POLİTİKA Amerika - Alman münase- betlerinde gerginlik artıyor Almanya ile Amerika coğrafi mevkileri itibarile birbirlerinden çok uzak- tadırlar, Halbuki bugün aralar en ziyade açık olan ve birbirinin biaman düşmanı görünen devletler bunlardır. Her gün Amerikada Almanya sley- hinde tezahürler yapılmakta ve sözler söylenmüetedir. Bu hakaretler bazan da, ahiren Amerika Dahiliye Nazırı İckesin ağzından çıktığı veçhile, resmi ağızlardan sadir olmaktadır. Almanya bu sözleri protesto etmek istemişti. Cenubi Amerikada bulu- nan Hariciye Nazırına Vekâlet eden müsteşar bü protestoyu kabul etmek- ten bile imtina etmişti. Bundun Almanya büsbütün münfail oluyor. (Lima) da toplanan Panamerikan konferansında Amerika Hariciye Na- mrı bütün Amerikah devletleri Almanyanın aleyhine sarih bir karara getir. meğe çalışmıştı. Dört senedenberi Japonyaya karşı vaziyet alan Amerikan donanmasının Büyük Okyanustan Panama kanah ile Antil denizine manev. ralar yapmağa getirilmesine ve Atlas Okyanusu için mahsus bir donanma. nım teşkiline başlanmasına hep Alman tehlikesi sebep gösterilmiştir. Şimdi de şimali Amerika Müttehid hükümetleri reisi B. Roosevelt Ame- Tikan parlâmentosunun bu seneki devresinin açılması münasebetile söyle diği mutukta daha ziyade Almanyayı hedef tutarak diktatörlüklere karşı çok şiddetli sözler sarfetmiştir. B. Roosevelt Almanyayı ve diğer faşist devletleri tepeden tırnağa kadar silâhlanmak ve cebir ve kuvvete dayanan bir siyaset yürütmekle ilham et- miş ve Âmerikanın emniyet ve müdafaası için m başka bir çare kalmadığını söylemiştir. Bunun ıçin bütün demokrasi devletlerini birleşmeğe davet etmiştir. Faşist devletlere karşı silâhtan başka da tazyik vasıtaları olduğunu ve bu maksadla Amerikanın bitaraflık kanununu yalnız faşist devletlere karşı bir silâh olarak kullanmak için tadili icap eylediğini ilâve etmiştir. Amerikan milletinin Amerika kıtası haricinde bir harbe girmemek için bir sigorta saydığı bir kanun bile yine Almanya sebep gösterilerek tadil edi- ecek demektir. Almanya matbuatı da şiddetli mukabelede bulunarak Rvoşe- velti Avrupa milletlerini birbirine düşürmek gayretinde bulunmakla itham etmiştir. Amerikan devlet şefine Almanya devlet reisi Hitlerin şiddeti bir mukabelede bulunacağı bekleniyor. AKŞAM Izmir fuarı Eski Izmir Gelecek sene için çin hazırlıklar Mevsim münasebetile hafri- ilerliyor. İzmir (Akşam) — Alman hüküme- tİ, bu seneki fuara resmen iştirak ede- ceğini Fuar komitesi reisliğine-bildir- miştir, Alman general knsolosu, Bele- diye relsi B. Dr, Behçet Uz'u ziyaret ederek hükümetinin bu kararını teb- Jiğ etmiş, yeni inşa edilecek Sergi sa- rayı binası içinde-400 metre kare yer ayrılmasını istemiştir. Ankaradan dönen Belediye ve Fuar Pe laz Sergi surayı ve Açıkhava tiyattosu inşaatı için hazırlıklar yaptırmakta, dır. Bu yu, Mikümet, geçen yıllarda yaptığı yardımı tekrar yapacağı için rinci paviyonu inşa edilecektir. Sergi sürayı ye Açıkhava tiyatrosu plâlel rün betonarme hesapları Fransada mütehassıslara yaptırılmaktadır. Bu plânlar 10 ikincikânunda İzmire gel- hiş bulunacaktır. Kültür parkın dört kapısı vardır. Bu kapılardan üç tanesinin şekilleri de- Ziştirilecek ve çok güzel yeni şekiller. de inşa edilecektir. Bu seneki fuarın açılma töreni, Basmahane semtinde» ki (9 eylül kapısı) önünde yapılacak» tar, Kültürparkın 9'eylfi kapısı, bu yıl hazırlanacak bir plânla fekalide mü- kemmel tarzda yeniden inşa edilecek- tir. Geçen sene 12,000 lira sarfile in- ga dilen Lozan kapısında bu sene hiç- bir tadilât yapılmıyacaktır. Kültürparka yeni ilâye edilen 60,000 metre kâfelik arsanın Ihata duvörlir rı yakında çekilecektir. Kira parası yüzünden kavga Hanife isminde bir kadın Nişanta- şındaki evinden kira almak üzere ka. Piyı çatmıştır. Ev sahibinin karşısına kiracısı Recep çıkmiş ve bayan Ha. rifeyi görünce: — Paramt-henüz tedarik edemedim. Hem, sen buraya kadar gelme, Ben getiririm. demiştir. Bayan Hanife ayın ilk haftası geç- tiği halde kira bedelinin verilmediği. ns işaret etmiş, kiracı bunu kendisi. nin de bildiğini, fakat sabrfemekten başka çare olmadığı cevabını vermiş» tir, Ev sahibi sinirlenmiş, kiracı hid. detlenmiş ve ağız kavgası kızışmıştır. İş bu raddeye gelince her ikisi de et- raftan çekinerek, birbirine bağırma. Ba devam etmek üzere içeri girmiş, kapıyı Kapamışlardır. Bir müddet sonra polise müracaat eden ev sahibi bayan Hanife; kiracı Recebin ey kirasını vermedikten baş- ka kendisine hakarette bulunduğunu fe üstelik de çantasındaki 20 lirayı Bldığım iddia etmiştir, Hâdise etrafında tahkikata başları yat tatil edildi İzmir (Akşam) — Eski İzmir haf- riyatında mevsim münassbetile araş- tırmifilara son verilmiştir. Bu mevsim- “de uzunluğu 166, eni 12, yüksekliği 7 metre olan büyük yeraltı tonozunun 60 metrelik kısmı tamamen açılmış- tır. Bu hafriyat, Türk Tarih Kurumu- nun geçen sene verdiği bin lira ile ya» pümuştır. Eski İzmir mevkiindeki Ağgo- TL uydun Kültürparka” akıtılması çok eserler meydana çıkmıştır, Büst- ler, kitabeler müzeye nakledilmiştir. Ayrıca tiyatro veya mabed basamak- ları meydana çıkmış, bunlar ileride hafriyat yapılmak üzere muvakkaten kapatılmıştır. Kitabe, milâdın ikinci asrında İyon- yalı İzmirliler tarafından İzmirin bü- yük bir adamı namına yazılıdır, Mü- tehassısa okutulacaktır, . Bornovada tüccardan B, Edmon Ji- rTonun bağında geçen sene meydana çıkan ve Şarap ilâhı Diyonizos namı- na ayin yapılan bir binanın enkaz- Bir kadına sarkıntılık eden bir genç iki tokat yedi , Hasköyde oturan Haçator evvelki akşam Kasımpaşâdâ Küçük caddesinden geçerken birkaç adım İle- risinde yürüyen Nazlı isminde bir ka. dına sarkıntılık etmiştir. Bayan Nazlı ilk önce sesini çıkar- mamış, yoluna devam etmşitir. Bu vaziyetten cesaret alan Haçater, kadına biraz daha sokulmuş ve ken- disini bir yerden tanıdığını, fakat bir türlü hatırlayamayarak üzüldüğünü söylemiştir. Bayan Nazlı yine aldır. mayınca Haçator kadının kulağma eğilerek: — Acaba sizi nereden tanıyorum? Diye sormuş ve sormasile beraber yüzüne şidetli bir tokat yemesi bir olmuştur, Delikanlı neye uğradığını şaşırmış bir halde elile sol yanağının Ateşini söndürmeye çalışırken bir to- kat da sağ yanağında şaklamıştır. To- katlar bibirini takip etmiş ve hâdise. ye polis müdahale ederek tahkiknta başlanmıştır. > Şakalaşırken ar! yaraladı Anadoluhisarında Hüseyin, arka daşı Osman ile şakâalaşırlarken elin. deki çökı Osmanın kolundan yaralan» nl yukarı yaşıyanların dörtte üçü kadındır Londrada neşredilen bir istatistiğe göre, 1938 senesi içinde İngilterede doksan yaşından yukarı 489 kişi dün- vaya vede etmiştir. Bunun dörtte biri erkek ve dörtte üçü kadındır. Uzun yaşıyan kadınların üçte ikisi evlidir. İngilterede kadınlar, erkeklere na- zaran daha uzun yaşıyorlar ve dok- san yaşını daha fazla buluyorlar. Bu nisbet dörtte üç derecesindedir. Bu nisbet geçen seneye mahsus diildir. Bir çeyrek asırdanberi İngilterede, bir