Uludağda büyük kayak müsabakaları tertib edildi Yeni ticaret anlaşmalarının tesiri - Şimdiden kayakçılar kafile kafile dağa çıkarak ekzersiz yapıyorlar i Müsabakalara girmek Uzero memleketin hir gel yerlerinden müracaat vardır Bursa (Akşam) — Sayılı bir kaç fırtınası müstesna, bu seneki kişin karsız geçmesi, en ziyade kar spor- cularını üzüyordu, Uludağ gibi her sene biraz daha mükemmelleşerek kış sporları sahası olan mıntaka, can- sız ve rağbetsiz kalmıştı. Son kar, sporcuların imdadına yetişti. Şimdi Uludağda bir buçuk iki metre kar varki, kolay kolay erimez. Uludağ otel ve dağ evlerinde bu yü yapılan hazırlıklar, bütün ihtiyaçla» ra cevab verecek şekildedir. Büyük otelin hemen tekmil eşyası yenilen- di. Kayak evinin noksanları tamam- Jandı, Kirazlı yaylada bu yaz yaptırı- Jan şirin dağ evi ise, çok lüzumlu bir ihtiyacı giderdi. Otellerin idaresi ise, doğrudan doğ- ruya Bursa Dağcılık klübüne verildi. Otel müdürlüğünü yapan bayan Ne- mide İpşir, birkaç dil konuşan ve işini aşkla yapan meraklı bir bayan- dir. Otel ve yemek tarifesi, hiç kim- senin şikâyet edemiyeceği bir hadde indirildi. Bütün bu hazırlıkların ve kolaylık- ların ne kadar mahalline masruf ol- duğunu geçen yılbaşı tatilinde, Ulu- dağa gösterilen rağbetle görmüş ol- duk. Fakat Uludağın asıl tadı, önü- müzdeki Kurban bayramında çika- nlacaktır. Buna, beden terbiyesi ge- nel direktörlüğünün tertib ettiği ka- yak müsabakaları vesile teşkil etmek- tedir, Daha şimdiden Bursada hazır- hklar başlamıştır, Kayakçılar müsa- bakalara girebilmek üzere haftanmn tatil günlerinde, kafile kafile dağa çıkarak ekzersiz yapıyorlar, Karların iyice erimediği günlerde ise şehir ci- yarında büyük bir faaliyet hüküm sürdü. Müsabakalara girmek üzere birçok yerlerden müracaatlar yapılmakta ve bunlara Dağcılık klübü tarafından cevaplar verilmektedir. Eğridirden bir kafile telgrafla malümat istemiş ve otelde yer ayırtmıştır. Müsabakalar dört gün süreceği için Uludağa gelenler, bu sıhhat ve neşe , muhitinde uzunca bir ikamet imkâ- nını bulmuş olacaklardır. Müsabaka» ların birisi Bursa Belediyesi namına yapılacaktır. Belediye bu maksadla, şeref salonunda, kazanan sporcu na mına saklanmak üzere bir kupa koy- muş ve derece kazananlar içinde muhtelif hediyeler almıştır. PM AN Uludağda kayak sporları Beden terbiyesi genel direk- törlüğünün tertip ettiği müsabakalar Beden terbiyesi genel direktörlü- ğünden: 1 — Beden terbiyesi genel direk- İ törlüğü Dağcılık, Kayak federasyonu tarafından bu çalışma yılında, dör- dü Uludağ, üçü de Erzurum müsabakası yapılacaktır. Bu müsa- bakaların tarzı icrası ve zamanı aşa- ğıda yazılmıştır. 2 — Uludağda yapılacak müsaba- kalara girmek hakkı serbesttir. 3 — Erzurum ve Bayburtta yapr- lacak müsabakalara ancak iki bölge kayakçılarından seçilecek en çok onar kişilik gruplar iltihak edecek- tir. 1 — Birinci teşvik müsabakası yıl- başında Uludağda yapılacaktır. a) Ufaklar veyahud kadınlar ara- sında iniş, b) Büyükler arasında iniş. II — İkinci teşvik müsabakası Kur- ban bayramında Uludağda yapıla caktır. a) İniş büyükler arasında, 18 kilometre mukavemet (müsaba- kanın sonu şehir içinde bitecektir.) IV — Şubat içinde Uludağda (Sö- mestr münasebetile İstanbul ve An- kara yüksek okullar talebesinin Ulu- dağda bulunmalarından bilistifade) a) İniş, b) 18 kilometre mukavemet, V — Şubat sonu Kop dağında İniş büyükler arasında. VI — Mart bideyeti Uludağda (Ulu- VE | dağa kı$ sporlari tatbikatını