24 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

24 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kısa bir seyahat jurnalı Fırtınalı bir havada kısa bir Kara- e gö deniz yolculuğunda neler görülür? “Ereğliye gelip de buranın peynirli pidesini Ya olur mu2,, Fırtınalı bir havada İstanbuldan t Karadeniz sahillerine gidinciye kadar © nereler görülür? Bundan on gün evvel, bir akşam kafanlığında Sitkeci rıhtımından, Ki beni vapuruma götürecek kayığa bi- nerken bunları düşünüyordum. i Vapura gidecek sandalda belki oni kişiden ayakta duruyor. Hakikaten Sirkeci- fazlayız. Yolculardan kimi den 30 - 40 metre ötedeki bir yolcu yapuruna sandalla - hele böyle tıklırı * tıklım dolu bir sandalla - gitmek in- & sana tuhaf geliyor. Rıhtımsızlık is- tanbulun belini büken en büyük derd- lerden biridir. Yolcu vapuru gelir açıkta demirler, Seyyah vapuru gelir, açıkta demirler, Nihayet vapura yaklaştık.Fakat sandal vapura yanaşamadı. Çünkü gemiye girecek kapının önünde 10 - 15 sandal birikmişti, Kucağında ço- cukları olan bir takım yolcu kadın- larla beraber sandaldan sandala $ıç- rıyarak, uzun ve tehlikeli bir canbaz- lık faslmdan sonra vapurun merdi- venlerine kendimizi atabildik. Dahâ kalkmamıza yarım saat var. Vapurda şöyle bir dolaşayım dedim. Kış bahçesi ismile ayrilan câamekânlı yerde daha şimdiden yolcular arasın- da tavla partileri başlamıştı. Pullar şakırdıyor, zarlar tıkırdıyor, ara sira: — Salla!.. — Aç kapıyı bakalım... — Ah bir çaharse... harse?.. Sesleri yükseliyordu. Aşağıya indim. Yemek salonunda | ise daha şimdiden sofralar kurulmuş- tu. Mezeler dizilmiş, küçük kadehler sıralanmış, Dilim halinde kavunlar, tabağın içinde yanyana yatan sar- dalyeler, domates salataları... Sofrada oturanlar yanlarından ge- çeri ahbaplarını çağırıyorlar: — Gel yahu... Bir tane iç... — Buyurunuz, bu tarafa buyuru- nuz, Vallahi deniz tutmasına karşı birebirdir... Akşamcılar rakı içmek için birçok vesileler bulurlar. Bu keyif verici su- yun bin bir hastalığa iyi geldiğinden bahsederler. Kimi nezle olana «Bu akşam bir iki tanecik» der. Boğaz ağ- rısına, ses kısıklığına alkolün iyi gel diğini iddia eder dururlar. Fakat de- niz tütmasına karşı alkolün iyi geldi- ini hiç işitmemiştim. Hattâ ben bü- nün aksini bilirdim. Biraz da güvertede dolaşmak iste- dim. Vapurun en kalabalık yeri bu- rası... Yolcularla onları geçirmeğe gelenlerin konuşmaları birbirine ka- rışıyor. Elinde büyük bir şeker kutusile va- püra gelmiş bir adam, yolculardan birine rica ediyor: -— Kuzum kardeşim.:. Bunu Ereğ- Mide bizim Ahmed kaptana verir mi- sin? Emanetler teslim ediliyor, tavsiye- ler, ricalar gırla gidiyor. Yolcular arasında gazeteci çocuk- Jarın sesleri yükseliyor: — İstanbul gazeteleri... Takım ga- zeteleri... «Takım gazeteler»... ilk defa işitiyorum. Yolculardan biri; — Gâzeteci! ver bir takım!.. dedi. O zaman takım gazetenin mânasını anladım. Takım gazete şu... Bütün günde- lik gazeteler sarılmış, ortalarında iki haftalık mecmua... Yolcu: — Ver bir