Sene 21 — No. 7255 — Fiati her yerde 5 kuruş SALI 27 Kânunuevvel 1938 Bugün sahife Telefon: Başmuharrir: 20588 — Yazı işleri: 20765 — İdare: 20681 — Müdür: 20497 ———— Milletimizi yükseltmeğe mecburuz Reisicümhurun Kurultayda irad ettikleri mühim nutuk “Milletimizin en dar muhitlerine ve en küçük ihtiyaçlarına kadar sokulup çare bulmağa çalışmak, önümüzdeki senelerin çalış- malarında yeni bir fârika olacaktır,, İNKILÂB YÜRÜYECEK, CÜMHURİYET ek ei Ankara 26 (A.A) — Milli Şefimiz Reisleümhur İsmet İnönü, Cümhuri- yet Halk p p bugün öğl lantısında, parti nin kabulünü müteakib riyaset mev- e gelerek aş ki mühim nut. ku irad buy! Büyük partimizin essa bünyesinde bugün aldığınız kalbi ve nizami ka rarla, beni değişmez genel başkan seçtiniz. Yüksek teveccühünüzür ve samimi İtimadınızın ifadesi olarak aldığınız bu karardan dolayı sizlere teşekkür ederim. Bu anda, omuzla- rımda bulunan genel başkanlık va- zifesini, partinin, büyük O milletimi- sin ından ve hizmetinden başka gayesi olmıyan, maksadına uygun bir surette ifa etmek için bütün var- lığımı o sarfedeceğim. Sizlerden ve partinin bütün âzasından birlik, be- raberli ardım beklerim Aziz arkadaşlarım, Büyük kurultay, kurtuluş müca- delesinin en evvel işlemeğe başlıyan, içerden ve dışardan her türlü in- salsız hücumlara milletimizin ma- ruz kaldığı günlerde onun iradesini ilân etmek üzere meydana atılan, en eski teşkilâtımızdır. Bence Ebedi Şe- fimiz Atatürkün, kendisine kadar ve kendisinden sonra, burada ve di- ğer memleketlerde yapılan milli mü- cadelelerden en kiymetli fârikasını, (Devamı 9 zuncu sahifede) Başvekil B, Celâl Bayarın nutku ve Parti kurultayı toplantısma aid yazı sekizinci sahifemizdedir. Partinin değişmez Genel Başkanı Reisicümhur İsmet İnönü Zabıta Fatih cinayetini işliyenlerin izi üzerinde Hasan, Makbule ile nasıl tanıştı? Katillerin biri cinayet yerinde kasketini düşürdü Zabıta dün gece İhsan, Niyazi ve Hamza isimlerinde üç kişiyi yn ve geç vakte kadar ifadeleri alındı Evvelki o gece Fâtihte, oÇuçır mahallesinde vu- ku bulan -feci ci- nayeti dün yaz- mıştık. — Zavallı bir gencin “boğa- zina ve kalbine dokuz bıçak dar- besi oİndirilmek suretile İşlenen bu cinayet etra- fında bir muhar- rTirimizin mahal- iinde yaptığı mü- Rayan Makbvle tömmim tahkikatı yazıyoruz: Muhtelif şehirlerde köprü iİnşaa- tını deruhte etmiş olan B. Rifatın Hasan namında bir oğlu vardır. Ha- san, İlk ve orta tahsilini “İzmirde yaptıktan sonra yaz tatilini geçir- mek için Susığırlıkta köprü inşaatını Üzerine âlmış olan babasının yanına gitmiş, orada babasının yanında çö lışan Emin usla ilesi efradile ta- ruşmıştır. Emin ustanın bir de Meliha veya Makbule isminde genç bir kızı vardır. Emin usta beş ay evvel ailesini alarak İstanbula gelmiş, Hasanın babası B. Rifat da Adanada bir köprü inşaatı (Baş tarafı 11 nci sahifede) nbikkatler: “Cadde yapan,, otobüsler Şimdiki otobüsler «Cadde bozar» cinsindendir. Halbuki bir de «Cadde yapan otobüs» tipi olabileceği anlaşı- yor. Dr, Lütfi Kırdar şöyle hesab etmiş: «Bir otobüs on bin lirayadır. Senede on din lira kâr temin ederek kendi kendini öder!» Demek ki, bir milyon Uraya bir ana yol inşa edilip i le elli otobüs iş- lese, müteakip iki senenin otobüs va- ridatile bı: yol için sarfedilen para ıtfa | olunacak! Muntazam bir caddede gidip gele- çekleri ii arabaların ve lâstiklerin ömrü artacağı da caba! İş bilenin, nındır? Halbuki iki senedenberi İstanbulda, elliden pek fazi ve yolları bozmaktan, dedikodu mev- zuu olmaktan başka bilemeyiz şehre fayda temin ettiler mi?... at binenin, kılıç kuşana- otobüs işleyip durdu; Konservatuarın yapılması geri bırakılmamalı B. Falih Rıfkı Istanbulun imarı için fikrini s6 ylüyor “Asfalt üstünden ruhsuz bir in dolaş- maktansa, ayaklarını rahatsız eden ve pan- talon paçalarını kirleten kaldırımlar üzerin- den fikir ve zevk müesseselerine gidebil- meği tercih edecek olanlar az değildir, Ankara 25 (Hususi muhabirimiz. den) — Bazı İstanbul gazeteleri, İs- tanbul valisi bay Lütfi Kırdarın İs- tanbulun imarı hakkındaki tasavvur» larından bal rken ortaya şöyle bir mesele attılar: «Yol mu, tiyatro MU?» İstanbul gazetelerinin bu vadideki neşriyatı burada da hayli alâka uyan- dırdı. Buna bakarak, imar davasına karşı derin hassasiyeti malüm olan Ulus başmuharriri B. Falih Rıfkı ile görüşerek bu husustaki fikirlerini öğ- renmek istedim. B, Falih Rıfkı suali. me şöyle cevap verdi: «— Ekmek mi, tiyatro mu?» diye dahi sormuş olsaydınız, hiç olmazsa «İkisi beraber!» cevabını verirdim. «Rusyanın açlık senelerinde Mos- kovaya gitmiştik. Halkın fırınlar ve ti. yatro kapıları önünde ayni kalabalık. la bekleştiğini görür ve ne kadar olsa şarklılıktan henüz çıkmadığımız 20- manlar olduğu için, şaşardık. «Sokakların çamuru kadar, ruhların yavanlığını gidermek çarelerini ara- malıyız. «Türkler Viyanayı muhasara eltik- leri zaman müdafaa kuvvetlerinin ku- mandanı hükümdarına yazdığı mek- tupların birinde şöyle diyor: oMuhasa: | raya ve harbin şiddetlerine rağmen tebaanızı haftada üç 1999 da İhtiyarlamak tehlikesi yok diye makine — Tam Çamlıcaya çıktık, herifin B. Falih Rıfkı Atay dan istifade ettirmeğe imuvaflak ok duml.. Bay Falih Rıfkı İstanbulun imarı davası hakkındaki düşüncelerini şöy- le izah etti (Devamı 4 üncü sahifede) (Bir Alim, makineden adam icad etti) — Gazetelerden — adamıla evlenen kadın; kurgusu bitti hemşirel...