y Bayburtta olmak üzere yedi teşvik | Oz karimi ga gelmiş bulunan Ankara Gazi ens- titüsü beden terbiyesi bölümü tale- beleri arasnda) a) Erkekler arasında iniş, b) Kızlar &rasında iniş. c) Erkekler arasında 18 kilometre mukavemet. Vr — Mart bidayetinde Bâyburt- ta, Erzurum ve Bayburt kayakçıları arasında. a) İniş, b) Mukavemet 18 kilometre, 4 — Uludağda yapılacak müsaba- kalar Bursa bölgesince, Erzurum ve Bayburtta yapılacak müsabakalar da Erzurum ve Gümüşhane bölgelerince tertip ve tanzim edilecektir. 5 — Her müsabakada 1:3 kadar derece alan müsâbıklara genel di- rektörlükçe Dağcılık malzemesinden mükâfatlar verilecektir. 6 — Müsabaka teferrüatna ald izahat ve tenvire muhtaç hususlar (Devamı 10 ncu sahifede) Haftalık piyasa ihracat maddelerimizin vaziyeti Yeni : ticaret anlaşmaları üzerine piyasa daha canlı bir devreye girmiş- tir, Bundan evvelki yazılarımızda da Amerika ile yeni yapılan ticaret an- EE piyasaya çok iyi tesirleri uğundan bahsetmiştik. Yeni an- “e göre ham maddelerimiz, Amerikan gümrüklerinde tenzilâtı tarifelere tâbi tutulmaktadır. Anlaş- manın hususiyetlerinden biri de Ame- rikâya takas muamelesinin kaldını- masıdır. Bundan çok memnun olan- lar vardır. Bu grubun başında, deri fabrikatörleri bulunmaktadır. Çünkü Amerikadan takas şekillerile deri it- hal etmek pek pahalıya mal oluyor- du. Amerikaya ihracatımızın azaldı- ğı aylarda takas primleri pek yükse- yordu. O zaman ham deri, fabrika- lara daha pahalıya mal olmaktaydı. Bu vaziyette deri fabrikaları muhte- lif zamanlarda, İktisad Vekâletine şikâyetlerde bulunmuştu. Amerikaya takas muamelelerinin kalkması, de- ri fabrikalarını memnun ettiği gibi, pamuk ipliği kadın çorabında kulla- nlan iplik getiren fabrikalarıda memnun etmektedir. Piyasada yeni ticaret anlaşmaları- nın tesirinden başka, kayda değer bir şey yoktur. Muhtelif ihracat mad- delerimizin vaziyetini, her hafta ol- duğu gibi birer birer aşağıya yâziyo- Tuz. İhracat maddelerimizin vaziyeti Yaş meyvalar — Bugünlerde yaş meyva ticaretini birinci plâna almak lâzımdır. En ziyade Almanyaya por- takal ihraç edilmektedir. Son bir iki senedenberi (oportakal ihracatında bilhassa kontrol işine ehemmiyet ve- rilmektedir. Bu yüzden portakalları- mız her sene Almanya ve merkezi Avrupa memleketlerinde büyük bir rağbet görmektedir, Bu sene bilhassa Dörtyol portakalları Berlinde yaş meyva alan ithalâtçı firmalar tara- fından çok beğenilmiştir. Bu sene elma ihracatı azdır. İne- bolu, Ordu limanlarından Mısıra, Su- riyeye mühim mikdarda elma sevke- dilmektedir. Halbuki İnebolu, Ordu, limanlarından Mısıra doğrudan doğ- ruya elma sevkedilemezdi. Bu Ilman- ların elmaları İstanbul limanı vasıta» sile Mısıra, Suriyeye sevkedilmektey- di. Ticaret odası elma ihracatını kan- trol ettikten sonra bu iş Ordu, İnebo- Tu limanlarına intikal etmiştir. Bu yüzden bu yerlerin ucuz elmalarını da, İstanbul piyasasında göremiyö- Tuz. Kuru meyvalar — Ceviz satışları iyi gitmektedir, Fiatler cinslerine gö- re 56 kuruştan 60 kuruşa kadar yük- Tefrika No. 34 YAPRALKZ AŞISI BURHAN CAHID Sadece: — Öyle mi, dedi, hayre alâmet. Evet bu sıhhatim için belki hayre alâmetti. Fakat onun gösterdiği bu | alâkasızlık benim için hiç de hayre alâmet değildi. ee Bu sabah kahvaltı eder etmez çık- tum. O pek uzakta olmadığı söylenen Pan« sion Sergi'de kalıyordu. Floressant'a çıkar çıkmaz pansiyon bulmak güç ol- madı. Bahçe içinde şık bir şale. Saba- hın bu erken saatinde onu belki de daha kahvaltı etmeden bulacaktım. Kapıyı açan beyaz saçlı Rus tipli ka- dına onun ismini verdiğim zaman içe- | riye seslendi: — Mösyö Necmi odasında mi? İçeriden kalın bir erkek sesi cevap verdi: — Hayır, dün akşam gelmedi, Ve bu ses yaklaştı. Sivri sakallı ma- Vİ gözlü bir baş kapıdan göründü: — Haftada bir iki akşam Evian'da kalıyor zannederim. « Birdenbire sersemledim. Evian'ın bir kadın ismine benzemesi beni alt üst etti. Yüzümde herhalde bir deği- şiklik olmuş ki ihtiyar kadın: — Lâkin madam içeri, girin. Zan- nederim siz klinikten geldiniz. Ve koluma girdi. Beni içeriye salona aldılar. Necmi bey herhalde klinikteki has- ta karısından onlara bahsetmiş ola- cak. Zeki insanlar, beni tanımakta güçlük çekmediler. cek kelimeler arayıp bularak geçirdi. gim buhranı unutturmağa çalışıyor. salonda dolaşıyor. — Evlan çok uzak mı? Bu sualim kı un imdadına yes | tişmişti. Uzaktır madam, dedi, Herhalde mösyö vapuru ka Yoksa hethal- de geceyi orada ge Ezdi, Sinirlerime hâkim olmağa çalışıyo. rum, —« Hakkınz var, dedim. Buradan pek memnun olduğunu söylüyordu. Yeriniz çok sakin, çok güzel. Benim telâş etmeden konuştuğumu görünce tehlike atlatmış insanlar gi- bi sevinçle konuşmağa başladılar, Ko- cası pansiyondaki misafirlerin pek cid- di ecnebiler olduğunu anlatırken ka- rısı: — Çoğu da İngilizdir. diye teminat veriyordu. Bahsettiği İngilizler arasında Nec- mi beyi alâkadar edenler olmadığı mu. hakkak. Yoksa buradan uzaklaşmaz- dı, Onu göremediğim için burada da- ha fazla kalmağa lüzum yoktu. Karı kocaya teşekkür ederek çıktım. Bu temiz kâlbli insanlar arasında ve bu güzel yerde kalmak isterdim. Biraz yürümek hava almak ihtiya. İhtiyar Kadın giindi beni teselli ede i cile Florissant'ın nihayetine kadar yü- yi ni teselli ede- rüdüm. Biribirinden güzel villâlar ve İ ne güzel buhçeler. Hemen her bahçe- İ den açlarda; çimen, er üzerinde biri- Kocası bir pot kırdığından müteessir | v birinden güzel #incaplar geziniyor. yerine bu- | rada'sincaplar var, Hiç de insandan kâçmıyorlar. Bu kadar temiz yürekli insanlardan sincaplara zarar gelir mi?* Küniğe döndüğüm zaman iyi yorul. muştum. Şezlonga uzandım. Yanıma gelen socur yorgunluktan kızaran yüzümden memnun oldu. — Madam bugün çok iyidir. Çehre. niz mükemmel, — Siz Evian 'a gittiniz mi hiç, Bu garip sualden şaşırmıştı. Hiç bir şeyden şüphelenmiyerek cevap verdi: — Gittim madam. — Nasıl yerdir? — Fransız toprağıdır. Eğlence yer- leri, oyun yerleri vardır. Biz İsviçreli. ler oradan hiç hoşlanmayız. Artık herşeyi anlamıştım. Bu eğ- lencesiz şehirde sıkılan Necmi bey ora- da rahat rahat eğlenebiliyordu. Fa- kat ben hasta yatarken bunu nasıl yapabiliyordu. #4 Bütün günüm sıkıntılı geçti. Biraz açılan iştiham kesilmişti. İçime derin bir yeis çökmüştü. Socurün hergün ne kadar kilo aldığımı anlamak için çı- kardığı basküle gitmek bile isteme- dim. Halbuki doktorun tavsiyesi bu idi. Hergün kaç gram farkettiğimi kay- dediyorlardı. Haftada üç dört yüz gram arttığım oluyordu. O kadar sarsılmı- ! şım ki geldiğimdenberi kazandıkları- mı belki bir günde verdim. Bütün gece düşündüm. Bubranlar biribirini takip ediyor. Odanın duvar- ları üzerime yıkılır gibi oluyor. Hava. sız kalmış gibi sıkıntılar geliyor. Ağ- lamak istediğim halde ağlıyamıyor, haykırmak istediğim halde haykıra- muyorum. Gece bir iki defa zili çap nöbetçi socürü çağırdım. Ferahlatacak, uyuta. cak şeyler istedim. Doktordan izin al. madan birşey veremiyeceğini söyledi. selmektedir. Kabuklu ceviz ihracatı mevsimi geçtiği için durmuştur. En ziyade iç ceviz istenilmektedir, Hububat ntaddeleri — Anadoludan bol mikdarda buğday gelmektedir. Evvelki gün piyasaya 14 vagon buğ- day gelmistir. Çavdar pek az gelmek“ tedir, Çünkü çavdar ihrâcatı yok gi- bidir. Arpa üzerine de ihracat azdır. Kuşyemi fiatleri 15 para kadar yük- selmiştir, Kuşyemlerimize her taraf- tan talep vardır. Umumiyet itibarile bu sene kuşyemi piyasası iyi bir dev- re geçirmiştir. Talepler bu suretle de- vam ederse, stok mikdarı kâlmiya- caktır. Susam piyasası durgundur, Halbu- ki bir ay evvel, piyasa en hararetli bir devre geçiriyordu. Helva fabrika- ları, ihtiyaçları olan malı almışlardır. Diğer taraftan da İtalyadan susam üzerine olan talepler durmuştur, Pirinç fiatleri yükselmektedir. Hal- buki bu sene pirinç mahsulü boldu, bu kadar bolluğa karşı fiatlerin yüksel- mesindeki sebep nedir? Alâkadarlar, pirinç üzerine taleplerin arttığını ile- ri sürmektedirler, Diğer taraftan iki senedenberi klering vasıtasile Roman- yaya pirinç ihracatı yapılmaktadır, Kuru sebzelerden kuru fasulye fiatlerinde bir yükseliş yoktur. Hal- buki Yunanistana mühim mikdarda ihracat yapılmaktadır, Buna rağmen fiatler yüksek değildir. Dokuma hara maddeleri — Yapağı piyasası hararetlidir, Anadoludan ge- len mallar, ihracatcılar tarafından toplanmaktadır. En ziyade Trakya malları aranmaktadır. İstanbul piyasasında pamuk için söylenecek bir şey yoktur. İzmirden, Mersinden pamuk ihracatı devam ediyor. Alıcı memleketlerin başında İtalya, Almanya, Polonya, Romanya bulunmaktadır. Yalnız Iğdır pamuk- Jar Sovyet Rusyaya sevkedilmöktedir. Yağlar — Zeytinyağı fiatleri dur. gun bir devre geçirmektedir. 'Tereyağ- lara gelince; geçen hafta içinde Trab- zon yağları biraz yükselmiştir. Son günlerde piyasaya biraz daha fazla mal geldiği için fiatler biraz düşmüş- tür, Fakat bu düşkünlük perakende piyasalarda hissedilmemiştir, Çünkü perakende piyasalarda yani bakkal- lar Trabzon yağı 95 kuruştan aşağı değildir. Balıklar — Balık ihracatı devam ediyor, limanımızdan balık almak is- teyenlerin adedi yirmiden fazladır. Bunların arasında Yunan bandralı balıkçı gemileri birinci derecede gel- mektedir, En ziyade orkinos ve torik balığı ihraç edilmektedir. R.A Daha çok sinirlendim, Beni teskin için getirdiği soğuk mandalina şerbetini başına atmamak için kendimi güç tut- tum. Sabaha karşı dalmışım. Her gün tam yedi buçukta yanıma gelen socur uyuduğumu görünce merak etmiş, geceyi fena geçirdiğimi nöbetçi socurden öğrenince uyanıncaya kadar beklemiye karar vermiş. Nihayet saat onda doktor hergünkü gibi muayene- sine geldiği zaman beni uyandırdılar, Gözlerimi açtığım zaman hepsi baş ucumda idiler. Doktor nâbzıma bak. tı. Dünü nasıl geçirdiğimi sordu. Ben dışarı çıktığımdan bahsetmiyecektim. Fakat socur benden evvel anlattı ve ge- zintiden pek bozuk döndüğümü söy- ledi. Artık istintak başlamıştı. İnsa- nın yalnız maddi ızlırabını değil ru- hi acılarını anlayıp tedavi etmeyi bi- len bü temiz ruhlu insanların güzün- den ve zeküsından birşey gizlemiye im- kân yoktu. Beni bir kardeş, bir baba, birana gibi dinliyen bu samimi insanların te. sellisinde bile kalbe sükünet veren bir nüvaziş var, Doktorun şefkatli par. makları dolaşan başımın ağrısı kesil- di. Socurün ilâhi bir musiki gibi din- Jediğim sözleri içimin acılarını yıkadı, sildi. Biraz kendime geldim. Fakat o hâlâ görünmedi. X (Arkası var)