Kânunuevvel 1938 Alman Hariciye Nazırının Paris ziyareti: Paris Alman sefaretinde verilen kabul resmi (Alman Hariciye Nazırı Fon Alman Hariciye Nazırının Paris xiya- yeti: Nazır Fransız Başvekil, B. EŞ Mal va Romada yapılan nümayişlerde polis Fransız sefaretine giden yolu muhafaza ediyor Ribbentrop ortada bir kadınla görüşüyor) Amerikada kış: Yüksek binal ar arasında kar topu oyunu il Kuruntu tehlikelidir Yazan: Selim Amerikalı profesör (O. 8. Marden) anlatıyor — Protestan papazlardan biri fena halde hastalanır, Sancıdan kıvranır, inler, yerinde durunamaz bir hale ge- | lir, Midem! Midem! diye haykırır. Bir | otomobile koyup hastaneye getirirler Doktor hastayı muayene eder, bir maz. Nihayet anlatınız baka yım ne yanptınız? Ne yediniz? diye sorar Papaz kesik, kesik inliyerek şunları söyler: — Ben her akşam yatarken iğreti Timi çıkarır, başucumdaki küç! içindeki kâseye koş am geç vakte kadar yatakta #orgunluktan kitab elimde uyuyakalmışım, Sabahleyin uyandım. Dolaptan kâseyi çıkardım, Dişler yok! Odamda yalnız yatarım. Kapım kilit- lidir. Muhakkak ben bunları yuttum! İşte bakınız, elinizi koyunuz, buram- da taş gibi duruyor, Aman doktor be- ni kurtar! diye ağlamağa başlar. Doktor tekrar muayene eder, Ben böyle bir şey görmüyorum, fakat bir kere de röntgenle arız, der, Tam hastabakıcılar papaz: sediye İle ront- gen dairesine naklederlerken refika- sı koşarak gelir ve haykırır. — Buldum! Buldum! İşte iğreti dişlerini der. Yatağını düzeltirken karyolanın altında buldum! Anlaşı- lan gece çıkarmağa uyurken Papaz gi dişlere dik- bakar. Ağzına kor, evet! Onlar, hiç şüphe yok kendi iğretileri. Sancı lar durur, Kalkar kendi kendine gi- yinir, doktara özür diler, borcunu ve- rir, Karı koca yürüyerek evlerine dö- nerler Eğer dişler bulunmasaydı dünya bir araya gelse papaz inanmıyacak. Bu sancıların kendi muhayyelesinden doğduğuna onu ikna edemiyecekler- di. Fakat kanaati değişir değişmez, derhal papaz iyileşti ve tıpış tıpış y rüdü. Doktorlar bize dalma şunu söyler: Bulaşıcı hastalıkların sirayetine g0- beb biraz da o hastalarla tem rin kuruntusu, vehmidir. gi bir sebeple bir şehirde bir epidemi zuhurunda doktorlar, hemşireler, has- tabakıcılar mütemadiyen hastaların yanına girip çıktıkları halde antisep- ti kaidelerine riayet ettikleri için bir şey olmazlar. Amerikada Filadelfiada sarı hüm- ma epidemisine alt neşredilen tıbbi raporda şu satırlar vardır: «Meşhur profesör doktor (Rush) un vücudu hastaların tedavisi üzerinde müessir bir ilâç tesirini yapmıştır. Çünkü her hasta keni ni doktor (Rush) görür- se iyi olacağından zerre kadar şüphe etmiyordu. Garibi hastaların bazıla- rına hiç ilâç dahi vermediği halde sözleri bir deva tesirini göstermiş ve hümnia nöbetleri geçmiştir.» Görülüyor ki hastalık geçmeden evvel ben hastayım fikrinin geçmesi lâzımdır Gene Marden şöyle garib bir vaka anlatıyor l Genç bir tabip nişanlısı ile birlikte bir aksam tiyatroya gider. Son per- denin en heyecanlı yerinde bir aralık genç kadın midesinde bir sancı his- gettiğini ve rahatsızlığın artmakta ol duğunu doktora söyir, Oyun çok me- Taklı bir piyes olduğundan doktor re- fikasını biraz oyalamak icin âni bir tedbir bulu Cebinden bir şey çıkarır ve alaca karanlıkta nişanlısının ağzına sokar. Bu tabletler birden gelen sancıları çabuk keser, yalnız yutma mütema- diyen ağzında ıslat! diye tenbih eder. Hakikaten biraz sonra genç kız Ta- hatlardığını ve çok geçmeden sancı- sının tamamile durduğunu sevinerek öyler. Perde kapanımen ışıklar ya- nar. Doktor nişanlısına tableti çıkarabilirsin! der. Kiz nar renginde taşı görünce şa- şırır, Meğer bu tablet doktorun kol çin o gün satın mde iki hakikten biri imiş. Karı koca gülüşerek evle- rine dönerler. Tababet tarihi böyle kuruntu yü zünden kurban giden binlerce vaka Sırrı Tarcan lar zikrediyor. Hal de o hastalık ol tayım diyerek çoktur, Hastalık profesörün göstermiş gibi o da beklemiş. Profesör yanında İki g ni ile kendisini gü miş ve adresini aldıktan Filhakika ertesi sabah m miş. Zabit zarfı açmış ve Ş nile atrofiye işlemiyor. Derhal yatağa yatıp istirahat etme Misiniz, Bir müddet hiç bir şeyle meş- gul olnamalısınız, 2 kdirde ölü- münüzü tacil etmiş olursunuz. Zavalh genç beyninden. yıldırım! vurulmuşa dörnmü: erimiş. Nefes alamamağa baş kalbi parçalanacak gibi çarpıye â fenalaştığını Dür ktığını; Doktor gelir — Ne oldunuz? Dün ben yene ettiğimde ciddi bir rahatsı bulmadım? — Ah doktor kalbi racak sanıyorum. rum! Ciğerlerime hava Doktor hayret içinde — Ben sizin ciğerlerir sağlam bulmüştum! benden saklama» yınız! Beni oyalamayınız! Ben ölüme um! ıl olur canım! Ben size yok mektupta bir hafi dar civarda yüksekte bir iniz, s- caklar size dokunuyor, vası alınız! İlâca filân lüzum Şo bu yemeklerle ülfet edi: ayrıda bir yemek rejimi mider kadar mıştım. Hasta miecalsiz bir halde yastığının altından mektubu çıkarıp kendisine uzatır Doktor hayret içindi rak: — Eyvah! Bu başka bir has Asistanım telâşla onun adre nacak olan mektubu sizin 72 koymuş. Affedin bir yanlışlıktır ol- du, demiş ve bir çok özür dilemiş Bir iki saat geçmeden hasta aya ğa kalkmış ve köye gitmiş. Şurası mu hakkaktır kl bir çok kimseler kurun- tularının kurbanıdırlar. Ben mikrop aldım! Ben şu hastalığa tutuldum! Bu hastalık adamı öldürürmüş! Ben artık iyi olamam! diyen kimselerin vücutlarından önce dimağlar, dü- şünceleri, müfekkireleri hastâdir. Bi gibilere en müessir ilâcım bile fayda: olamaz. Hekimden, ilâçtan ev fadan kurunfuyu atmak kendine jti- mad telkin etmek lâzım. Ben ölmi- yeceğim, ben yaşıyacağım! Hekim tavsiyesini dinliyeceğim! Onun il beni kurtaracak diyen hasta yarı rıya iyi olmuş sayılır. Selim Sırrı Tarcan gözleri Mardin su projesini yaptırıyor Mardin (Hususi) — İçme suyu te çin Jüzumlu olan projeyi hazı! Burat buraya ge: Çalışmalar kısa da biti- ve proje tasdik edilmek üzere Vekâlete gönderilecektir. İstikşafat için sarfolunacağı an şılan 19,500 lira kraz edilmiştir akip sat Belediyeler b Projenin in gere