takım!... Deyince gaze- teci takımile gazeleleri uzatıyor. Böy- le takım gazete âlan yanımdaki yol- cu bana gülümsiyerek: — İşte en güzel hediye bu... İstan- bul hediyesi, İstanbul gazeteleri... Gideceğin yere bir takım gazete de götürdün mü? Gayet makbule geçer. Hakikaten dikkat ettim. Böyle ta- kum gazeteleri alanlar bunları yolda okumaktan ziyade hediye götürmek için alıyorlar, Bu tabiri de Neredesin ça- | Bir yolcu vapuru Sonradan uğradığımız iskelelerde İstanbul gazetelerinin ne büyük bir rağbetle arandığını da gördüm, Bir müddet yolcular yemek masa- larının etrafına dizilmiş. Vapurları" mızda birinci mevki yolcularının ye mekli bilet almalarının mecburi bir usul haline getirildiğini öğrendim. Artık birinci mevkide seyahat etmek için her halde yemekli bilet almak Jâzım geliyor. Vapurculuk işlerile meşgul olan yanımdaki ahbabıma bunun sebebi. ni sordum: — Aman dedi, çok iyi oldu. Eski- den vapurlarımızım son derece pis ol- malarının en büyük sebebi bu idi. Kimse vapurda yemek yemez, herkes nevalesini hariçten getirirdi. Bunun için birinci mevki salonun- da karpuzlar kesilir, çekirdekler öte- ye beriye dağıtılır, köfteler, patlıcan dolmaları ortaya oçıkanılırdı. Şimdi bu mecburi yemek usulü Konulduk- tan sonra vapurlarımızın manzarasi adam akıllı değişti. Bundan başka en küçüğünden, en büyük vapurlara kadar yemek işini Denizbank kooperatifi idare ediyor- MUŞ. En küçük vapurda bile ne kadar az yolcu olursa olsun - zarar filân dü- şünülmeden, en büyük postalardaki tabidotun aynı yapılıyormuş. Yemekte herkeste aynı sual: — Boğazdan çıktık mı acaba? Bu hatta çok gidip gelmiş olanlar bilgiç bir tavırla: — Boğazdan çıksak derhal deniz kendisini gösterir. Bugünkü havanın adam akıllı hatırı sayılır, Herkes Boğaz dışında vaziyetin na- sıl olduğunu merak ediyor. Nihayet merakımız uzun sürmedi, İyiden iyi- ye sallanmağa başladık ve Boğazdan çıktığımızı da anladık... Daha vapur kalkmadan evvel sof- ra başıma oturanlar saatlerce kendi âlemlerine devam ettiler. Yalpalar ziyadeleştikçe salondaki yolcular aza- İıyor, herkes kamarasının yolunu tu- tuyordu. Sabahleyin erkenden Akçakoca adın- da küçük bir sahil kasabasına uğri- yacaktık, Hiç bilmediğimiz bu küçük sahil kasabasını merak bile etmiyordum. Sabahleyin güverteye çıkınca adam akıllı şaşırdım. Vakia Akçakoca kü- çük bir yerdi. Fakat şimdiye kadar gördüğüm Anadolu kâsabalarından hiç birine benzemiyordu, Hemen bü- tün evler iki üç katlı köşklerden iba- retti, Bunlardan bazıları taştan ve gayet zevkli bir mfinari ile yapılmıştı. Sahilden kalkıp vapurumuza yakla- şan sandallardan âynı kelime yükse- Jiyor: — Gazete... Gazele var mı? Tıpkı tren yollarında köylü çocuk- Jarmın gazete diye bağırmaları gibi... Doğrusu bu pek hoşuma gitti. Ak- hma Fas ve Cezayir limanları geldi. İstanbuldan ayrılırken Orada yolcu vapurlarma: — Para... Para!... diye bağırırlar. Ve yolcular ceplerinde kalan ufaklık dövizleri bunlara âtarlar, Halbuki bizde para sesi yerine «Gazeleş keli- mesi yükseliyor. Ereğliye