ma Yahudilere kanape var Prankturtta, Münihte derin bir sessizlik var, Otomobil, tramvay, seys rek, bisiklet çok, Sokaklarda tek ba- şına çocuk yök, dilenği yok. Park- larda, röfüjlerde yahudilere mahsus sarı boyalı tahta kanapeler var, So- kaklarda iki tarafa yalpa vuran sar- hoş yok. Tarlalarda at koşulu sapan yok, Atlar ancak çöp arabalarına ko- Şuluyorlar. Köpek sevgisi Almanlarda çoktur. Sokaklarda ağızları âğizlıklı, boyun- ları tasmalı köpekler var, fakat &sa- hipsiz başıboş tek köpek yoktur. Almanyada, bilhassa Frankfurtla Münihte hiç kedi yoktür. Yalnız mü- ze bekçisinin evinde beslediği bir ke- disi var, Müze bol. Götenin, Şilberin, Listin, Vagnerin doğdukları eyler röüze ha- line konmuştur. Frankfurtta, Götenin doğduğu er- de, şairin babasının açtırdığı bir pen- cere vardır. Baba bu pencereden oğ- Tunun eve gelişini gözetlermiş... O za- Otostradlar var l Başıboş sarhoş yok, köpek yok man Göte komşuları bir kıza âşıkmış. Babasının kendilerini gözetlemek için pencere açtırdığını duyan Göte, O günden sonra yolunu değiştirmiş, ak- 17 Kâmunuevvel 1938 si istikametten dolaşıp evine gelmeğe başlamış. Vaymarda emekli tiyatro sanatkâr- ları için bir yürd var, Bu yurdda her türlü konfor ve lüks mevcuttur, Otuz beş emekli tiyatro sanatkâr rahat bir ömür sürmektedir. Sofraya içki şişe ile getirilmiyor. Kadehle getiriliyor. Lokantalarda ta- bak tabak yemiş yok. Almanyada sabun buhranı var. Lavabolarda bir telin ucuna bağlı in- ce bir parçacık sabun vardır, Almanyada hayat çok pahalılaş- mıştır. ; Almanların bugün övündükleri şey Otostradlarıdır, Bayrötten Vaymara saatte 150 « 160 kilömetre ile yol ali- yorlar. Otostradların az meyli olma- sı için dağlar deldiler, bayırlar düzet- tiler... Ancak bu uzun yollarda dört beş tane benzin istasyonu vardır, te- | İefon merkezi yoktur. Yolun bazı nok- talarında taksiler nöbet bekliyor. Erkeksiz Yirmi sene evvel Kanada yaylaları 1ssızdı... Bu 1ssız yaylalarda günler- den bir gün at üstünde bit kadın be- lirdi. Çok uzaklardan geliyordu. Kadın atından indi, ufuklara göz gezdirdi. Bir saha beğendi. Beğen diği yere çadırını kurdu. Bu kadının arkasından daha yeft- miş dokuz kadın geldi. Onlarda ça dırlarını kurdular, Erkeklerden kaçıp bu ıssız yaylada çadır kuran kadınlar Brayton köyünü de kurdular, Meksikada Pueoblo kabilesi arasında bir telâş uyanmıştı. Kadınlar yalnız kız doğuruyorlardı. Erkek doğuran pek azdı. Yirmi iki kadına bir erkek düşüyordu Kabileye kadınlar hâkim olmağa başladı. İçlerinde Meksika ve Teksas üniversitesine gidenler vardı. Bu sü- retle kadınla! fikren de erkeklere hâ- kim olma”ı başladılar, Erkeklerin hiddet akça artıyordu. Kadınlara zulum etmeğe başladılar, Üniversiteyi bitiren yirmi yaşında bir kız hemşirelerine yapılan zulme tahammül edemedi. “Erkeklerin bo- yunduruğundan kurtulmaları, başla» rını alıp kaçmaları, kendilerine birer yurd kurmaları lâzımığı, 1919 de atlara bindiler, şimale doğ- ru yol aldılar, Tam seksen kişi idiler, Hepsi de üniversite mezuhuydu Ka» nadanın 1ssiz bir yaylasında köyleri- ni kurdular, Yirmi sene zarfında seksen kadının yaptığı işler şayanı hayrettir. Bugün Brayton yüz evli bir köydür. Bütün evler bir uslüp üzerine yapılmıştır. Döşemeler, halılar, eşyaları kadınlar kendi ellerile yaptılar. Köyün nüfusu iki yüz eli kadın- köy: BRAYTON kabul ediyoflar. Aralarında iki de Amerikalı kadın vardır, Erkek çocuk- | dır. yabancı kabilelerden gelenleri ds kabileyo gün- | deriliyor. Kızlar hareketlerinde ser« bes bırakılıyor. Bu kadınların erkek akrabaları köye gelip ancak bir gece kalmak hakkını muhafaza ediyorlar. Köyde bir geceden fazla kalan erkek yoktur. Evlenmek istiyn kadınlar köyden çıkıp gider. Köy kadınları ziraatle ve hayvan yetiştirmekle meşguldürler. Hepsi de fevkalâde binicidir, usta avcıdırlar, Ayı ve tilki avlarlar. Büyük bir çiflik- te kuş beslerler. Kuş tüyünden güzel mantolar yaparlar, Braytonda edib, muharrir, ressam, gazeteci, heykeltıraş kadınlar vardır. Amerikada Brayton köyünün emtiası ile sanat eserleri çok rağbettedir. Seyyah celbi bakımından da bu ks- dınlar köyü büyük bir rol oynamak- tadır. 1 — 3 hafli cinsan cildi nin sonuna 3 harfli «bir nevi toprak» 1 koyunuz. «Uzaklaştırma, kovma; olsun, 2 —3 harfli «peri» nin sonuna, bizde bilhassa fotoğrafla çekilmiş resim için kullanılan 3 harfli etemiz, berak» 1 koyunuz «delilik, olsun. 3 — 3 harfli «büyük dovuls un sonuna 3 harfli eçiftin mukabili ni koyunuz «kordon; olsun. / e Bilmecemizi doğru halledenlerden X inciye 10 lira, 2 nciye 5 lira, 3 üncüye © lâstikmürettip takımı, 4 üncü ve 5 in- ciye eş dolma kalemle bir kurşun kalem. 75 karlimize muhtelif hediyeler yerileçektir, i Yeryüzünde en çok mektup yazan adam kimdir? Bu malüm değil am- ma, en çok mektup alanın Ruzvelt olduğu muhakkak... Resmimizde Amerika reisicümhuruna gelen mektupları tasnife uğraşan kâtibini görüyorsunuz... i Cesur adam Resmi görünce: Aman ne cesur adami diyeceksiniz. Filvaki başıboş vahşi hayvanın ağzı yanında durmak her yiğitin kâri değildir. Ancak resmimizde gördüğünüz hayvan canlı değli. Pariste avcılık müzesindeki doldurulmuş hi, i popotamdır. Acaba nedir? te ve Bu beyaz beyaz tepecikler nedir? 'Toz yığınları? Hayır. Almanyanın Sigriğ adını verdiği hudud istihkâmıdır. Bu hudud tankların geçmemesi için yar pılmıştır, Tankları bu sivri taşlardan aşmamaktadır. hizmeti Bolivyadaki altın madenlerine varmak için yüksek dağlar aşmak lâzım- dır. Bu dağlardan altın istihsaline yarıyacak makineleri aşırmak bugüne kö dar kabil olmuyordu. Bugün rhakineler uçaklarla sövkediliyör,