24 Kânunuevvel 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA Cezalarda şiddet ve sürat İngilterenin “ceza usulü pek eski- mişti. Son aylar içinde mühim bir değişiklik geçiriyor. Evvelâ, kamçı vezası kaldırıldı. (Yalnız hapishane- de cürüm işlemekte ısrar eden cani | ler hakkında kullanılacak). En enteresam da: İdam cezası kaldırılabilir mi, kal dırılamaz mı diye beş sene müddetle | #ecrübeye girişilmesi mevzuubahs ol. du. Akıllardadır ki, İngilterede adam öldüren mutlaka idam edilirdi. Bu- nun weticesi olarik belki bazı hasta © mücrimler esbabı muhaffifeden isti. fade edememişlerdir. Fakat buna kar- gılık dn nice nice sapasağlam bigü- nahlar kurtulmuştur. Zira, «Aman sonunda idam var!» korkusile, Bü. yük Britanya adalarında katiller pek &z olur. Fransadaki müsamahakâr adliye tipinin sık sık aşk cinayetleri doğur- ması üzerine, Paris matbuatında bu Cihetin tenkid edildiğine daima rast- Tanır. Şiddetli vera, vürmü “bette azal tıyor, '... Almanyada da yepyeni bir adliye Şekli tatbik ediliyor: Bu ayın on üçünde 24 yaşında Wil. W Heller ile 21 yaşında Henna Muen- del, bir taksi şoförünü ormanda para Sı için öldürmüşler. Fakat ruhunu teslim etmeden evvel, şoför, jandar- malara hâber vermek imkânını bul muş. İki katil yakalanıp idama mah- küm edilmiştir. Küçüğünün cezası mücbbeğ hapse tahvil olunmuş; #dkat Heller '16 kânunuevvel günü, kafası baltayla kesilmek suretile idam olun- Muş, Dikkat ediniz: Cinayet ayın 13 ün- de işleniyor; idam 16 sında... Yani üç gün içinde her şey vlup bitiyor. . ... Bu son Okmeydıtm cinayeti müna- sebetile düşünüyorum: Sebeplerile, itiraflarile, “teferruatile apaşikâr bir cinayet... Maddi delil olan elbiseler de ele geçirilirse manza- ra tamam oluyor. Adliyemiz, diğer Gürmü meşhulları derhal neticelen- *dirmek yolunu tuttu. Cinayetler hak- kında “da ayni sürat usulünün tatbi- ki mevzuybahs oldu. Bu da kuvveden fiile çıksa... Diğer cihetten, sayın bay Saraç Tunun «Memlekette'çok katil oluyor!» ücdiği de aklımızdadır. En şiddetli “ceza usullerinden, en #eri-ceza usullerinin daha müessir wlacağı muhakkaktır. Eskiden oldu- Bu gibi bir cinayetin yedi yıl sonra ceza görmesi mühakkak ki kâfi ibret Bibi zelişbrikesimleki yangın tahkikatı Evvelki sabâh Galatada Keşişoğlu- nun kundura kâlıbı Tabrikasında Çi- kan yangın tahkikatı zabıtaca ikmdl edilmiştir. Buria nazaran; elektrik motörünün kontağı neticesinde ateş çıktığı ve.kısa bir zamanda büyüye- rek bütün fabrikayı yaktığı tesbit — Kış geliyor, Mi e el Tayım, dedim, bay Amca!... Yağ ve süt Vali hilelere karşı tedkikat yaptırıyor Veli ve Belediye Reisi Dr. Tütü Kırdar, şehrimizin yağ ve süt işlerini tanzim etınek üzere Belediye İktisad müdürlüğüne tetikikat icrasını em- rTetmiş, süt ve yağların hülesiz satila- bilmesi için alınması icab eden esas- Lı İsâbirlerin “en kısa bir zaman zar- fında tesbit «edilmesini istemiştir. Vali, ayni zamanda İstanbulda sa- talan yağ ve sütleri de pek pahah bul- muştur. Bu bakımdan hem süt ve yağın nefaseti temin edilecek, hemde pahalılığa karşı tedbir almacaktır. Yapılan tedkikat neticesinde İstan- bulun süt istihseli kâfi gelmezse Ha- riçten âe süt getirtilecektir. Ancak Manisada yapıldığı gibi, Süller inekten gayet temiz kaplara sağılacak ve süt kabı derhal müs tahsil tarafından mühürlenecektir, Bu suretle sülün -hilesinden doğru” dan doğruya müstahsil mesul ola- caktır, Tamamen yerli traş bıçağı var mı? Ticaret odası piyasadaki jiletleri tetkik etti Anadoluda tamamen 'yerli, halis "Türk malı tıraş bıçağı satışı yapil- dığı hakkımda yapilan ihbar üzerine gümrük idaresi “teftiş heyeti tahki- kata başlamıstır. Herşeyi yerli jilet olup olmadığı ti- Garet odasındım da sorulmuş ve oda bu hususta “tedkikat yapmıştır. Piyd- -sadaki altı ayrı Yanrka tıraş bıçağı yerli namı altında satilmakla ise de bunlar tamamen yerli değildir. Ha- riçten çelik şerit “getirtilmekte ve bu şeritler İstanbuldaki imalâthaneler- de kesilmektedir. Jiletlerin üzerlerin- deki delikler de burada açılmakta ve kenarları imalâthanelerde bilen. dikten sonra Üzerlerine yerli damga vurulmaktadır. Bu 6 markadan baş- ka barı firmalar da çelik şeridi daha mütekâmil bir şekilde ithal ettikten sonra burada küçük ameliyelerle üzerine damga vurup bu bıçakları yerli Jilet olarak piyasaya çıkarmak- tadırlar. Ticaret odası tedkikatı ne- ticesini gümrük “heyeti tettişiyesine bildirmiştir. li Dolmabahçe tahkikatı Dolmabâhçe ohâdisesi hakkında tahkikat yapan mülkiye ymüfettişle- rinin fezlöke bazırlamağabaşladık- larını yazmışlık. -Fezlekenin büyük bir kismi tamamlanmıştır. Bu arada | hâdiseye şühld olan bazı kimselerle hâdisede kurban olan bazı kimsele- Tin silelerinin İadeleri alınmış ve 'dün de bir kısım memurlar dinlen- İ miştir, İtfaiye balosu Yeni teşkil edilen itfaiye teavün sandığı menfaatine olarak bir itfaiye kararlaştarılmıştır. Haklı şikâyetler Beşiktaş otobüsleri pek pahalıdır Otobüscüler şikâyet etmişler: — Bilet fiatleri pek az... Arttır- mamıza müsaade ediniz, otobüsleri 14 kuruşa adam taşt- yorlar. Bizde arttıralım» Diğer otobüs bilellerini art- tırmak meselesinden önce düşü- nülecek şey, Beşiktaş otobüslerini ucuzlatmaktır. Dikkatli celbederiz. F.N. Çocuk kimin? Mahkeme iki hemşirenin id- diasını kanlarını tahlil ettir. | mekle halledecek Bir müdet.evvel Kurtuluşta oturan Filumi adında bir kadın, kız kardeşi Pilumi tarafından çocuğunun çalın- dığını iddia ederek çocuğunun kendi- sine iade edilmesi için asliye üçüncü hukuk “malikemesine bir dava açmıştı, Filuminin itldfasına göre, kız kâr- deşi bir İtalyanla evlenmiş, kendisi babasının yanında kalmıştır. Bu esna da evde kendisi bazı kimselerle mü- nasebât peyda etmiş ve bir erkek ço- cuğu dünyaya gelmiştir. Fakat bir müdüet sonra Kız kardeşi Pilumi, Fi- Yuminin çocuğunu çalarak kiliseye gö“ türüp kendi oğlum diye vaftiz etlir- miş ve çocuğa Prançesko ismini ver- miştir, Davacı Filumi bunları iddia ediyor fakat kendisi birçok erkeklerle alâka- dar olduğu cihetle bunlardan hangi- sinin babası olduğunu bilemeğiğini söylüyor. Diğer taraftan Pilumi ise bu çocu- gun kendisine ait olduğunu ve'baba- sı ân, şimdi ayrıldığı kocası olduğunu iddia ediyor. Melikemede dirilenen her iki tarafın şahitleri de çocugun hangi tarafa ait olduğunu tesbit için kati bir ifade veremediklerinden mahkeme bu işin kan tahlili yolüc balline karar ver- miştir. Şimdi, Biluminin, Filuminin ve her ikisinin babalarının, arada paylaşıla- mayan çocuğun kanları tibbi adlide tahil edilecek ve rapor mehkemeye verilecektir. Maarif müdürünün tetkikleri Maarif müdürü B. Tevfik Kut dün Kurtalı köyüne giderek burada açı- lacak köy yatı mektebi münasebetile tedkikat yapmıştır. Gazi köprüsü Gazi köprüsünün Azapkapı ve Un- kapanı taraflarındaki dubaları he- men tamamile birbirine bağlandığın- dan dünden itibaren dubaların demir kısımları üzerine boton ve asfalt dö- şenmesine başlanmıştır. Bundan baş- ka tarafında vaktile batan eski bir duba da çıkarılmıştır. Bay Amca pnzarda | istişare heyeti Şehrin ekonomi vaziyetini tedkik edecek İstanbul Val ve Belediye Relsi B. Lütfi Kırdar işlere el koyduktan sonra, İstanbulda hayatın pahalı ol- duğu noktası üzerinde durmuş, Bele. diye İktisad müdürü B. Asım Sürey- yadan Hâl ve Mezbaha hakkında iza- hat istedikten sonra, şehrimizin u- mumi iktisad vaziyeti üzerinde daha derin incelemeler yapmağa karar vererek, kanunun kendisine bahşet- tiği haklar dahilinde bir istişare he- yeti tesis etmiştir. İstanbulun umumi ekonomi vazi- yetleri hakkında istişari mahiyette tedbirler söyliyecek ve kararlar vet cek olan Belediye ekonomi müşevere heyeti adını taşıyan bu heyette eski şehremini B. Mehmed Ali ile operatör B. Emin, 'B. Reşid Saffet, B. Galib Kemali ve eski Konya valisi B. Hüsnü iktisadi müdürü B. Asım Süreyya vardır. Belediye, ekonomi müşavere heye- ti ilk toplantısını pazartesi günü ya- pacaktır. Karısını döverek çocuğunu düşürttü Suçlu Mehmed Ali, karısını dövdüğünü inkâr ediyor Fatih civarındaki evinde karısı Ne- dimeyi döverek çocuğunun düşmesi. ne sebebiyet vermekten maznun Meh- med Alinin muhakemesine dün ağır ceza mahkemesinde o başlanmıştır. Mahkemede davacı Nedime, kocası nın sık sık kavgalar çıkamrak ken- disini dövdüğünü ve yine bir gün faz- la dövme neticesinde hastalanarak ço- cuğunu düşürdüğünü söylemiş, maz- nun Mehmed Ali bu iddiayı inkâr ederek karısını dövmediğini ve çocu- ğunu hastalık yüzünden düşürdüğü- nü ileri sürmüşlür. Dinlenen şühitlerden 16 yaşında Nadide şu ifadeyi vermiştir: — Mehmed Ali ile karısı Nedime bi. zim evde'kiracı idiler, Onlar üst kat- ta oturuyorlardı. Karı ile koca sık sik kavga ediyorlardı. Bir gün Mehmed Ali aşağıda avluda bizim elektrik su- atinin altında karısını döverek boş böğrüne yumıruklar vurdu. Sonra oda- da yine kavga dderek mangalı kadı- nın başına fırlattı. Bu dövüşten 'bir hafta sonra Nedime hastalandı ve has. taneye kaldırıldı. Orada çocuğunu düşürdü. Maznın Mehmed Ali'şahitlerin ifa» delerini de reddetti, Diğer şahitlerin celbi için muhakeme başka güne bi- Takıldı. Yaman bir kadın Sultanahmedde Küçük Ayasofyada oturan İfakat isminde bir kadın, ço- cuklarından birini döven Fethi is- mindeki komşusunu takunye vurmak suretile yaralamıştır, Polis, İfâkati yakalıyarak mahikemeye vermiştir. 1. : eren Sarmaş “yerek bu İngiliz kumaşını,“ SOHBET: Denilebilir ki... VEZİN, — Bugün dilimizin en gü- zel mısrağları hangileri olduğunu dü rımız, biç şüphesiz, aruz ile söylenil miş mısrağlar oluyor, Gerçek eski ge- rek yeni hece şairlerinin sözleri -his, mağna bakımından değil - kelâmın zü rafeti bakımından, aruz şairlerinin sl şuh dilârâ ile geçtik - Güya ki no simiz, güli râni ile geçtik» beyti gibi bir harika, yalnız kailinin eseri değil dir; onda Naili'den evvel gelen bütün Türk aruz şajrlerinin de haklı vardır. Zaten aruz veznini, bizim değildir, milli değildir gibi sözlerle terketmeğe kalkmak da bunun için garib bir şey- dir. Aruz üzerinde hiç olmazsa bir f6- tih hakkımız vardır. Hece veznine gelince o, ancak son yirmi beş, otuz sene zarfında işlenil. meğe başlamıştır. Ondan önce sade halk şairlerinin, yani ancak tesadii- fen sanatkâr olan kimselerin elinde idi. Kalıblar, asırlarca zaman, hemen hiç değişmeden, zenginleşmeden kal. dı. «Durak yerleri. üzerinde araştır. malar çok yenidir. Mehmed Emin, ondan sonra Rıza Tevfik ve Ilececiler, © vezni halkın elinden ham bir mad- de halinde'aldılar. Övünerek söyliye- lim ki bu kadar kısa bir zaman zar. fında hece vezni hayli değişti, bü- yük imkân sahaları kazandı. Mehmed Emin - Rıza Teyfik - Farıuk Nafiz - B, Necib Fazıl - Cahid Sıdkı... Bu şairler arasında yalnız ilham bakımından, telâkki bakımından değil, nazım ba- kımından da büyük farklar vardır. Yarım asırdan az bir zaman zarfinda hece vezni, Ahmed Hamdi'nin; «Ben- den ser sırrımı uzun yolların, - Ben- den sor ve benden dinle akşamı» mis rağlarındaki mükemmeliyete vardı, Bunu bir hudud olarak göstermiyo- rum; buda süratle aşılacaktır, hattâ aşılmıştır. (Meselâ yine Ahmed Ham- di'nin «Sfenks» manzumesinde sekiz heceli mısrağın eriştiği asalet.) Hece vezni henüz gençtir; o kadar ki da ha müstezâdı bile pek tecrübe etme miştir; bu sahada ancak birkaç dene- me oldu. Halbuki onun da bir gün kendi cevherine uygun bir eserbest müstezad.a dahi gitmesi mümkün- dür. («Bu, serbest nazım olur» deme- yin; meselâ İransızcada La Fontaine» in masalları, bugün anladığımız mağ“ nada, «serbest nazım» değildir. Ver- haerem'in, Henri de Rönier'nin, hat- oserbest müstesaduları nasıl aruza bağlı ise © şairlerin şiirleri de o dere- ce Fransız «nazmıma bağlıdır; ekse- riya geride kalıp pek nadiren öteye aşarak bep Alexandrin'in, on iki he celik mısrağın etrafında dolaşır. Bizde hece veminin de böyle bir şeye var. ması beklenebilir.) Fakat hece vezninin istikbali no olursa onun Türk şiirinde bundan sop« ra tek başına hükümran olacağım sanmıyorum. Serbest nazım, her yer- de olduğu gibi, bizde de günden güne taraftar kazanıyor. Henüz ona aykırt bir şey diye bakanlar bulunduğunu bi Jiyoruz, Jacgues Botlenger bir yâzi- sında: «Serbest nazma bayılıyorum ama doğrusu onu nazım sayamam» diyordu. Ahmed Hamdi de, muayyen