geldiğimiz zaman da gene vapurun etrafında aynı sesler duyu- Tuyordu, Midesine düşkün yolcular Ereğliye çıkmak için can atıyorlar, Sonradan bunun sebebini anladım, Meğer Ereğ- İinin çileğinden daha meşhur bir ş6 yi varmış. Peynirlipide... burada Hü- seyin ağa isminde seksenlik bir ihti- yarı bütün vapur yolcuları tanıyor. Hüseyin ağanın peynirlipide pişirme usulü de pek orijinal... Pideyi metre- lerce uzun uzun fırından çıkarıyor, küçük dükkânının etrafını saran yol- culara kesip kesip veriyor. Midesine pek düşkün olan bir yol arkadaşım: — Ereğliye gelip onun pidesini ye- meden gitmek günah olur... diye be- ni de karaya çıkardı. Küçük Ereğli Umanı diyebilirim ki İstanbul lima- nı kadar kalabalıktı Kömür almak için gelen bütün vapurlar burada 8 ra bekliyorlardı. Ereğliden yola çık- tık, Zanguldağa kadar daima büyük kömür ocaklarının karşısından geç- tik, Nihayet Zonguldak... Daha deniz- den oranın ne kadar hareketli bir şe- hir olduğu göze çarpıyor. İşte kısacık bir Karadeniz yolculu- ğunda görülen şeyler... Hikmet Feridun Es Kırşehirde yeni ceza evi Kırşehir (Akşam) — Yeni Cezaevi genel direktörlüğün kabul ettiği mo- dern Cezaevleri plânına uygun şekil de yapılmaktadır, İkisi büyük, biri küçük olmak Üzere üç muntazam kovuşla beraber yemekhane ve çama- şırhane kısımları ikmal edilmiştir. Bir kaç aydır çadırlarda yatan hapisler 10 güne kadar yeni binaya nakledile- cektir, Mevsimin müsaadesizliği yüzün- den geri kalan idare , revir vesaire kısımları baharda yaptırılacaktır, Yeni Cezsevi Kırşehirin ilk beton- arme binası olup (300) kişi istiap edecek genişliktedir. Ev, Apartıman kiralamak için «Akşam»ın KÜÇÜK İLANLARI En süratlı ve en ucuz vasıtadır. * 24 Kânunuevvel 1988 Kurultayın fevkalâde talik münasebetile Cumhuriyet halk partisi - nin ana prensipleri Cümhuriyet Halk partisinin üçün- | cü ve dördüncü büyük kurultaylarında | tanzim olunan parti programı Türk milletini milli ülküsüne götürecek olan ana yolları tam, kati ve açık ola- rak gösterir. Bu program şu veya bu sınıf veya zümre için değil bütün mil. let için, milletin yeni ve ileri hedefi olan medeni yükseliş uğrunda çalışa- cak bütün vatandaşlar içindir. Bu ptogram bugünkü ve yarınki cümhuriyet nesilleri için inan esasla- rını anlatan ve Kemalizmin ortaya koyduğu ve partinin bayrağında kır- mızı zemin üzerinde altı beyaz okla temsil ettiği altı ehemmiyetli vasfı ihtiva eder. Bu vasıflar şunlardır; 1 — Cümhuriyetçilik: Parti bu um- desini programında şu kaide ile ifade etmiştir: «Parti milletin hâkimiyeti gayesini en iyi ve en sağlam temsil ve tatbik eden devlet şeklinin Cümhuri- yet olduğuna kanidir. Parti bu sarsıl- maz kanaatle cümhuriyeti her tehli- keye karşı bütün vasıtalarile muhafa- za ve müdafaa eder.» Türk milletinin ve Cümhuriyet Halk partisi mensuplarının değişmez kâ- naatine göre, cümhuriyet, Türk mille. tinin ve Türk devletinin en esaslı beka şartıdır. Atatürk onu Türk milletine ve Türk gençliğine mukaddes bir ema- net olarak tevdi etmiştir. 2 — Milliyetçilik: Cümhuriyet Halk partisinin milliyetçiliği gerek müsla- kil, gerek başka devlet tebaası halin- de yaşıyan bütün Türkleri bir kardeş- lik hissile sevmek, onların refahını di- Jemekle beraber hariçteki bu Türkleri kendi siyasi iştiyal hududundan hariç tutar. Partinin ve devletin telâkkisine göre Türkiye cümhuriyeti dahilinde Türk dili ile konuşan Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimsiyen her vatandaş hangi din ve menşeden olursa olsun Türktür. Bu esas teşkilâtı esasiye kanunun- da da açıkça yazılıdır. Yeni Türk milliyetçiliğine göre, Türk milleti büyük insanlık ailesinin yük- sek ve şerefli bir uzvudur. Bu itibarle bütün insanlığı sever ve milli menfa- atine ilişmedikçe başka milletlere kar. şı düşmanlık beslemez ve telkin et- mez. Beynelmilelcilik parti programında şöyle ifade edilmiştir. «Türk ulusculu- ğu, bütün muasır milletlerle bir ahenk. te yürümekle beraber, Türk içtimai he. yetinin hususi seciyesini ve başlı başı- na müstakil hüviyetini mahfuz tutma» yı esas sayar. Bu itibarle milli olmıyan cereyanların memlekete girmesini ve yayılmasını istemez.» 3 — Halkçılık: Türk inkılâp tarihin. de Halk partisinin ehemmiyetli gör. düğü esaslardan biri de halkçılıklır. Parti programında bu esas hakkın. da mevcud maddeler tahlil edilecek olursa inkılâbımızın halkçılık €sası; Demokratlık, herhangi bir ferd veya zümreye milletin umumi hakları hari. cinde imtiyaz tanımamak, sinif müca- deleleri kabul etmemek unsurlarından terekküp eder. Mıntaka menfaati, de- rebeylik, ağalık, aile imtiyazı fikirleri yoktur. Bir taraftan işçilerin çokluğu ve be- raberlik küvvetine dayanan iddialarla milli çalışma ahengini bozacak zorlu hareketlerine, öbür yandan sermaye sahiplerinin para ve varlık gücüne da- yanarak işçilerin haklarını çiğnemele. rine yol birakılmaz. Bunun için sınıf kavgası ve tahakküm yoktur. 4 — Devletçilik; Yeni Türk deyle. tinde milletin refah seviyesini yükselt- mek ve yurdu imar etmek düşüncesi, iktisnd ve imar sahasında ferdi teşeb- büslerin mahdüud faaliyeti yerine dev. letin şümullü ve üstün kudretinden istifade etmek lüzumunu meydana koydu. Bu lüzumu millet varlığında hisseden Cümhuriyet Halk partisi hu- susi ve ferdi çalışmaları esas almakla beraber umumi ve yüksek mentaatle- rin icap ettirdiği işlerde, bilhassa ik- tisadi sahada devletin faal bir hale getirilmesi esasını kabul etti ve bunu programına koydu. Parti programında devletçiliğin iki tarzda faaliyeti lüzumu birer prensip olarak ortaya konmuştur. Bu iki esas, programda «Devletin ekonomi işlerile alâkası fiili surette yapıcılık olduğu kadar, hususi teşebbüslere ön vermeM ve yapılmakta olan işleri tanzim ve kontrol etmektir» şeklinde ifade edil miştir. Bu noklayı bilhassa tavzih etmek lâzımdır ki Cümhüriyet Halk partisi- nin devletçiliği, hususi ve ferdi teşeb- büs ve faaliyetlere imkân vermiyen, mülkiyet haklarını tanımıyan ve bü- tün iktisadi faaliyetlerle her türlü is- tihsal vasıtalarını devlet elinde teksif eden kolletivist ve toptan devletçilik ile asla alâkadar değildir. 5 — Lâiklik: Cümhuriyet Halk par- tisi programı bü prensibi şöyle ifade eder; «Parti bütün kanunların, nizamla- rın ve usullerin yapılmasında ve tat- bikinde en son ilim ve teknik esasları İle asrın ihtiyaçlarına uyulmasını prensip olarak kabul etmiştir. Din, bir vicdan işi olduğundan parti dini dün- ya ve devlet işlerile politikadan ayrı tutmayı, milletimizin çağdaş medeni- yet yolunda ilerlemesi için başlıca şartlardan sayar. Filhakika cümhuriyetin şer'i mah- kemeleri kaldırıp Medeni kanunu ko- yarak adl! birliği, medreseleri ilga ede rek tedrisat birliğini yapması. cemi- yetin yetiştirici ve yaşatıcı şartları arâ» sından dinin tesirini kaldırması de- mektir. Böylece âmme haklarının en mühimlerinden biri olan vicdan hür- riyeti, lâiklik sayesinde en geniş ve ideal bir şekilde temin edilmiştir. 6 — İnkılâpçılık: Parti programının inkılâpçılık hakkındaki maddesi: «Paf- ti devlet yönetiminde tedbir bulmak için derece ve tekâmül prensipleri ile kendin! bağlı tutmaz. Milletimizin sa- yısız fedakârlıklarla başarmış olduğu inkılâplardan doğan ve olgunlaşan prensiplere bağlı kalmak ve onları korumak parti için esastır, der. Vatanın bugünkü tam kurtuluşu- nu ve milletin şerefli ve içtimai heyet olârak dikenleri ayıklanmış bir yol üze rinde feyizli ve sonsuz büyük istikbale yürüyüşünü inkılâpçıık ruhuna ve hareketine borçluyuz. Bu sebeple inki- Jâpçılık, Türk milletinin yükselme aş- kını temsil eden milli şiardır ve böyle kalacaktır. Türk milletinin beka ve hayat şart- Yarı olan ve esasen Türkiye devletinin bütün kanunlarına ve icraatına reh- berlik eden bu prensipler teşkilâtı esâ- siye kanununa alınmak suretile dev- letin bünyesine resmen mal edilmiş ve bu suretle Türkiye devletinin, Cümhu- riyet Halk partisi tarafından konulan ve memlekette tatbik edilen Kemalist prensiplere dayanır ileri bir siyasi var» lik olduğu kanununi bir şekilde ifade edilmiştir. Taşovada yeni yıl tütün rekoltesi Erbaa (Akşam) — Taşova tütün rekoltesi bu sene de çok nefis olarak idrak edilmiştir. Son tahminlere göre Erbaa (iki milyon), Niksar (Beş yüz bin), Tokat (Altı yüz bin) kilodur. Her üç mıntakada müstahsil demet ve denk faaliyetlerine başlamıştır. Kânunusani ayı İçinde satışlara baş- lanacağı ümid edilmektedir. Erbaa Yaka ve Ova mahsulleri bu yıl her seneden daha temiz ve nefistir. Bu mıntakanın belli başlı alıcıları başta İnhisarlar olmak üzere Austro - Türk, Felemenk - Türk şir- ketlerile Şevki Önder, Şahin oğulları, Hâkim oğulları ve bir kaç yerli firma” dan ibarettir. Bu sene Ege, Samsun havalilerin- de cereyan etmekte olan tütün piyâ» salarına göre Taşova mıntakası mah- süllerinin de iyi fiatlerle satış görece ği kanaali ümumidir, Of ve Akçaabadda hükümet binaları Trabzon (Akşam) Şehrimizin Of ve Akçaabat kazalarında geniş ha- cimde ve yeni birer hükümet binası yapılmaya karar verilmiştir. Mütcah- hidierine ihaleleri yapılan bu modemi binaların inşasına başlanmak üze

Bu sayıdan diğer sayfalar: