AKŞAMDAN AKŞAMA Bir harita karşısında... Ezeli bir mesele yeniden münakaşa olunuyor; (zira, halledilmiş değildir): Ecnebi ismi haslar davası, «Tan, refikimizin bir karii şöyle ya- Ziyor: «Gazeteler bu hususta gayet mü. balitsiz hareket ediyorlar. Ayni nüs- bada yabancı has isimlerin bazan ken- di imlâlarile, bazan da bizim telâffu- zumuzla yazıldığını görüyoruz.» Şöyle ilâve etmeliydi: «Bazan da (o millette böyle telâf. fuz ederlermiş...) diye vehmettiğimiz Şekilde...» «Tan», şu mütaleayı serdediyor: — Bütün dünyada cari ölan teamül has isimlerin imlâsına dokunmamak- tar. Eğer her millet has isimleri telâf- İnza göre yazsaydı bizde şimdi gördü- ğümüz karışıklık onlarda da olurdu. İngilizce isimleri İngiliz telâffuzile Yazmağa kalkarsak işin içinden çıka- Mmayız. Bumum içindir ki, bütün dünya, has isimlerin imlâsına dokunmamayı €n kestirme yol bulmuştur. Füvaki Yabancı isimleri kendi imlâlarile yaz- dığımız zaman okunmaları güç olu- Yor. Fakat bu beynelmilel teamüle uy. maktan başka çare yoktur. Yalnız ba- Ni yabancı isimler vardır ki Türkçe. İeşmişlerdir. Marsilya gibi. Bunları kendi telâffuzumuza göre yazabiliriz, İşte o kadar. Garbde bunun bile aleyhine bir ce. Yeyan olduğuna ve bu cereyanın git- tikçe kuyvetlendiğine dikkati celbet- Mek istiyorum. Meselâ bizim odada Viyanada basılmış son haritalardan biri var. Her memleketin imlâsına ri. Ayet edilmiş. Marsilyaya (o(Fransızcaya uygun “larak Marseille), Barselon'a (İspan- Yol imlâsına göre Barcelona), Lendra- Ya ya (London), Münihe (München) Varşovaya (Warszawa), İstanbula (15- tanbul) diyor. Eminim, karilerim, ilk misallere iti- Taz etmiş, fakat sonuncuyu muvafık bulmuşlardır. İstanbul, eskiden dün- Ya dillerinde Konstantinopel, Cons tantinople, Constantinopel, Stamboul, Mm, im... yazılırdı. Diğer mevki isimleri de öyle... Coğrafya ismi hasları, insanlarınki ibi değildi. Bunları her millet ken- di itiyadı üzere yazardı. Mahzur da Yoktu. Zira beynelmilel temaslar az- dı. Fakat alâkaların çoğalmaları üze Tine, bir takım karışıklıklar meydana Eeldi. Bunların bile milli imlâya göre, birleştirilmesi cereyanı doğdu. Artık her yerde (Istanbul) deniyor. Bunu böyle yazmayanlar usulsüzlük yap- Mış sayılıyor. Gelecek nesiller belki de Kostantinopl'ü o bilmiyecek; hep- si (Istanbul) yazacak ve dili döndü- ğü kadar bu kelimeyi böyle telâffuz €decek, Anadolu ajansı eşhasa ait ismi has. tarı eskiden imlâlarma göre yazıyor. du. Sonra, Bu usul değişti. Telâffuza Böre yazmağı tecrübe ediyor; fakat olamıyor. Ben de, disiplini bozmamak için, kafileden ayrılmıyor, imkân nis. betinde telâftuzları harflerle tesbite uğraşıyorum. Lâkin ailesine dahil ol- duğumuz «Lâtin harflerini kullanan milletler. in tecrübelerinden doğan heticelere bu usul zıddır. Harita misa- li de onlardaki eereyanm bizdekine ta- Mmamile aykırı olduğunu gösteriyor. Coğrafyaya taallük edenler bir ta- Tafta dursun, fakat eşhası içinden çi- kılmayacak derecede karıştırdığımıza bir kere daha dikkati celbetmek iste. (Vâ-Nü) ŞEHİR HABERLERİ Taksim bahçesi Nisan sonuna kadar ıslah edilecek Taksim (bahçesinin hazırlanmış olan muvakkat tanzim plânı üzerin- de mimar Rükneddin İle Selâmi Se- des incelemelerine devam etmektedir- ler, Vali ve Belediye reisi B, Lütfi