22 Kânunuevvel 1938 AKŞAM BiR TAHLİL NUVELİ “Herkes gibi,, o Senelerdenberi her yaz Kenan bey- leri ziyaret ederdim. Bir gece kalır- dım, Her gidişimde aynı yemekler, aynı muhavere,. Evsahibesi ihtiyar Hanmmefendi-ki uzaktan akrabam oluyordu - artık ezberlediğim cümlelerle bana, beni Me kadar göreceği geldiğini, daha sık gelsem, böyle senede bir uğramasam memnun olacağını söylerdi. Kenan bey ise, hiç değişmeyen nük- telerile hikâyeler anlatırdı, Tabii ben hepsini yeni işitmiş gibi güler, yemek- leri methederdim. Fakat bu ev bana öyle bir his veriyordu ki, Güya zaman sabitmiş gibi kalıyor; saatlerin tik tak işlemesi işitilse dahi, yelkovan muhakkak ki hareket etmiyordu. Burası ne garib bir evdi! Hiç bir şey kımıldamıyor, hiç bir şey değiş- miyordu, Köhnemiş bir eşyayı kaldı- Mp yerine yenisini koymak kimsenin aklından geçmiyordu. Kanapeler, kol- tuklar yerlerinden bile kıpırdatılmı- yordu Yirmi sene zarfında bir tek hâdise, bir tek macera olmamıştı. Sadece köş- ke akar su elektrik almışlardı. Maamafih gene yatak odalarında €s- ki âdet üzere idare kandilleri ve kib- riller durur, ortalık için kuyudan su Aşır için de sahrınca yağ» mur suyu toplatılırdı. Kenan bey, avukattı, Fakat telefon taammüm edince müşterilerinin ken- | disini gece yarılarına Kadar rahatsız 1 bulduklarını gördü ve barodan kaydını südirdi; ikinci bir tedbir olmak Öz lefonu da bırak- tı. Halbuki zengindi, bir değil, iki te- Jefon bile alabilirdi. İnsanın huzı mu bozacak o menhus âleti evden içe- | ri sokmak istemiyordu. Eski zaman- | ların âdetlerine bağlı kalmak, . Emeli buydu. Hele zevcesi Kâmile hanım büyük | annelerimizin his ve düşüncelerinden | bir tanesini bile terketmiş değildi. En hayret ei varsa, hâ- zaman konağının bütün ananesini muhafaza eden bu €vde hizmetçiler de aynı kafadaydı- ıklık zamanından kalmış yılık emekdarlar Ahçı da bir çeyrek asırdanberi bu ka- pid: Nebile hanıma gelince, filhakika hizmetçiler arasında sayılamazdı. O âdeta Kâmile hanımefendinin sağ kolu sayılırdı. Evsahiplerile sofrada oturur, herkes tarafından kendisine hürmet edilirdi, Önceleri bu Nebile hanım oz manlar altı yedi yaşında olan küçük hanımlar için yarı dadı, yarı hoca di- | ye tutulmuştu, Miniminiler büyüyün- ce tablatile Nebile hanıma da yol ve- rilemedi, Evvelce de söyledim ya: Bu evde hiç bir şeyi değiştirmek âdet değildir. Bu kaide mucibince Hoca | hanım da demiri attı, İlk gördüğüm zaman, Nebile on altı on yedi yaşlarında bir kızdı. Zayıf, ufak tefek, sönük bir insan... Fakat son derece terbiyeli. Sanki hizmet için yaratılmış, Eğer pervane gibi etraf- ta dolaşıp da her işi görmese, her nok- sanı düzeltmese mevcudiyetini fark bile etmiyecektim, Aradan on sene geçmişti. Nebile hanım günden güne değişmiş, kendi lehine iyileşmişti. Fa- kat ben bunu ancak Kenan beyin bü- yük kızı Melihanın on yedi yaşına bas- tığını söyledikleri gün farkettim, Melihanın evlenme çağında oldu- Eunu söylerken, haytammda ilk defa olarak küçük hanıma ve kardeşine dikkatle baktım. Sıska, esmer, biçim- 8iz, tatsız şeyler... Belki biraz tuvalet yapsalar, allık filân sürseler, azıcık ol- sun iyileşebilirler... Fakat bu baştan savma kılıkları içinde çekingenlikleri büsbütün göze çarpıyordu. Meliha da, Semiha da biribirinden çirkindiler. O sırada gözüm Nebileye ilişti. Az kaldı hayretle bağıracaktım. Bu seneler zarfında ne kadar da gü- zelleşmiş meğer!.. Boylanmış, toplan- mış, gözlerinde parlak bir alev yanı- yor. Belki sokakta olsa bu kadar dik- katimi celbetmezdi. Fakat Kenan be- yin evinde, biribirinden çirkin insan- Yarın arasında bu kız harikulâde kali- yordu. Kendi kendime şu fikri yürüttüm; «— Bu Nebile buradayken kızlara zor koca bulurlar...