umumi kaide olmuştur. Geçen 24 sene zarfında doksan ya- şından yukarı olup dünyayı terkeden- lerin yekünu 9781 kişidir. Bu mikta- rın büyük bir kısını evli kadındır. Doksandan yukarı vefat edenlerin vasati olarak senelik sayısı 407 dir. Evvelki sene 531 ve umumi harbin son senesi 1918 de 283 idi, Geçen 24 sene içinde İngilterede yüz yaşını idrak ettikten sonra vefat edenlerin miktarı 222 kişiye baliğ ol- muştur. Geçen sene 1# ve evvelki se- ne 16 yüzlük ölmüştür. Geçen sene vefat eden yüzlüklerden en yaşlısı 107 yaşında dünyadan gö- çen Shakerley isminde evli bir eski ar- tist kadındır. Uzun yaşamasını Sak- son neslinden olmasına ve son derecö- Yapılan istatistikler İngil- terede kadınların erkek- lere nisbetle daha fazla yaşadıklarını göstermiş- tir. 90 yaşını aşan kadın- ların üçte ikisi evlidir. İn- de çalışkanlığına atfetmekte idi. Bu kadın ve silesi 1800 senesinde yani yüz otuz skiz sene evvel Times guzetesino abone olmuş ve son güne kadar bu gü zeteyi her günkü gibi baştan aşağı okumuştur. Geçen sene vefat eden yüzlüklerden ikincisi de evli bir kadındır. Madam Corpenter ismini taşıyan bu kadın 105 yşında iken vefat etmiştir. Üçüncüsü mister Tieard isminde bir mış olan bu iş adamı 97 yaşına gelin- ciye kadar muntazaman işlerine de- vam etmiş ve melekâtı akliyesinin zindeliği birçok gençlerin gıptasını celbetmişti. Yüz yaşında vefat eden mis Snead evlenmemiş olduğu halde uzun yaşi- yan bir kadındır. 15 yaşındanberi bir papaz ailesinde hizmet etmiştir. Gariptir ki doksan yaşından yukarı olduğn halde vefat edenlerin çoğn, er kek olsun, kadm olsun, hizmetkâr. dır. Ekserisi yetmiş seneden fazla hiz- man ayrılmadığından, hürmet kazan. mıştır. Âdeta bunlar hizmet ettikleri maruf erkek ve kadınların akıl hoca» ları ve mutemedi olmuşlardır. 1938 senesi zarfında İngilterenin haricinde vefat eğen uzun ömürlüle- rin en yaşlısı, geçen nisanda Roman. yada veisi eden Ana Sandra'dır. Bu kadının tam 118 sene yaşadığı, Ro manya hükümeti tarafından mevcud sicillere göre tesbit edilmiştir, İngil tere haricinde 1838 senesinden evvel doğup ta gçen sene vefat edenlerin mukayyed sayısı otuzu buluyor. Bun- ların arasında Mehmed oğlu Tahir isminde bir Arap vardır. İbnissuudun. akrabasından olduğunu iddin eden bu adam 108 yaşında iken Amerikada geçen sene vefat etmiştir. P. Bursa kız sanat enstitüsü Yeni binalardan birincisi bitti Bursa (Akşam) — Şehrimizdeki kız mekteplerinin en mühimlerinden bi- rini teşkil eden Necatibey kız sanat enstitüsü için yeni ve büyük bir mek- tep binası yaptırılmaktadır. Bina bir- kaç kısımdır ve parça parça ihale edil- mektedir, İlk binanın inşaatı bitmiş- tir. Bu kısım kırk dört bin liraya malol- muştur, Su ve elektrik tesisatının ik- maline çalışılmaktadır. Bunların da « hitamını müteakip binanın açılşı tö- Trenle yapılacak ve bü münasebetle bir sergi açılacaktır. Yeni bina, üçkat üzerine muazzam bir yapıdır ve tama» mile modern mektep . Bina şimdilik hem dershane, hem de atök ye olarak kullanılacaktır. Önümüzde- ki sene içinde mektebin asıl cephesini teşkil eden kısımlar, idare ve yalak- hane kısımları yapılacak, daha sonra da jimnastik salonları inşa edilerek mevcud plân tamamile tatbik edilmiş olacaktır. Nihayet iki üç yıl gibi kısa bir za- man-zarfında bitirilecek olan bu in- #aat, Bursaya, Cümhuriyetin kazan- âırdığı sayılı kültür müesseselerinden en güzelini vermiş bulunacaktır, Şim- diki halde mektepte üç yüze yakın da- imi talebe bulunmakta, bundan baş- Ka akşam dersleri talebesi de beş yüze yaklaşmaktadır. Bu kadro, yeni binar da daha ziyade arttırılacaktır, Köylerdeki kadınlara biçki ve dikiş dersleri vermek üzere açılan dört ay- ık kurslara başlanmıştır. Ensftü- nün geçen seneki mezunlarından bü» yan Muzaffer, ilk kursun açıldığı Gür- su köyüne hareket etmiştir. Kendisi- ns lâzım olan makine, ütü ve saire gi- bi levazım kümilen mektepten temin edilmiştir, Köy kurslarından çok iyi netice alınacağı umulmaktadır. İpek imali ıslâh ediliyor Bursa (Akşam) — İpk imalini fen- ni bir şeklide temin etmek üzere ku- rulmuş olan Kondisyonman bürosü- nün noksanlarını tamamlamak üzere yeniden üç bin lirahk tahsisat ayrıl- mıştır. Bu para ile eksik âletler getir- tilerek müessese, önümüzdeki mevsim- de işler bir hale konulacaktır. Bu maksada muhtelif firmalardan tek- Mifler gelmiştir. İncelenmekte olan teklifler Vekâltçe tasdik edilir edir mez âletler ses edliecektir, Kıymetini bilmediğimiz bir servet Ton balığı mu sıkleti 27,000 kilo olan 500 ka- dar orkinos tutulmuş; bunlar mem- mişlerdir.» Bizim memlekette yanlış olarak <istavrit azmanis denilen iri balık- ların istavrit cinsi e bir alâkası 4 zer, İlmi Lâtince isimleri «thynnus»- tur, Sicak ve ılık denizlerde yö şarlar, Orkinos'un sırtı sıyahımsı olup | yanları ve karnı beyazımsıdır. Karın kısmı yuvarlak ve gümüşi renginde lekelerle süslüdür. Ziraat mütehassısı Sadullah Ayaş- nn «Boğaziçi Balıkları. kitabın. da âzami boyları 3,5 metre ola. rak gösteriliyor. Halbuki ethynnus thynnus» denilen âdi ton'un 5 met re uzunluğuna, 900 kilogram ağırlı ğına varacağını Fransız ansiklope- disi yazmaktadır. Bu cins, Atlântiğin scak kısımlarında ve Akdenizde vardır. Gaskonya körfezi hizasına kadar çıkar. «Thynnus brochypterus» denen Kısa yüzgeçli tonlar, daha kü- çüktürler; Akdenizde daha taammüm! etmiştirler. «Thynnus alalongaz cin- Ton (Thynnus thynnus) balığı si ise beyaz ton'lardır; hem Akdeniz- de, hem de şimali Fransa sahillerine kadar Atlantikte yaşarlar. Bir metre uzunluğunu geçmiyen bu cinsi Paris piyasası çeker, Etinin nefasetile daha makbul olan da bunlardır. Ton, ekseriya tek başına ve derin- lerde yaşar. Ancak tekessür zamanla rmda, yani yazın sürü halinde sahil- lere gelir. Bu mevsimde orkinos'ların suden dışarıya çıkıp oynamaları hoş bir manzara teşkil eder. Yosunların ve sazların arasına dökülen yumur- talarından 20 gün zarfında yavrular çıkar. İki aylık bir balığın sikleti 100 gram olduğu balde üç aylık olunca yavru bir kiloyu bulur, © Orkinos çok hunhar bir balıktır. Yukarıki tafsilâttan anlaşılıyor ki, bizde orkinos (yahut yanlışlıkla «iş- tavrit azmanı») denilen balıklar, hakikatta o be piyasanın makbul saydığı veleziz konserveler yaptığı <ton> lardır, KONSOLOS onsoloslar arasında bazı değişik. liklerden bahsediliyor, Müstakil devletler ticari menfaatle- rini ve tebaalarının haklarını koru- mak için yâbancı memleketlerin tica, ret merkezlerine ve tebaslarının çok olarak bulunduğu yerlere konsolos gönderirler. Konsolosların -vazifeleri oralardaki ticari vaziyet hakkında ra porlar hazırlamak, tebaanın ticari ve medeni işlerini kolaylaştırmaktır. Kom soloslar Hariciye Vekâletinin inhası ile devlet reisi tarafından tayin edilir. ler. Mesleklerindeki kıdeme göre baş konsolos, konsolos, muavin konsolos ismile üç dereceye ayrılırlar, Diplomağ sayılmazlar, bulundukları yerin en bü» yük mülkiye memuru ile münnsebet» te bulunurlar, ? j