Kırdar, Taksim bahçesinin modem ve güzel bir bahçe haline sokulması- na karar verdiği için, bahçede esaslı tadilât ve tamirat yapılacaktır, Bahçenin kontratı bu ayın sonun- da biteceği için eski müstecire ayın sonunda bahçeyi tahliye etmesi bil- dirilmiştir. Bahçe tahliye edildikten sonra Selâmi Sedesle Rükneddin bah- çede çalışmalarına devam edecekler ve verilecek kati şekli tesbit edecek- lerdir, Bahçenin imar ve tanzim işini Be- Tediye fen heyeti yapacaktır, Dış ka- pıdan bakıldığı zaman, deniz ve Çam- Ncanın görünebilmesi için bahçenin ortasındaki küçük ahşab barakanın yıktırılması ve o yere havuzlu ve çi- menli bir saha yapılması, bando çal- mağa mahsus yere güzel bir şekil ve- rilmesi, deniz cihetindeki bekçi kulü- belerinin yıktırılması mutasavverdir, Bahçenin tarhları, yolları tanzim edilip, lüzumsuz ağaçlar temizlendik- ten sonra bâhçe çocuklara ve halka açılacak, esaslı tamire muhtaç olan bar kısmı da yapılıp Kiraya verilecek- tir. Bu işler nihayet nisan sonuna kâ- dar ikmal edilip mayıs iplidasında bahçe işlemeğe başlıyacaktır. Belediye, Taksim bahçesinden dü- huliyeyi kaldırmağa karar vi karar vermiştir. Malüller birliği Takvim satışı ve saire ile alâkası yok Sene başının yaklaşması münase- betile bazı kimselerin Malül gaziler namuna şuraya buraya 939 senesi du- var takvimleri satmak istedikleri ha- ber alınmıştır. Ordu malüller birliği asbaşkanı ve umümi murahhası B. Sabri Antay bu hususta bize şu beya- natta bulunmuştur; — Malül gaziler namile bir teşekkül yoktur. Ordu malüller birliği vardır. Merkezi Ankaradadır, vilâyetlerde şu- beleri varsa da takvim satmak ve sai- Te gibi işlerle alâkası yoktur. Binaen- aleyh bu tarzda bir mürücaale maruz 'kâlan derhal en yakın polis merkezine müracaat etmelidir, Maarif Şürası için hazırlık Maarif Vekâleti, Ankarada toplana- cak olan Maarif Şürasına arzedilmek üzere beş senelik bir maarif faaliyet programı hazırlamağa karar verdi- ğinden, bu hususta vilâyetlere bir ta- mim göndermişlir. Bu tamime göre, her vilâeye ilk, orta, lise mektep, mual- lim ihtiyacını ve talebe miktarını tes- bit ederek Vekâülete bildirecektir. Beş senelik plânda çok müstacel olanlar derhal, daha az müstacel olan- lar da daha sonra inşa ve mektep ih- tiyacı kati surette halledilecektir. Karilerimizin fikri İlâç pahalılığı Ankaradan, Ahmed imza bir karitmiz yazıyor: Hayatı ucuzlatmak için etten başlandı. O iş bitti mi, başkasına geçildi mi bilmiyorum. Yalnız bil diğim bir şey varsa etten, ekmek- ten, ve her şeyden evvel ucuzlatıl. ması elzem olan ilâçtır. 30 gram sülfat dösul için © kuruş isteyen eczacıya; «Pahak değil mi?» dediğim zaman: «Ma- yi halinde olduğu için emeği var- dirim cevabını aldım, Eczacılar maliyet fiatına yüzde iki yüz mü, üç yüz mü ne kadar kâr ilâve ede ceklerse bunu hükümet bir an €v- vel halka ilân etmelidir. Tatbik şekli de şöyle olabilir. Her Beledi- ye merkezinde eczaların toptan kıymetlerine vakıf bir adam ta- yin edilir. İsteyen ona müracdat edip fahiş para alındığını isbat eder. Kocasını tehdid etmiş Dün 20 şahid dinlendi, evrak asliye ceza mahkemesine gönderildi Dün Sullanahmed birinci sulh ce- za mahkemesinde, kocasını ölümle tehdid eden bir kadının muhakemesi yapılmıştır. Tahkikata nazaran Sadri ve Hacer adlarında bir karı ile koca bir müddet evvel kavga eğerek biribir- lerinden ayrı yaşamağa başlamışlar- dır. Faka$ bunlar gene sık sık biribir- lerinin oturdukları evlere gidip kav- gayı tazeliyorlarmiış, Son defa da Ha- cer, kocası Sadrinin evine giderek kendisine küfür etmiş ve: — Seni bu dünyada yaşatmıyaca- ğım, mutlaka öldüreceğim... diye teh- did etmiştir. Dün Haverin muhakemesinde yirmi şahid dinlenmiş ve mahkeme bu da- vayı vazifesi haricinde görerek, evrakı asliye ceza mahkemesine göndermiş- tir, Vali ve Belediye reisi dün Eminönü kaymakamlığını ziyaret etti Vali ve Belediye reisi Dr. Lütfi Kır- dar dün sabah Eminönü kaymakam- lığına giderek kaymakam Âgühla ve Eminönü kaymakamlığı memurlarile görüşmüş, Eminönünün ihtiyaçlarını tedkik etmiş ve bazı direktifler ver- miştir Mekteplerde nezle ve grip Maarif sıhhiye müfettişleri, mektep- lerde yaptıkları tedkikler neticesinde mekteplerdeki talebenin yüzde olu- zunun nezleden ve gripten evlerinde yatarak mektebe devam etmedikleri- ni görmüşler ve keyfiyeti bir raporla Maarif müdürlüğüne bildirmişlerdir, Havaların ıttıradsızlığı, nezlevi rü- hatsızlıkları arttırmıştır. Bay Anıca sr bra | Istanbulun plânı Nafia Vekâletinin sorgularına cevap verildi Şehircilik mütehassısı B. Prost'un İstanbul ve Beyoğlunun tanzimine dair hazırladığı nâzım plânı etrafın- da Nafla Vekâleti bazı itirazlarda bu- Tunmuş ve bazı noktalar hakkında iza» hat istemişti, Nafia Vekâletinin işarı, şehircilik mütebassısı B, Prost ile Belediye Fen heyeti tarafından tedkik edilmiş ve itiraz edilen noktalara cevap hazır- lanmıştır, Cevap, Vali B, Lütfi Kırdara veril- miştir. Vali Dr, Lütfi Kırdar bu mü- talâayı muvafık görerek keyfiyeti Da- hiliye Vekâletine bildirmiştir. Dahili ye Vekâleti, gerek Nafla Vekâletinin, gerek Belediyenin mütaldalarını ted- bundan sonra nâzını plân kati şeklini alacaktır. Konsoloslar dün yeni valiyi ziyaret ettiler Vilâyet makamındaki değişiklik münasebetile şehrimizde, otuz üçe ba- liğ olan konsoloslar dün sabah Vilâyet dairesine giderek Vali Dr. Lütfi Kır. darı ziyaret ekmişler ve tebrikte bu- lunmuşlardır, Dr. Lütfi Kırdar, kön- soloslarla birer birer tanışmıştır, Mi- safirler, bundan sonra vilâyette hazır- lanan bir büfede izaz edilmişlerdir, Trenler geç geliyor Kış, Avrupada ve Balkanlarda şid- detli bir şekilde hüküm sürmektedir. Bu yüzden iki gündenberi Avrupa eks- presi ile Konvensiyonel trenleri dör- der saat teahhurla Sirkeciye gelmek- tedir. Eminönü meydanı İki ay sonra tanzim edilmeğe başlanacak Eminönü istimlâk sahasında bir nu- maralı haritaya dahil olan ve henüz yıktırılmıyan emlâke aid muameleler- den bir Kısmı bugünlerde ikmal edile- cektir. Ancak Eminönü hanına âit tebligat bitmediğinden, bu bina ile diğer binaların Belediyeye intikali iki aylık bir zamana ihtiyaç göstermek- tedir. Belediye, henüz yıktırılmıyan binaları bir müteahhide ihale etmek suretile değil, kendi vesaitile yıktırmak fikrindeğir. İki aya kadar Eminönü meydanının tanzimine alt proje de ta- mamlanacağından, Belediye, o zaman meydanın tanzimine başlıyacaktır. Mektep bahçeleri ıslah edilecek Sabık Vali B, Muhiddin Üstündağ, şehrin her tarafında birer Çocuk bah- çesi açmağa karar vermişti. Yeni Vali Dr. Lütfi Kırdar, bu husustaki hazır. lıkları tedkik ettikten sonra mektep binaları haricinde Çocuk bahçeleri aç- madan evvel mektep binrları avlu- larını birer bahçe haline koymağı mü- nasip görmüştür. Bundan sonra bu gayenin tahakkuku için tedkikat yar, pılacaktır, — Avrupalı bir âlimin icad ettiği Mâkine insana bayıldım bay Amca... ... Kalk, deyines kalkıyormuş!, Yat, deyince yatıyormuş!,, .. Yürü, deyince yürüyormuş! Ağa var, dili yokmuş!.. .. Tıpış tıpış da iş yapıyor, hizmet ediyormuş... Sazlı tabldot «Güzel sanatlar para getirmez» dep. Jer amma, musiki yavaş yavaş ticaret hayatımıza giriyor. Geçenlerde bir akşam Sirkeci civa rında acele bir yemek yemek mecbu. riyetinde kaldım. Gelişi güzel bir lo- kantaya girdim. Burada tabldot ye mek veriyorlarmış. Getirdiler. Yedim, Bu esnada yanımdaki masada yediği yemeğin hesabını gören bir adam garsona: «— Canım, diyordu, öğleyin burada bir tabldot yemek yedim elli kuruş ak dınız. Şimdi 70 kuruş istiyorsunuz... Garson gayet ciddi cevap verdi; — Efendim, şimdi yediğiniz tablodt. Sazlı tabidottur. Öğleyin siz sazsız tabidot yemiştiniz, Akşamları sazımız var, şimdi fasıla verdiler. Biraz son- ra tekrar çalacaklar...» Sazlı tabldot yiyen adamcağız he sabını gördü. Çıktı. Bu esnada güzü- me duvardaki kocaman bir ilân iliş- ti. «Sazlı tabledt 70, sazsız tabidot 50 kuruş.» Saz ticaret hayatımıza adam akıllı giriyor. Tramrayla Sirkeciden Beyoğ» Tuna geçerken ekseriya gözüme bir ilân ilişir; sİçkisiz saz. Çaylı, kahveli saz.» Yazım da dalma sazlı vapurların köprüden Boğaza hareketlerini görü- rüm. Yavaş yavaş İstanbul her hususta sazlaşıyor. Bu gidişle sazsız birşey kal. miyacağa benziyor... Lokantacıların söylediklerine naza- ran bu sazlı tabidotlar, sazsız tabldot- lardan daha çok rağbet görüyormuş. Belki de pek yakında sazlı kundura boyacıları, sazlı Tustra salonları, sazlı k berber dükkânları da göreceğiz. Tabii fintlerde -tabldot meselesinde olduğu gibi - ona göre değişecektir. Meselâ sazsız kundura boyası 5 ku. ruş, sazlı kundura boyası yedi buçuk... Sazlı saç kestirmek 60, sazsız saç kestirmek 45... Sazlı tablodt yerken aklıma bir fık- ra geldi, adamcağızın biri lokantada yemek yemiş. Garson hesabı getirmiş. Müşteri hesap puslasını tedkike baş- lamış. Çorba 10, et 25, sebze 15, kom- posto 15, garson 16 kuruş... Adam sormuş: — İyi amma ben garson yemedim ki... Sazlı tabldot hesabını görürken de ayni cevap verilebilir. Manmafih böy- le çalgılı tabidotlar da insana yemek- Je beraber hakikaten sazı da yeliği hissi geliyor. «Musiki ruhun gıdasıdır» sözünü hep biliriz, Demek lokantalarda iki türlü gıda veriliyor. Bizi ruh için, öteki mi. de için... Sazlı sazsız tabldollar ara- sındaki 20 kuruş fiat farkı da bundan ileri geliyor... Fakat ruhun gıdası su- dan ucuz canım, Sadece midemizin gis dasına 50 kuruş verdiğimiz halde ru- hun gıdasını 20 kuruşla savuşturuyo. Tuz! Hikmet Feridun Es . arma Haydarpaşa lisesi mezunlar cemiyetinin kongresi Haydarpaşa lisesi mezunlar cemi» yelinin senelik kongresi geçen pazar günü toplanmışlır. Ekseriyet bulun- madığından toplantı 25 birincikânun pazar günü saat ona birakılmıştır. Kongre Eminönü Halkevinde toplar . Fakat cinsiyeti ekeni gaz teler neden bir şey yazmamışlar? B.A. — Bu kadar Dae sonra