24 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

24 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tavakçaluk: Bu aydan sonra fazla miktarda civciv çıkarmak kabildir Fazia mikdarda, vaktinden evvel civciv çıkarmak, piliç yetiştirmek için kuluçka makinelerinden islilade etmek mecburi- yeti vardır, Kuluçka makinelerinde de €5a5, tavu- fun verdiği muayyen ve sabit harareti te- min ederek, yumurtalardan gene muay- yen zamanda civciy çıkarılmasını temin etmektir. Kuluçka makineleri soy »amanlarda, bilhassa Amerikada çok taammüm etme- ğe başlamıştır. Kuluçka mâkinelerinde o yumurtaların muhtaç olduğu harareti, limba voya elek- İrik ile $emin etmek mümkündür. Buna göre, biz kuluçka makinlerini, elektrik veya Yimba ile ısınan kuluçka makineleri namile ikiye ayırabileceğir. Lâmba İle »sinan kuluçka makinlerini de, ya sicak hava ile ve yahut wcak su e, yumurtaların muhtaç olduğu harareti temin ederiz. Elektrik olan mahallerde, en temiz ve en pratik olan makine, elektrik le 1s1- nan kuluçka makineleridir ki, bunların en ulağından, yani 40 - 50 yumurtalık- tan 100 - 1000 yumurta künabilecek ka- dar makineler bile vardır. Bu gibi kuluçka makineleri ya yekpare olur ve yahut, ta seksiyonlu olup paralel çalışırlar. Bir çok kimseler, elektrik ile, bühassa Kuluçka makinelerle piliçlerin daha ev- vel, düha me zamanda çıkarıldığını söy- lerlerse de, katiyen doğru değildir, Bun- Yarda da, tapkı Iavuklurda, diğer tuyur- da olduğu gibi, ayni müddet zarfında, ayni hararet derecesi tahtında civciv çi- kar. Kuluçka makinelerinde de Hha- riretin 39 - 40 dersen olması, bunu geç- memesi lâzımdır. Kuluçka makinelerle civeir çıkarmada dikkat edilecek mühim zoktalar şunlardır: 1 Makinelere yumurik konmazdın önce, makinelerin gözden geçirilerek te- mizlenimesi, ondan sonra yumurtaların konması icab eder. 2 — Kuluçka makinesi; temiz, gürültü- Süz, sarsıntısız, havadar, kimsenin, bil- hassa girmiyeceği bir mahs)- le yerleştirilmesi lâzımdır. 3 — Şayet kuluçka makinesi iimbalı ise, meak hava veya #eak &u ile Wi- man cinsten ise, yumurtalar mekineye konmazdan bir kaç yün evvel, Jâmbu ya” künmk makinenin hararet derecesi sabit Kalmenya kadar mskine ayar ve tecrübe edilir. Mikinenin içindeki hararet istenilen derecede sabit katır ve ayni deroteyi mu- hafaza ederse, artık makineye, izah ede- ceğimiz tarda yumuris konmağa baş- Tanır. Makinelere konacak yumuztaların çok taze, aynl şekli ve cesametse olması. tek sarılı bulunması, mülâkkah, yani özlü ol- mas lâzımdır. Yumurta tedarik edilecek yerlerin ma- Tuİ kimselerden ve cins tavuk yetiştiren müsssasrlerden alınması, takip olunan maksad ve gayenin teminine daha clve- rişli olabilir. Cins, ahval ve vaziyetleri malt olmıyan yerlerden yumurtalar giı- narak makineler» konması doğru ola- maz ve çok defa nedameti mucip vaziyet- Jer sahur edebilir, 4— Kuluçka makinesinin termometresi hariçten bakıldığı vakit, hararet derecesi- pin görülmesi lâzımdır, 5 — Makine içerisine ufak bir kap ile bir mikdar su konması, yumurtaların muhtaç olduğu rütubet derecesinin, bu su- retle temini lâzımdır, 6 — Makinenin hararet derecesi mbit olunca yumurtalar konmuğa başlanır. Bu- | man işin de yursurtaların üzerine Gsbah ve akşam) diye yazılması ve konan ta- rihin baydedilmesi lâzımdır. Yumurtaları makineye koyduktan sonra halile bırak- 7 — Makineye konan yumurtalar, birin- ci gününden itibaren 14 - 15 inci güne ka- dar sabah akşam, yumurtalar sallanma- dan, yavaşça altüst edilmeli, yani, yu- murtalsr sabah çevrilecek ise, yumurta nın sabah yasıxı üstüne, akşam çevrile- cek ise akşam yazısı üste gelmelidir. ların yerleştirilmiş olduğu çekmece, ma- kinenin kapağı açılarak, dışarıya almır. Bu surelle 2 - 3 dakiku kadar dışarda bırakılır, Bu suretle havalandırılmış olur ve derhal tekrür çekimete makinenin içe- rüjine sürülür. Böylece, havalandırma (keyfiyeti, Gn beş gün kadar devam eder, ondan Sonra artık yumurtaları çevirmeğe, dışür çıku- np bavalandırmağa hacet kalmaz ve hiç dokunulmaz. $ — Makineye konmuş olan yumurlala- rn mülâkkeh, özlü ölüp olmadığını mua- | yene etmeği unutmamalıdır. Şu halide: Yumurtalar kuluçka makine- sine konduktan $ - 6 gün son'a yumurta- lar müsyene edilip, özlü bulunup bulun- madığı tesbit cdilir. Burların ne suretle tesbit edileceğini ikinci bir yazımızla izah edeceğiz. Resmimiz, lâmbalı ve sıcak su ile ısınan bir makineyi göstermektedir. Mâkine aksamının izahı: 4 — Rexülüför irtibat kolu, r . Ayar mali, U - Regülâtör lâvhaaı, i - Regülâtör sikleti, tokmağı, & - Regülâtör vidası, h - Regülâtör nakil mili, b - Regülâtör çu- buğu, d - Makine lâmba kapağı, t - Ma- kine regülâlör mebran tutacağı, M - Re- gülâtör cihazi, L - Hava mecra kanalı, W - Sun haznesi ve doldurma mecrası, V - Lâmba mahfazası, H - Ana lâmba, K - Su haznesi, E - Yumurta çekmecesi, Sch - Piliç kurutma mahalli, B - Makine- nin rütubelini temin eden, içine su ko- nan, su kabı. a On, on beş sual sorarak, zarf içe» tisine bir de pul leffederek mektup» la cevap istiyen o okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân hari- cinde olduğu gibi, gazetemiz mari Fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. Gazetemizde intişar eden ziraat yazılarının iktihası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. 8 — Yumurtalar çevrilirken, yumurta- | 7 A Meyvacılık: Meyva ağaçlarının dikilmesinde gözetilecek mühim noktalar... 1 — Meyva ağaçlarının dikileceği top- Kağın iyi hazırlanmış, kirizma edilmiş, gübrelenmiş olması. 2 — Ağaçların dikileceği çukurların, ağaçlar dikilmezden on beş, yirmi gün evvel açılmış olmus, Ağacların yaşlarına, köklerinin onshığı veya çokluğuna güre, açılacak çukurlurn g 70 - 100 santim veya duha for- Ja, derinliği 65 - 70 santim olması, yaşlı ağaçlarda da köklerinin tamamile girerek çukuru kaplayabilecek kadar geniş veyâ derin olması lâzımdır. 3 — Meyvu uğuçlarının zamanında di- Kilmesi, sonbahardan itibaren, yani ağaç- Jar yapraklarını döküp şiddetli soğuklar, donlar başlamazdan evvel veyu ilkbahar- da dorlar geçtikten sonra, ağaçları, su yürümezden önce diklimeleri, 4 — Ağaçlar dikilmezden önce kökleri- nir tavaletlerinin yapılması, yani zeğde- lenmiş közler, pek fazlaları, keskin bah- çe makasları veya düz keskin çekmelerie kesilmesi lâzımdır, Köklerden fazla katiyat yapılmamasına itina etmek şarttır, 5 — Dallardan da fuzlu sık olan, e&aç- larin taciri, intizamın) bozan veya zede- lenmiş, kırmış olan dalların dipten ke- #ilmesi ve bir kısmının .da kısaltılması Jzımdır. 