> Aile, bütün mu- hafazakârlığına rağmen, zamane ol- mak ve kızlarına koca bulmak gayesi- Je o bahar köşklerinde birkaç davet tertibledi. Erkekli kadınlı gelindi, dan- sedildi. Meliha ile Semiha, çirkinliklerine rağmen mütemadiyen dansa kaldırıl. dı. Zira davetli delikanlılar terbiye görmüş insanlardı. Ev sahibesinin kız- larını köşede pinekletmek gibi bir ter- biyesizliği yapmak istemiyorlardı. Fakat bu ziyafetlerde en birinci mevkii tutan Nebile hanım oldu. Kâmile hanımefendi davet ettiği kadınların ve kızların kendi evlâtla- rından güzel olmamasına inceden in- ceye ehemmiyet vermişti. Muvaffak da olmuştu. Fakat bu hesabında evin- deki Nebileyi hiç aklına getirmemişti. O gece pembe tenini gösteren beyaz | elbiseleri içinde kumral saçlarile, iri siyah gözlerile hoca hanım ortaya çi- kınca Kenan beyin haremi, kendi ken-| dine; — Aman Allahım! - diye söylendi. Sonradan bana anlattığına göre, cenabihaktan korktuğu için 8€s çi- karmamış. Yoksa kızı odasına yollar yıp kapatacakmış... — Oda genç... Allahtan çekindim., diyordu, Avukat Kenan da, on seneden- beri kendi damı altında yaşayan bu kızı ilk defa görmüş gibi hay- rTetle (obakıyordu. I Bütün erkeklerin Hoca hanımı be- ğendiğini | farke- dince o da tetkike başladı. Saf biredaile karısına; — Ayol, Nebile amma da güzelmiş. Hiç de farkında değildim! - dedi. — Ya... Bende öyle. — Kızların kıs- metine mani ola- cak, Hoca hanımsa, mütebessim, dans edip duruyordu. Bir aralık göz gö- ze geldik. Ürper- dim. Nazarlarında vahşi bir zafer sar- hoşluğu okunuyordu. Hani, harp meydanlarında en kor- kak adamları bile, bir kere kan ko- kusu aldıktan sonra coşturup kah- ramanlaştıran bir zafer sarhoşluğu vardır. O kabil... O senenin kışma doğru, Kâmile hanımefendi, Meliha ile birlikte bir kaç gece geçirmek için anneme mi safir geldi. Ben, lâf arasında, artık kız- ların büyüdüğünü, Nebile hanıma ev- de hiç ihtiyaç olmadığını söyledim. Kadıncağız içini çekerek; — Ben de böyle düşündüm ama, kocam katiyen razı olmuyor! - dedi. Bu sözler içimde şüphe uyandır. dı, Fakat kadın izahat verdi: — Fıkara kızdır. Kenan bey Allah- tan korkuyor. «Gençliğini bizim ev- de geçirdi. Şimdi sokağa atamayız!» diyor. Kızımızı alacak adam onun yüzünden vazgeçecekse zaten öyle- sinden hayır gelmez. Bu insani felsefe karşısında hak vermekten başka çarem yoktu. Fakat Nebile orada olduğu müddetçe iki kı- zın da koca bulmayacağı hakkında bahse girişebilirdim. Kâmile hanım bizden döndükten sonra müthiş bir soğuk almış; vefat etti, Bir buçuk iki ay sonrada Kenan bey amcamız Nebile ile evlendi. Ara- dan bir müddet geçince kendilerini ziyarete gittim. Ev hâlâ o şekildeydi. Fakat insanlar tamamile değişmişti.. Avukat sakalını kesmiş, kır bıyıkları- nı da zarifane burmuş. İki hemşire ise adam akılı düzelmişlerdi. Bir aralık Nebile benimle yalnız kalınca, şu sözleri söyledi: i rak gülümseyelim, Idular... NAKLEDEN : , ( Hatice Süreyya) | — EKâmile hanımın hatırasına kar- şı nankörlük ediyorum * sanmayınız. Bilâkis bana yaptığı iyiliklere muka- bele için kızlarmı şekle sokmağa, gü- zelleştirmeğe çalışıyorum. OoGördü- nüz ki epeyce de muvaffak oldum. Emin olun, yakında evlendireceğim. Annelerinin vaktile müsaade et- mediği ve benim de kızları ilk gör- düğüm zaman tasavvur ettiğim şey- leri Nebile yaplırıyordu. Hayata ka- rışıyorlardı. Bunun içinde şık giyini- yorlardı, Saçlarını kesmişler, kendi- lerine bir biçim vermişlerdi... İçin için itiraf ettim; »— İyi bir siyaset takip ediyor!» dedim. Fakat buna rağmen ruhumda bir gayri memnunluk hissediyordum. Genç kadın devam etti: — Şunları bir evlendireyim de ba- | kın daha neler yapacağım... Eve şim- diden telefon aldım.. Sonra kocanın | yeniden baroya girmesini, avukatlık etmesini de temin edeceğim. ke kapladı. Şapkamı alınca yerimden fırladım. Nebile hayretle sordu: Gidiyor musunuz? Akşama ye- meğe kalmayacak musınız? Hayır... İşim var... Başka bir z8- man. Uzun müddet semtlerine uğrama» dım. pıp evlendirdiğ bey de avukatlıkta eski şöhretine kavuşmuş, müşterileri kaynaşıyor- muş.. Bunlar hep iyi şeyler... Benim kızmamda sebep yok. Fakat öfkemi yenemiyorduma. «Niçin, mi diyeceksiniz... Çünkü o, köşkte yerinde sayan zamanı haveke- te yetirmişti. Çünkü Kâmile hanım- efendinin takdire şayan düşünceleri- nin, hareketlerinin ananesinin ne boş olduğunu, ne işe yaramaz şeyler olduğunu isbat etmişti. Bilemiyorum amaişte galiba bunların hepsine ki- gıyorum... Doğrusu egoistlik... Fakat bu nevi hodbinlikler, hepimizde az çok mev- cut değil midir. İsteriz ki, bizim şah- sen hayatımız tıkırında olsun; fakat köşede bucakta acaip hayatlar bu- lunsun, onları arada sırada yoklaya- «Lâhavle! Naal şeyler bunlar?» diyelim., İşte, «niçin» in cevabı bu: O aile de artık herkes gibi olmuştu; acalpliği- ni kaybetmişti; normal şeraitte me- sut yaşıyorlardı, Bense bir tetkik meş- gâlemden, bir eğlencemden mahrum kalmıştım... Nakleden: (Hatice Süreyya) Türkiye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU 1639 m. 18) Kes, T.A. G. 1074m. 15195 Kes T.A.P. 3i70om. 9465 Kes ANKARA RADYOSU TÜRKİYE SAATİLE Perşembe 22/12/93 12,30: Türk müziği (şarkılar), 15: Saat ayarı ve haberler, 13,10 - 14: Müzik «dans plâkları), 1830: Türk müziği o Cincesaz $aslı), 5: Konuşma - (ziraat saati), 19,15: Saat ayarı ve haberler, 19,25: Türk müziği (incesaz fashı - devam), 20: Mü- zik (küçük orkestra galası) 1 - Kayze- rin Katarina - (Rudolf Katniğ), 2 - Balle- rina - (Feldkötteri, 3 - Pavane pur Ün enfant defünt - Odoriâ Ravel), 4 - Sing, sing, sing Vögeleim . (Paul Preil), 5 - Cavatin - (Raf), 6 - Kisine me die - (Franz Grothe), 7 - Saksofon $0- 10 - vals -, 8 - 'Tanzende Herzen - (Czer- nik), 21: Saat ayarı ve para, kambiyo ve toprak mahsulleri borsası, 21,10: 'Tem- sil - (Fatma hanım mahkemede - kome- di), 2130: 'Türk müziği (şarkılar ve saz eserleri), 22,15: Konuşma, 2230: Müzik (bir operanın tamamı), 234$ - 24: Son haberler ve yarınki program. Avrupa istasyonları: Saat 20 de Berlin 20 plâk — Danzig 20 hafif muzi- 10 Kw. 20 Kw. 20 Ew. — Hambg. 20 halk muxikası — Kolon- | 15 plâik — Könlsgi 20 orkestra Bari 20,40 senfonik konser — Brüksel 20,15 hafif muzika — Helsingfors 2045 konser | — Kowmo 2030 konser — Reval 20 çil çalığısı — Sofya 20,30 konser 20,55 ha- i muzika — Varşova 20 karışık muzika, Sant 21 de Berlin 21,10 dans ve hafif muzika Breslav 2120 büyük orkestra — Frank. fort ve Stutte 21,10 kar uzika — Le- ipzip ve Hambg. 2130 i kons Münih 21,10 Paganini opereti — 22,15 Yünence neşriyat — Bükreş #enfon. konser — Kovno 21,50 konser — Rad. Paris 21 karişik müzika — Reval 2140 örkesira. Saat 22de Deutshld, 22 « 2345 sonlan, konser (Ro- madan) — Köringsberg 22.20 solistler kon- seri — Münih 22 operete devam — Bel- grad 2230 salon muzikası — Bordo, Mon- pelller, Paris - Eyfel 2230 - 2430 Mis EHelyet opereti — Budap, II 22.25 orkestra — Kopenhag 22,05 hafif muzika — Lyon 220 «beyaz kadını operası — Molâno 27 Arlesienne operası — Rad. Paris 2230 - 135 «Kral Dagobert» operası — Roma 22 sanfon, konser — Sofya 22 dans — Rad. Toulouse 22,45 karışık muzika — Varşova 2240 Leh muzikası Saat 21 de Berlin 2330 - 1 hafıf muzika — Harbg. 2330 - 1 gece muzikası — Königsbg. 2340 dana — Münih 23,50 - 1 gece muzikası — Btuttg. ve diğer Alman istasyonları 2330 - 1 halk ve eğlence muzikası — Felgrad 23,15 askeri muzika — Budap. 23 orkestra — Bükreş 22,15 dans — Driotviç 23,25 — Kovno 23 dans — Lüksenbgr. 2340 Beet- hoven'in 8 uncu senfonisi — Osla 23,15 hafif muzika — Posen 33 Barbler de Beville operası (pifikla) — Stokholm 23,15 orkes- o — 21/12/958 Çarşamba günü İstanbul Belodiyesi Merkez Hâlinde toptan tatilan yaş mevya ve sebe fintleri En aşağı En yüksek Emsal fati fat Sakız kabağı Dolmalık biber Bivri biber Kır domatesi esi rm se) Ispanak Hi Kereviz kök » yaprak Enginar Yeşil salata Pancar Maydanoz » Dereotu yir turpu Müşküle üzümü Siyah üzüm Amasya elması İnebolu elmas” Ferik elması Gümüşhane elması İngiliz elması (Taraklı) Lüz elması İnebolu armudu Ankara armudu Ayva Muz Muşinula Kuru incir Kestane Kestane kabağı Ağa Yeri Ecnebi limon Portakal Dörtyel llissliğsill18| Basa EDL Gk1J7 susowla Kaskat 64 lük 89 lik 100 Yük 160 lık 36 hk 6ilük 80 lik 100 lük 96 lık 160 Tik 200 lük 160 lık 3101uk iii ekil1ğ pla 10 Adet 100 » 100 » Fenike 100 , eellesa: Rad. Toulouse 23,40 hafif muzika Saat 24 den itibaren Alman istasyonları bundan evvelki prog” ramlarına devâm — Brüksel XI 24,10 caz- band — Droltviç 2420 - 115 askeri m zika — Londra 2425 - 130 dans — Rad. Toulouse 2445 filim havaları — Varşova 24,05 salon muzikası — Frankft. ve Siutig, 1 » 4 gece konseri — Königsberg, ve Leipsig 1 - 4 gece konseri Droitwiç 1,15 dans — Lüksenburg 1,10 dans, Beyhude ızlırab çekmeyiniz ! BİR TEK KAŞE NEVROZİN Bu muahnid baş ve diş ağrılarını sü- rTatie İzaleye kâfidir. Romatizma €v- caı, sinir, mafsal ve adale ıztırapları NEVROZİN"e tedavi edilir. Nezle, Grip ve Bronşite karşı en mü- essir ilâç NEVROZİN'dir. NEVROZİN'i İcabında günde üç kaşe alınabilir. İsmine dikkat, taklidlerinden sakınınız ve Nevrozin yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz, ADYOLI ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalayınız