdiği önemin bir eseridir ve sanatı, köy kadınının ayağına kadar götürüp büyük köy kalkınmasında kadına rol veren bir teşebbüstür. Kursun açılışı bizzat valimiz tara- fından yapılmış ve merasimde Maarif müdürü ile birçok muallimler ve kır- | ka yakın Bursalı hâzır bulunmuş tur. Köy kursu, güzel bir binanın ge- niş hir odasında açılmıştır. Bursa Kız enstitüsü mezunlarından bayan Mu- zaffer, kurs muallimliğine tayin edil. miştir. Üç gün gibi kısa bir kayıt devresinde köy kadın ve kızlarından 45 kişi talebe yazılmıştır. Dört ay sonra birinci kurs nihayet bulacak ve başka bir köyde açılacak- tır, Köylüler tarafından büyük bir s6- vinçle karşılanan bu teşebbüs, gele- cek sene dört yerde birden tatbik edi. lerek randımanı arttırılacaktır.