8 — Dikilecek meyva ağaçları dışarıdan, uzskten gelmiş, köklerinin suyu ismen kaybolkuş olanlar, diklimesden evvel 7-4 sanat su içerisine kunmucu ve bundan #0n- ra gübreli çamurla yapılmış «bulamaç» içerisine yatırılarak ondan sonra dikil- mesi, Bilhassa ilkbaharda dikilecek ptey- wa ağaçlarında, bu ameliyenin muhak- kak yapılması şarttır. 7 — Durumu, hangi cins üzerine aşılan» dığı, kaç yaşında olduğu, kinin yetişti diği bilinmedikçe, ağaçların alınıp Gikli- memesi lâzımdır. Devlet müesseseleri, fidanlıkları, maruf fidan müesseseleri bu kayıddan istisni edilebilir. Bu çok mühüm olan noktaya dikkat edilmediği takdirde nedameti müs- tsizim bir çok hadiseler meydana gelir ve sarfedilen para ve emek e haşa, gitmiş olur, Meyva ağaçları dikiminde göze alınasak diğer mühim noktalar: — Açılan çukurlar içerisine, çürümüş gübre veya yaprak çürünlüsü ie karışlı- rilmış üst topraklan bir tepecik yapıla- rak ağacı, ağacm köklerini bunun üreri- ne obartmalı, Ağaçların mümkün mertebe iki kişi tara- fından dikilmesi, biri ağacı dediğimiz tarda çukurun içerisine yerleştirir, ufkı- yetini, amudi bir tarzda durmasını te- min eder, bunun işln de çukurun yanın- da duran adam bu cihetlere dikkat eder. Diğer biri de, çukur içerisine atılan top- rağın kökler arasına iyice girmesini, ört- mesini temin eder, ayakla, evvelâ, gınin topuğile toprağı tazyik eder ve bilâhare ayağının altile daha ziyade Laz- yik eder, Bu suretle çukur haricinde ka. Jan toprağı kâmilen çukura atarak 1$ santim irtilamda, resmimizde görüldüğü gibi, taprağı yığar ve ağacın etrafma, yağan yağmur ve verilen suların kaybol- yaması için ağacın etrafına topraktan bir çanak yapar. Büâhare toprağın yatacağı, oturacağı nazarı itibara alınacak, ağaçın pek de- rine dikilmemesini tavsiye ederiz. Resmimizin 1 rakamlı tarm en fenni bir şekilde dikilen halini göstermektedir. Keaa, gene Tesmimizde görüldüğü gibi, ağaçların aşı mahallerinin 7 - $ söntim kadar toprak haricinde kalmasına bilhas- sa ehemmiyet vermek lâzımdır. > Ağaçlar dikilirken, gene resmimizde görüldüğü gibi, hereklerin de beraber d'kilmesine, rürgürlarm tesirlerine karşı da, ağaçların hereklere, tersine yazılmış sekiz, (GÖ ) şeklinde, rafya veya iple bağ- Janmasına ve bağlanan noktasına bir çuval parçası veya yeni kanaviçe konma- #3, ertesi senenin sonbaharında, daha doğ- rüsu kışm bu çuval parçaları arasına toplanacak olan muzır haşerelerin ve yumurtalarının imhası için, çıkarılarak yakılması ve yeniden konması çok mü- bimdir, Ağaçlar yanma konacak hereklerin me- ş€ ağacından yapılmış çok düzgün, sağ- ln olmasına, kabuklarının soyulmasın&, uçlarının sivriltilerek, toprakta çürüme- mesi için az mikdarda yakılması, kattanlı sirt sürülmesi, ve yahut karbolincum ve- Ya görtaşı mahlülü içerisinde bir ik! gün kalması Tüztmdir. — Dikilecek ağaçlar pek soğuklars. te- wdüf etmiş ise, don tehlikesine karşı uğuçların cirafına saman, ot veya gübre çürüntüşü veya yaprak ile örtülmesi çok Haydalı olur. — Bazı kimseler dikilecek ağaçların çu- kurları içerisine gübre, bilhassa taze güb- re koyarlar. Doğru olmyan, muzır olan bu işten içtinap edilmesini ehemmiyetle tavsiye etmele İsteriz. Zira taze gübre köklerin küllenmesine, yanmasına sebebiyet verdiği gibi, esasen bu tarzdek! gübrenin kiymetli, gıdai has- sasi toprağın alt tabakalarına gitmiş ola- cağınden, ağaçlar bundan İstifade ede- mez, Resmimizin TI rakamlı şekli dikme. wi Tena halini göstermektedir. En iyisi, gübreyi çukurun yüzünden çi- kan toprakla güzel karıstırdıktan sonra, resmimizde görüldüğü tarzda vermelidir. Resimlerimizden: I rakamı ağacın fen- ni bir şeklide nasıl dikildiğini, aşı ma- haliinin nasi hariçte , Hi rükü- mı da aşı mahallinin toprak içerisinde ve gübrenin dipte kaldığını gösterir ki, gayri fenni olan bu vaziyetten içtinap edilme- sini ehemmiyetle tavsiye ederiz. Bahçelerde sarmısak nasıl yetiştirilir? Sarmısağın Omenşei memleketimizdir. Yemeklerde çiy ve pişmiş olarak sarfedi- lir. Bilhassa yoğurtla yapılan cacık içe- #isine bir mikdar da Konması hem İşta- hayı açar ve hem de sihhi faydası da vay. dır. Fazlası, bittabi muzırdır. Çünkü, mi- do ve harsakları tahriş eder, yenmesi damar hastalığına, daha bazı bâstalıkla- ra karşı faydalıdır. Sarmısakları bir kaç grupa ayırabüiriz: 1 — Beyez #mrmmsak, 2 — Kara sarmı- sak, 9 — İspanyol sarmısağı namile üç grupa ayırabiliriz. Beyaz sarmsaklar kuru olarak, kara sarmısaklar da, bahçelerde yeşil, taze sarmısak olarak, tıpkı soğan gibi yetiştiri. Ur, dildiirler. Sarmısıklar kuru dişleri üretilir, 24 Kânumcevvel 1058, Asma çubuklarının dikilmesi, suların #etirdiği kumların toprağa karıştırılması Ankara, Avukat bay Hakkı: Mufassal mektubunuzu okuduk. Evvelâ; Gazetemiz ve zirai yanlarmız hakkındaki sitayiş- küârane iltifatınıza teşekkürü vasif biliriz. Prensipimiz iktizası, muhterem okuyu- cularımıza olduğu gibi, bilhassa zirai sa- halarda da her türlü fenni malümatı ver- meğe ümadeyiz; bunu mill bir borç, bir vazile telâkki ederiz. Nitekim üç seneden- beri bu hayırlı içe devam ettik ve iyi neti- celer aldık. Bu suretle, yazılarımızla mem- leket ziraatinin kalkınmasında, yardım- larda bulunduğumuzu ümid ederiz. — Dar bir vadi sahası olan ve şimal rüzgârlarından oldukça mahfuz bulunan Ankaramızın (Çubuk barajı) civarında sebeecilik, meyvacılık, bağrılık, bağ yetiş- İlrmenize devam etmeniz münasip olur, devam ediniz, size muvaffakiyetler te- menni ederiz. Azma çubuklarını toprak tavında İken, pek çamurlu olmadığı bir samanda dik- meniz lâzimdir. İlk sene dilülen çubuk- Jarm yazın sıkça sulanması, tazo inek Çübresile yapılan şerbetten vetilmesi çok faydalı olur. Yağmur sularının ân! ve istilâ hücü- mundan bağımız kurtarmak, büyük #n- rardan vikaye etmek için, deyle; yardı- miyle beraber, müştereken, buğlarınızın etrafına derince bir bendek açlarılması, müteakip #seylâp tehlikelerine karşi fay- dalı olur, Sularm bağını getirdiği çakılı fazla kumu çıkarmanız, ince dere kumunu da kısmen salınanız doğrudur. Geriye kala- cak ince kumların da, bağın etrafına ya- yarak, bunları du bağı bellerken veya sü- Terken toprak içerisine karıştirımsanız f6- na olmaz, toprağın kimyevi hassası tezayüd. eder ve ümaraları da muhafaza ederek bol ve iyi mahsul alınmasını temin eder.. Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda siraate ait müteaddit yazlar ve mütehassısmıza sor- dukları meselelerin cevaplarını bulacaklardır. tohmularile teksir edilmez. Esasen, sarmi” aklar ekseriyetle tohum vermezler, t0- kumlarına ender teselüf edilir. Sarmısakların sevdiği toprak: Kumsal, yumusak kili serin tapraklardır. Çok nemli topraklardan hoşlanmazlar. Topra» gı tıpkı soğan ekilen topraklar gibi ha- zırlanır, Sarmak dikilecek toprağa bir mikdsf çürümüş gübre verilirse #ena olmaz, İyİ, bol mahsul verir. Sarmısak dişleri tıpkı soğan arpacıkla- ri gibi diklirler, Sarmısakların dikilmesi teşrinlerden başlıyarak künun nihayetle- rine kadar devam eder, Mâahaza, ilkba- barda, mart, nisan aylarında da dikilebi” lir, Exseriyetle taze yeşil sarmusak e'de etmek için flkbahardan ziyade teşriniev- velde veya kânunlarda dikilmesi dahs doğrudur. Sarmak ziraati çok kârlıdır. Bol mah- sul verir, iyi bir topraktan ortalama ole- Yak, bir ardan 95 - 100 kilo sarmısak ah)- nabilir. Surmsaklanın yetiştirilmesi, mari, bö” kımı, toplanması, disi yapılması tıpkı s0- ganda olduğu gibidir. Bundan dolayı sarmısak hakkında fazla izahat vermek» ten sarfınazar cttik vo böylece Xi (Akşam)ın edebi romanı Tefrika No. 8 YAPRAK AŞISI BURHAN CAHİD Yalanını evvelden hazırlamış oldu. ğu muhakkak. Parmaklarının ucu ile saçlarını düzeltmiye çalışarak cevap verdi: — Bize güç olmasın diye odunları aralığa da yerleştirmelerini söyledim. Vaziyeti o kadar perişan ki daha fazla sormağa hacet yok, onu bir da- ha tersleyip yüz göz olmaktan çekin- dim, Birşey hissetmemiş görünmek daha tedbirli olacaktı. Hiddetimi yen- miye çalışarak; — Sen yukarı çık, dedim. Birşey söy- lemek icap ederse balkondan söyliye- bilirsin. Onu ilk defa azarlıyordum. İşine o kadar bağlı olan bu hamarat kiza ne kadar da alışmıştım. Bu münasebet- sizliği apartmanda iken hizmetimde bulunanlardan biri yapmış olsaydı, derhal yol verirdim, Fakat burada bir az ihtiyatlı olmak icap ettiğini takdir etmiyor değilim, Gençlik işte! #.» Bugün öğleye kadar baliçede kal- dım. Tatlı bir sonbühür güneşi dökü. Jen koyu sarı kestane yapraklarını ci. Jâlıyor. Körfez bugün bir göl gibi ra- kid. Yusuf ağa bahçenin plânına güre bazı yabanı ağaçların yerlerini değiğ- tiriyor. Bir aralık rıhtıma yakin erik ağaçları üzerinde birşeyler yaptığını görüp sokuldum. — Kolaygele Yusuf ağa. Nedir o yaptığın? — Aşı hanımefendi. — Yaprak aşısı! Bunu ilk defa görüyordum. Merak- hı birşey. Yusuf ağa meralumı görünce izahat verdi: — Bunlar yabanı çakal eriği. Köyde Mestan beyin bahçesinde güzel bar- dak erikleri vardı. Onlardan aşı aldım. Havalar iyi gidiyor. Baharda sürdüler mii gelecek yıl meyvasını alırız. İ o — Yani bu çakal erikleri aşı ile bar- dak eriği olacak öyle mi? — Tutarsa öyle! — Tutmamaâsı için ne sebep var? — Ağaçlar biraz kart. Daha suları çekilmemiş amma ne olsa genç fidan e e in parsa aşıları çatlatır dal Vi — Demek şu kocaman at kestane- Jerine aşı olmaz. — Çocuk musun hanımefendi. Bak. sana kabukları tahta gibi olmuş. Ağaçlar, çiçehler de insan gibidir ha- nımefendi. Söz temsili yetmiş yaşında, kadın çocuk yapabilir mi? Kart ağaç da böyledir. Ne kadar taze aşı vursan tutmaz. Böylesini birakmalı artık key- fine, yabanı kâlsın zarar yok. Büsbü- tün körlenip gidesiye kadar gölge yap- sın yeter, Yusuf ağanın izahatını daha fazla dinliyemedim. içeri girdim. “e Nuriyenin halinde bir sükünet var. Beni kızdırdığı için şimdi gene gözü- me girmeğe çalışıyor. Buna rağmen ona eski erminiyetim kalmadı. Buraya gelirken ona herşeyi anlatmiştım. Ge- çireceğimiz hayatın durgunluğu için- de sıkılması ihtimalini düşünerek ka- rar vermesini söylemiştim. Burada hat- tâ hücra bir köy âlemi bile yoktu. Dört tarafı deniz ve bahçeile çev. rilen bu evde âdeta bir manastır ha- yatı geçirecektik. Bu benim için bir idealdı. Fakat bana hizmet edecek genç kadını da bu dört duvar arasına kapamakta hâkkım yoktu. Bunun için herşeyi önceden söyledim. O za- man ellerime sarıldı, beni bırakmıya- cağını söyledi. Başından geçen hâdi- selerden o kadar yılmıştı ki onun da berilm gibi kendi âleminde yaşamak tan başka zevki kalmamış görünüyor- du. Buna inanmıştım. Fakat Halil va- kasi bu kanaatimi alt üst etti. Şimdi içimde daimi bir şüphe var. Daha fe- rası, Önümüz kış. Şimdiki halde bah- çe ile, denizle oyalanıyor. Pencereleri» mizi kapayıp şöminemizin başına çök- tüğümüz zaman bilmem ne olacak? Gerçi bu kız sinemaya, sokağa alışkın değil amma ne olsa canı bir eğlence istiyecek, Ona kışın okumak üzere ba- zı yabancı cinayet romanları getirt- sem acaba oyalanır mı? da Bugün bahçede krizantem toplarken bir motörle Necmi bey geldi. Birçok Ee yeşil yapraklı ağaçlar da ge- ardi, — Hikmet bey hürmetler etti ha- nimefendi. Beraber gelecektik. Son da- kikada mühim bir işi çıktı, Ser'in plâ- Tunı bara verdi. Bu hafta içinde yapı malzemesini de gönderecek. Ve daha hatır sormadan bu tafsilâtı verdiğine kendi de şaşırmış gibi güle- rek devam etti: — Siz nasılsınız, alıştınız ya artik — Bir şikâyetim yoktu ki alışayım Necmi bey. Burasını bilhassa intihap edip yerleştiğimi söylemiştim zanne- derim, Motörden saksıların taşınışına ba- karak cevap verdi; — Ha, evet, hakkınız var. Berse hâ- Iâ burasını bir inziva yeri değil âde- Sustu. Mevzuu değiştirmeğe hazır- landığını anladım: — Devam ediniz, âdeta... Güldü: — Alflımızı rica ederim. Ben sizin bü- rTadaki hayatınızı hâlâ tabii bulamıyo- Tum da, Bununla berâber zevk ve t8- Jâkki meselesi. Bakin size neler getir- dim. Bunlar verandanın süsliyecek şeyler. Feniksler, mandalinalar, limon- Jar... Karlı havalarda içeri alırsanız fena olmaz. Dallarında meyvaları d& var, Görüyor musunuz? Henüz ceviz büyüklüğünde yemye- şil mandalinalar ne güzeldi. — Pek hoş, dedim. İyi düşünmüşsü- müz Necmi bey. Bunlar benim için bir meşguliyet olacak? — Olabilirse ne âlâ. Şu manları yol büşlarına dikeriz. Büyüdükçe kırpılır. İstenilen şekil verilir. Meselâ yuvar lak, dört köşe. Hattü bazı yerlerde mevlevi külâhı gibi de yaparlar amma çirkin olr, Bu ligüstrinleri verandanın altına ve merdivenin iki yanıma dike ceğiz. Bunlar da makasla kesilir yem- yeşil duvar olur. Uzaktan bakılınca gü“ zel eviniz daimi bir yeşilliğe gömülmü$ görünür. Şimdi müsaade ederseniz ben bahçıvana yerlerini hâzırlattırayım. (Arksı var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: