Er TT a 11 Kânunuevvel 1938 AKŞAM Sahife $ AKŞAMDAN AKŞAMA J SOHBET: “Mahamı umuru devlet,, Sözden söze Talebeydim. Hocamız; , — Şimdi tetabuu izafatın ne oldu- Kunu öğreneceksiniz! - dedi, - Terkibi Wafilerin teselsülüne böyle derler. Misa) göstereyim: «Mahamı umuru devlete, Manasını da anlattı; Devletin mü- him işleri, Bu gürültülü kelimeler başımda Uğuldaya uğuldaya, eve geldim. Ak- '.». paşalara gide- Zamanın devlet ricalindendi. - Mu- Azzam sakalile, heybetli cüssesile, Şehbalde, Resimli Kitabda, ve o dev- TİN diğer mecmualarında fotoğralileri basılırdı. Torunile de ben sınıf arka- daşıydım. Konağa gittik. Diğer bir takım mühim zevat da vardı. Hepsi, mertebelerince köşelere buyurtulmuş- lardı, Bense, yan taraftaki odada pas $A torununun yere baştan başa kur- duğu oyuncak treni işletirken, pek tu- ma giden o günkü tetabuu izafatı düşünüyordum: “— Mahamı umuru devlet!..» apeme içerde hamama meşguldü- Arada sırada kulağına “kelimeler ari — Âli pişi... Reşid pâşâ. Beli ki, devlet işlerinin gayyasns - Mektepte birçok çetin Yok “estağfurullah betleri, bir sürü «tumturakı elfez».. İçi püf... Ve netice meydanda: Bu Neslin tesellüm ettiği memleket!... — İçki mi içiyorsun yoksa?... Ne- den geçinemiyorsun? — Kaç dönüm toprağa daha ih. var? — Bu kadar stok dururken ne se bu adamlar iptidai maddelerden kalmışlar? lârdir... - diye büyük küçük memur- , milnevverlere lâtif bir ders ver- ye - Varifedar olanlar bütün bun. *rla ilgilenirse devletin de, milletin mühim işleri iyi yürütülüyor de- Eski bir tabirle başladım; yine öy- Ie bitireyim: Fa'teberu! (VANÜY Yağmur, rüzgâr Dün termometre iki dereceye kadar düştü İki gündenberi İstanbulda tam kiş havası hüküm sürmektedir. Dün termometre 2 dereceye kadar inmiş- tir. Sabahtan akşama kadar müte- madiyen yağımur yağmış ve sert bir şimal rüzgârı esmiştir. Karadenizde şiddetli fırtına vardır. Trakyada ve Balkanlarda hava daha fazla soğumuştur. Bulgaristana ve Romanyaya kar yağmaktadır. Varşovadan gelen bir telgrafa göre Polonyada şiddetli bir soğuk dalgası Küküm sürmektedir, Dün Varşovada. sıcaklık sıfırın altında 15 derece idi. Icra daireleri Sene sonu dolayısile birkaç gün çalışılmıyacak 938 senesinin bitmesi dolayısile İstanbul icra ve iflâs dairelerindeki dosyaların tasnifi ve muamelesi bi- tenlerin mahzene gönderilmesi, mu- amelesi devam edenlerin de önümüz- deki seneye devri için bu ayın 28, 29 30, 31 inci Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve 939 senesi Kânu- nüsanin ikinci, üçüncü Pazartesi ve Salı günleri icra memurları bu işlerle meşgul olacaklardır. Bu yüzden mez- kür günlerde icra dairelerinde mus- mele yapılmıyacaktır, Ancak, ihtiya- tI tedbir, haciz ve müddete tabi acele işlere tatil esnasında gene eskisi gi- bi bakılacaktır, Bir doktora Çocuk Esirgeme kurumu madalyası verildi Bakırköy Çocuk Esirgeme kurumu doğum ve bakım evi baş hekimi dok- tor böy Rauf Fehmi Barerman orada doğum evi tesisatındaki çok muvaf- fakıyetli başarılarından dolayı İs- tanbul vilâyeti merkez heyetinin de- Jâletile kurum umum merkezince verilen madalya çarşamba günü İs. tanbul merkezi heyeti huzurunda merasimle kendisine tevdi edilmiştir. Vali ve Belediye reisi iyileşti Üç gündenberi rahaisız bulunan Vali Dr. Lütfi Kırdar iyileşmiş vedün | Parti kongresine iştirak ettiği gibi vilâyet ve belediyede de meşgul ol. muştur. Dr. LAHfI Kırdar, bügün belediye rüesasile şube müdürlerini toplyak rak muhtelif işler etrafında kendi- lerile görüşecektir. Kamyon, tramvay çarpması Fatihte'oturan mühendis B, Cahi-* din sekiz yaşındaki kızı Engin kalk- mak üzere olan bir tramvaya binmk üzere caddede koşarken şoför Sezainin idaresindeki kamyonun sadmesine uğramış, ayağından yaralanmıştır. , Ağacami önünde karşıdan karşıy& geçmekte olan Şaban isminde birine vatman Hüseyinin idaresindeki tram- vay çarparak yaralamış, yaralı, polis tarafından Beyoğlu hastanesine ya- tarılmıştar, Aldığımız mektuplar Telefonlar ucuzlıyacaktır P. T. T. dan aşağıki mektubu aldık: 4/12/938 tarihli gazetenizde intişar eden «Yeni dilekler» büş- lıklı yazıda temas edilen, telefon tesisatı ücretlerinin daha mute- dil bir hadde indirilmesi mevzuu, esasen idaremizin tasarladığı iş- ler camiasına dahil bulunmak- tadır. Şu kadar var ki, mevcut san- iralların kifayetsizliği ve trafiğin €n son hadde varan mahmullüğü yüzünden bugünkü tarifeye göre bile taleplerin karşılanamadığı nazara alınınca bu dileğin tervici için normal bir servisin vücudu- na olan kati ihtiyaç tezahür eder. Binaenaleyh, bu yayeyi istihdaf eden yeni tesisatımızın İcmalin- den ve servise açılışından sonra sayın halkm daha müsait şari- larla telefon edinebilmeleri im- Kânlarının araştırılmasına büfül başlanılmıştır. Umümi Müdür N. 'B. Vefa Ortaköy cinayeti Şoför İsmaili öldürenleri muhakemesine başlandı Bir müddet evvel Ortaköyde bir kahvede şoför İsmail adında birini bi- çakla altı yerinden vurarak öldür mekten riaznun İsak ve Sadığın mu- hakemelerine dün ağırceza mahke- mesinde başlınmıştır. e Maznunlar mâhkemede kabahati biribirletinin üzerlerine almışlar, bunlardan Sa- dık: — Bu vaka bir kadın meselesinden çıkmıştır. Cinayette benim alâkam yoktur. Şoför İsmaili vuran İsaktır. Demiş, İsak da katilin Sadık oldu- gunu ileri sürmüştür. Dinlenen şahidlerden kahveci Meh- med Yılmaz da şunları söylemiştir. — Sadık, İsak ve İsmail benim kahvem- de oturuyorlardı. bir aralık İsmail, Tak- sim polis merkezine gidip şoförlük vesi- kasını alacağını söyliyerek ayağa kalktı. O sırada İsak da kalktı ve İsmallin kar- şışma dikilip: «Sen gene nakliyat şirke. tine olarak girdin mi?» diye küfür etti, de mukabelede bulundu. O eş- nada ben kahve getirmek üzere ocağa gi- diyordum. Arkamdan; «Eyvah, yandım» diye bir feryad duydum. Ortalık biribirine Bu işi yalnız bâşina yapımıyacağı Sadığın da mütsağdid sabıkaları vardır. Maznunların ikisi de bu ifadeye itiraz sürpüntüleri toplarken kanlı bir biçak bulduğunu ve polise teslim ettiklerini söy- ledi. Gelmiyen şahidlerin celbi için muha- keme başka güne bırakıldı. Taksim bahçesi Yeni şekil için bir proje hazırlandı Taksim bahçesinin tanzimi için daimi encümen âzasından Selâmi Sedes, mimar Rükneddin ve Fransız dekoratörü Gotyeden mürekkeb bir heyetin mahallinde yaptığı tedkikler üzerine B. Gotye bir proje hazırlıya- rak şehircilik mütehassısi B. Prostun tasdikinden geçtikten sonra Vali ve Belediye reisi Doktor Lütfi Kındara vermiştir. Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar, heyet âzasile beraber Pazartesi saba- hı bahçeye giderek bizzat tedkikler yapacaktır. istimlâk müdürlüğü Kurulup kurulmıyacağı henüz belli değil İstimlâk işlerinin süratle tanzim ve idaresi için umumi vilâyet meclisi kararile teşkil edilen istimlâk bürosu kadrosunun Dahiliye Vekâletince tas- dik edildiğini yazmıştık, Vali ve Belediye reisi B, Lütfi Kır- dar, eldeki bütün tahsisatın istimlâk işlerine sarfeğilmesine lüzum gördü- ğünden selefi B, Üstündağ zamanın- da teşkiline lüzum görülen bu büro- nun teşkiline henüz karar vermemiş- tir. Maamafih şayet işlerin tesrit için büronun teşkiline lüzum hissedilirse tasdik edilen kadroya göre yeni İs- timlâk müdürlüğü kurulacaktır, Karamürsel fabrikasından kumaş çalan genç yakalandı Vefadaki Karamürsel mensucat fabrikasında vugun gelen hursızlığın esası dün tamamile anlaşılmıştır. Ça- hnan kumaşların kıymeti beş yüz elli Jiradır. Hırsızlık pencereden gi- rilmek suretile yapılmıştır. Emniyet direktörlüğünün alâkadar memurları tarafından yapılan tah- kikatta bu işin, Şehab esminde bir genç tarafından yapıldığı anlaşılmış ve Şehab yakalanarak sorguya Çe kilmiştir. Sorgu neticesinde kumaş toplarının nereye götürüldüğü de an- laşılacaktır. Manisa parti kongresinin valimize teşekkür telgrafı Manisa Cümhüriyet Halk Partisi- nin toplanması münasebetile Parti Genyâönkurul namına kongrede bu- Yunan Balıkesir mebusu Enver Ada- kan tarafından Vali ve Belediye Re- isi Dr. LâMI Kırdara hitaben bir telgraf gelmiştir. B, Enver Adakan Dr. Lütfi Kırdar Manisanın imar, kültür, sahalarındaki eserlerini ve Parti işlerini iyi tanzim ve idare et- mesinden dolayı hararetle tebrik et- tiğini ve âli için de muvaffakiyetler temenni eylediğini bildiriyordu. Manisa kongre relsi de Manisada- ki büyük eserleri dolayısile kongre «şah - eser» tabirini hiç sevmem. Ne bileyim? onda bir nevi yavanlık, ba- yağılık vardır. Zaten çabucak her ağı- sa yayıldı; «ruh okşamak», «musiki ruhun gıdasıdır», «tiyatro bir mekte. hi edebdir» sözleri gibi bir takım kim- selerin kibarlık takınmasma hizmet «len elfaz arasına girdi. Yerine göre «ölmez eser», «falanın en güzel eseri» demeği tercih ederim. İlk olarak, zan- nederim, Yakub Kadri'nin kullandığı «usta « işi» tabiri de hoşuma gider. Fa- kat, doğrusu, bugünkü dilimize çok yazık ki uymayan «muhalledatı asar» veya «asarı muhallede» gibi şöyle gü- xel, efendice bir söz bulamadık. «Şeh- kür »kelimesi ise sadece gülünçtür, şüphesiz talaffuzdaki müşabehet do- Tayısile olacak, insanın hatırma orta - oyununun pişekârını getiriyor. Hem de, nasıl söyliyeyim? şöyle yakalıkkı kravatlı (1), Edebiyatı - Cedide'cilerle aşinalığı olan bir pişekâr... Fakat bah. setmek İstediğim çeşitten eserler için «şah - eser» ve «şehkâr» kelimeleri bi. çilmiş kaftandır. Şu «bediğ - ü - inşa »nun bütün ka- idelerine göre, güzellikleri zamanın şahadeti ile isbat olunmuş eserleri takliden yazılmış manzumelerden, Yomanlardan bahsetmek istiyorum. Hani okurken hayran oluverirsiniz; daha doğrusu - biraz kendinizi kolla. manız şartile - hayran olmazsınız da muharririn sizi hayran etmek istedi. ğini hissedersiniz, işte onlar. Onları yazanalr her türlü acemilikten ka- çar. Bir sanat eseri için asıl yüzelli. Zin, asıl zenginliğin sadelikte, bir ne- vi kurulukta olduğunu da öğrenmiş. lerdir. Seslerini yükseltmek istemez. ler; heyecanlarına hâkim olmak ar. zusundadırlar; her şeyi şöyle bir işa- ret etmeği kâfi bulurlar, Yazılarında bir ağır başlılık, bir kerli « ferlilik var. dır... Bunları söylerken geçenlerde bir lerini bir abâ altında gizlemesini bi. len zenginliktir. Racine'in bazı ms. rağlarında olduğu gibi büyük, şid. detli bir ihtirasın bir iki kelime altına gizlenmesi de kabildir. Göz kamaştır- mayan, fakat yavaş yavaş ta içe işli." yen bir güzellik... Fakat o manzume- nin sadeliği göz kamaştırıyordu. A- bâyı kaldırıp altına bakınca da inci, «imas değil, bir takım boncuklar, ha- MÜŞKÜLPESENDLİK. — Memle.. ketimizde neşredilen kitab ve mecmu- ların basitliğinden, yavanlığından şi. kâyet edip duruyoruz. «Bütün bu hi- kâyeler, romanlar, makaleler hep ço- (Devami 4 üncü sahilede) Nurullah Ataç (1) «Boyun bağı» dururken «kra- vat» demeği de bittabi pek sevmem namına Valimize bir teşekkür tel | ama oyakalıklı kravatl husust bir grafı göndermiştik Bay Amca , evinde I.. tabirdir.